Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

]Sevgili Mehmet Hocam (Mehmet Kolege), eşi Mürşide, değerli dostlarımız Muharrem-Nurten çifti ve biz sıkı gezginlerden sayılırız. Mehmet hocam bir müddettir karavancılar ailesine katılıp, karavan sahibi olmam için yoğun bir çaba içinde ve ne yalan söyleyeyim kanıma da girdi sayılır. Zamanlamayı ayarlayabilirsem bu işi halledeceğim inşallah. O ana kadar da "en iyi karavan, dostumun karavanıdır" ilkesinden hareketle Mehmet Hocamın karavanı ile yola devam edeceğiz gibi gözüküyor. Emektar Camper ile epey bir yol kat ettik zaten.
Mehmet Hocam, yurt içi olsun, yurt dışı olsun her gezim sonrası yapmayı bir adet haline getirdiğim gezi anılarımı bu köşede de yazmam konusunda israrcı oluyordu. Bu geziye başlamadan önce ona bir söz verdim; Bu geziyi hem onun ağzından ve hem de benim ağzımdan, gezi boyu çektiğim fotolarla birlikte, bu köşeden siz gezgin dostlarla paylaşacaktım. Gezi boyu çektiğim fotoları henüz arşivledim ve artık geziyi yazıya dökme, yani hocama verdiğim sözü yerine getirme zamanı.
Mehmet Hocamla gezimiz 5 gece olarak çakıştı. Tüm geziyi kendisi planladı ve tasarladı diyebilirim. Sonda söyleyeceğimi hemen başta söyleyeyim; Gezi mükemmeldi. Tüm gezgin dostların bu gezi rotasını, ama baharın bu günlerinde, yapmalarını öneririm.
Sizlerle gezimizi 1.günden 5. güne ve bolca fotoğrafla destekleyerek paylaşmaya çalışacağız. Mehmet hocam da herhalde aralara girip, katkılarını yapacaktır.
Evet sevgili dostlar; Gezimizi bizimle paylaşmak istermisiniz?

Mehmet Kolege-Ümit Kuru

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota


Ümit kardeşim teşekkürler.
Orta toroslar 13 günlük gezimizin ikinci yarısında,Kuru ve coşkun ağilelerin katılımlarıyla 5 gün sürdü,Yukardaki resimler Eğirdir dağcılık kulübünün şenliğinden.
Yer Isparta iline bağlı Yenişarbademli ilçesinin Melikler yaylası.
Not: Ümit Kuru arkadaşım üye olduğu halde yazışamadığı için benim şifremi kullanmak zorunda kaldı,ilerde durum düzelince kendisi devam eder.

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e bir rota. 1.gün
Başlangıcı belli bir programın, belirsiz olan sonuna doğru Mehmet hocamın Camper ile hareket ettik. İzmit, Adapazarı ve Bilecik üzerinden Eskişehir ve Frig Vadisi-Yazılıkaya gezileri yapılacak ve geceyi de Afyonkarahisar Gazlıgöl de Başaran Termal Otel de geçireceğiz. Yaklaşık olarak 440 km yol yapılacak. Sabahın bu kadar erken bir saati olmasına rağmen trafik yoğun ancak bekleme de yapmadan gidebiliyoruz; buna da şükür.
Yola devam ederken, yol kenarında gördüğüm gelincikler, bu kadar davetkâr güzellikte olunca, Mehmet hocamdan Camper’ı durdurmasını ve fotoğraf çekmeme izin vermesini rica ettim. Hocam kırmadı ve yol kenarında dizili duran ve yeşilliklerin, sarı renkte açan kır çiçeklerinin arasında dağılmış duran gelincikleri fotoğraflamam mümkün oldu. Gerçi gezi boyu daha güzel örneklerini gördüğümüz gelincik tarlalarına rastladık ama arabayı gelincikler için durdurma hakkımı buraya kullandım bir kere!
Mehmet Hocam arabanın yönünü yolumuz dışına kırınca bir sürprizle karşılaşacağımızı anladım. Bunu hep yapar ve her defasında da bir güzellik yaşatır bize. Eski bir taşköprü üzerinden geçip, deli gibi akan Sakarya nehri kıyısında kurulu bir beldeye girdik. Burası İstanbul’dan 177 km uzakta olan Bilecik’in Geyve ilçesinin bir beldesi olan Ali Fuat Paşa.

Bu belde adını ünlü bir asker ve siyaset adamı olan ve mezarı da burada, hemen köprü yanındaki camiinin bahçesinde bulunan Ali Fuat Cebesoy'dan alıyor. Aracımızı köprünün hemen kenarında olan çay bahçesine yönelttik ve durduk. Ama sabahın 09’un da burası hala açık değildi. Biz de kapalı olan kapıyı açıp içeri daldık. Ekip kahvaltılık nevaleyi hazırlarken, ben deklanşöre basıp durdum. Buradaki taşköprü 1495 yılında 2. Mehmet zamanından ve belli ki zamanında havalı bir köprü imiş. Ama yakın zamanda tadilat geçirmiş ve taşköprü üstüne metalden, zevksiz ve bu güzellik üzerinde sırıtan bir tadilat yapılmış. Bu arada çay bahçesinin hemen karşısında bir bina fark ettim. Burası zamanında Kuvayi Milliyenin karargâhı imiş ve şimdilerde müze yapmışlar.

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Ali Fuat Paşa beldesinden fotolara devam

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi Tünellerini ve sonrasında da Söğüt’ü geçip, Bozüyük’e gelmeden Mehmet hoca bir alternatif rota önerisi sundu. Gezi öncesi araştırmalar yaparken Ayakizleri grubundan Hüseyin Şişman beyin grubu ile gezi planladığı “Pazaryeri-Bozcaarmut beldesi ve Göleti’ne gidelim” diye hocaya öneri götürmüştüm. Ama sonra yol dışına taştığımızdan ve 1. günkü programda yoğun olunca ben vazgeçmiştim. Ama hoca bu! En az benim kadar çılgın, o yöne rotayı kıralım mı? diye sordu. “Eskişehir’i daha önce gördük nasılsa” diye de ekledi. Oylama da benim ve hocanın eli dışında el kalkmadı ama hoca “şoför olmanın avantajını kullanıyorum, size Eskişehir’i de, Yazılıkaya’yı da göstereceğim bugün söz” deyince rota Pazaryeri-Bozcaarmut’a doğru kırıldı. İçimden “yaşasın” diyorum.
Geyve-Pazaryeri arası 103 km ve Pazaryeri’nden de Bozcaarmut 16 km. Aslında yolu gidiş dönüş 40-50 km kadar uzatmış olduk. Pazaryeri çok ilginç bir yer. Burada direkler arasında tellerle acayip tarlalar gördük. Sonradan buraların şerbetçi otu ekimi için kullanılan tarlalar olduğunu öğrendik. Türkiye’de şerbetçi otu ekiminin yapıldığı tek yer Pazaryeri imiş. Şerbetçi Otunun ağustos ayında toplanan dişi çiçekleri ilaç sanayinde ve bira mayalamada kullanılıyormuş. Bu tarlaların arasından ve köy mezarlığının yanından geçip “Küçükelmalı mesire yerine ve gölete gider” tabelasını görünce bu yöne saptık. Burası hedef yer değil ama olsun.. İki sihirli kelime yan yana; Mesire ve Gölet. Buraya giriş paralı herhalde, kapıda kulübe var ama içinde kimse yok. Aracı ilerde park edip, daldık ağaçlık ve yeşillik alana. Karşı da bir güzel Gölet, vay anam vay! Burada yeşil ve maviden oluşmuş şahane bir manzara ve kuş cıvıltıları içindeyiz. Bıraksalar günü burada geçireceğiz. Oylamada parmak kaldırmayanlar halinden memnun.

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Pazaryeri Küçükelmalı fotolarına devam

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Yarım saat, 45 dakika sonra ekibi hareketlendirdik, hedef Bozcaarmut. Yaklaşık 10 km gittikten sonra Bozcaarmut’a geldik. Önce köy kahvesine daldık, sıcakcık, tazecik çayları manzaraya karşı yudumladık. İnsanlar çok sıcakkanlı ve yardımseverler. Kahve camına asılmış halde, her partinin milletvekili adaylarının fotoğrafları var. Ne güzel bir barış ortamı! Buraya 1884 yılında Bulgaristan’dan göçle gelenler yerleşmişler ama şimdilerde sayıları azalmış. Köy meydanında ahşap yapısı, cumbaları ve geniş bahçesi ile bir ev çok dikkat çekici. Orayı gezebileceğimiz müjdesini veriyorlar. Ev sahibi yok ama eve bakan yaşlı bir bey var. İzin verince evi gezdik. Evin her yanından yaşanmışlık akıyor ve hala da canlı. Buraya gelen, bu evi mutlaka gezsin derim. Sonrasında ise köyden 3 km kadar aşağıdaki Bozcaarmut Göletine gittik. Doğrusu bu ya, Küçükelmalı Göleti daha hoştu ama hakkını da yemeyelim, burada çok az kalabildik. Köye iyi ki gelmiş ve civarı gezmişiz. Aklım kalacaktı. Bu arada saati 14.00 yaptık. Daha Eskişehir’e gideceğiz. Kızlara Porsuk üzerinde tekne gezisi dâhil, tam bir gezi için söz bile verdik!

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Pazaryeri Bozcaarmut fotolara devam

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Eskişehir, son zamanlardaki en favori yerlerimden birisi oldu. Estetik yönü ağır basan, işi bilen ve iyi bir ekip oluşturup, halkı da yanına alan bir belediye başkanının (Sayın Yılmaz Büyükerşen), her türlü engellemelere de karşılık, neler yapabileceğinin canlı bir örneğidir, Eskişehir. Arabayı park edip, ana meydana doğru, Porsuk nehri boyunca yürüyüş yaptık. Kanal boyunca güneşlenen kızlı erkekli gençler, banklarda muhabbet eden her yaştan insanlar, metal olan ama Ali Fuat Paşa’da yapılmış olan o güzelim taşköprü üzerinde yapılan garabet yığını yanında muhteşem bir estetik yapı örneği olan güzelim köprüler, kanal üzerinde gondollar ve tur tekneleri ile bir Avrupa şehri Eskişehir. Şehir içinde gezen yabancı turistleri görünce içimden bu şehre emeği geçen herkese kocaman bir “afffeeerrrin” dedim,..
Sonrasında bir lokantaya dalıp karınlarımızı bir güzel doyurduk. En sonda ise Porsuk nehri üstünde tekne turu aldık. Fiyatı adam başı 1,5 TL ve 20–30 dakika sürüyor, hoş bir deneyim.

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Eskişehir fotolara devam

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Artık saati 17.30 yaptık. Daha buradan, Afyonkarahisar’ın Yazılıkaya beldesine gideceğiz ama pek olası değil gibi. Kızların hali olsa eminim hoca ile bana söylenecekler ama bugün hem kültür ve hem de doğa ziyafetleri yaşayınca kolları düştü, oldukları yerde uyumaktalar. Sonunda doğrudan Gazlıgöl’e gidip, ertesi gün erkenden 30-40 km kadar gerideki Yazılıkaya’ya gelmeyi ve oradan Eğirdir tarafına doğru gitmeye karar verdik.
Şimdiye kadar hep Afyon içindeki kaplıcalara gittik ama Gazlıgöl’dekilere hiç gelmedik. Burada Başaran adlı bir termal otelde yer ayırtmıştık. Odalardan 1+1 (içinde 1 yatak odası ve salonu var. Banyoda 3 tonluk havuz ve mutfak teşkilatı “kendin pişir, kendin ye için hazır. Oda fiyatı bu dönemde peşin ödenirse 70 TL) ve 2+1 (içinde 2 yatak odası ve 1 salonu var. İki aile kalabilir. Banyoda 4 tonluk havuz var. Oda fiyatı bu dönemde peşin ödenirse 100 TL) olanlardan iki tane kiraladık. Büyük olan evde akşam çayımızı içip, günün muhasebesini yaptık. Sonrasında odalarımıza çekildik, tabii ki önce bir kaplıca sefası yapıldı. Bunca yorgunluğa öyle iyi geldi ki..
Evet, küçük gezimizin ilk günü tamamlandı. Puanlarsam, 10 üzerinden 10 veririm. Başta dediğim gibi başlangıcımız belli ama araya giren rota değişikliği ile sonu belirsiz ama güzel biten bir gün oldu. Programda olan Yazılıkaya’yı gezemedik ama orası da aceleye gelmez, sevgili gezginler. Zaten iyi ki de akşama sıkıştırmamışız, ertesi gün burada da sürprizler yaşadık.
Yarın Gazlıgöl-Eğirdir Gölü rotası var..….
Gezekalın.
Ümit Kuru

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota


Ümit;muhteşem resimler ve güzel anlatımınla gezi anılarımızı yeniden yaşattın.Emeğine sağlık

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota


Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e bir rota-2. Gün

Sabah erkenden uyandık. Gece sıkıntılı uykudan dolayı dinlenmiş sayılmam ama ne gam; yollardayız ya!
Kahvaltılık malzemeleri temin etme görevi o gün bizdeydi. Ahali uyurken Camperla Gazlıgöl’ün tesisler dışındaki köy kısmına gittik. Çocukların okula gitme vakti; kimisi durakta bekliyor ve uyku mahmurluğu içinde, kimisi de yanındaki arkadaşı ile şakalaşmakta. Bizim hedefte kaymak, bal, peynir gibi kahvaltılıkları almak var ama ben o işi hocama yıkıp daldım çocukların arasına. Elimde fotoğraf makinesi olduğunu görünce pozları hemen veriyorlar.
Kahvaltılık nevalenin en haslarını, bir de ekmek fırınından kek niyetine yenebilecek lezzetteki ekmeği alarak otele döndük. Bu arada ekip uyanmış, çay bile kaynamış hazır durumda. Hemen büyük olan evin balkonuna sofra kuruldu ve kahvaltıyı ettik. Sonra da yola düşmek için toparlanmaya başladık. Ben yolda çok güzel kır çiçekleri görmüştüm. Ağır yükleri karavana atıp, baharın bu güzel hediyelerini fotoğraf karelerime hapsetmek için önden çıktım. Yirmi dakika kadar, en büyük sanatçı olan doğanın sunmuş olduğu renkleri, bazılarını tanıdığım ama bazılarını da ilk defa gördüğüm kır çiçeklerini fotoğrafladım. [attachment=3]

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e bir rota-2. Gün

Dün yapamadığımız Yazılıkaya gezisi için, yaklaşık 40 km kadar, Eskişehir yönünde geri gitmemiz gerekti. Gazlıgöl’den Kırka yönüne doğru gidip Kümbet tabelasından saptık. Yukarıda duran ve tüm vadiye ve Kümbet köyüne tepeden hakim durum da olan bu yapı çok güzel gözüküyor. Köye de ismini bu Kümbet vermiş. Seyitgazi ilçesine bağlı olan bu köyde, kümbetin hemen yanında bol miktarda Selçuklu mezarları var. En güzel olay ise Kümbetin yeşil otlarla bezeli damında bulunan leylek yuvasını görmekti. Buraya öyle bir hava veriyor ve öyle güzel fotoğraflık malzemeler çıkıyor ki, ben buradaki neredeyse tüm gezi zamanımı yuvada bulunan leylek ve yavrusunu fotoğraflamaya ayırdım. Yuvaya birde başka leylek gelmesin mi? Anne baba ve yavrusu üçlemesi tamamlandı. O leyleklerin gagalarını oynatarak çıkarttıkları lak-lak sesleri ortamı iyice renklendirdi

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota

Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e bir rota-2. Gün

Frigler aslında MÖ 1200'lerde Trakya ve Boğazlar üzerinden Anadolu’ya gelen ancak MÖ 750'lerde ortaya çıkan topluluk. Özellikle Eskişehir, Afyon, Sakarya vadileri ve Ankara civarlarında hüküm sürmüşler. İşte Kümbet’ten 10 km kadar mesafede bulunan Yazılıkaya, Frigya’lıların en önemli dini merkezlerinden bir yer. Kim bilir büyük ve efsanevi Frig Kralı Midas bu yolları kaç kez arşınladı? Milattan önce 6 yüzyıla tarihlenen bu yerde, geçen gidişimize göre çeşitli düzenlemeler yapılmış. Aracınızı köye girmeden yeni yapılan bir otoparkta bırakmanız gerekiyor. Köyün içine doğru kısa bir yürüyüş yaptık. Etraf, gözümüzü neredeyse kamaştıracak parlaklıkta bir yeşille kaplı. Atlar ve inekler bu yeşilliklerle ziyafet çekiyorlar. Yazılıkaya (Midas) anıtını 1800’lü yıllarda bir İngiliz subay buradan geçerken tesadüfen keşfediyor. Bu antik alana giriş biletli ama o gün kimsecikler yoktu ortada. Doğudan girişte sizi ilk karşılayan Midas anıtı oluyor. Bu anıtın alanı 400 m2 imiş ve boyu da 17 mt. Bu anıtın ortasında 5 mt genişlikte 1-1.5 mt derinlikte bir niş var ve burada zamanında Frig’lerin ana tanrıcası Kibele’ye ait bir heykel vardı diye düşünülüyor. Uzaktan bir mezar odasını andıran bu dev yapı üstünde hala çözülemeyen üöç yazı ve ortada geometrik şekiller var. Bilim adamları burada ne yazıyor bulamamışlar ama yöre halkı bu yazıyı çözmüş; onlara göre burada “karşıda dünyanın en büyük hazinesi var” yazılı ve onlarda anıtın karşı hizasına gelen yerleri delik deşik etmişler. Hey Allahım!

Ynt: Baharı Camper'la Kovalamak; İstanbul'dan Beyşehir'e Bir Rota



Bu anıtın sağından yürümeye başlayarak önce tüfden kayaları işlenmesi ile yapılan Kırkgöz kale, devamında sarnıçlara giden merdivenler ve bitmemiş anıtı gördük. Aşağıya doğru giden patika yolu takip edip Friglerden kalma ve hala akan bir çeşmeye uğrayıp kana kana suyumuzu içtik. Şimdilerde merdiven yapılan yokuş yukarı yolu çıkıp, zamanında kurbanlar kesilen ve tüm vadiyi ayaklar altında bırakan bir kaya terasta soluklandık. Burası antik alanın batısı ve gün batımı harika oluyor. Yeşilliklerle kaplı alanı kat ederken yağmura yakalandık ve hızlanmak zorunda kaldık. Ben buraya sadece alanı gezmeye gelmemiştim; burada daha önceden rastladığım “ağlayan gelin” adlı çiçeği de arıyorum. Geçen gelişimde çok güzel örneklerine rastlamış ve fotoğraflamıştım ama bir taraftan yağmur, bir taraftan yoğun program olunca, en tepedeki kaya tahtlarını görüp, kaya mezarlarının önünden geçip alanı terk ettik. Aracımızla Kümbet ve Yapıldak vadilerini geçip Afyonkarahisar ana yoluna bağlandık.