Devam ediyoruz..Mostar köprüsünü hemen geçince Restorantın içinden köprünün altına iniş var.Kalabalık bir şekilde oradan da seyredenler kervanına katıldık.
Mostarda cesaret göstergesi olarak köprüden atlamak için sırasıyla 2 kişi çıktı.İlki güzel bir atlayış yaptı.Digeri vazgeçti. Suyun bu renkte olmasının nedeni sanırım hem derin olması hemde tabanda varolan sedimentler,organikler ve parçacıklardır.
Saat 17.30 da Saraybosnaya gitmek için çıktık.125 km yolumuz var.Yol tek şerit .Neretva nehri sol tarafımızdan haşmetli bir şekilde akıyor.Dubrovnikten aldıgımız iri-sulu elmalardan eşim yıkadı iştahla yiyoruz.Jablanica kasabasından geçiyoruz.
Bogaz köprüsünün minyatürünü Neretva nehri üzerinde Ostrozacta gördük.Saraybosnaya (sarajevoya ) 49 km yolumuz vardı.Soluklanmak için mola verdik.
Saat 19.45 de Saraybosnaya geldik.Girişteki Mc Donalds da otoparkına parkettik.Budada wi-fi de vardı.Aynı zamanda Radon Hotel plaza otelinin park yeri idi.Bu akşam 4 yıldızlı otelde ;D ;D yıldızların altında kendi karavanımızda konaklayacaktık yani..
....Menümüzdeki yemegi Barbunya,Pilav ve kızımın yaptıgı salatayı yedik.....
Yarın gezecegimiz Saraybosnayı hava kararmadan bir öngezi yapmak için karavanımızla çıktık.
Sarajevo , savaşın izi en çok hisseden en uzun süre kuşatma yaşayan yogun çatışmaların sürdügü bir şehirdi.
-Binalarındaki bir çok heykel benim dikkatimi çok çekti. Güzel süslemişlerdi ve tarihi havasına daha çok uygundu.
-Bir de Çok kitapçı gördük. Kitap okumakla çok ilgilenen bir toplum demek ki.
-Önünde durmadan ateş yanan Bina da çok enteresandı.
Saraybosna'nın meydanına geldiğimizde karnımız acıktı ve meşhur böreklerinden birer tane alıp birer tane de çay ısmarlayıp afiyetle yedik. Sonra'da Köprülerine doğru ve kurşun delikleriyle dolu binalarına doğru kısa bir yürüyüş yapıp fotoğraflar çektik.
Nehrin kenarındaki kurşun izleriyle ve tüm heybetiyle duran binaları görünce bir de meşhur tünelini ziyaret etmeden olmaz dedik. Ama nerede olduğuna dair en ufak bir fikrimiz yoktu. Birkaç kişiye sordum.
Türkçe bilmiyorlardı. İngilizceyi çok iyi bilen bir kitapçı kadın ile anlaşmayı başardım.
Bize Nereye gideceğimize dair ayrıntılı bilgiler verdi. Ufak bir hava alanı vardı saraybosna'nın öteki çıkışında. Orada olduğunu söyledi.
Eğer tramvay yolunun yan tarafından takip edersek oraya ulaşacağımızı söyledi. teşekkür ettik. Ve işi şansa bırakmamak için navigasyonu kurduk.
E, dile kolay. Koskoca karavan ile yanlış daracık bir yola girmek çok büyük risk. Çıkmak zor. İşi şansa bırakmamak lazım.