Gerçekten çok kötü bir durum. Geçmiş olsun.
Ben, bizim durumumuzu her konuda "laf dinlemeyen yaramaz çocuk" sendromu ile açıklarım. Her halimize cuk oturur. Şöyle: Bir çocuğa, "sobaya dokunma elin yanar" dersiniz. Bir kısım çocuk başkalarının tecrübelerinden yararlanmayı bilir ve dokunmaz. Bir kısmı ise, laf dinlemez, aldırmaz, düşünmez, gider sobayı illa ki eller. Anca o şekilde öğrenir.
Anlattığınız durum da bunun gibi. Böyle bir problemin olmaması için, bu gibi senaryoları baştan düşünecek ve tedbirini alacak, gerçekleşirse izlenecek yolu tespit edecek kişiler, bu işleri ellerindeki yönetmeliğe bakarak uygulayan sorumlulardır. İşleri araç muayenesi, TSE onayı, ruhsata işleme, vs. Ama bir tanesi de, "yahu şöyle şöyle bir şey olursa ne yaparız" diye düşünmüyor. Ta ki başlarına gelene kadar. Başa gelince de çözüm yok tabii. Vatandaşa bindir gitsin. Oysa bu insanlar, sorun görüp çözüm geliştirmek için de maaş alıyorlar. Çünkü bu işlerle her gün birebir muhatap olup, sorunları algılayan, gören, şahit olan onlar. Bir kaç defa o el sobada yanacak, ondan sonra "belki" bir gün birisi bir çözüm bulacak, o çözüm yönetmeliğe girecek, vs. Ama illa ki O EL YANACAK!