Aslında bu konu karavan camiasında pek dillendirilmese de ilk karavanı alırken dizilimin (layout) önemi ortaya çıkıyor.
Biz karavan alırken sadece kişisel kullanımımıza göre düşünüp alıyoruz. Bakıyoruz öndeki yatağın altı depo, ooo ne güzel bagaj alanı var, arka tarafta da mutfak ve wc var; yatakla wc arasında mesafe var, çok iyi diye düşünüyoruz. Ama aksın arka tarafında hatırı sayılır yükleri koyacak yer olmadığında ön tarafta ne kadar bagaj alanı olduğunun bir önemi kalmıyor.
Bizim karavandaki yatağın boyutları 140 cm x 200 cm; altında da 45 cm boşluk var ama hep bu burun ağırlığını ayarlayabilmek için oraya sadece yükte hafif olan hacimli şeyleri koyabiliyorum. Ne 27 kg'lık gazebo çadırı koyabildim, ne küçük mutfak tüpünü, ne de içme sularını. Hatta öndeki büyük tüpleri ve yatağın altındaki ıvır zıvırlarımı dengelemek için arkadaki mutfağın altındaki dolaplara su bidonlarını, küçük tüpü falan koydum. 50 lt'lik su deposu aksın biraz gerisinde olduğu için onu da dolu tutuyorum genellikle.
Ben bu burun ağırlığını hızlıca ayarlamak için bir kaç kişiden yardım alıyorum. Birisi baskülü gözlemliyor. Ben ve gerekirse bir başkası karavanın içine girip yükleme yapabileceğimiz noktalara yakın duruyoruz ve bu şekilde ön ağırlığı kontrol ediyoruz. Ona göre arkaya koyulabilecek şeyleri düşünüyorum.
Karavanı biraz kullanınca diğer karavanların dizilimlerine daha farklı bir gözle bakmaya başladım. Çok güzel karavan dizilimleri var ama arka tarafında yükleme yapacak hiç yer kalmamış. E o zaman bu, öne de yatak-yorgandan başka bir şey koyulamayacağı anlamına geliyor. Tecrübesiz birisi bir de gereksiz yere yüksek kapasiteli şase için ekstra para verirse parasını çöpe atmış oluyor. Zira o 300-500 kg yükleme kapasitesinin yanına bile yaklaşamazsınız o dizilimlerle.