İlk karavanım olan Güney Maksi'nin gri su tankı yoktu. Lavabodan aşağıya boru ile doğrudan boşalıyordu. Toprak zemine park ettiğimde, borunun ucuna kampçı küreğim ile kova hacminde çukur kazıyordum. Toprağın yapısına göre değişen oranda suyu emiyordu. Kendimizi suyu taşırmayacak şekilde ayarlıyorduk. Bölgeyi terk ederken çukurun kenarına yığdığım toprak ile çukuru kapatıyordum. Beton zemin, ya da asfalt üzerinde yol kenarlarında park etmek zorunda kaldığımda ise plâstik kova ile işimi hallediyordum.