Ynt: Dacia Duster Muhabbet Köşesi
Bu arada dikkatimi çeken bir hususu da sizlerle paylaşmak isterim.... Markanın Dacia olması birçok kişiyi bu aracı almaktan alıkoyuyor. Bazı illerde marka fanatizmi had safhada (Örneğin Denizli böyle). Bir de "alırsam elimde kalır" endişesiyle, tek atımlık barutu olan ortahalli yurdum insanı bu aracı almakta çekingen davranıyor. Fakat gittikçe bunun yıkıldığı da görülüyor.
Arkadaş "Dacia da alınır mı" "son sahibi ben mi olayım" filan diye uzak duruyor. Fakat birileri vızır vızır binmeye devam ediyor. (Burası latife... Kendi aracı tertemiz duruyor, çünkü sık sık benzinliğe gittiğinden yıkatıyor; gördüğü Dusterlar kir pas içinde, adam benzinciye ayda bir bilemedin 15 günde bir gidiyor. :
) Ayrıca aracın diğer araçlar gibi alınıp satıldığını da görüyor.... Bu, Duster'ın pazar payının azalmayacağı anlamına geliyor.
Bir başka husus da, Duster'ın arazi kabiliyetinin, hafif off roadı ve dolayısıyla doğayı seven yurdum insanının istediği düzeyde olduğunu halkımız görüyor. Örneğin, geçen pazar günü çok kötü olmayan, ama birkısım 4x4 lerin girmeye cesaret edemediği orman yolarında epeyce gittik ve yolun kayma dolayısıyla tehlikeli olan bir yerinde durduk; yola yayan devam ettik, biraz gidip geri döndük vs. vs..
O arada 50-60 kişilik bir grup trekkingci zirve yapmış dönüyorlardı. Arabaya hayretle baktılar. Birkaçı foto bile çekti, birkaçı "vay be, buraya kadar gelebilmiş" dedi. Tabii bu insanlar yeniyetme değil belli bir ekonomik düzeyde olan insanlar. Duster'ın performansına birçok yerde birçok kişi tanık oluyor. Dolayısıyla marka fanatizmi yavaş yavaş yıkılıyor.
Benim yaşadığım ilde 6-7 ay öncesine kadar yollarda hiç Duster ile karşılaşmazdık. Azdı yani. Şimdi, en az iki üç tane Duster görüyorum her sabah işe giderken.