Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Sayın Enverdede, yakın takibiniz için teşekkürler.. Yazınızda ne kadar da haklısınız..Örneğin dün akşam Güllük'e gittik..Yine 1995 ile karşılaştıracağım...O tarihte sahilde tek bir yol vardı ve bu yol iskeleden 100-150 mt sonra biterdi.. Yolun sağında 1-2 restoran, çayhane vardı..Güllük'ün bu kesimi tipik bir Anadolu sahil köyü görüntüsündeydi...
Bugünkü Güllükte denize nerede giriliyor bilemiyorum..İstanbul Boğazı'nda ki gibi her köşede kat kat yalıya benzer binalar yapılmış...Yani sahil burada da istismar edilmiş..Bir Gündoğan'a baktık , bir de buraya..Öyle büyük fark var ki..Güllük, halen daha "köy" havasından kurtulamamış ve turistik olma yolunda alması gereken mesafe var.
Ancak , ilginç bir olay nakledeyim.. Akşam yemeğini yemek üzere merkezde bir pidecide oturuyorduk..Siparişimizi verdik, pişirilmesini bekliyoruz masamızda..İftara da dk.lar var.. Hemen 6-7 mt ilerimizde ki fırının damından korkunç 2 patlama sesi ile yerimizden hopladık adeta..Bomba atıldı bir yere diye düşündüm 2-3 saniye kadar ama sonra uyandık..İftar topuymuş meğerse.. Gülmeğe başladı..Çocukluğumda Ankara'da iken ramazanda kaleden iftar topu atılırdı , bunu biliyorum..Seneler sonra ilk kez burada şahit oldum yine, hem de bu kadar yakınımızda iken..
Güllük'te ki yeme içme fiyatları Gündoğandan çok ucuz..Yani Güllük emekli,işçi , memur muhiti gibi düşünülebilir..Belediye sivrisinekle ilaçla mücadele ediyor..
İşte Güllük'ten bir kaç kare.

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Her ptesi Güvercinlik'te semt pazarı günüymüş.. Yine her ptesi günü bir pazarcı kamyonetiyle kampa gelip ürününü sattı.."Ayağa hizmet" anlayacağınız...Kamyonetten kasalar dolusu sebze ve meyveler yere indirildi ve tezgah gibi sıralandı..terazi de en başa oturtulde,yere...Bir anda kampta ne kadar hanım,erkek varsa kasalara hücum etti.. Köylünün ifadesine göre sebzeler kendi ürünü yani organikmiş..O niyetle aldılar arkadaşlar artık..Renk ayırımı olmaksızın üzüm 4 TL, şeftali 2 TL, elma kadar iri kırmızı erikler 2 TL nasıl sulu anlatamam.Domatesler iri ve 1 TL...

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Selam,
Bodrum'u nedense oldum olalı sevmemişimdir.
Yeşili çok az,ağaç ise neredeyse yok diyebiliriz.
Merkezi ise nerede maceracı var ipini koparanın doluştuğu vıcık vıcık diskolarda tepinenlerin,sokaklarında Bodrum'a geldik nasıl manita ayarlarız diye aval aval doluşan insan yığınlığı,bıtkınlığı ile bıktıran kendine has bir varoş topluluğundan öteye geçemez.
Yani bu tespitim sadece 1 kez gidipte değil,her gidişimde aynı etkiyi bıraktığındandır.

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Mazı'ya gitmeyi düşünerek dün internette araştırdım..Nerededir,nasıl ulaşılır..vs. diye..MAZI SAHİLMPANSİYONdiye bir site buldum..Tel. no. aradım ve yol tarifi aldım..Bizim kaldığımız Güvercinlik'e 33 km gidiş mesafede..33 km de dönüşü hesapladık ve vazgeçtik..Asıl vazgeçiren tarafı yolların Bodrum ve civarına hiç yakışmaması... Derme çatma bir asfalt..yama üstüne yama yapılmış...Hiç ummadığınız bir yerde bir tümsek çıkykarşınıza..Hurdası çıkıyor arabanın.

Bodrum'un içi malesef dediğiniz gibi çok kalabalık..Birbirne değmedenyürmek imkansız gibi..Bu yaantıyı biz de sevmiyoruz ama, biz Bodruma 22 km dıştayız..Canımız isterse gidiyoruz hem de o vıcık vıcığın içine değil..

Dün akşam Turgut Reis ve Akyarlar tarafına gittik..
Turgut Reis zaten , Bodrum içinde Bodrum halinde..Ayrı bir şehir.. Bodrum'a 13 km uzaklıkta ..
Akyarlar'ın ayrı bir etkisi vardır bizde..Ama artık nefret kaynağımız oldu..Eşim , üniversiteden mezun olduktan sonra girdiği işde aldığı ilk maaşı ile bir ahbapının tavsiyesi üzerine bir yapı koop.ne üye olmuş..Bir kaç sene sonra koop.yöneticileri toplanan 40 000 Tl ile kayıplara karışmışlar..Yeni yönetim de kendilerine emeklilik maaşı sağlamaya yönelik faaliyet gösterince yaklaşık 200 den fazla üyesi olan koop. başa bela oldu..Uzun seneler sonra arazinin bir kısmı satıldı ve üyelere bir avuç para verdiler...vs.. Dün olan biteni görmek için gittik Akyarlar'a ve içimiz burkuldu..Arazinin en güzel yerine İstanbul'da ki Hilton otelinden büyük bir otel yapılmış..Oteli görünce Koop. üyelerine verdikleri bir avuç paradan fazlasını yedikleri de belli yöneticilerin.. Halen üyeleri yemeğe devam ediyorlar..
Yolumuza devam ettik..Zaten yol da maşallah Bağdat caddesi gibi vızır vızır işliyor...Ve de son derece bozuk, nalet bir yol..Ama manzaralar tablo gibi..
Geç vakit kampa döndük...Ama cildimiz yapış yapış olmuştu..Sözde Bodrum'da nem yok ama İst.da ki kadar yok tabi..Bizi kesse kesse deniz keser dedik ve gece 22.30 da bir banyo daha yapıp aklandık..Burada adet edindik gece banyolarını , bakalım İst.a dönünce nereye gireceğiz

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Mazı'ya gitmekten iyiki vazgeçmişsiniz. Geçen yıl gittiğimde yollar biraz bozuktu. Bilhassa Mazı-Çökertme arası.
Bu yıl düzeltilmiştir düşüncesi ile tekrar gitmeye karar verdim ve Mumcular'dan, Ören'e kadar yol son derece bozuktu. Karavanda herşey birbirine girdi.


İyi geziler dilerim.

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

Bunca senelerdir karavanla kampinglerde kaldım , unutulmaz doğa manzaralarına şahit oldum..Bunları çoğunlukla tasvir ettim burada ve başka yerlerde..Ancak bugün bir yol üstü dinlenme tesisini anlatmak zorundayım.

Akhisar'dan Balıkesir'e doğru 33 ncü km de, ters yönde de 55 nci km de, içinde SHELL istasyonu barındıran ve adı CEREN TUR olan bir dinlenme tesisine girdik , 28.07.2012 pazar günü..Burası olabildiğince geniş bir alan üzerine kurulu , yolun hem gidiş hem de dönüş yönünde karşılıklı pozisyon almış sıcak mı sıcak bir lokal..Arabayı park edip yazlık dış salonla karşı karşıya geldiğimde masa ve koltukların farklı bir disiplinle dekore edildiğini anlamak zor olmadı..Ben turizmden emekli olduğum için çalıştığım dönemde grup götüreceğimiz oteli ziyaret ederken önce odaları ve WC lerini tetkik ederdim..Gözüm keserse grubu bu otele götürebilirdik..Burada da zaten ihtiyaç da vardı ve WC ye girdim.. 5 Yıldızlı otel WC sinden farksızdı..
İlginç olan başka bir şey daha dikkatimi çekti..Ünlü otobüs firmalarının dinlenme tesislerinde bile batı müziği yayını yapılmazken burada sürekli 1960-70 li yılların batı pop müziği yayımlanıyordu.
İçeri girdiğimizde bir ilginç köşe ile daha karşılaştım..O da kütüphane olması..Aslında buraya gelenler kitap okuyacak kadar uzun zaman kalmasalar bile karavan/kampervanla gelip gece geçirmek çok mümkün olduğundan kütüphanenin sıcak ortamından faydalanılabilir de.
İçte ki kışlık salonda masalar itina ile dekore edilmiş..Masa üzerinde bir vazo ve içinde çiçekler.

Biz dışta ki yazlık yerde kendimize bir masa seçip oturduk..Tam karşımızda tümü beyaza boyanmış bir bisiklet bize sanki göz kırpıyordu..
Bina içinde bez torbalara konmuş tarhana da bana çocukluk yıllarımı hatırlattı..Rahmetli babam kış günlerinde akşam yemeğinde tarhana çorbasına bayılırdı , kase kase yerdi..Annem de daha yazdan başlardı tarhanayı kendi elleriyle yapmağa..Nur içinde yatsınlar.
Toprak kaseler içine mayalanmış kaymaklı yoğurt benim favorimdi ve dayanamadım , yoğurt uyku getirir deseler de ben inatla yanında bir porsiyon ıspanaklı kol böreğini afiyetle yedim.
Yolda olduğumuz için , bugünlük orucu bozmak zorunda kaldığımı da ima edeyim bu arada.
Dinlenme tesisinde fiyatlar da bence normaldi..Cam bardakta çay 1 TL , Ispnaklı börek 3 TL , yoğurt 3 TL....ceren menüde şunlar var..özel soya soslu yarım piliç+nohutlu pilav+ayran ve bir şey daha vardı ama unuttum..hepsi 10 TL.
Buraya kampervan , karavanla gelip gece konaklamak çok mümkün..alan çok geniş..Tek sorun işlek bir yol üstü olmasından dolayı kamyon,otobüslerin gürültüsü olacaktır.

Ynt: Foça'yı hiç bu kadar sevmemiştim.

15 Gün süren tatilimizin ilk bölümünde her 2 Foça arasında kalan Sazlıca kampingi ve sonrasında da Bodrum / Güvercinlikte ki Kaya kampingi tanıdık..Güvercinlik, bitip tükenmeyen rüzgarı ile tatilimize damga vurdu..Bodrum gibi çok sıcak bir yerde bu rüzgarın bize "ilaç" gibi geldiğini belirtmek gerek.."Sıcaktan bunaldım" .. , "off yahu bu ne sıcak" diyemedik hiç bu rüzgar sayesinde..İlk günlerde denizde ki dalgalanmanın rüzgarla başlayıp bittiğine hükmetmiştim ama sonraları daha sabahın köründe başlayan rüzgara rağmen denizin çarşaf gibi olmasından düşüncem değişti..Ancak denizin bu sakinliği saat en geç 11.30 a dek sürüyor.Ama biz dalgalı denize girmeğe,,yüzmeğe burada alıştık.
Güvercinlikte gece de oldukça güzel manzaralar verdi. Dolunayı da görseydik keşke ama erken ayrıldık..İşte bazı gece kareleri.

Ynt: Foça'yı Hiç Bu Kadar Sevmemiştim.

AMAN DEYİM GİTMEYİN!

Merhabalar, bu sitedeki yorumları çoğunlukla önemser ve tercihimi o yönde yaparım ama bu mekan konusunda oldukça yanıldım ve deneyimimi sizinle paylaşmak istiyorum. üstteki girdi ve kendi internet sitesinde herhangi bir uyarı bulunmamasına rağmen (ayrıca hiçbir forumda ve blogta da yer almıyor) kilometrelerce yol gidip kampa vardığımda "damsız" giremeyeceğimi söylemiştir. yıllardır karavan kampingleri gezmeme rağmen ilk defa böyle bir şey ile karşılaşıyorum. böyle bir uygulama yok. tam öğlen saatlerinde güneşin en kavurduğu saatlerde mekana varabildim, daha girer girmez kovar gibi konuşmalar (gibisi fazla belki) saygısız ve yavşak gülmeler... Bir de bomboş mekanda "yerimiz var mı neden sormuyorsunuz?" demez mi! o güneşin altında onca yolu bir su içemeden dönmek zorunda kaldım. eğer uygun bir dille bir dakika olsun oturmama fırsat verilerek anlatılsa yine bir nebze anlaşılır (aslında anlaşılacak bir yeri yok). Ancak bir su içemeden onda kilometreyi geri dönmek zorunda kaldım. gezgin adam atar çadırını takılır kendi halinde, ancak bu dinci gerikafalılar insana bir suyu çok görürler. evet taktım çünkü çok susamıştım ve güneş çok yakıyordu. bu kafaya sahip bir İŞLETME biz gezginlerin listesinden kesinlikle çıkmıştır.

Read more: http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=98043.0#ixzz38McJ2NuT