Ynt: Frig Vadisi Turumuz (27 Nisan - 02 Mayıs 2012)
Ansiklopedik bilgi:
Hititlerden sonra Demir Çağı’nda Anadolu’daki egemen güçlerden biri olan Friglerin 11. yüzyılın ortalarında Boğazlar üzerinden Anadolu’ya geldikleri sanılmaktadır. M.Ö. 8. yüzyılın ortalarında merkezi Ankara yakınlarındaki Gordion (Yassıhöyük-Polatlı) olan bir krallık kurmuşlardır. Burada yapılan kazılarda Frig uygarlığına ait pekçok bilgi ve bulgu elde edilmiştir.
Frigler flüt, simbal gibi müzik aletlerinin de bulucusudurlar. Günümüzde batı müziğinin pek çok eseri “Frig Gamı” ile yapılmaktadır. Ayrıca çocukların ilgiyle izledikleri hayvan hikayelerinin bir kısmı da onlardan kalmıştır. Kökeni ve nasıl geliştiği bilinmeyen ve halen tam olarak anlaşılamamış kendilerine özgü bir yazı sistemleri vardır. M.Ö. 7. yüzyılın başlarında Kafkaslar’dan gelen Kimmerler’in saldırıları sırasında Gordion’un yıkıldığı ve yağmalandığı bu acıya dayanamayan Kral Midas’ın öküz kanı içerek yaşamına son verdiği antik Yunan kaynaklarında bahsedilmektedir. Frigler Batı kaynaklarında daha çok efsanevi kralları Midas ile ilgili öykülerle tanınır.
Midas hakkındaki tarihi bilgileri, Assur yıllıklarından, Antik Yunan edebiyatından arkeolojik buluntulardan ve devrin yazıtlarından öğrenmekteyiz. Özellikle Eusebios tarafından yazılmış olan Kronolojide, Midas’ın M.Ö. 738-686 tarihleri arasında hüküm sürdüğü belirtilmektedir. Julius Africanus ise Midas’ın ölümünü M.Ö. 676 olarak vermektedir. Bunun yanında Midas’ın adı, ünlü Assur kralı2. Sargon’un (M.Ö. 721-705) yıllıkları ve mektupları arasında da geçmektedir. Mektuplarda, Midas’dan Muşki Kralı Mita olarak bahsedilmektedir. Anadolu’da Assur’a bağlı, yerel bir kral olan Midas’ın, kendi dış politikasını yönlendirebilecek kadar egemen bir kral olduğu da bu mektuplardan anlaşılmaktadır.Bunun yanı sıra, M.Ö. 709’a tarihlenen bir yazıtta, kendinden; “benden önceki krallara boyun eğmeyen Mita” şeklinde bahsedecek şekilde güçlü bir devlet adamı ve Friglere altın çağını yaşatmış öncü bir liderdir. Herodot ünlü tarihinde, Midas’ın Delphi’deki tapınağa adaklar yollayan ilk ‘Barbar’ olduğunu belirtmiştir. Midas’ın, Batı Anadolu’daki Aeolis bölgesindeki Kyme (Bugünkü Aliağa Namurt Limanı) şehri Kralı Agamemnon’un kızı Hermodike ile evlendiği ve ilk sikke basımının bu olay ile bağlantılı olduğu konusunda bilgiler bulunmaktadır.
Gordion’daki tümülüslerin yüksekliği 5-6 m’den 53 m’ye kadar değişmektedir. Gordion’daki Amerikan ekibinin 1957 yılı çalışmaları sırasında bu tümülüslerin en büyüğü kazılmaya başlanmıştır. 70 metrelik bir tünelle tümülüsün mezar odasına ulaşan Prof. Rodney S.Young ve ekibi, odanın daha sonraları M.Ö. 720 yılında kesildiği anlaşılan ardıç tomruklarından oluşan duvarlarını açtıklarında, gördükleri manzara karşısında şaşkına dönmüşlerdir. Mezar odasında gözleri kamaştıran mezar hediyelerinin arasında, 500 yaşındaki bir çam ağacı kütüğünden tek parça oyularak yapılmış bir ölü yatağının üzerinde, 1.59 boyunda bir iskelet bulunmuştur. Odada çok sayıda ölü hediyeleri ele geçirilmiştir. Bunlar arasında dokuz masa, iki kakma paravan, üç büyük bronz kazan ve 166 adet küçük bronz kap ile 154 fibula (çengelli iğne) bulunmaktadır. Mezar odasında bulunan eserlerin çoğunluğu Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndedir. Daha sonraki incelemelerde 60 yaşlarında öldüğü sanılan bu kişinin, adı efsaneyle özdeşleşen kral Midas olduğu anlaşılmıştır. Ancak efsaneye göre her tuttuğu altın olan kral Midas’ın mezarında yüzlerce madeni eşya olmasına karşın bir tane dahi altın esere rastlanılmamıştır. “Eşek Kulaklı” olarak tanınmasının nedeni kafatasının incelenmesi sonucu, Kuzey Suriye’de bazı hanedan çocuklarında uygulandığı gibi doğumdan sonra başının bağlanarak kafatasının geriye doğru biçiminin değiştirilmesinden dolayı ya da kulağının aşırı tüylü olmasından olabileceği öne sürülmüştür. Anadolu’da geniş bir coğrafi alanı kontrol eden dillere destan zenginliği ile güçlü bir kral iken 7. yüzyılın ilk yarısında Kimmer istilasında yenilerek Gordion’u kaybetmesine üzüldüğü için boğa kanı içerek hayatına dramatik bir şekilde son vermesi onu antik çağın efsane kahramanlarından biri haline getirmiştir.
Derya ya aldığım 4 sayfalık çıktıyı okuduktan sonra bak gördün mü Midas ı siz öldürmüşsünüz(Kafkaslar dan gelen) dedi.
Frig uygarlığını incelemek araştırmak çok keyifli Midas ın kulakları hepimizin beyninin bir köşesinde sürekli durmakta.Bu geziye çıkmadan önce göreceğim bölgenin büyüklüğünü kavramakta çok yetersiz olduğumu geldiğimded haha net anladım.Anadolu da bu kadar büyük bir medeniyet kurmuş Frig ler 2-3 günde keşif bile yapamazsın biz bunu Midas a geldiğimizde gördük.Midas anıtını arkasında ki yüksek tepeye çıktığımızda etraftaki peri bacası tarzındaki oluşumu görmemiz ve gördüğümüz kısmın büyüklüğü en azından beni çok şaşırtı,iki vadi arasında sanırım ortasından geçen nehiri-dereyi hayal ettiğimden olsa gerek bu bölgede çok gezmem gerekir diye düşündüm.Ihlara vadisini 1 günde baştan sona yürüyerek bitirmiştim ama burası, bu coğrafya o kadar büyük ki bitmez gibi geliyor insana,tabi bunun için Frig lere aşık olmak da gerekiyor bu yüzden de onlarla ilgili çok eser araştırılmalı ve parça parça hiç uzaklaşmadan bitirilmeli.Sanırım bu anca karavan tarzı bir araçla yapılabilir o kadar yorgunluktan sonra insanı bir keyif çayı içip yatası geliyor,biz böyle alıştık ta ondan
Midas anıtı ağaç kalaslarla çevrili olduğu için net ten bulduğumu ekledim.