Giresun

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan illustre Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 12
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 8,164

illustre

Kamp I
Mesajlar
133
Tepkime Puanı
1
Asagidakilere ek olarak Gümbet (ya da Kümbet veya Bektas) Yaylasini da gormenizi siddetle tavsiye ediyorum ;) hatta Gümbet'e de cikmadan Giresun'dan gecmeyin mumkunse :smiley:


GIRESUN

GIRESUN TARIHCESI

Giresun, Anadolu'nun kuzeydoğusunda, yeşille mavinin kucaklaştığı Karadenizin inci kentlerinden birisidir. Şehir, denize doğru uzanan yarımadanın üzerinde yer almaktadır. Yarımadanın karşısında Karadenizin tek adası olan Giresun Adası (Aretias), kentin bir kolyesi gibi durmaktadır.
Şehrin nerede kurulduğu ve kimler tarafından iskan edildiği konusu tartışmalıdır. Bu tereddüt M.Ö. 350 yıllarına ait kaynaklarda da yer almaktadır. Coğrafyacı Strabon, Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun kentinin olduğu yerde kurulduğu üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien Farnakia'nın eski adının Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinoplular tarafından kurulduğunu yazmıştır.
Şehir hakkında Roma, Bizans ve Rum Pontus İmparatorluğu dönemine ait tatminkar bilgiler yoktur.

eski1b.jpg


Eski Anadolu tarihi araştırmalarında, şehir ve kasaba tarihlerinde dil incelemeleri sonucunda, bu bölgede M.Ö. 2000'li yıllardan beri Türk varlığının mevcut olduğu anlaşılmıştır.

M.Ö. 7.y.y.da İskitlerin Karadenize göç etmesi ile Oğuz unsurları da bu bölgeye yerleşmişlerdir. Bu bölgede Oğuz boylarından Yazır, Döğer, Avşar, Karkın, Halaç'ların; Akhun, Kuşan, Peçenek, Hazar, Hun, Kıpçak Türklerinin yerleşimi mevcuttur.

Karadeniz bölgesinde, ilk ve orta çağlarda, İskit, Kimmerler, Hun, Hazar, Bulgar, Uz, Peçenek göçlerinin sonucu Türk iskanının olduğu, Karadeniz ağızlarının fonetik ve morfolojik yapısıyla birlikte yer adlarından da anlaşılır. Giresun'un batı yakasındaki Çıtlakkale mahallesinin adının Deliorman ve Selanik civarından gelerek buraya yerleşmiş olan Türk topluluğu Çıtaklardan geldiği, bölgede konuşulan lehçenin ve kültür unsurlarının Çıtak ve Gagavuz Türklerinin ki ile benzerlik gösterdiği görülür.

Hitit İmparatorluk dönemi tabletlerine dayanan tarihi kaynaklarda, Giresun'un Azzi Bölgesi sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Karadeniz bölgesinde 90'a yakın koloni şehri kuran Miletoslular, Giresun ve Tirebolu şehirlerinin de kurucularıdır. Amaçları bu bölgeyi kendilerine yurt edinmek olmayıp, buraların her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmekti. Bu yüzden yerleşim birimlerinin korunabilecek kısımlarını alıp buralara yerleşmişlerdir.

Çevresinde önemli gümüş ve demir üretim yerleri olan Giresun'a Romalılar tam bir hakimiyet kurmamışlardır. Onların döneminde bu bölgede para basıldığı rivayet edilmektedir. Roma idaresinin ilk dönemlerinde Romalı yazarlardan Ammianus Marcel'e göre Romalı komutan Lucullus buraya geldiğinde yabani kiraz ağaçlarını görmüş ve bu ağacın fidanlarını Roma'ya götürmüştür. Bu bilgi kirazın dünyaya Giresun'dan yayıldığı inancının kaynağı olmakla birlikte Roma'da daha önce de kirazın varolduğu belirtilmektedir. Giresun Romalıların ardından Bizanslıların denetimine geçmiştir.
Bizans egemenliği döneminde Yunan medeniyetinin büyük bir hızla gelişip yayılmasına karşılık, Yunan soyu gittikçe zayıflamıştır. Bu sebeple, Bizans İmparatorları, ülkelerinin içerisinde yaşayan ve başka soydan gelen insanları asimle etmeye çalışmışlar ve bu yolda en çok dil ve dinden yararlanmışlardır. Doğu Karadeniz'in ormanlık alanlardaki kabileleri itaat altına almak için ormanlar kesilerek yollar açılmış, yol boylarına muhafız kulübeleri yapılmış, hatta bir miktar Hıristiyan Bulgar Türk'ü de getirilip bölgeye yerleştirilmiştir. Bizanslılar bu yolda çaba harcarken 705 yılında ilk kez Müslüman Arap orduları bölgeye gelip İslamlığı tanıtmaya başlamıştır.

ada1.jpg


Anadolu Selçuklu Devletine vergi vermeyi kabul eden ve 1244'te Moğolların egemenliği altına giren Trabzon Türklerin bir eyaleti haline gelmiştir.

Trabzon'a bağlı bulunan Giresun ve çevresi Moğol nüfuzu altına girmiştir. İşte bu sırada, Oğuzların Üçok koluna mensup boylardan biri olan Çepniler; Ordu, Giresun ve Trabzon illeri sınırlarına yerleşmeye başlamışlardır.

Bayram Bey, Ordu ve çevresini kontrol altına alan Çepni Türkmenlerinin beyidir. Oğlu Hacı Emir Bey döneminde bu bölgeye "Bayramlu Beyliği" denilmeye başlanmıştır. O da aynı şekilde Trabzon Rum İmparatorluğunu sıkıştırmaya devam etmiş olup, Hacı Emir Beyin Oğlu Emir Süleyman Bey de, 1397'de Giresun'u fethetmiştir.

Böylece onun zamanında Giresun ve çevresinin fethi ve Türkleşmesi tam manasıyla sağlanmıştır. Bu beylik iç ve dış çatışmalar sonucu zayıflayıp Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin'in hakimiyetine girmiş ve dolayısıyla Giresun da bu devletin sınırları içinde kalmıştır.

eski7b.jpg


Bugüne kadar yanlış bir kanaat olarak Giresun'un Türkleşmesi Fatih Sultan Mehmet'in 1461'de Trabzonu fethiyle beraber gösterilmiştir. Giresun'un Osmanlı Devletine bu tarihte katıldığı doğrudur. Oysa Giresun'un Türkleşmesi 1397'de Bayramlu Çepni Türkmen Beyi Emir Süleyman Beyin Giresun'u fethetmesiyle gerçekleşmiştir. Bu yanlış kanaat yüzünden Giresun'da onun adını taşıyan hiçbir eser bulunmamaktadır. Dolayısıyla Giresun'un ilk fatihi tanınmamaktadır.

GIRESUN COGRAFYASI

Karadeniz Bölgesinin Doğu Karadeniz Bölümünde yer alan Giresun ili, 37, 50 ve 39 12 doğu boylamları ile 40 07 ve 41 08 kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır.İl doğusunda Trabzon ve Gümüşhane, batısında Ordu, güneyinde Sivas ve Erzincan, güneybatısında yine Sivas illeriyle komşu olup, kuzeyi Karadeniz ile kuşatılmıştır.

Giresun ili, 6934 km karelik yüzölçümü ile ülke topraklarının binde 8.5'ini kaplamaktadır. 1997 nüfus sayım sonuçlarına göre, il nüfusu 471.876 olup, km'ye 72 kişi düşmektedir. Nüfus yoğunluğu kıyı şeridinde il ortalamasının üzerinde iken, bu oran, kıyı şeridinden iç kesimlere doğru gidildikçe belirgin bir şekilde il ortalamasının altına düşmektedir.

Ada'da%20kamp.jpg


İl Merkezi, Aksu ve Batlama vadileri arasında denize doğru uzanan bir yarımada üzerinde kurulmuş olup, bu yarımadanın doğusunda ve 2 km. açığında Doğu Karadeniz'in tek adası olan Giresun Adası bulunmaktadır.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
Giresun ili, yüzey şekilleri bakımından arızalı(engebeli) bir görünüşe sahiptir ve yüzey şekillerinin çatısını, Karadeniz kıyısı boyunca uzanan oldukça dar ve alçak düzlüklerden oluşan bir kıyı şeridi ile güneyde Kelkit Çayı Vadisi arasını kaplayan Giresun Dağları meydana getirir. Doğu Karadeniz dağlarının batıya doğru uzanan kollarından biri olan Giresun Dağlarının doruk çizgisi, Kelkit vadisine Karadeniz kıyıısından daha yakındır ve dik yamaçlarla iner, vadilerle yarılmış Karadeniz tarafından ise eğim daha azdır. Kıyı genellikle tepelik bir görünüşe sahiptir. Kıyıya paralel bir duvar gibi duran dağların ortalama yüksekliği 2000 m olmakla birlikte bazı yerlerde 3000 metreyi aşar. Balaban, Gavur Dağı Tepesi, Cankurtaran, Karagöl, Kırkkızlar bunlardan bazılarıdır.

Dağlardan kıyılara geçit veren önemli noktalar, Eğribel geçidi, Şehitler Geçidi, Fındıkbel geçidi gibi önemli birkaç geçitten oluşmaktadır.

Şebinkarahisar, Alucra ve Güce ilçelerini içine alan ve daha az arızalı olan kesimde ortalama yükseklik 1000-1500 metre civarında olup, arazi Kelkit Vadisine doğru eğimlidir.

İl genelinde az yer kaplayan ovaların büyük bölümü kıyı kesiminde toplanmıştır. Bu ovalar, su sorunu olmayan verimli tarım alanlarıdır. Kıyı kesimlerden başka, iç kesimlerde Kelkit Vadisi'nde Avutmuş Deresi'nin Kelkit Çayı ile birleştiği bölümde küçük, bazı düzlüklere rastlanır.

Giresun Dağlarının 2000 metreyi aşan bazı kesimlerinde hayvancılık açısından önem taşıyan birçok yayla yer alır. Giresun dağları üzerindeki bu yaylaların başlıcaları, Kümbet, Kulakkaya, Bektaş, Tamdere, Karagöl, Eğribel, Kazıkbeli yaylalarıdır.

GIRESUN VE FINDIK

Fındık meyvesi çok eski devirlerde insanlar tarafından yenilmiş ve besin değeri takdir edilmiştir. Zaman zaman hükümdar sofralarına giren fındık meyveleri sonraları Akdeniz bölgesinde ticaretin artması ve genişlemesi ile bir servet ve bereket timsali halini almıştır.

Fındık dünya çapında yetiştirilme alanı bulmuş, rağbet görmüş bir üründür.

01.jpg


Tarımla uğraşan birçok küçük işletmeli ailelerin geçim kaynağı olmuştur. Daha sonraları yetiştirilme alanları genişletilerek ithalatta ve ihracatta yerini almıştır.

Fındık insan hayatına öyle bir yerleşmiştir ki geçmişten bugüne kadar edebiyatta, folklor de, sözlüklerde, seyahatnamelerde ve hatta tıp ta adından bahsettirmiştir. Böylelikle fındık insanlığın vazgeçilmez ürünlerinden biri olmuştur.

00034710.jpg


Çeşitli kaynaklardan yararlanılarak hazırlanan bu tezde, fındığın tarih boyunca gelişimini, türlerini ve dünyada ki üretim alanları hakkında geniş bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Fındığın geçmişini zenginlikleri ortay koymak amaçlanmıştır.

06070612169ur


Ülkemizde ekonomik, sosyal ve doğal kaynakların korunması yönünden önemli bir yere sahip olan fındık bitkisi; çiçekli bitkiler (spermatophyta=phanerogamae), kapalı tohumlular(Angiospermae) alt şubesi, iki çenekliler (Dicotyledonae) sınıfı, serbest taç yapraklılar (Choripetalae) alt sınıfı, mantolular grubunda, kayıngiller (Fagales) takımı, huşgiller (Betulaceae) Familyası fındıkgiller (Corylus) cinsi içinde yer almaktadır.

Fındığın Kuzey Yarım kürenin ılıman iklim kuşağını, Japoya'dan, Çin, Mançurya, Kafkasya, Türkiye, Avrupa ve Kuzey Amerika'ya kadar yabani formlar biçiminde kapladığı bilinmektedir. Kültür formlarını oluşturan en önemli türler ise Artvin'den Kırklareli'ne kadar uzanan Kuzey Anadolu Dağları ve Kuzey Geçit bölgelerinde yoğun olarak bulunmaktadır. Fındığın kültüre alınma tarihi 2500 yıl öncelerine kadar dayanmaktadır. Enophen İsa'dan önce 400 yıllarında Kuzey Anadolu'da Pontus Euxinus'da (Kerasus) (Giresun) Pontus Yemişi adını verdiği ufak bir meyveden bahsetmektedir. Bu kadar eski kültür izine rastlanması sonucu fındığın anavatanının yurdumuzun Karadeniz Bölgesi olduğu ve kültür fındığının dünyaya buradan yayıldığı kabul edilmektedir. Bu meyvenin 600 yıldan beri ticareti yapılmaktadır. Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan 16 çeşit fındık mevcuttur. Buna ilave olarak Giresun'da bulunan Fındık Araştırma Enstitüsünde 30 yıldan beri süregelen seleksiyon ve melezleme çalışmaları sonucunda ticari üretimi yapılabilecek 7 çeşit adayı daha geliştirmiştir.

Kültür fındığı, Kuzey Anadolu'dan, önce Yunanistan�a oradan da İtalya'ya götürülmüş, bu ülkede Avella şehri civarında yaygın olarak yetiştirilmeye başlanmış ve önemli türü olan Corylus Avellana L. adını bu yöreden almıştır. Sicilya ve İspanya'ya Araplar eli ile ulaşmış, Fransa'da çok yaygın zamanlara kadar önemli bir kültür bitkisi olarak ele alınmıştır. İngiltere ve Almanya'da çoğunluğunu Corylus Maxima Mill.'in oluşturduğu ve doğal flordan seçilmiş tipler büyük ilgi uyandırmıştır. ABD'de ise, fındık yetiştiriciliği son 70 yıl içinde gelişme göstermiş, güçlü araştırma ve geliştirme programları ile desteklenerek önemli bir sıçrama yapmıştır.


http://www.giresun.bel.tr/
 

Etiketler
Ynt: Giresun

Ooo Komşii Memleket Giresun Orduluların değimiyle ''Isırgancılar'' ;D her ne kadar ordu kadarda guzel olmasa :D karadenızde gezılıp görülesi memleketlerden bır tanesıı. özellikle giresun kalesi ne cıkmayı ve cay içmeyi unutmayın genclık mekanı olarak gazi caddesi super sarıyor. eger vaktınız varsada görelede pide yerseniz hayatınızdaki ender tatlardan birini tatmış olursunuz. gıresunun gece aolemıne dalmak isterseniz ARETEAS DİSKO tavsıye ederım kii bütün ordu alemıı bu mekana akar genellikle.Ki gecerken yol ustundekı bufelerden turkıyenın en kalıtelı fındıklarındanda hedıye olarak alabılırsınız.
 

Ynt: Giresun

Erdem uşağum (yanlış olmadi insallah ;)) pratik ve herkesin bilemeyecegi bu bilgilere tesekkurler :smiley:

Ben de Ataturk Caddesi'nden epeyi eski bir nostaljik eczane hatirliyorum.. yalan olmasin ama soyle bi 40 yillik falan gibiydi.. belki de daha mi eski desem..

Simdi ben bu sayfayi ekip yolda da (http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=2587.0), dun Bulancak/Gİresun'dan gecmisler ya ben de bu vesileyle kabaca bir tanitim yapayim dediydim, sanirsam ki Giresun'luyuz ;) ben 2 kere gidip epeyi gezdim (Istanbul'daki Giresun'lu komsular sagolsunlar) hatta soyle diyeyim, ilginc ve harika mutfak evyeleri ve mutfan planlarina hayran kalacak kadar gezdim ;D bu durumda da en azindan fahriii komsu sayilirim insallah ;)

Bir diger siddetle tavsiye edecegim sey, Kümbet'e cikarsaniz muhakkak yol ustundeki yerel halkin sattigi urunlerden alin.. hele ki mantar satiyorlarsa kesin alin ;) ;)
 

Ynt: Giresun

Asıl Sana Teşekkürler Gamze İlgisiz alakasız Kalmış Karadenizimizi Sanal Alemlere Taşıdığın ve gezenbilir de Tanıttığın İçin.

Bu Arada Mantar Değil ''Kirmit'' :D
 

Ynt: Giresun

Ben kopyaciyam ;D
Benimkisi ön tanıtım.. asil tanitimi simdi oralarda bulunan gezenbilir ekibi döndükten sonra bekliyorum dogrusu ;)

Bu arada Kirmitler (bilgi icin tesekkurleeer ;)) sadece Giresun'da muhtesem degil, saniyorum tum Karadeniz'de de hem muthis lezzetli hem de sayisiz cesitli olsa gerek? Bundan baska, Karadeniz insaninin akil sir ermez zekasi, kimi dusunce farkliligi ve nesesinin sebebi bazi cesit mantarlar degildir herhalde degil mi? Ben biraz fazla surreal baglantilar kuruyorum kafamda sanirim ;D

Bir Karadenizli olarak goruslerini bekliyoruz ::smiley: ;)
 



Ynt: Giresun

Aslında Surreal Bağlantıların Coğu Hamsi Üzerinden Yapılmaktadır.Mantar İlginç Geldii. ama inanılmaz bir Lezzettir Kirmit Çeşit Bakımından Benim Aklıma Gelenler

Fındık Kirmiti (Süt Kirmiti)
Geyik Kirmiti
Yayla Kirmiti
Orman Kirmiti
Dere Kirmiti
Çilek Kirmiti


İçlerinden En Sevdiğim Kesinlikle Fındık Kirmitidir.

Karadeniz Ve İnsanları Aslında Başlı Başına Bir Konudur. Düşündüm Şöyle Bir Nasıl İfade Edebilirim hiç Memleketlerimizi Gezmemiş Görmemiş Arkadaşlarımıza Die Ama Bir Tarif Bulamadım.Yaşam Felsefesi anlatılan Temel Fıkraları Gibidir Aslında Hayat Temel Fıkraları İçersinde Akıp Gider.Kemeçesiyle,Horonuyla,Yaylacılığıyla,Çoklu Kültürüyle,Deniziyle,Hamsisiyle,Yemekleriyle Bambaşka Bütündür. Hayat Onlar İçin Horon Tutarçasına Çoşkulu Ve İmeçe Usuludur. Paylaşım en Makbulüdür. Bu Paylaşım Ya Kapı Komşusuyla Yada Uzaklardan Gelen Yapancılarladır. Doğallığı Vardır İnsanların Yaylalar Gibi Bozulmamıştır. Hiç Bir Şeyi Yoksa Tatlı Bir Muhabeti Veya Eskilere Doğru Bir Yolculuk Sohbetindedir.

Anlatamıyorum Kesinlikle Anlatamıyorum Kafamdakıleri Anlatmamın İmkanı da Yok ,Hani Derlerya Anlatılmaz Yaşanır Belkide Bu Söylev KARADENİZ İçin Söylenmiştir.
 

Ynt: Giresun

erthem' Alıntı:
Anlatamıyorum Kesinlikle Anlatamıyorum Kafamdakıleri Anlatmamın İmkanı da Yok ,Hani Derlerya Anlatılmaz Yaşanır Belkide Bu Söylev KARADENİZ İçin Söylenmiştir.

Erdemcigim ne guzel ifade etmissin iste :smiley: cidden bence de durum budur komşi ;)

Şu mantar mevzuunda da, tabiat turlu turlu sürprizler yapar ya neyse ;) Ben son gittigimde simsiyah ve tadi muhhhtesemm bir mantar yedim.. acaba o findik mantari miydi? cunku findik mantari da yedim ama o o muydu unuttum.. bilmiyorsan da sorun diil :smiley:
ama mantar buyuk nimet vesselam :smiley:
 

Ynt: Giresun

erdem abi işine karışmak gibi olmasın ama'Kirmit' değil ' Tirmit'dir mantarın diğer ismi yada yöredeki ismi. iyi günler...( bu rada abi sen ordulu musun ,trabzonlu mu?)
 

Ynt: Giresun

Erdem arkadasımıza bir dip not : Giresunlular'a "Isırgancılar" denir evet ama Ordulular'a "Kabakçılar" :smiley:)
Güzellik de göreli bir kavramdır, Ordu güzel bir şehir tabi ki ama hemen kapı komşusu Giresun'da çok güzel bir şehir, bence yarım saatlik mesafesi olan iki ili birbirine kapıştırmak yerine, Giresun'a gelen Ordu'ya uğrasın, Ordu'ya gelen Giresun'a demek daha uygun olur :smiley:
E malum Ordu ve Giresun'un birleşme projesi gündemde değilse de henüz rafa kalkmadı, bir bakarsınız kardeş olurlar :smiley:)
 

Ynt: Giresun

Bir Giresun'lu olarak ;

Piraziz'de et yemeden,
Bulancak iskelede çay içmeden,
Görele'de pide yemeden,
Giresun kalesinde manzarayı seyretmeden,
Tirebolu'da sıcak dondurma yemeden, Tirebolu kalesini görmeden,
Harşit çayı etrafındaki bahçelerden çıkan fındığı yemeden,
Kümbet yaylasında ciğerlerinizi ve gözlerinizi bayram ettirmeden,

Giresun'u yaşadım demeyin...

365 gün sadece 65 gün güneş gören yüksek dağ köylerini, öğleden önce t-shirt giyerken, öğleden sonra kışlıkları giydiren havasını solumadan dönmeyin derim.

Ne özlemişim memleketimi ya. Of..
 



Ynt: Giresun

Aslında Surreal Bağlantıların Coğu Hamsi Üzerinden Yapılmaktadır.Mantar İlginç Geldii. ama inanılmaz bir Lezzettir Kirmit Çeşit Bakımından Benim Aklıma Gelenler

Fındık Kirmiti (Süt Kirmiti)
Geyik Kirmiti
Yayla Kirmiti
Orman Kirmiti
Dere Kirmiti
Çilek Kirmiti


İçlerinden En Sevdiğim Kesinlikle Fındık Kirmitidir.

Karadeniz Ve İnsanları Aslında Başlı Başına Bir Konudur. Düşündüm Şöyle Bir Nasıl İfade Edebilirim hiç Memleketlerimizi Gezmemiş Görmemiş Arkadaşlarımıza Die Ama Bir Tarif Bulamadım.Yaşam Felsefesi anlatılan Temel Fıkraları Gibidir Aslında Hayat Temel Fıkraları İçersinde Akıp Gider.Kemeçesiyle,Horonuyla,Yaylacılığıyla,Çoklu Kültürüyle,Deniziyle,Hamsisiyle,Yemekleriyle Bambaşka Bütündür. Hayat Onlar İçin Horon Tutarçasına Çoşkulu Ve İmeçe Usuludur. Paylaşım en Makbulüdür. Bu Paylaşım Ya Kapı Komşusuyla Yada Uzaklardan Gelen Yapancılarladır. Doğallığı Vardır İnsanların Yaylalar Gibi Bozulmamıştır. Hiç Bir Şeyi Yoksa Tatlı Bir Muhabeti Veya Eskilere Doğru Bir Yolculuk Sohbetindedir.

Anlatamıyorum Kesinlikle Anlatamıyorum Kafamdakıleri Anlatmamın İmkanı da Yok ,Hani Derlerya Anlatılmaz Yaşanır Belkide Bu Söylev KARADENİZ İçin Söylenmiştir.


toprak ben tirmit diye biliyorum nedir doğrusu acaba?
 

Ynt: Giresun

Ağzıdan ağıza değişen ama değişmesi yanlış anlamaya sebep olmayan sözlerimizden sanırım bu da, Tirmit de deniyor çünkü, Kirmit de
Yayla İnsanının hayatı, şehirlilerden çok farklı, ruhları da kirlenmemiş, ne kadar yukarıya çıkarsan o kadar tatlılaşıyor sanki insan cinsi, katılıyorum ben de o duruluklarına :smiley:)
En önemlisi hala "Tanrı misafiri " kavramının çok az da olsa bir takım yerlerde uygulanıyor olması
Metropollerde; güvenlikler, alarmlar, kapı korumaları, x raylar ve gitgide artan güvensizlik arta dursun, bazı yerlerde, "geceyi burda geçirebilir miyim " sorusunun cevabının "evet" olduğunu görmesek de, hikaye gibi dinlemek güzel :smiley:)
 

Ynt: Giresun

Bu arada Giresun'un meşhur ve görülesi yaylası Kümbet'te gayet güzel ve konforlu bir tesis açıldı
Kümbet Mountain Resort
İlgilenenler için;
http://www.kumbet.com.tr/
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,475
Mesajlar
1,518,494
Kayıtlı Üye Sayımız
172,126
Kaydolan Son Üyemiz
Mev

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst