arpaboyuyol
Ana Kamp
Gürcistan’da bir hafta boyunca özel araç ile (Mercedes Sprinter) ile 1500 km’yi seyahat ettik.
Sarp Sınır Kapısı’ndan Gürcistan’a nufüs cüzdanınız veya Pasaport ile geçiş yapabilirsiniz. Ne Gürcülerin ne de bizlerin pek sıraya geçme alışkanlığı olmadığından sıcaktan kaçmak isteyen herkes ite kaka ilerlerken, yurt dışı çıkış harç pulunu (15 TL) sıraya girmeden sol taraftaki bankolardan almanızı öneririm. Eksik olursa tüm sırayı yeniden beklemeniz gerekebilir ki bunu kimse istemez. Eğer nüfus cüzdanı ile giriş yapacaksanız aynı gişeden bir de form istemelisiniz. Forma kimlik no, ad, soyadı gibi bilgilerinizi yazıyorsunuz ve gümrük polisi yurt dışı çıkış harç pulunu bu forma yapıştırarak ülkeden çıkışınızı onaylıyor (kaybetmeyin, ülkeden çıkışta ve Türkiye’ye girişte ihtiyacınız olacak). Türkiye’den çıktıktan sonra Gürcistan giriş işleminin yapıldığı kliması çalışan ortamın da etkisi ile sıra daha düzenli işliyor ve pasaport damgası bile yeşil renkte olan bu güzel komşumuza ilk adımımızı atıyoruz.
Valizlerimizi bagajında bıraktığımız aracımız ise bizim kadar şanslı bir gün geçirmiyor. Şoförümüz ile ancak akşam yemeğinde buluşabiliyoruz.
Gümrük geçişinde elektronik cihazda bir arıza çıkmış ve uzayıp giden araç sırasındaki tüm araçları tek tek aramışlar. Bavulu kilitsiz olan arkadaşlarım içinin açılmış olduğunu söylediler.
Yolculuk öncesi araştırmamda ilaç sınırlaması olduğundan bahseden bloglar görmüştüm. Yanımda ne olur ne olmaz deyip birkaç ağrı kesici, antibiyotik pomat ve sivrisinek alerjime karşı birkaç alerji hapı vardı.
Tiflis’de bize eşlik eden rehberimi Misha’ya da bu yasağı sorduk ve sınırlamanın sadece uyuşturucu içeriği olan ilaçlara karşı olduğunu ancak kulaktan kulağa yanlış aktarıldığını anlattı. Ağrıdan başımı kaldıramaz olmadıkça ağrı kesici bile almayı tercih etmem ama bu konuda içiniz rahat olabilir, yanında migren ilacı, basit bir hormon ilacı veya vitamin bulunan arkadaşlarım vardı ve bir sıkıntı yaşamadık.
Önerim, geçişi araç ile değil yaya yapmanız. Zira biz Gürcistan’dan Türkiye’ye geçerken aracı Gürcistan’da bıraktık ve bavullarımızı elimize alıp yürüyerek geçtik. Tur otobüslerinin de yoğun olduğu, Cuma günü öğleden sonrasında 15 kişinin Türkiye’ye girişi yaklaşık 40 dakika sürdü. Kimse çantalarımızı sormadı veya onlarla ilgilenmedi.
Sarp tarafında bizi bekleyen ikinci bir araç ile yolumuza Karadeniz sahil yolundan devam ettik.
Gürcistan’da @Kafkasrotasi
Batum’da başlayıp biten bir hafta süresince yer yeşil, gök mavi köylerde, ne yerde ne gökte, ha deniz kenarında ha 2400 metrede karlı dağların eteklerinde, taş evlerin arasında, ortaçağ kulelerinin dibinde, tozlu boklu toprak yollarda, geçmiş ve gelecek zamanlarda dolandık.
Dilini, çektiğini bilmediğimiz amcalarla tavla oynadık, bize benzer sofralarda güzel yemekler yiyip ev yapımı şaraplar içtik, dalından elma yedik, dağın başında yaz sağanağına yakalanıp sığındığımız evde çay içtik.
Başımızın üstünden kuzgunların, kartalların yüksek uçtuğu Kazbegi’nde Antalyalı dağcı bir hanım ile karşılaştık, araçlarımızdan ayrılıp köye kadar orman içinden geçtik.
Ağaç yetişmez yükseklerde, dolana dolana çıktığımız Kazbegi yollarında sık sık tır parkı tabelaları gördük, çift şeritli yola paralel inşa edilmiş açık hava tünellerinin tırlar karda, kışta mahsur kalmasın diye inşa edildiğini öğrendik. Tüm tehlikeyi göze alıp tünel parmaklıklarından dağların fotoğraflarını çektik.
Bakü-Tiflis boru hattı boyunca petrole paralel yol alıp benzinliklerde wifi aradık, bulduk.
Yol üstünde tezgâhlardan erik, şeftali aldık, yedik.
Yeşilin her tonuna dolanmış dağlar arasında gelip otobanda serilmeyi tercih etmiş ineklerin geçmesini bekledik, yavaşlayıp yanlarından geçtik ama kornaya basmadık! Eğer ki kornaya basan bir araç görürseniz bilin ki Gürcü değildir (bir iki tane denk geldi ve plakalarına baktığım doğrudur).
Köylerden, yollardan iki katlı bahçeli evlerin önünden geçtik, 30 katlı binaların arasında kaldık.
Rotanın devamını blogumdan takip edebilirsiniz >> www.s8e0.wordpress.com
01-07.08.2015
Sarp Sınır Kapısı’ndan Gürcistan’a nufüs cüzdanınız veya Pasaport ile geçiş yapabilirsiniz. Ne Gürcülerin ne de bizlerin pek sıraya geçme alışkanlığı olmadığından sıcaktan kaçmak isteyen herkes ite kaka ilerlerken, yurt dışı çıkış harç pulunu (15 TL) sıraya girmeden sol taraftaki bankolardan almanızı öneririm. Eksik olursa tüm sırayı yeniden beklemeniz gerekebilir ki bunu kimse istemez. Eğer nüfus cüzdanı ile giriş yapacaksanız aynı gişeden bir de form istemelisiniz. Forma kimlik no, ad, soyadı gibi bilgilerinizi yazıyorsunuz ve gümrük polisi yurt dışı çıkış harç pulunu bu forma yapıştırarak ülkeden çıkışınızı onaylıyor (kaybetmeyin, ülkeden çıkışta ve Türkiye’ye girişte ihtiyacınız olacak). Türkiye’den çıktıktan sonra Gürcistan giriş işleminin yapıldığı kliması çalışan ortamın da etkisi ile sıra daha düzenli işliyor ve pasaport damgası bile yeşil renkte olan bu güzel komşumuza ilk adımımızı atıyoruz.
Valizlerimizi bagajında bıraktığımız aracımız ise bizim kadar şanslı bir gün geçirmiyor. Şoförümüz ile ancak akşam yemeğinde buluşabiliyoruz.
Gümrük geçişinde elektronik cihazda bir arıza çıkmış ve uzayıp giden araç sırasındaki tüm araçları tek tek aramışlar. Bavulu kilitsiz olan arkadaşlarım içinin açılmış olduğunu söylediler.
Yolculuk öncesi araştırmamda ilaç sınırlaması olduğundan bahseden bloglar görmüştüm. Yanımda ne olur ne olmaz deyip birkaç ağrı kesici, antibiyotik pomat ve sivrisinek alerjime karşı birkaç alerji hapı vardı.
Tiflis’de bize eşlik eden rehberimi Misha’ya da bu yasağı sorduk ve sınırlamanın sadece uyuşturucu içeriği olan ilaçlara karşı olduğunu ancak kulaktan kulağa yanlış aktarıldığını anlattı. Ağrıdan başımı kaldıramaz olmadıkça ağrı kesici bile almayı tercih etmem ama bu konuda içiniz rahat olabilir, yanında migren ilacı, basit bir hormon ilacı veya vitamin bulunan arkadaşlarım vardı ve bir sıkıntı yaşamadık.
Önerim, geçişi araç ile değil yaya yapmanız. Zira biz Gürcistan’dan Türkiye’ye geçerken aracı Gürcistan’da bıraktık ve bavullarımızı elimize alıp yürüyerek geçtik. Tur otobüslerinin de yoğun olduğu, Cuma günü öğleden sonrasında 15 kişinin Türkiye’ye girişi yaklaşık 40 dakika sürdü. Kimse çantalarımızı sormadı veya onlarla ilgilenmedi.
Sarp tarafında bizi bekleyen ikinci bir araç ile yolumuza Karadeniz sahil yolundan devam ettik.

Gürcistan’da @Kafkasrotasi
Batum’da başlayıp biten bir hafta süresince yer yeşil, gök mavi köylerde, ne yerde ne gökte, ha deniz kenarında ha 2400 metrede karlı dağların eteklerinde, taş evlerin arasında, ortaçağ kulelerinin dibinde, tozlu boklu toprak yollarda, geçmiş ve gelecek zamanlarda dolandık.
Dilini, çektiğini bilmediğimiz amcalarla tavla oynadık, bize benzer sofralarda güzel yemekler yiyip ev yapımı şaraplar içtik, dalından elma yedik, dağın başında yaz sağanağına yakalanıp sığındığımız evde çay içtik.
Başımızın üstünden kuzgunların, kartalların yüksek uçtuğu Kazbegi’nde Antalyalı dağcı bir hanım ile karşılaştık, araçlarımızdan ayrılıp köye kadar orman içinden geçtik.
Ağaç yetişmez yükseklerde, dolana dolana çıktığımız Kazbegi yollarında sık sık tır parkı tabelaları gördük, çift şeritli yola paralel inşa edilmiş açık hava tünellerinin tırlar karda, kışta mahsur kalmasın diye inşa edildiğini öğrendik. Tüm tehlikeyi göze alıp tünel parmaklıklarından dağların fotoğraflarını çektik.
Bakü-Tiflis boru hattı boyunca petrole paralel yol alıp benzinliklerde wifi aradık, bulduk.
Yol üstünde tezgâhlardan erik, şeftali aldık, yedik.
Yeşilin her tonuna dolanmış dağlar arasında gelip otobanda serilmeyi tercih etmiş ineklerin geçmesini bekledik, yavaşlayıp yanlarından geçtik ama kornaya basmadık! Eğer ki kornaya basan bir araç görürseniz bilin ki Gürcü değildir (bir iki tane denk geldi ve plakalarına baktığım doğrudur).
Köylerden, yollardan iki katlı bahçeli evlerin önünden geçtik, 30 katlı binaların arasında kaldık.
Rotanın devamını blogumdan takip edebilirsiniz >> www.s8e0.wordpress.com
01-07.08.2015