Hayatı idame teknikleri konusuna biraz daha gerçekci düşünek gerekli bence !
Tabiki bir doğa yürüyüşünde veya off road turunda birçok tehlikeli ve zorunlu konaklama gerektiren durumlar olabilir, ama daha gerçekci durumlar da var .
Malum arap baharı rüzgarından etkilendik, ülkemizde birçok karışık durum söz konusu, burada siyasi olarak şu şöyle yaptı bu böyle yaptı demek doğru olmayacaktır ama olası bir karışıklık ( ciddi olaylar düşünülürse ) olduğunda ne kadar hazırlıklıyız ?
Kısaca bir yaşanmışlığı anlatayım ,
Malum 15 temmuz günü iş bitimi eve gitmeye niyetliydik, eşimin ailesini de aldık ev 1 senedir kocaeli kartepe de (iş istanbul ama haftada 3 gün çalıştığım ve işim levent bölgesinde olduğu için bana göre doğal bir ormanın yakınında olmak daha huzur verici )
Neyse saat 8-9 gibi 2. köprü yoluna girdik hayatımda görmediğim derecede felç, bir şekilde çıktım ve 1. köprüye şişli fulya dan inerek beşiktaş dan katılmayı planladım ( henüz olaylardan haberimiz yok )
Sonrasında olayı sosyal medyadan anlamaya çalışırken, 1. köprü üzerine çıktık, malum geliş yönü kesilmiş.
Çok yavaş ilerledik ve 3 saat kadar bir süre sonra köprüyü geçebildik, geçtik geçmesine ama ilerleyemiyoruz.
Köprü çıkışından 1-2 km sonrasında tekrar anadolu avrupa kısmının asker tarafından kesildiğini gördük. Gördük ama o anda silah sesleri gelmeye başladı, yerde silahların mermilerinin çarpışını gördük, aracımıza sadece 10 metre mesafede, tabi araçta eşim dahil tüm ailesi panik içerisinde,
Mecbur sağa kırdım ve karşı yola yakın olmamak için en sağlara kendimi atma çabası içine girdim . ( bir motosiklet kullanıcısına az daha çarpıyordum )
Baktık ilerde anadolu yolu da kapalı hem otoban hem de e-5 olarak kapandığını anladık. Aracın yakıtı son çentik hatta daha da az.
bu arada bakkalköy tabelalarını takip edip şile yönüne çıkmayı planladık.
Eve ulaşmamız şart ( bizi bekleyen canlarımız var hepsi ya sakat ya yaralı sokak hayvanları )
4 akaryakıt istasyonuna girme çabalarımız başarısız oldu imkansız yani, bazıları kendilerini marketlere kapatmış ve ufak tefek tartışmalar başlamış durumda.
Bir tane buldum ama yolun karşısında çarem yok dizel almak zorundayım yol uzun ve eve ulaşmamız şart.
Akaryakıt istasyonuna girerek plastik 5 lt lik bidonlardan aldım 4 tane ve pompacı kapattık demesine rağmen 10 dakikalık bir sözlü ısrar ile bidonları doldurdum.
Yolun karşısına geçip araca 3 bidonu boşalttım.
Sonra şile yoluna doğru devam etmeye çalıştık, o saatlerde işler iyice karışmış ki ekmek fırınları epey doluydu ben de birtanesi önünde durdum ve aldım.
ek olarak su, meşurbat ve benzeri şeyler. E para gerekli bankamatiklerde para kalmamış durumda karşıma çıkan 3 bankamatikden 2 tanesinde kuyruk vardı son gittiğimde de para yoktu.
Eve saat 6 da ulaştım ( şile orman içerisinden kandıra ve izmit )
Yani suriye olayını burada araç yıkamada çalışanlardan dinledim, ne ekmek ne market hiçbir temel ihtiyaca ulaşamamışlar. Hatta su bile sorun olmuş .
Yani konu hayatı idame bu nedenle yazmak istedim, umarım bu tür bir olaylar yaşanmaz tabiki ama olmayacak birşey de değil.
İç karışıklıklar bir yönetimin idaresinde olmayacağı için, bize ekmek ve temel ihtiyaçlarımızı zorunlu olarak sağlayacak bir muhattap bulamayabiliriz.
Hayatımızı idame etmeye Ne kadar hazırlıklıyız ? Güvenliğimizi nasıl sağlarız ? ( kötü niyetli insanlardan korunmak için dağa veya orman içine mi kamp yapmalıyız )
Bu tip toplumsal karışıklıklara karşı da birbirimizi aydınlatırsak daha bilinçli hareket ederiz diye düşünüyorum, tüm doğa dostu forumculara iyi forumlar dilerim ...