Ynt: Hikayeler
NOT: Bu iki hikayeyi herkesin bildiğini tahmin edebiliyorum ama belki içimizden birileri tekrardan okumak ister diye paylaşmak istiyorum
...
SEN ADAM OLAMAZSIN MASALI:
Haylaz, yaramaz, anne-baba tanımayan,arkadaş,dostluk nedir bilmeyen, makam-mevki peşinde koşan bir çocuk varmış;
Oğlan, “babasına yaka silktiren hırt”ın biriymiş!.. Yaptığı hiçbir işten “hayır” gelmezmiş!..
Babası da, her seferinde, “Oğlum sen adam olmazsın!” dermiş!..
Çocuk ya, içine işlemiş bu söz!..
Köyden kaçıp, şehre inmiş...
Okumuş!.. Sonunda “vali” olmuş!..
Vali olunca da, “jandarma”ları göndermiş köye!..
“Gidin, filanca adamı getirin buraya!”
Jandarmalar, “filanca adam”ın bir “suçlu” olduğunu düşünüp; “postal”la tekmeledikten, “dipçik”le kafasını yardıktan sonra, bir “av hayvanı”nı sürükler gibi, “sürükleye sürükleye” getirip, fırlatmışlar “valinin makam koltuğu”nun önüne!..
Adamcağız, nice zaman geçtikten sonra kendine gelip, şöyle etrafına bakınca, bir de ne görsün?!?
Karşısında “oğlu” duruyor!.. Üstelik, “pis pis sırıtarak” şöyle demesin mi;
“Yaa, gördün mü baba?.. Sen bana ‘adam olamazsın’ dedin, ama gördüğün gibi, okuyup vali oldum!”
Baba, acıyla doğrulup, “Oğul” demiş;
“Ben sana vali olamazsın demedim ki!.. Adam olamazsın dedim!.. Doğru, vali olmuşsun, ama hâlâ adam olamamışsın!..
Eğer adam olsaydın; beni bu şekilde ayağına getirtmez, köye gelir, elimi öperdin!”
*****************************************************************************
ÇIPLAK KRAL MASALI
Ülkenin birinde giyimine düşkün,kendini beğenmiş bir kral varmış.Kendini çok akıllı sanan kral,giyim kuşamdan başka bir şey düşünmezmiş.
Günlerden bir gün komşu ülkenin kralı kendisini ziyaret etmek istediğini bildirmiş.Elbette ki,bizim kralın ilk aklına gelen yine ne giyeceği olmuş.Hemen adamlarını çağırtmış
-"Tüm dünyaya haber gönderin"demiş."Öyle bir elbise istiyorum ki,dünyada bir eşi daha olmasın.Bana böyle bir elbise dikecek terziyi zengin edeceğim.Misafirlerimi karşılarken bu elbiseyi giyeceğim."
Kısa bir süre sonra,haber her yana yayılmış.En iyi terziler,ellerindeki kumaşlarla,saraya gelmişler.Hepsi yapacaklarını krala anlatıyormuş.Ama kral anlatılanlardan hiç birini beğenmiyor;
-"Çok daha güzel olmalı!"diye bağırıp duruyormuş.
Sonunda çok genç bir terzi çıkmış kralın karşısına.
-"Sen ne getirdin bakalım"diye sormuş kral.Terzinin genç ve tecrübesiz duruşu kralın umudunu iyice kırmış.
-"Benim getirdiğim çok özel sevgili kralım"demiş genç terzi."Size öyle bir kumaş dokuyup,öyle bir elbise dikeceğim ki,sizden önce kimse böyle bir elbiseyi giymemiş olacak."
Kral bu sözlere çok şaşırmış.
-"Ancak bir şartım var"demiş genç terzi."Giysiyi bitirene kadar işimize hiç kimse karışmayacak."
Kral aradığını bulmanın sevinciyle kabul etmiş bu şartı.Hemen iki kese altın verip;
-"Çabuk olun o zamana!"diye emretmiş.
Genç terzi hemen başlamış çalışmaya.Ertesi gün iki kese altın daha istemiş kraldan.Kral hiç itiraz etmeden vermiş altınlarını.Aradan günler geçtikçe,kral genç terzinin dokuduğunu söylediği kumaşı merak etmiş.Sonunda dayanamayıp,çalıştığı odaya girmiş.Genç terzi tezgahınbaşında harıl harıl çalışıyormuş.Kral sessizce bir süre izlemiş,bir şey göremeyince;
-"Demek bunca zamandır boş oturdun ha!"diye kükremiş."Kese kese altınları ben boşuna mı verdim sana!"
Terzi sakin ve kendinden emin;
-"Saygıdeğer kralım"demiş.Bu kumaşı sadece akıllı insanlar görebilir.Bakın ne kadar da güzel oldu.Öyle değil mi?"
Kral ne diyeceğini şaşırmış.Aptal durumuna düşmemek için;
-"Evet evet çok güzel"demek zorunda kalmış ve hızla çıkmış odadan.
Kralın elbisesi şehirde kulaktan kulağa dolaşır olmuş."Sadece akıllılar görebilir!"İnsanların merakı bunu duydukça daha çok artıyormuş.Sonunda tören günü gelmiş.Halk toplanmış,hazırlıklar bitmiş.Terzi kralı soymuş ve gerçekten varmış gibi üzerine bir elbise giydirmiş.Sonrada karşısına geçip;
-"Çok şık oldunuz efendim"demiş.
-"Muhteşemsiniz."
Kral genç terzinin bu iltifatları karşısında,aynada gördüğü çıplak bedene hiç aldırmadan;
-"Eline sağlık,çok güzel olmuş"demiş.
Kral yeni elbiseleri ile çıkmış saraydan.Dışarıda toplanan halk kralı çıplak görünce çok şaşırmışlar.Ama kimse cesaret edip krala gerçeği söyleyememiş.Birden küçük bir çocuk haykırmış;
-"Kral çıplak!"
Ardından cesaretlenen halk,gülmeye başlamış.Kral geç de olsa gerçeği böyle acı bir şekilde anlamış.