Hipotermi

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan tarkan72 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 16
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,605

tarkan72

Hayal etmek bilgiden daha önemlidir;AlbertEinstein
Mesajlar
52
Tepkime Puanı
0
Yer
Beykoz
Yapılacak faaliyetin şekline,uzunluğuna,hangi meterolojik ve coğrafi şartlarda yapıldığına bağlı olarak Hipotermi daima karşılaşılacak ve hayatı tehtid edebilecek bir durumdur.Su sporları bölümüne açtığımız bir konuda hipotermi nedeniyle hayatını kaybetmiş bir deniz kayakçısının ilginç öyküsü var.Kendisi bulunamamış ama kamerası ve teçhizatı kurtarıldığı için faaliyeti hakkında ciddi bir fikir verebiliyor.
http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=52103.0
den bu belgeselin tamamını izleyebilir,kendi deneyimlerinizi,anılarınızı ve sorularınızı buradan paylaşabilirsiniz.
Neden Tazman denizini konuşuyoruz,neden burnumuzun dibindeki hipotermiyi konuşamıyoruz diyen arkadaşlar için ,dağa nasıl çıkılmaz isimli bir resmim var,buradan benim görebildiğim 11 Madde halinde hipotermiyi veya dağda nasıl hipotermi olurum u konuşabiliriz.Bu arada genç arkadaşlara alkollü ocak yapın bunlar doğada işinize çok yarar:D diyerek gaz veren arkadaşları buraya,hipotermiyi konuşmaya bekliyorum.

daga_nasıl_cıkılmaz.jpg
 

Etiketler
Ynt: Hipotermi

Arkadaşım bu konu çok önemli. Böyle bir konuyu açtığın için teşekkür ederim.
Konuyu takip edeceğim ve eksiklerimi tamamlayıp yeri geldikçe katkıda bulunmaya çalışacağım İnşallah.
 

Ynt: Hipotermi

hipoterminin nesini konuşacağız ?

varsa bildiğiniz yazın okuyalım
eksiği varsa biz tamamlarız
tartışmalı ifade varsa sonunda mutabakata varırız

ayrıca yukarıdaki resmin konuyla alakasını anlayamadım, dağa nasıl çıkılmaz kısmıyla askerler hata mı yapıyor deniliyor ?
eğer dağa bunlar gibi çıkmayn deniliyorsa bunu askeri bir otoriteye sormak lazım kamuflajla görünmemeyi amaçlayarak savaşmak için dağa çıkmakla zirveye çıkmak amaçlı dağa çıkmak çok farklıdır. Buradaki amaç ne ise ona göre cevap verelim.
 

Ynt: Hipotermi

Sizin istediğiniz control C /control V yazı yazılması ise;tamam bunu da yapabilir insan,ama ben yapmak istemiyorum.Böyle nice konu açılmış,kim ne anlıyor?Kime ne faydası var?
Konu hipotermi,resim 10-15 yıldır rutin olarak gidilen Kuzey Irak ta,tekstil üzerine üretemediği şey olmayan Türkiyenin askeri,teçhizat bu,giyim bu,malzeme bu,karede 4 asker var,fotoğrafı çeken dahil 5 te olabilir.Öğlen saatleri yoldan gelinmiş kaşlardaki buzlardan belli terlenmiş,kara bağdaş kurulmuş oturulmuş.Saat 2-3 saat 5 gibi hava kararacak.Bu ayakkabılarla mı arka plandaki arazide dolanılacak,ne yenecek ne içilecek?Nasıl savaşılacak?Hipotermiyi konuşalım,hatalar nedir,ne yapılmalı,ne yapmamalı.Bu basına dağıtılan bir karedir.
Sıkıntı duyduysanız konuyu kapatın gitsin,yarın bu karedeki belki siz olacaksınız belki kardeşiniz,belki tanıdığınız...
 

Ynt: Hipotermi

Tarkan Bey mesele anlaşıldı, ancak enerjimizi de boşa harcamamamız lazım. Değişikliğe-düzeltilmeye sebep olamayacağımız bir olayın tartışılmasını zaman ve enerji kaybı olarak gördüğümden fikir beyan etmeyeceğim. Yoksa emin olun sadece şu resme bakarak burada yazacak en az 15 sayfa dolusu şey var. Ancak dağcılıkta ve acil durumlarda hipotermi ve hiportermide ilk ve acil yardım konularını burada yazsak belki dağcılık ve doğa sporlarına yeni başlayan birisine iki satır şey öğretmiş oluruz buraya yazdıklarımız da boşa gitmemiş olur. Sizi anlıyorum ama şu an için bu forumda yazı yazarak yapacak bir şeyimiz de yok.

Saygılar
 



Ynt: Hipotermi

Hipoterminin açık bir tanımın yapmamız iyi olacaktır.


Hipotermi Giriş

Hipotermi 37C (98.6F) olan normal vücut sıcaklığınızın 35C’nin (95F) altına düşmesi halinde meydana gelen rahatsızlıktır. Genellikle uzun süreli olarak soğuk ortama maruz kalmaktan kaynaklanır. Hipotermi genellikle yağmur, rüzgâr, kar veya soğuk suya maruz kalma gibi faktörler tarafından tetiklenir. Çok uzun süreyle soğuğa maruz kalırsanız, vücudunuzun savunma mekanizması daha fazla ısı kaybetmenizi engellemeye çalışır. Titremeye başlar ve majör organlarınızın sıcaklığını normal düzeyde tutmaya çalışırsınız. Cilde olan kan akışı azalır ve ısı yaratmak üzere hormonlar salgılanır. Eğer vücut enerjisi tükenmişse, hipotermi yaşamı tehdit eden boyutlara ulaşabilir. Özellikle yaşlı insanlar ve kolay hareket edemeyen hastalar hipotermiye karşı daha hassastırlar. Bebekler de vücutlarının sıcaklık düzenleyici işlevi henüz tam gelişmediğinden hipotermi için risk grubundadır. Uzun süreli olarak soğuk bir odada kalırlarsa hızla ısı kaybederler. Belirtiler Hipotermi belirtileri soğuğa ne kadar süreyle maruz kaldığınıza bağlı olarak hafif, orta şiddetli ve şiddetli olabilir. Hafif hipotermi belirtileri titreme, ellerin ve ayakların soğuk olması, kol ve bacaklarda uyuşma, ellerde beceri kaybı ve enerjinin düşük olmasıdır. Hipoterminin orta şiddetli belirtileri ise şiddetli ve kontrol edilemez titreme, yuvarlayarak ve yavaş konuşma, solunum ve nabzın yavaş olmasıdır. Düşünmekte ve etrafınızda olan biteni algılamada zorluk çekersiniz. Hareketlerinizi kontrol etmeyle ilgili sorunlar yaşayabilirsiniz. Ayrıca korkak ya da mantıksız davranabilir, hafıza kaybı ve uyku hali gibi belirtiler yaşayabilirsiniz. Şiddetli hipotermi belirtileri yaşamaya başlamışsanız, ellerinizin, ayaklarınızın, kollarınızın ve bacaklarınızın kontrolünü kaybedersiniz. Titreme durur ve bilincinizi kaybedebilirsiniz. Solunum çok yavaşlar veya tamamen durur; nabzınız yavaşlar, düzensizleşir veya durur. Ayrıca adaleleriniz kasılabilir ve göz bebekleriniz genişleyebilir. Hipotermi geçiren bebeklerin cildi soğuyabilir, çok sessiz ve normalde olduğundan daha tepkisiz olabilirler ve beslenmeyi reddedebilirler.

Nedenleri

Hipotermi aşırı üşüme nedeniyle meydana gelir. Uzun süre boyunca soğuk ortamlara maruz kalmanın ardından görülür. Vücudunuzu sıcak tutmaya yetecek kadar kalın giyinmemişseniz veya başınıza herhangi bir şey giymemişseniz (vücut sıcaklığının %20'si kafa bölgesinden kaybedilir) hipotermi riski artar. Çok soğuk olmayan havalarda da hipotermi geçirmek mümkündür. Örneğin yağmurda sırılsıklam ıslanıp ardından iyice kurumadan soğuk bir rüzgâra maruz kalmanız halinde de hipotermi geçirebilirsiniz. Su cildinizden buharlaşırken, vücut sıcaklığınız düşer. Belli gruplar hipotermi geçirme riski taşır. Örneğin yaşlılar, evsizler ve ekstrem sıcaklıklarda yapılan aktivitelere katılan dağcılar, yürüyüşçüler ve kayakçılar gibi. Kendinize gerektiği gibi bakabilme yeteneğinizi etkileyen bir rahatsızlığınızın olması halinde de hipotermi sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Alkolikler, ilaç kullananlar ve bir kaza sonrasında iyileşmekte olanlar risk grubundadır. Soğuk odalarda bırakılan bebekler de (12 aylıktan daha küçük olanlar) sıcak tutulmazlarsa hipotermi riski ile karşı karşıya kalırlar. Tanı Hipotermi tanısı gösterdiğiniz belirtiler esas alınarak konur. GP’niz bir termometre kullanarak vücut sıcaklığınızı ölçer. Vücut sıcaklığınız 35°C’nin (95°F) altındaysa bu hipotermi geçirdiğinizi gösterir. GP’niz hipotermi tanısı koyduğunda, elektro kalp grafisi (EKG) çekebilir. Bu sayede soğuk havanın kalbinizi ne oranda etkilediği belirlenir. Rutin kan tahlilleri de diğer organların etkilenip etkilenmediğini gösterir. Tedavi Hipotermi geçiren insanlar tedavi edilmezlerse, çok kısa süre içinde çok hastalanabilir, bilinçlerini yitirebilir ve ölebilirler. Hipotermiden şüpheleniyorsanız, acil servisi arayın ve derhal tıbbi yardım alın. Tıbbi yardım almanız mümkün değilse, vücut sıcaklığının daha fazla düşmesini engellemeniz gerekir. Dışarıdaysanız, ortamdan korunmak üzere barınabileceğiniz bir yer bulun. Islak giysilerinizi değiştirin ve daha fazla ısı kaybetmemek için el ve ayakları örterek sıcak tutun. Vücuttaki majör organları koruyabilmek için, önce vücudun orta kısmını ısıtın. Bir uyku tulumu, acil durum “uzay” battaniyesi, cilt teması, kuru battaniye, havlu veya çarşaf kullanın. Hipotermi genellikle kademeli olarak gelişir. Vücut yaşlandıkça soğuğa karşı daha az duyarlı hale gelir, bu nedenle yaşlılar sıcaklıktaki düşüşü fark etmeyebilirler. Kişiyi kademeli olarak ısıtın, çünkü sıcak banyo gibi bir yöntemle kişiyi hızlı bir şekilde ısıtmak soğuk kanı kalbe ve beyne çok ani bir şekilde gönderebilir. Sıcak bir içecek de (alkollü olmamak kaydıyla) işe yarayacaktır.

Hipotermi geçiren insanlar tedavi edilmezlerse, çok kısa süre içinde çok hastalanabilir, bilinçlerini yitirebilir ve ölebilirler. Ayrıca kan pıhtılarının oluşması nedeniyle inme veya kalp krizi riski de mevcuttur.

ÖNLEMLER
Soğuk havanın gerektirdiği şekilde kat kat giyinin. Başınızı ve kulaklarınızı koruyan şapka takın, su geçirmeyen ve sıkı olmayan botları tercih edin. İki parmak eldivenin daha yararlı olduğunu unutmayın.

Yüksek enerji veren bal, pekmez, reçel gibi karbonhidratlı besinleri yiyin. Kesinlikle sigara ve alkol kullanmayın. Bol sıcak sıvılar için.

Dışarıda iken hareketsiz kalmayın, ancak terletecek eforlardan da kaçının. Kara oturmak ve ıslanmaktan kaçının.

Aracınızda yeterli yakıt olmasına dikkat edin. Battaniye, yedek ayakkabı ve giysiler, kibrit, mum ile yiyecek ve içecek bulundurun. Cep telefonu ve şarjı mutlaka yanınızda olsun.

İlk Yapılacaklar, tedavi

Hipotermi belirtileri gösteren biri ile karşılaşıldığında şunlara dikkat edilmelidir:

Bu kişi önce mümkünse, soğuk ve rüzgârdan etkilenmeyeceği bir ortama getirilmelidir. Varsa çadır veya ısıtılmış tulumdan yararlanılabilir, ancak bunların hemen sıcak hamam veya saunaya sokulmaları çok yanlıştır. İdeal olan, 20 derece civarındaki oda sıcaklığıdır.

Ek giysiler giydirilmeli ve üzerine battaniye örtülmelidir.

Islak giysileri kuru olanlar ile değiştirilmelidir.

Yüzük, saat, künye, kolye, piercing… gibi takıları çıkarılmalıdır.

Bilinci yerinde olanlara bol ılık içecekler, mesela şekerli çay, sıcak çikolata içirilmeli, azar azar kalorisi yüksek yiyecekler verilmelidir.

Alkollü içecekler vermek ve bilinci açık olmayan hastalara sıvı içirmeye çalışmak çok tehlikelidir.

Tüm vücut aynı anda ısıtılmamalıdır, çünkü bu durum kanın yüzeye gelip daha da soğuk olarak iç organlara dönmesine yol açar.

Karın, göğüs ve derinin ince olduğu boyun, koltuk altları ve kasıklar sıcak havlu veya ılık-sıcak termoforlar ile ısıtılmaya çalışılmalıdır.

Soğuk ısırması veya lokal donma belirtileri olup olmadığı kontrol edilmelidir. Ayakları donmuş kişiler kesinlikle yürütülmemelidir.

Donmuş yerler kesinlikle doğrudan ateş, sıcak lamba tutulmamalı veya çok sıcak suya sokulmamalı, nefesle hohlayarak veya elle ısıtılmalıdır.

Hipotermili kişilere masaj yapmak veya onları ovmaktan ve sert ve kontrolsüz hareketlerden kaçınmalıdır.

Hafif hipotermi belirtileri olan ve bakımla durumları düzelen kişilerin soğuğa maruz kalırlarsa tekrar daha kolay hipotermiye girebilecekleri unutulmamalıdır.

Orta veya şiddetli hipotermi belirtisi gösteren kişilerin en kısa zamanda mümkünse ambulans veya hatta gerekiyorsa helikopterle bir sağlık kurumuna ulaştırılmaları sağlanmalıdır. Bunun için 112’den yardım istenmelidir.

Bunların solunumları, nabızları ve kan basınçları kontrol edilmeli ve solunum yollarının açık olması ve devamlılığı sağlanmalıdır.

Şiddetli hipotermide olanların tedavilerine hastane ve gerekiyorsa yoğun bakım ünitelerinde devam edilmelidir.

Hipotermideki hastalara hemen ölüm kararı vermek çok yanlıştır. İlk anda öldüğü sanılan pek çok hasta hastanede vücut ısıları yerine geldikten sonra hayata dönmüştür.

Hastanede tedavi

Şiddetli hipotermide olan hastaların ısıtılmalarında çeşitli yöntemler kullanılır. Bunun için damar yoluyla uygulanan 40-45 dereceye kadar ısıtılmış sıvılardan yararlanılabileceği gibi, 40 dereceye ısıtılmış nemli oksijen de verilebilir. Bu amaçla uygulanan bir başka yöntem de hastaların mide, kalın bağırsak veya mesane gibi vücut boşluklarının sıcak sıvılarla yıkanması veya böbrek yetersizliğinde uygulanan diyaliz tedavisidir.

 

Ynt: Hipotermi

Zerrin hanım teşekkür ederim bilgiler için.

Ben de Vatani görevimi oralarda dağlarda yaptım. İlk gecemi hâlâ hatırlıyorum. O gece soğuktan öleceğimi sandım. :D

Dağlara olan aşkım o zaman başladı. Dağcılık adına çok ama çok şey öğrendim. Belirli yüksekliklerde bitki örtüsü değişir. Siz çıktıkça bitki örtüsü azalır ve belli bir rakımdan sonra

artık tamamen biter. O zirvelerde günlerce konaklamanın ve hayatı idame ettirmenin ne demek olduğunu yaşayan bilir. Çok güzel günlerdi...

Bir daha öyle tırmanışlar yapamadım. Zaten o coğrafya sadece oralarda var. Bir gözlemci ve doğasever olarak unutulmaz olaylar yaşadım. Sadece iki tanesini sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü her insanın başına gelmez.

1- İsmini vermeyeceğim yere günler süren intikalden sonra zirvelere ulaştık. Sonun da zirvelerdeyiz. Bulutlar aşağıda, mas-mavi gökyüzü inanılmaz bir manzara.....Herkes ufukta görünen nedir? diye soruyor.

Biz Güneydoğunun uç noktasında olmamıza rağmen bulutların üstünde ve ufukta oldukça uzak bir noktada Ağrı dağının beyaz zirvesi konik şekilde görülüyor. Konaklayacağımız yeri hazırlarken büyük taşları alıp atıyoruz. Kırılan birtaşın içinden bir fosil çıkıyor. Bir deniz kabuğu fosili....Hem de o yükseklikte. :D


2-Yükseklerdeyiz...Zirvelere çıkmak için pek çok yüksek tepeler ya da küçük dağlar var. Kar suları dereleri oluşturmuş dereler ise çayları...Son tepeye yaklaştık, tepenin etekleri
büyük bir kalenen surları gibi düz ve hemen dibinde çay akıyor. Müthiş bir yağmur bastırdı ve sonra kesildi. Biraz sonra da çok güzel bir Güneş...

O zaman benim için bir mucize oldu. Tepe ile bizim aramızda sadece 20 metre kadar var. Güneş doğunca yaklaşık 10 metre uzaklıkta çok büyük bir gökkuşağı oluştu.

Fakat bir ayağı hemen 10 metre önümüzde ve
diğer ayağı ise ufukta. İnanılmaz bir manzara! Hepimiz donup kaldık dakikalarca seyrettik. Çok geniş ve doğruca düz bir şekilde gökyüzüne çıkıyor, insan başını kaldırıp bakınca
korkuyor....Ben gökkuşağını hep kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi olarak biliyordum. Fakat öyle değil. Örneğin gökkuşağının önümüzde oluşan ayağı 30-40 metre eninde.

Bunun 10 metresi kırmızı, 10 metresi sarı şeklinde..... Bu 10 metre kırmızı şerit 2,5 metre 4 adet değişik kırmızı şeritten oluşmuş. Bu 2,5 metre şeritlerde çok muntazam şekilde
4'de bölünmüş onlarda başka kırmızı tonlarda örneğin 60 cm. gibi. Yani sizin anlayacağınız bizim gökkuşağında gördüğümüz bir renk aslında koyudan açığa doğru onlarca renk
şeridinin yanyana gelmesi ile oluşuyor. Bir kırmızı renkte belki yüz çeşit kırmızı şerit dizilmiş gibi. İnanılmaz bir tabiat olayı.

Bunları bir daha yaşayabilececeğimi sanmıyorum. Aynı zamanda susuzluk, açlık, soğukta yaşama, yön tayini, sessiz ve iz bırakmadan yaşama, hayatta kalma, tırmanma ve bunun gibi pek çok konuda önemli eğitimler aldım ve tecrübe edindim.

O günler hayatımın en ilginç ve renkli günleriymiş. :D
 

Ynt: Hipotermi

Zorlu anılarınızı çok güzel anlatmışsınız, teşekkürler. Dağları sevmişsiniz, artık keyif için de yapabilirsiniz bu sporu, öneririm dağlarda yaşadığınız her an tadı damağınızda kalacak anlar olacaktır..
 

Ynt: Hipotermi

SÜVARİ' Alıntı:
Zerrin hanım teşekkür ederim bilgiler için.

Ben de Vatani görevimi oralarda dağlarda yaptım. İlk gecemi hâlâ hatırlıyorum. O gece soğuktan öleceğimi sandım. :D

Dağlara olan aşkım o zaman başladı. Dağcılık adına çok ama çok şey öğrendim. Belirli yüksekliklerde bitki örtüsü değişir. Siz çıktıkça bitki örtüsü azalır ve belli bir rakımdan sonra

artık tamamen biter. O zirvelerde günlerce konaklamanın ve hayatı idame ettirmenin ne demek olduğunu yaşayan bilir. Çok güzel günlerdi...

Bir daha öyle tırmanışlar yapamadım. Zaten o coğrafya sadece oralarda var. Bir gözlemci ve doğasever olarak unutulmaz olaylar yaşadım. Sadece iki tanesini sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü her insanın başına gelmez.

1- İsmini vermeyeceğim yere günler süren intikalden sonra zirvelere ulaştık. Sonun da zirvelerdeyiz. Bulutlar aşağıda, mas-mavi gökyüzü inanılmaz bir manzara.....Herkes ufukta görünen nedir? diye soruyor.

Biz Güneydoğunun uç noktasında olmamıza rağmen bulutların üstünde ve ufukta oldukça uzak bir noktada Ağrı dağının beyaz zirvesi konik şekilde görülüyor. Konaklayacağımız yeri hazırlarken büyük taşları alıp atıyoruz. Kırılan birtaşın içinden bir fosil çıkıyor. Bir deniz kabuğu fosili....Hem de o yükseklikte. :D


2-Yükseklerdeyiz...Zirvelere çıkmak için pek çok yüksek tepeler ya da küçük dağlar var. Kar suları dereleri oluşturmuş dereler ise çayları...Son tepeye yaklaştık, tepenin etekleri
büyük bir kalenen surları gibi düz ve hemen dibinde çay akıyor. Müthiş bir yağmur bastırdı ve sonra kesildi. Biraz sonra da çok güzel bir Güneş...

O zaman benim için bir mucize oldu. Tepe ile bizim aramızda sadece 20 metre kadar var. Güneş doğunca yaklaşık 10 metre uzaklıkta çok büyük bir gökkuşağı oluştu.

Fakat bir ayağı hemen 10 metre önümüzde ve
diğer ayağı ise ufukta. İnanılmaz bir manzara! Hepimiz donup kaldık dakikalarca seyrettik. Çok geniş ve doğruca düz bir şekilde gökyüzüne çıkıyor, insan başını kaldırıp bakınca
korkuyor....Ben gökkuşağını hep kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi olarak biliyordum. Fakat öyle değil. Örneğin gökkuşağının önümüzde oluşan ayağı 30-40 metre eninde.

Bunun 10 metresi kırmızı, 10 metresi sarı şeklinde..... Bu 10 metre kırmızı şerit 2,5 metre 4 adet değişik kırmızı şeritten oluşmuş. Bu 2,5 metre şeritlerde çok muntazam şekilde
4'de bölünmüş onlarda başka kırmızı tonlarda örneğin 60 cm. gibi. Yani sizin anlayacağınız bizim gökkuşağında gördüğümüz bir renk aslında koyudan açığa doğru onlarca renk
şeridinin yanyana gelmesi ile oluşuyor. Bir kırmızı renkte belki yüz çeşit kırmızı şerit dizilmiş gibi. İnanılmaz bir tabiat olayı.

Bunları bir daha yaşayabilececeğimi sanmıyorum. Aynı zamanda susuzluk, açlık, soğukta yaşama, yön tayini, sessiz ve iz bırakmadan yaşama, hayatta kalma, tırmanma ve bunun gibi pek çok konuda önemli eğitimler aldım ve tecrübe edindim.

O günler hayatımın en ilginç ve renkli günleriymiş. :D

bu anlattıklarınsa benim unutmak istediklerimle aynı :smiley:)
 




Ynt: Hipotermi

Arkadaşlar hipotermi konusunda katkısı olan tüm arkadaşlara teşekkür ederim.Ben hipotermiyi önemsiyorum;çünkü doğada karşılaşacağınız bir çok kazanın altındaki buzdağıdır Hipotermi.(forumda örneklerini bulabilirsiniz)
Konu anlatma sırası olarak;1-Tanım 2-Fizyolojisi-normal insan vücudu ve adaptasyonları
3-Aşamaları 4- Önlemleri 5- İlk yardım ve tahliyesi olarak adım adım anlatmak ve sizinle konuları tartışmak istiyorum.
Hipotermi yaşamayan için çok teorik,yaşayan içinse okunması bir o kadar merak uyandıran bir konu.Mümkün olduğunca ilginizi çekecek biçimde renkli anlatmaya çalışacağım.
1-TANIMI;Vücut ısısının normali olan 37 C nin altına düşmesi.
Hipotermi 36 C de başlar,36-34-32 C ve altı olarak ayrılabilecek 3 aşamasıyla ölüme kadar değişebilecek değişimleri içeren bir durumdur.
Kimler Risk Altındadır? Vücut ısısını ayarlama mekanizması henüz çalışmayan bir yenidoğan,deniz kazası geçiren bir denizci,uçak kazası sonrası kazazedeler,karlı bir arazide dolaşan bir asker,cipiyle bir dağ yolunda kara saplanan veya yoldan kaydıran ve arabasını terk edip dağdan kestirme giderim diye yanlış bir rota tutturan cesur birisi,Scuba sırasında hipotermiyi yaşayan bir dalgıç;hepsi bu ölümle sonuçlanabilecek bu sürecin adaylarıdır.
Ne Zaman Öldürür? Almanlar Dachau kampında rus esirler üzerinde yaptıkları ve savaş suçu olarak kabul edilen deneylerde ölümlerin 25 C civarı ve kalp durması sonucu gerçekleştiğini görmüşlerdir.Bu deneylerden bir kişi 16,3 C ile kurtulmuştur.Çocuklarda bu sınır daha da aşağılarda bir yerlerdedir;1994 te Saskatchewan yerlilerinden 2 yaşında bir kız çocuğu -40C lik bir gecede kaybolmuş,sabaha evlerine yakın bir yerde bulunduğunda vücut ısısı 13,8 C olarak ölçülmüş ve yaşamıştır.
SONUÇ;İstatistikçilerin ve bilim adamlarının kabul ettikleri bir konu varsa o da bu konularda kimsenin şu derecede şu olur diyemeyeceğidir,ama yolun bu sonu 25 C dir,hızı kişiye göre,ortama göre,alınan tedbirlere göre değişir.Aşamalarını ileride anlatacağım.Zayıflar,kas kitlesi iyi olanlar,hipotermiden korunma önlemlerini yetersiz alanlar,az sıvı ve düşük kalorili beslenenler ve yanlış beslenenler(konuşacağız),bir konuda önceden kafasında B planı olmayanlar ve maalesef erkekler(istatistikler böyle diyor) bu konuda daha büyük risk grubudur ve hipotermi daha hızlı gelişir.Kadınlar ve obez olanlar yağ kitleleri nedeniyle izolasyonları daha iyi olup daha rahat korunurlar.Soğuk iklimlerde yaşayanlarda ve bazı hayvanlarda az da olsa kahverengi yağ dokusu vardır(bu fizyolojide konuşacağımız bir konu)bu onları soğuğa daha dayanıklı kılar.
Arkadaşlar ısı kaybı isimli gönderimde vücut ısımızı nasıl kaybettiğimizi açıklamak istedim;
Radyasyon(sıcak bir nesneden soğuk bir ortama doğru kayıp),buharlaşma(terleme),konveksiyon(rüzgarın etkisinde kalma),ve kondüksiyon(temasla ısı kaybı) hep birlikte çalışarak vücut ısımızı düşürür.

Sonraki adımda sizlerle fizyolojisini konuşmak isterim.Saygılarımla
(Dağa nasıl çıkılmaz,hipotermiye nasıl yakalanırım;1metal kaşık çatal dağda işinize yaramaz,2 numara olan bütan ocağı için yazacakları olan ve hipotermi odaklı konuşmak isteyen arkadaşları bekliyorum...4-5 kişi var fotoğrafta ve bütan ocağı,saat 2-3,hava 5 te kararacak?yorumlarınızla beraber dağda sıvı alımında vazgeçilmezimiz olan ocak seçimlerini de gözden geçirelim)
 


Ynt: Hipotermi

Kardeşim Tarkan, burada benim eklemek istediklerimden bir tanesi doğada hazırlıksız kalmak. (Kaza yolu ile ya da başka sebeplerden)
Kendi tecrübelerimden öğrendiğim bir bilgi.

Arazide gece kaldınız, yanınızda ise çadır, battaniye vs. yok. Sadece giyisileriniz var. Her nekadar kalın giyinip yatsanızda üşürsünüz ve ısı kaybına uğrarsınız. Vüvudunuz asla ısınmaz.

Fakat sırtınızdaki paltonuzu çıkarıp üzerinize battaniye gibi örterseniz ve birazda toplanıp yattığınızda ısınıyorsunuz. Hatta rahat bir uyku çekebilirsiniz. Bizim o fotoğraftaki
arkadaşlar gibi arazideki zamanlarımızda uyguladığımız yöntemdir. Bu saçma gibi gelebilir fakat örtünme ile giyinme arasında fark vardır. Bunu pek çok insan bilir.

Bir de bazıları dağda alkol almayı tavsiye ediyor ısınmak için vs. Bu yanlış bir uygulamadır. İnsanları hataya düşürür ve uyuşturur. Bu hayati tehlike oluşturur.

Şimdilik bu kadar.
 

Ynt: Hipotermi

Talha ,Napolyon un Rusya seferi tam bir maceradır;Fransız askerleri Rus stepleri ve hipotermi ile tanışmışlar,bir çoğu bivak dediğimiz ve bugün dağlarda uyguladığımız tekniği keşfetmiş ama çoğu ateşe yaklaşıp ısıtmaya çalıştıkları kol ve bacaklarına veda etmişlerdir(erken ısıtma veya hızlı ısıtmayla dokulara giden oksijen serbest oksijen radikallerine dönüşerek dokuları zehirler artı hissetmediğiniz bir uzvunuzu ısıtırken tatlı bir mangal kokusu gelebilir!!yanıklar 2010 da bile başımızın derdidir bir de o günün şartlarını düşünün),bir çoğu da ölmüştür.
Napolyon un Mısır macerası ise Brusella(malta humması) ve Veba(en son geçen yıl Libya dan 6 ölümlü vaka çıktı-o yıllarda Suriye nin Akka şehrinde Vebayla karşılaşan Fransız askerlerinin % 92 si ölmüştür) gibi tıbben ilginç yönleri de barındıran ve Osmanlıyı ilgilendiren bir konu olmuştur.
Bivak halen bizim kullandığımız,zor zamanlar için sırt çantamızda taşıdığımız ve eğitimini aldığımız bir konu.Sırt çantanızın üst kısmında uyku tulumunuzun ve bivakınızın kolay erişilebilir durumda olması hayat kurtarıcıdır.Bivak tan esinlenmiş çadırlar da mevcuttur.Bivak a özel kullanılabilecek hekzamin tabletlerden oluşan katı yakıtlı minik ocaklar da var propan kullanan bivak ocakları da var.(ki bence benzin ocaklarının yerini tutmaz)
Ama takdir edersiniz ki havuzdan su kaçıyorsa havuzu doldurmak pek işe yaramaz;korunma,giyim,sıvı ve gıda alımı,bivak gibi acil durum B planları hepsi bir bütündür.Paylaşımlarınızdan büyük keyif alıyorum,hataları konuşmaktan ve öğrenmekten korkamayalım.Saygılarımla...
http://en.wikipedia.org/wiki/Bivouac_shelter
not;ben bivak olarak abd yapımı kenarları güzel dikimli bir cset torbasını kullanıyorum(deprem zamanlarından çantamda kalmış)-sabitlenmesi kolay,içine mat ve uyku tulumunu da atıp rahat kullanıyorsun,yeter ki ismini(cset torbası olduğunu) ekip arkadaşlarıyla paylaşma,moral bozucu olabiliyor,yoksa memnunum...

bivak1.jpg
 




Ynt: Hipotermi

Evet Napolyon :D Mısır işgalinden sonra donanmayla Akdeniz'den İskenderun'a gelmiş ve işgal girişimine başlamıştır.

Fakat şanlı komutanlarımızdan Cezzar Ahmet Paşa, Napolyon'u ve ordusunu ağır bir yenilgiye uğratmış, Napolyon silahlarını ve askerlerini bırakıp bir ticaret gemisi ile kaçarak canını zor kurtarmıştır. ;D 1789.

Sonra şu ünlü sözü söylemiştir; "Türkleri öldürebilir siniz, fakat asla mağlup edemezsiniz."
Bunlarıda konu renklensin diye yazıyorum.



Bu arada Sarıkamış'ta şehit olan binlerce askerimizi ise rahmetle anıyorum. Bu insanların üzerinde yazlık asgeri elbiseler vardı ve bu şekilde karda intikal ettiler. Hepsi soğuktan
öldüler.

Değerli arkadaşım, tam teçhizatlı olarak insanlar Himalaya dağlarında bile yaşıyor. Önemli olan teçhizatsız olarak doğada nasıl kalabiliriz? Örneğin bir gemi kışın batıyor ve mürettebat o anki kıyafetle soğuk denize atlıyor........Ya da kışın karlı bir dağa uçak düşüyor......Kurtulanlar oluyor.

En çok meydana gelen, minübüs yolcuları doğuda kar yolları kapatınca gece mahsur kalıyorlar. Yani demek istediğim en çok böyle durumlarda ne yapabilinir? Neler doğru neler yanlıştır?
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,109
Mesajlar
1,528,839
Kayıtlı Üye Sayımız
166,839
Kaydolan Son Üyemiz
Planiket

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst