Yeni Asır'dan alıntıdır.
Cavid Sezen
09-Mayıs-2009 Cumartesi
Huzur dolu Sığacık'a sığının
(İzmir'in yakından tanıdığı bir anne, İZSİAD Başkanı İlknur Denizli'nin annelerin yarın götürebileceği yer önerisi bir yazı ile yaptı...)
Koyu yeşil yapraklarla örülü bir koridorda, daracık bir yoldayım. Sağlı sollu mandalina bahçelerinin arasından, asfaltta motosikletle ilerliyorum. Burnum deniz kokusunun izinde. Ilık rüzgar saçlarımı uçuştururken gözüme giren güneş bana bir anda oğlum, kızım ve eşimi hatırlatıyor. Sert bir frenle duruyorum. Biraz geri gidiyorum.
Bu kez üstü açık bir arabadayım. Ilık bahar rüzgarı esmeye devam ediyor. Yavuz direksiyonda, arabamızı telaşsız, ağır ağır kullanıyor. Ben yanındayım.
Çiçek açmış mandalina ağaçlarını takip ediyoruz. Sadece kuş sesleri duyuluyor.
Bana bakıp, "Biricik eşim, sen bizim her şeyimizsin" dercesine gülümsüyor. Fularım ve saçlarım adeta rüzgarla dans ediyor. Arkada oturan kızım Naz ve oğlum Pusat'a bakıyorum. Kavga etmeden, neşeyle oynarken, uzanıp bana öpücük veriyorlar. "Anneciğim, seni çok seviyoruz" diye sarılıyorlar.
İŞTE HUZUR
Yola devam ediyoruz. Sonunda mandalina ağaçları bizi mis gibi kokan denize, şirin bir sahil kasabasına çıkarıyor. İşte Sığacık! İşte huzur!
Tarih boyunca denizcilerin sığınağı olmuş küçük liman kasabasındayız... Sığacık bizim de sığınağımız. Yıllar öncesinin Göcek'ini anımsatıyor. Sade, sakin ve sevimli.
Sığacık'a vardığımızda, kalender kediler karşılıyor bizi. Dünya umurlarında değil. İri ve aylaklar. İnsanın içinden Sığacık'ta kedi olası geliyor. Ethem'in kahvesinde, telaşsız sabah çaylarını yudumlayanların arasına karışıyoruz. Bir bardak çay bu kadar mı lezzetli olur?
Balık mezatını bitiren balıkçılar, kahveye oturuyorlar. Yelkenci Ali Kaptan geliyor. Sığacık'ı, yelken dünyasıyla tanıştıran ve dünya çapında ünlü bir yelken merkezi olması için tüm gücüyle çalışan Ali Kaptan teknesini, inşası süren marinaya yanaştırıyor. "400 yat kapasiteli marina önümüzdeki yaz tamamlandığında, dünya Sığacık'la buluşacak" diyor Ali Kaptan.
MANGAL KEYFİ
Biz Mehmet Ecer'in içten ev sahipliği yaptığı otelinde konaklıyoruz. Öğle yemeğinde ev yapımı kırmızı şarap, iskorpit çorbası, mangalda deniz çipuraları ve mükemmel zeytinyağlı salata ile kendimizden geçiyoruz. Sohbet, "Anneler Günü" ne geliyor!..
* * *
Gözlerimi açıyorum. Şimdiden dinlenmiş gibiyim...
Sığacık'ı sizlere de öneriyorum...
Şirin beldede daha birçok mekan ve restoran var. Dilerseniz onlardan birini de seçebilirsiniz elbette...