Karavan Yaşamında Eşlerimiz Haklımı ?
Eşlerimizin karavancılığa sıcak bakmaması deneyimsizler için bir "ön endişe" denemişler için ise bir "kötü deneyimdir" genelde.
Bizler bütçemizin elverdiği olanaklara uygun bir klaravan alırız,teknik olarak hazırlarız , direksiyon kullanıp bir kamp yerine getirir takozları koyar, kabloyu bağlar, tenteyi açar varsa TV yi çalıştırırız, bundan sonra kampingin tüm yaşamsal sorumluluklarını kadınlardan bekleriz.
Karavanın daracık, kısıtlı olanaklarından salatalar, zeytinyağlılar,önden etli yemekler ardından pilav ya da börekler,ardından meyve ya da tatlı ve ardından şekeri iyi ayarlanmış kahveler beklensin. "Parasını verdik ya, yolda gelirken manavdan marketten aldık ya daha ne..Yapsın bakalım de görelim"...
Yemekten sonra zaten dolu olan tezgahta bulaşıklar gıp gıcır yıkansın ya da bulaşıkaneye gidip lavabo sırası kapışılsın, önceki kadının bıraktığı artıklar temizlensin,soğuk suda yağlı bulaşıklar gıcırdasın, el alemin dedikodusundan rahatsız olunsun.Bu arada beyefendi güzellik uykusuna yatsın...Döndüğünde ses çıkarılmasın,tabak çanak sonra yerleştirilsin,beyefendi uyandığında "döt" kadar buz dolabına sığmayacağını bile bile buz gibi karpuz istensin...
Öyle ya bütün kış o forum senin bu forum benim buzdolabı konusu tartışıldı en iyisi alındı ya,daha ne...
Beyefendi kalktığında, yataklar ikinci defa toplansın, yatılacağı zaman tekrardan yapılsın, toz toprak içindeki kamping de karavanın yaygısı tertemiz, içerisi bal dök yala olsun...
35 derece sıcakta tenceredeki yemeğin başında beklensin,gelen gidenin çayı kahvesi yapılsın,üzümlü kek beğendirilsin, Amerika da okuyan başarısız çocuğunun torununun başarıları dinlensin..
Ocak kısılınca bir ara koşulup denize girilsin..Ohh be ne iyi ettikte geldik diyen kocasına "yaa öyle hayatım" diye sırıtılsın...
Hadi rolleri değişelim isterseniz beyler...Varmısınız...
Herşeye rağmen bozuntuya vermeyen eşlere saygılarımla,
RÜZGAR
Eşlerimizin karavancılığa sıcak bakmaması deneyimsizler için bir "ön endişe" denemişler için ise bir "kötü deneyimdir" genelde.
Bizler bütçemizin elverdiği olanaklara uygun bir klaravan alırız,teknik olarak hazırlarız , direksiyon kullanıp bir kamp yerine getirir takozları koyar, kabloyu bağlar, tenteyi açar varsa TV yi çalıştırırız, bundan sonra kampingin tüm yaşamsal sorumluluklarını kadınlardan bekleriz.
Karavanın daracık, kısıtlı olanaklarından salatalar, zeytinyağlılar,önden etli yemekler ardından pilav ya da börekler,ardından meyve ya da tatlı ve ardından şekeri iyi ayarlanmış kahveler beklensin. "Parasını verdik ya, yolda gelirken manavdan marketten aldık ya daha ne..Yapsın bakalım de görelim"...
Yemekten sonra zaten dolu olan tezgahta bulaşıklar gıp gıcır yıkansın ya da bulaşıkaneye gidip lavabo sırası kapışılsın, önceki kadının bıraktığı artıklar temizlensin,soğuk suda yağlı bulaşıklar gıcırdasın, el alemin dedikodusundan rahatsız olunsun.Bu arada beyefendi güzellik uykusuna yatsın...Döndüğünde ses çıkarılmasın,tabak çanak sonra yerleştirilsin,beyefendi uyandığında "döt" kadar buz dolabına sığmayacağını bile bile buz gibi karpuz istensin...
Öyle ya bütün kış o forum senin bu forum benim buzdolabı konusu tartışıldı en iyisi alındı ya,daha ne...
Beyefendi kalktığında, yataklar ikinci defa toplansın, yatılacağı zaman tekrardan yapılsın, toz toprak içindeki kamping de karavanın yaygısı tertemiz, içerisi bal dök yala olsun...
35 derece sıcakta tenceredeki yemeğin başında beklensin,gelen gidenin çayı kahvesi yapılsın,üzümlü kek beğendirilsin, Amerika da okuyan başarısız çocuğunun torununun başarıları dinlensin..
Ocak kısılınca bir ara koşulup denize girilsin..Ohh be ne iyi ettikte geldik diyen kocasına "yaa öyle hayatım" diye sırıtılsın...
Hadi rolleri değişelim isterseniz beyler...Varmısınız...
Herşeye rağmen bozuntuya vermeyen eşlere saygılarımla,
RÜZGAR