Ynt: Kavala, Selanik, İskeçe (şubat 2015)
1919 Yunan-Türk Savaşı'ndan sonra Kavala, aldığı işçi göçleriyle birlikte yeni bir refah dönemine girmiş. Bu büyüme tarım ve endüstri alanında olmuş. Tütün işleme ve tütün ticareti alanında oldukça büyük bir yere sahipmiş.
Bizler hep Kavala’ yı ünlü “Kavala Kurabiyesi” ile biliyoruz. Bütün bademli, üzeri pudra şekerli, nefis kurabiyeler. İsmi Kavala Kurabiyesi olmasına rağmen, esas yeri İskeçe. Bademler İskeçe’ de yetiştiriliyor. Kurabiyeler İskeçe’ de yapılıyor ama ismi Kavala Kurabiyesi. Ve biz henüz kurabiye almadık.
Kavala’ ya ayrılan süre bittiği için otobüse doluşup Selanik’ e doğru yola çıktık. Kavala – Selanik arası 150 km. Yaklaşık 2 saat sonra Selanik’ e vardık.
Selanik Yunanistan’ın Atina’ dan sonra ikinci en büyük kenti. Makedonya bölgesinin Yunanistan içinde kalan kesiminin başkenti. Google maps’ te mekan adresi bakarken adresleri Macedonia, Thessaloniki olarak görünce şaşırmıştım. Meğerse burası Makedon bölgesiymiş. Selanik şehrinin adı Yunanca, Thessalos ve Niki kelimelerinin birleşiminden oluşuyor ve Thessalian Zaferi anlamına geliyor. Adını Makedon prensesi, aynı zamanda Büyük İskender’in kız kardeşi Thessalonike ‘den alıyor. Kral Filip, kızının Thesally’de alınan büyük zafer günü doğması üzerine kızının Thesallonike olarak yani Thesallonian Zaferi olarak adlandırılmasını buyurmuş. Modern Yunanca’da şehir Θεσσαλονίκη (Thessaloniki) olarak adlandırılmakta, Türkçe gibi diğer dillerde de bu isimin farklı varyasyonları kullanılıyor.
Selanik’ te ilk durağımız Aziz Dimitrios Kilisesi(Agios Dimitrios Kilisesi) oldu.
Atatürk'ün Evi ile aynı caddede bulunan Aziz Dimitrios kilisesi, 413 yılında İllirikos lideri Leontios’un emriyle bir bazilika olarak yapılmış.
Hikaye şöyle: Selanik aristokrasisinden Dimitrios, bir Roma vatandaşı ve Roma ordu subayıymış. Hristiyanlığı kabul edip çeşitli dini faaliyetlerde bulunmuş. M.S.303 yılında tutuklanıp, bir halk hamamının alt katına hapsedilmiş ve orada boynu vurulmuş. Sonrasında, hristiyanlar şehidin bedenini öldürüldüğü yere gömmüşler.
Geleneklere göre şehidin öldürüldüğü yere, 4. yüzyılda küçük bir tapınak yapılmış. Bu küçük tapınağın yerine 413 yılında İllirikos lideri Leontios’un emriyle güzel bir bazilika yapılmış. Bu kilise 7. yüzyılda bir yangında yok olmuş fakat kısa sürede yerine yenisi yapılmış. Daha sonraki yıllarda kilise zararlar görmüş, işgallere uğramış, hasarlar görmüş. Osmanlı egemenliğinde camiye dönüştürülmüş ve müslümanların hizmetine sunulmuş ve cami olarak kullanılmış.
1917 yılında bu tarihi kilise, Selanik’in büyük kısmını yok eden yangında tamamıyla yanmış. Yanmış olan bina daha sonraki yıllarda onarılmış ve 1949 yılında tekrar hristiyanların ibadetine açılmış.
Biz de hızlıca kilisenin içini gezdik. Sonra mum alıp dilek diledik ve tura devam ettik. Ne de olsa hızlandırılmış tur. Tekrar otobüse doluşup Atatürk'ün Evi’ ne geldik.
Ben orada çok duygulandım. Hayranı olduğum bir liderin evine girecek, onun büyüdüğü yeri görecek olmak beni çok heyecanlandırdı.
Ev yakın zamanda restore edilmiş. İçeride Ata’ mızın ve sevgili annesinin balmumu heykelleri var. Duvara yansıtılmış projeksiyon cihazlarından Ata’ mızın hayatıyla ilgili filmleri izleyebiliyorsunuz.