Argadaslar ben dun bi magaraya getdim, oyoyoy. Giderken farkinda
degildim nasi bi magara oldugunun, ole magara diye gaza gelip gittim
nereye gittigimi bilmeden (zaten ben ilk Dupnisa'ya gittigimizde de
Bursa'ya gittigimizi saniyodum), allahtan (Alabama gezimize gelenlerin
taniyacagi) Andy anlatti yolda, hazirliksiz yakalanmadim. ..
Girdik magaraya, 20m'lik bi inisten sonra surunmeli, Peynirlik benzeri
Nesrin Topkapi hareketleri yapmali yerlerden gectik, arada kis gunu
buz gibin sularda emekledik (eller dondu), biraz genisledigi bi iki
yerde 7-8m'lik selalelerin yanindan serpintiler yiyerek cikis
yaptik... Ama sonraaa, bu dar yollar, simdiye kadar gordugum en buyuk
yeralti salonunun tepesine acildi. 100-200m kadar capinda, 60m
yuksekliginde bi salon. Meger altta baska bi magara varmis onyuzlerce
yil once, sonra yukari dogru yiye yiye bizim girdigimiz dar tandansli
magaranin tabanini cokertmis, onunla birlesmis. Asagiya indikten sonra
hakkaten de bambaska bi sekle burundu magara, kocaman, hayvani debili
(ama "white-water" seklinde degil allahtan) bi nehir akiyodu icinde,
ona da girdik, arada belimize kadar islandik, "ayak bileklerinize
kadar islanabilirsiniz bu magarada" diyen Andy'ye guvenip kot ve
pamuklu svetsort'le giren bi saskoloz olarak, donuste buyuk salonda
60m'lik inisi cikmak icin onumdeki 6 kisiyi beklerken kendimi
kitaplarda uzerine "boyle yapmayin" anlaminda carpi koyulan
resimlerdeki arkadaslar gibi hissettim...
Inis de 60m diye ufak dimeyin, valla o koni seklindeki yeralti
salonunun ortasina free-fall seklinde inerkene oyle hos bir ucuklama
yasaniyor ki, annatamam. Zaten fener pek yetmiyo, goremiyon asagiyi
etrafi, bole bizzz diye iniyosun ama dunyanin merkezine mi, nereye,
belli diil...
Neyse, iste boyleyken boyle, agzinizin suyunu akitayim dedim. Surda
resimler var magaradan, ama hayvani flaslarla cektikleri icin biraz
hissiyatini kaybettirmisler salonun:
Bi belki su resim biraz yaklasiyo:
Bikac secme daha:
Ilk inis:
Tipik dar yerler:
Ipsiz selale:
Ipli selale:
Buyuk salon:
Asagidaki buyuk galeri
Nehir:
Ha bi de, magara 15 mil uzunlugundaymis, biz miniminnacik bi yerini
gormus olduk sadece. Andy'ler vakti zamaninda gunlerce kamp yapmislar
icinde olcum icin. Boyle "uzun" magaralar genelde karman corman
labirent gibi oluyolar, butun kollarin uzunlugunu toplayinca bilmemkac
km ediyo, ama bu magaranin haritasi o kadar karmasik da degil, paralel
falan giden bi-iki kol var, yilan gibi... Hakkaten "uzun" yani.
Ciktigimizda hava buz gibiydi (buz sarkitlari vardi zaten etrafta),
ama oyle isinmis ki makinalar, o sogukta soyunup giyindik, bana misin
demedi... Sonra gittik bi de guzel yemek yedik, oyle donduk. Donus
yolunda da olu gibi uyudum.
Haydi operim hepinizi,
arkadas
alıntı: Gurbetci Dagcilar
degildim nasi bi magara oldugunun, ole magara diye gaza gelip gittim
nereye gittigimi bilmeden (zaten ben ilk Dupnisa'ya gittigimizde de
Bursa'ya gittigimizi saniyodum), allahtan (Alabama gezimize gelenlerin
taniyacagi) Andy anlatti yolda, hazirliksiz yakalanmadim. ..
Girdik magaraya, 20m'lik bi inisten sonra surunmeli, Peynirlik benzeri
Nesrin Topkapi hareketleri yapmali yerlerden gectik, arada kis gunu
buz gibin sularda emekledik (eller dondu), biraz genisledigi bi iki
yerde 7-8m'lik selalelerin yanindan serpintiler yiyerek cikis
yaptik... Ama sonraaa, bu dar yollar, simdiye kadar gordugum en buyuk
yeralti salonunun tepesine acildi. 100-200m kadar capinda, 60m
yuksekliginde bi salon. Meger altta baska bi magara varmis onyuzlerce
yil once, sonra yukari dogru yiye yiye bizim girdigimiz dar tandansli
magaranin tabanini cokertmis, onunla birlesmis. Asagiya indikten sonra
hakkaten de bambaska bi sekle burundu magara, kocaman, hayvani debili
(ama "white-water" seklinde degil allahtan) bi nehir akiyodu icinde,
ona da girdik, arada belimize kadar islandik, "ayak bileklerinize
kadar islanabilirsiniz bu magarada" diyen Andy'ye guvenip kot ve
pamuklu svetsort'le giren bi saskoloz olarak, donuste buyuk salonda
60m'lik inisi cikmak icin onumdeki 6 kisiyi beklerken kendimi
kitaplarda uzerine "boyle yapmayin" anlaminda carpi koyulan
resimlerdeki arkadaslar gibi hissettim...
Inis de 60m diye ufak dimeyin, valla o koni seklindeki yeralti
salonunun ortasina free-fall seklinde inerkene oyle hos bir ucuklama
yasaniyor ki, annatamam. Zaten fener pek yetmiyo, goremiyon asagiyi
etrafi, bole bizzz diye iniyosun ama dunyanin merkezine mi, nereye,
belli diil...
Neyse, iste boyleyken boyle, agzinizin suyunu akitayim dedim. Surda
resimler var magaradan, ama hayvani flaslarla cektikleri icin biraz
hissiyatini kaybettirmisler salonun:
Bi belki su resim biraz yaklasiyo:
Bikac secme daha:
Ilk inis:
Tipik dar yerler:
Ipsiz selale:
Ipli selale:
Buyuk salon:
Asagidaki buyuk galeri
Nehir:
Ha bi de, magara 15 mil uzunlugundaymis, biz miniminnacik bi yerini
gormus olduk sadece. Andy'ler vakti zamaninda gunlerce kamp yapmislar
icinde olcum icin. Boyle "uzun" magaralar genelde karman corman
labirent gibi oluyolar, butun kollarin uzunlugunu toplayinca bilmemkac
km ediyo, ama bu magaranin haritasi o kadar karmasik da degil, paralel
falan giden bi-iki kol var, yilan gibi... Hakkaten "uzun" yani.
Ciktigimizda hava buz gibiydi (buz sarkitlari vardi zaten etrafta),
ama oyle isinmis ki makinalar, o sogukta soyunup giyindik, bana misin
demedi... Sonra gittik bi de guzel yemek yedik, oyle donduk. Donus
yolunda da olu gibi uyudum.
Haydi operim hepinizi,
arkadas
alıntı: Gurbetci Dagcilar