Mevlana'dan...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan SNM Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 6
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,641

SNM

Ana Kamp
Mesajlar
70
Tepkime Puanı
0
Sonsuz bir karanligin içinden dogdum.
Isigi gördüm, korktum.
Agladim.

Zamanla isikta yasamayi ögrendim.
Karanligi gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanliga ugurladim sevdiklerimi. ..
Agladim.

Yasamayi ögrendim.
Dogumun, hayatin bitmeye basladigi an oldugunu;
aradaki bölümün, ölümden çalinan zamanlar oldugunu
ögrendim.

Zamani ögrendim.
Yaristim onunla...
Zamanla yarisilmayacagini,
zamanla barisilacagini, zamanla ögrendim...

Insani ögrendim.
Sonra insanlarin içinde iyiler ve kötüler oldugunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulundugunu ögrendim.

Sevmeyi ögrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalici oldugunu,
sevginin güvenin saglam zemini üzerine kuruldugunu
ögrendim.
Insan tenini ögrendim.
Sonra tenin altnda bir ruh bulundugunu. ..
Sonra da ruhun aslinda tenin üstünde oldugunu ögrendim.

Evreni ögrendim.
Sonra evreni aydinlatmanin yollarini ögrendim.
Sonunda evreni aydinlatabilmek için önce çevreni aydinlatabilmek gerektigin ögrendim.

Ekmegi ögrendim.
Sonra baris için ekmegin bolca üretilmesi gerektigini.
Sonra da ekmegi hakça ülesmenin, bolca üretmek kadar
önemli oldugunu ögrendim.
Okumayi ögrendim.
Kendime yaziyi ögrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazi, kendimi ögretti bana...

Gitmeyi ögrendim.
Sonra dayanamayip dönmeyi...
Daha da sonra kendime ragmen gitmeyi...

Dünyaya tek basina meydan okumayi ögrendim genç yasta...
Sonra kalabaliklarla birlikte yürümek gerektigi fikrine vardim.
Sonra da asil yürüyüsün kalabaliklara karsi olmasi gerektigine aydim.

Düsünmeyi ögrendim.
Sonra kaliplar içinde düsünmeyi ögrendim.
Sonra saglikli düsünmenin kaliplari yikarak düsünmek
oldugunu ögrendim.

Namusun önemini ögrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk oldugunu;
gerçek namusun, günah elinin altindayken, günaha el
sürmemek oldugunu ögrendim.

Gerçegi ögrendim bir gün...
Ve gerçegin aci oldugunu...
Sonra dozunda acinin, yemege oldugu kadar hayata da
lezzet kattigini ögrendim.

Her canlinin ölümü tadacagini, ama sadece bazilarinin
hayati tadacagini ögrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...

MEVLANA
 

Etiketler
Ynt: Mevlana'dan...

Paylaşım çok güzel. Teşekkürler Sayın SNM... :smiley:

Ben de bir şiir ekleyim;



Demedim mi?

Oraya gitme demedim mi sana,
seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?

Bir gün kızsan bana,
alsan başını,
yüz bin yıllık yere gitsen,
dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?

Demedim mi şu görünene razı olma,
demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,
onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?

Ben bir denizim demedim mi sana?
Sen bir balıksın demedim mi?
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın,
senin duru denizin ben'im demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,
senin kolun kanadın ben'im demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
demedim mi soğuturlar seni.
Oysa senin ateşin ben'im,
sıcaklığın ben'im demedim mi?

Türlü şeyler derler sana demedim mi?
Kötü huylar edinirsin demedim mi?
Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?
Yani beni kaybedersin demedim mi?

Söyle, bunları sana hep demedim mi?



Mevlana Celaleddin Rumi
 


Ynt: Mevlana'dan...

Ben Bende Değil

Ben bende değil, sende de hem sen, hem ben,
Ben hem benimim, hem de senin, sen de benim,
Bir öyle garip hale bugün geldim ki
Sen ben misin, bilmiyorum, ben mi senim.
 




Ynt: Mevlana'dan...

Okumaktan zarar gelmez, oku, ama Lanet okuma!

Emek ver, kulak ver, ama hiç bir zaman Boş verme!

Rakibini geç, sınıfını geç, ama hiç bir zaman Gülüp geçme!

Günlerini say, servetini say, büyüklerini say ama, hiç bir zaman Yerinde sayma!


Yaklaş, konuş, tanış, ama Uzaklaşma!

Hedefe koş, serhada koş, yardıma koş, ama Ortak koşma!

Paranı ver, gönlünü ver, canını ver, ama Sırrını verme!

Elini aç, gözünü aç, kalbini aç, ama Ağzını açma!

Zulmü devir, nefsi devir, ama Can devirme!

Ev al, araba al, akıl al, ama Beddua alma!

Eşini sev, işini beğen, aşını beğen, ama Kendini beğenme!

Davet et, hayret et, affet, tövbe et, ama İhanet etme!

Satıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol, bulucu ol, ama Bölücü olma!

Ne yap, ne yapma, itil, atıl, ama Satılma!

Seslen, uslan, ama Yaslanma!

Doğrul, devril, ama Eğilme!

MEVLANA
 

Ynt: Mevlana'dan...

Mevlana'dan Üç Soru Üç Cevap

Mevlana Celaleddin-i Rumi’ye felsefecilerden bir grup geldi. Sual sormak istediklerini bildirdiler. Mevlana hazretleri bu gelen misafirleri Şems-i Tebrizi’ye havale etti.
Şems-i Tebrizi hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç sual sormak istediklerini belirttiler, Şems-i Tebrizi; “Sorun” buyurdu.
İçlerinden birini başkan seçtiler. Seçtikleri sözcü soruları sormaya başladı.
İlk soru şöyleydi :
“Allah var dersiniz, ama görünmez. Göster de inanalım.”
Şems-i Tebrizi hazretleri;
“Öbür sorunu da sor!” buyurdu.
“Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azap edilecek dersiniz. Hiç ateş ateşe azab eder mi?” dedi.
Şems-i Tebrizi; “Peki öbür sorunu da sor!” diye buyurdu.
“Ahirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezasını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın!” dedi.
Bu soruların üzerine Şems-i Tebrizi, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhal zamanın kadısına gidip, davacı olup şikayette bulundu.
“Ben soru sordum, o başıma kerpiç vurdu” dedi.
Şems-i Tebrizi hazretleri;
“Ben de sadece cevap verdim” buyurdu.
Kadı bu işin açıklamasını isteyince, Şems-i Tebrizi hazretleri şöyle anlattı; “Bana, Allahü Teala’yı göster de inanayım dedi. Şimdi bu felsefeci başının ağrısını göstersin de inanayım. Yine bana; şeytana ateşle nasıl azap edileceğini sordu? Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Halbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı. Yine bana, bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz dedi. Benim canım onun başına kerpiç vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyada küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan ahret hayatında niçin hak aranmasın?
Bu cevaplar üzerine felsefeciler hiçbir şey söylemeden çekip gittiler.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,005
Mesajlar
1,527,134
Kayıtlı Üye Sayımız
166,753
Kaydolan Son Üyemiz
galaksiseo06

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON KONULAR



Geri
Üst