sibelocal
Moderatör
- Mesajlar
- 208
- Tepkime Puanı
- 7
“Sunshine State” ünvanını haklı bir gururla taşıyan Florida’nın güney ucunda, anakaranın bitiminden itibaren Karayipler’in içine doğru güneybatı yönelimli bir ark oluşturacak şekilde dizilmiş irili ufaklı yaklaşık 1700 ada bulunur. Miami’den yola çıkıp, US1 isimli yolu takip ederek yolun sonuna kadar gittiğinizde, kıta Amerikasının en uç noktası olan çok hoş bir kasabaya ulaşırsınız: Key West…
Gidiş-geliş yollara pek alışkın olmayan Amerikalıların “yol tehlikeli “uyarılarını gönül rahatlığıyla kulakarkası edip, sabah erkence bir saatte yola çıkın çünkü hem yaklaşık 4 saat sürecek olan yolda, hem Key West’de yapacaklarınız için zamana ihtiyacınız olacak. Florida Keys denen bölgede US1, birbirine köprülerle bağlı adaların birinden ötekine doğru geçerken, subtropik iklimin ve ortamın keyfini çıkarmaya başlayabilirsiniz.

Key Largo, Islamorada ve Marathon Key’i geride bıraktığınızda, ünlü Seven Mile Bridge’i geçeceksiniz, gerçekten de denize çakılı kazıklar üzerinde yaklaşık 11 km devam eden bu haşmetli köprü boyunca yandaki eski köprü üzerinde size eşlik eden terkedilmiş demiryolu, 1910’larda Florida’nın gelişiminde büyük rol oynamış işadamı Henry Flagler tarafından yaptırılmış. Köprünün bitiminde ulaşacağınız ada Bahia-Honda Key olup, oldukça ünlü bir plaja sahiptir, ve ben de size burda durup bir deniz molası vermenizi tavsiye edeceğim:

Moladan sonra yaklaşık 15 adadan daha geçtikten sonra Key West’in doğu kıyılarından adaya gireceksiniz. Bence, sol taraftan, yani adanın güney sahili boyunca ilerleyip, güneybatıda kıta Amerikasının en uç noktasını gösteren taşın önünde bir hatıra fotoğrafı çektirin:

Sonra da iyi bir turist olun ve Ernest Hemingway’in, “polydactyl”, yani patilerindeki parmak sayısı normalden fazla olan kedileriyle de ünlü evini ziyaret edin:

Key West de diğer “key”ler yani adacıklar ve güney Florida gibi, 130.000 yıl önce deniz seviyesinin gerilemesi ve mercan resiflerinin bir kısmının su üstüne çıkmasıyla oluştuğu için hem scuba hem de serbest dalış meraklılarına güzel bir görsel ziyafet vaadediyor:

Bu aktivitelerden sonra yapılacak en iyi şey, Duval Street’te gezinmek ve sayısız bar ve kafeden birine oturup serinletici bir koktely içmek.. Dinlendiyseniz, akşamüstüne doğru meydanda toplanmaya başlayan kalabalığa karışabilirsiniz. Meydanda bireysel şovlarını sergileyerek para kazanan çılgınlar hem kendileri eğleniyor hem sizi eğlendiriyor:

Günbatımını seyretmek Key West’in olmazsa olmaz ritüeli. Erken gidip önlerden yer tutun, şanslıysanız bu renk ve duygu şölenine yunuslar da eşlik edecek:

İsterseniz gece de kalıp Duval Street’te sabaha kadar eğlenebilirsiniz, isterseniz Sloppy Joe’s da güzel bir deniz ürünleri akşam yemeğinden sonra yola çıkabilirsiniz, isterseniz de günbatımınından hemen sonra Miami’ye doğru yola koyulabilirsiniz ama önce kendinize “so many bars so little time” yazan bir Key West tişörtü almayı ve buraya tekrar gelmeye söz vermeyi unutmayın…
Gidiş-geliş yollara pek alışkın olmayan Amerikalıların “yol tehlikeli “uyarılarını gönül rahatlığıyla kulakarkası edip, sabah erkence bir saatte yola çıkın çünkü hem yaklaşık 4 saat sürecek olan yolda, hem Key West’de yapacaklarınız için zamana ihtiyacınız olacak. Florida Keys denen bölgede US1, birbirine köprülerle bağlı adaların birinden ötekine doğru geçerken, subtropik iklimin ve ortamın keyfini çıkarmaya başlayabilirsiniz.
Key Largo, Islamorada ve Marathon Key’i geride bıraktığınızda, ünlü Seven Mile Bridge’i geçeceksiniz, gerçekten de denize çakılı kazıklar üzerinde yaklaşık 11 km devam eden bu haşmetli köprü boyunca yandaki eski köprü üzerinde size eşlik eden terkedilmiş demiryolu, 1910’larda Florida’nın gelişiminde büyük rol oynamış işadamı Henry Flagler tarafından yaptırılmış. Köprünün bitiminde ulaşacağınız ada Bahia-Honda Key olup, oldukça ünlü bir plaja sahiptir, ve ben de size burda durup bir deniz molası vermenizi tavsiye edeceğim:
Moladan sonra yaklaşık 15 adadan daha geçtikten sonra Key West’in doğu kıyılarından adaya gireceksiniz. Bence, sol taraftan, yani adanın güney sahili boyunca ilerleyip, güneybatıda kıta Amerikasının en uç noktasını gösteren taşın önünde bir hatıra fotoğrafı çektirin:
Sonra da iyi bir turist olun ve Ernest Hemingway’in, “polydactyl”, yani patilerindeki parmak sayısı normalden fazla olan kedileriyle de ünlü evini ziyaret edin:
Key West de diğer “key”ler yani adacıklar ve güney Florida gibi, 130.000 yıl önce deniz seviyesinin gerilemesi ve mercan resiflerinin bir kısmının su üstüne çıkmasıyla oluştuğu için hem scuba hem de serbest dalış meraklılarına güzel bir görsel ziyafet vaadediyor:
Bu aktivitelerden sonra yapılacak en iyi şey, Duval Street’te gezinmek ve sayısız bar ve kafeden birine oturup serinletici bir koktely içmek.. Dinlendiyseniz, akşamüstüne doğru meydanda toplanmaya başlayan kalabalığa karışabilirsiniz. Meydanda bireysel şovlarını sergileyerek para kazanan çılgınlar hem kendileri eğleniyor hem sizi eğlendiriyor:

Günbatımını seyretmek Key West’in olmazsa olmaz ritüeli. Erken gidip önlerden yer tutun, şanslıysanız bu renk ve duygu şölenine yunuslar da eşlik edecek:
İsterseniz gece de kalıp Duval Street’te sabaha kadar eğlenebilirsiniz, isterseniz Sloppy Joe’s da güzel bir deniz ürünleri akşam yemeğinden sonra yola çıkabilirsiniz, isterseniz de günbatımınından hemen sonra Miami’ye doğru yola koyulabilirsiniz ama önce kendinize “so many bars so little time” yazan bir Key West tişörtü almayı ve buraya tekrar gelmeye söz vermeyi unutmayın…