Oylat Mağarası

[mid]

Bu gun farkli bir gun olacak. Cunku ilk kez bir magaraya gidecegim. Heyecani bir baska. Daha gitmeden yol boyunca bir hayâli magara goruntuleri ile zihnimi besledim. Izledigim belgeselleri, derslerde anlatilan sarkit-dikit olusumlarini, brosur-dergi gibi yazili medyada gordugum fotograflari hatta okudugum kitaplardaki magara ile ilgili paragraflari bile hatirlamaya caliyorum yol boyunca; gune hazirlik olsun diye dersini calisan bir ogrenci edasiyla...



Bursa-Ankara karayolu uzerinde sabahin cok erken olmayan saatlerinde yola koyulduk. Bursa’nin yaklasik 45km dogusunda orta buyuklukte bir ilcesi olan, hatta kendine ait buyuk bir organize sanayi sitesi var, Inegol ilcesine ilerliyoruz. Inegolun yaklasik 17km guneydogusunda, Hilmiye Koyu sinirlari icerisinde, Domanic-Oylat Kaplicalarina giden yol uzerinde “Oylat Magarasi” tabelasinin yer aldigi yol ayrimindan iceriye dogru sapiyoruz. Yol zaten cok karisik bir yol degil; dumduz ilerleyince karsimiza bu yol ayrimi cikiyor.



“Oylat Magarasi” tabelasini gordukten sonra heyecanimiz yaklasmis olmaktan dolayi biraz daha artiyor. Ve az biraz daha gittikten sonra magara girisindeki tesise ulasiyoruz. Tesis diyorum cunku; magara turizme acilmis bir magara. Yani icerisinde isiklandirma yapilmis, yurume yollari duzenlenmis ve disarida da otopark-kafeterya gibi sosyal hizmet binalari var. Magara icinde flasli cekim yapilamayacagi, kameralarin kullanilamayacagi, yurume yollarinin disina cikilamayacagi, magara duvarlarina ve diger olusumlara dokunulmayagi gibi genel uyarilari aldiktan sonra iceriye dogru adimlarimi atiyoruz.

Hemen, henuz daha magaranin basinda olmamiza ragmen 10-15m ilerledikten sonra icerisinin serinligini ve nemini

hissediyoruz.

Sicaklik yakasik 14-18 derece, nem ise %45-90 rasinda degisiyor. Sicak bir sabah yolculugundan sonra bu serinlik bizi rahatlatiyor.



Nem de nefes alislarimizi kolaylastiriyor. Tum yuruyus boyunca kolay nefes aldigimizi farkediyoruz.

Rehberin bilgilendirmesine gore magaranin icinde bulunan hava, disaridaki atmosferden farkli olarak cesitli gazlarin oranlarindan dolayi astim gibi nefes darligina neden olan hastaliklar icin oldukca elverisliymis.

Oylat Magarasi; bir “yerustu” magarasi... Ustune ustluk Turkiye’nin 3. en buyuk magarasi! Bursamizin boylesine harika bir dogal guzellige sahip olmasindan muthis bir kivanc duydum!

Simdi biraz teknik bilgi! Oylat Deresi kanyonunun cikis noktasinda bulunuyor.



Magara birbirine bagli iki kattan olusmakta; birinci kisim; burasi giristen cokuntu kismina kadar olan bolum, dar galerilerden olusuyor, icinde dev kazanlar ve damlatas havuzlari bulunuyor, ikinci kisim; buyuk cokuntu salonunun oldugu bolum, iri blok ve dev danlatas sarkit-dikit-sutunlari bulunuyor.





Ziyarete acilan toplam uzunluk 665m. Baslangic ile son nokta arasindaki salonun uzunlugu 126m, genisligi 25-55m, tavan yuksekligi ise 3-15m arasinda degismekte.

Magara icinde tavanda damlayan sular su damlaciklari damlatas havuzlarini olusturmakta. Yer yer derinligi 3-4m’yi bulan golcukler mevcut. Magara tipi; yatay olarak gelismis, kaynak konumlu, fosil bir magara. Fantastik yolculugumuz; hayalgucumuze bagli olarak bize istedigimiz tum goruntuleri sunuyor. Ozel yapilmis ses sistemi ile mistik havasi artirilmasi hedeflenmis bu doga guzelliginde sufistik ezgiler bize farkli boyutlar katiyor. Sessizlik hukum suruyor. Gozlerimiz ozel aydinlatilmis sarkit ve dikitlerde geziniyor. Magara duvarlari bizi sanki icine cekiyor.

Bazi yerlerde basimizi carpacakmisiz hissene kapildigimiz magarada, bazi yerlerde basimizi kaldirdigimizda metrelerce yuksekligi gormek veya yuksekligini karanligindan algilayabilmek; ustumuzde bir ormanin oldugunu unutturuyor.



Isiklarin olmadigi ve duvarlarin sert bir aciyla birlestigi kucuk bir alanda olmazsa olmaz canlilardan yarasalarin sesini duymak urpertiyor, basimizi hafifce kaldirip en tepedeki siyah karanligin yarasalar oldugunu tahmin etmek tuylerimizi diken diken ediyor.

Sofistik yonumuz agir basiyor, magara icindeki olusumlari bizler; bizden onceki gezginler, ziyaretciler ve teknik insanlarin yorumlari gibi yorumluyor, taslarda bir mevlana, bir gozluklu ve sakalli dede, bir meryem ana, bir kiz cocugu figurlerini yakaliyor ve bu dogal olusumlari benzetmelerle butunlestiriyoruz.

665m.nin sonunda galeriden cevreyi izlerken ogreniyoruz ki; farketmeden aldigimiz bu yol boyunca 12 katli bir bina yuksekligine ulasmisiz! Magaranin yaklasik 200mlik yukariya dogru uzanan kismininda 2008 sonuna kadar turizme acilacagini ogreniyoruz.



Geldigimiz yurume alanlarindan geri donerek cikisa ulasiyoruz.



Farkli deneyimlerin; farkli yasamlari ogrettigini, farkli gozler ve bakis acilari kazandirdigini ve artik yeni gunumuzun bir onceki gunumuzden cok daha farkli olacagini bilerek yola koyuluyoruz...



Amaaaa; oncesinde; disarinin sicakliginda bir cay keyfi yapmanin zamani simdi iste!!!



Sevgiler....







----------------------------------------------------------

(Not: Turizme bu guzelligin acilmasi, hem yore halkinin hem de disaridan gelecek olan tum ziyaretcilerin farkli bir yapi ile kultur seviyelerini yukseltmeleri harika bir sey! Umarim bu dusunce; magaranin dogal ortaminin (taslari, golleri ve canlilari) uzerine olumsuz etki yaratmaz. Flasli cekimlerin yasak oldugu magarada; yurume yollarini olsturan sac plaka ve merdivenlerinin montajindaki kaynak islemi (en azindan!) bir an icin bizi acabalara surukluyor. )