Ynt: Serbest Muhabbet Köşesi (Trekking)
Bir ucundan bir ucuna Peru...
Saat gecenin 4'ü. Sigaram bitmiş, suyum da çok az. Hava sıcak. Yol yorgunuyum. Üstüm başım dağınık, feci haldeyim. Otostop çektiğim araç beni en yakın merkeze 35 km'lik bir mesafede bırakmış, düşünceliyim. 1-2 kilometre ileride benzin istasyonu gibi bir yer görüyorum. Yavaş yavaş yürüyerek istasyona varıyorum. İstasyon demeye bin şahit ister; tek bir benzin pompası ve kırık dökük bir kafemsi. Tuvalette elimi yüzümü yıkayıp kafe tarzı mekana giriyorum. İçeride barmen ve kafenin tam ortasında oturan iki kızdan başka kimse yok. Suyumu alıp arkalara doğru ilerliyorum. Derken ''Türk müsünüz?'' diye bir ses duyuyorum. ''Allah Allah'' deyip kafamı çeviriyor ve yürümeye devam ediyorum. Fakat aynı şeyi yine duyuyorum. Kızların yanına gidiyorum, ve Türk olduklarını öğreniyorum. Onlar da çok şaşırıyor, ben de. Dünyanın öbür ucundaki bir ülkede, o ülkenin ıssız bir kasabasında karşılaşıyoruz. O değil de, Allah'ın Peru'sunda ev yapımı kandil simidi yiyeceğim kimin aklına gelirdi!?