Ynt: Son Tuz Gölü !!!
Tatlı su, yeryüzünde yaşamın sürekliliği için en temel gereksinimdir. Yeryüzünün %70'i suyla kaplı olmasına karşın, bunun % 97'si deniz suyudur. % 2'si kutuplarda buzul halindedir. Sonuç olarak, tüm dünyada içilebilir su miktarı varolan kaynakların yalnızca % 1'idir. Bu kaynaklar; artan dünya nüfusu, kalkınma ve yatırım kararları nedeniyle giderek tükenmektedir. Kalkınma programları, tatlı su kaynaklarının sürekliliğiyle uyum içinde yürütülmedikçe, doğaya verilen zarar artacaktır.
İnsan kaynaklı atıkların arıtılmadan nehirlere ve göllere boşaltılması engellenmeli, su tasarrufu yapılmalı, tarımsal sulama gereksinimi yağmur suyu ya da damlama sulama yöntemiyle karşılanmalıdır.
Su döngüsü ve onu destekleyen ekosistemler, suyu arıtarak ve geri dönüştürerek insanlar, hayvanlar ve bitkiler için hazır hale getirir. Ancak günümüzde en çok bozulmuş habitat türü tatlı su ekosistemleridir. Türkiye'de son 40 yıl içinde 1.300.000 hektar sulak alan kurutulmuş ve tahrip edilmiştir. Bu da Van Gölü'nün üç katından fazladır. Türkiye'nin tüm kullanılabilir su varlığı 110 milyar metreküptür. Tuna Nehri'nin Karadeniz'e bir yılda 206 m3 su boşalttığı göz önüne alınırsa, sanılanın aksine, ne kadar su fakiri olduğumuz anlaşılacaktır.
Bir ülkenin su zengini sayılması için, kişi başına düşen yıllık ortalama su miktarının en az 10.000 m3 olması gerekir. (Türkiye 1.430 m3).