Anadolu’nun tohumları Sakin Şehirler’de yeşeriyor
Serhan YEDİG
25 Aralık 2011
2006’da çıkan Tohumculuk Kanunu’yla geleceği tehlikeye giren yerel tohumlara köylüler sahip çıktı. Buğday Derneği’nin başlattığı Tohum Ağı Projesi’nden sonra, uluslararası Cittaslow (Sakin Şehir) ağına giren Ege kasabaları Tohum Takası şenlikleri düzenliyor. Torba, Seferihisar ve Yenişehir’den sonra sırada Mordoğan, Karaburun, Urla ve Foça şenlikleri var
[attachment=1]
Üstünde kocaman, turuncu salyangoz arması bulunan bez çanta ağzına kadar zarf dolu. Küçük zarflar lastikle grup grup ayrılmış. Her birine tohumun ismi yazılmış: Buduk karpuz, bal kabağı, tüysüz bakla... TARİŞ emeklisi, 15 yıllık çiftçi Mehmet Ceylan torbasından çıkardığı zarfı gururla gösteriyor: “Buduk karpuz bal kabağını andırır. şekli bozuk olduğu için pazarlarda satılmaz. Kan kırmızısıdır içi, tadını hiçbir yerde bulamazsın. Tohumu dedemden miras, kıymetini bileceklere vermek için getirdim... Ben de hünnap, Türkmen kavunu tohumu arıyorum...”
Önceki hafta Aydın’ın Yenipazar İlçesi’nde düzenlenen Tohum Takas şenliği’nde karşılaştığım çiftçiler mısır, karpuz, lahana gibi ticari şansı yüksek ürünleri yetiştiriyordu. Tarlalarının bir köşesindeyse dededen toruna aktarılan tohumlarla geçmişin lezzetlerini korumaya çalışıyordu. Örneğin şenliğe torbalarında altı çeşit tohumla gelen Öznur-Emin Uslu çifti pamuk para etmeyince 70 dekarlık tarlada mısır yetiştirmeye başlamıştı. Ayrıca üçer dekara biber, çilek, lahana ekip tarla aralarına da yerel tohumlarla kendileri için geleneksel lezzet bahçesi yapmışlardı. Takasa getirdikleri börülce, sivri biber, yerfıstığı, pembe domates tohumu bu bahçedendi. “Ben de maş fasulyesi, acur tohumu aldım. Takasın karşılığını almasam bile önemli değil, dedemden kalma tohumlardan gençlerin de yararlanmasını istiyorum” diyordu Emin Uslu...
YASAĞA KARŞI TAKAS
Tohum takası, yüzlerce yıldır tohumunu pazardan özgürce alıp satan Anadolu çifçisi için yeni bir kavram. 2006’da çıkan 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan sertifika almadan tohum üretip satmayı, hatta ihtiyacından fazlasını evinde bulundurmayı bir anda suç haline getirince takas kavramı ortaya çıktı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya, “Yasa tohuma eroin muamelesi yapıyor, bu toprakların biyolojik çeşitliliği tehlikeye sokuyor” diyor.
Bakanlığın onay vermediği yerel türlerin yok olma tehlikesiyle karşılaşması sivil toplum örgütlerini harekete geçirdi. Buğday Derneği, 2007’de ‘Türkiye’nin Tarımsal Biyoçeşitliliğinin Korunması için Tohum Ağı Projesi’ni başlattı. Organik tarım yapan çiftçiler kendi aralarında tohum takasına yöneldi. Ayrıca Emanetçiler Derneği kuruldu.
BAKANLIK TAKİP EDİYOR
Yerel tohumları korumak için oluşturulan en güçlü hareket Ege’den yükseldi. Geçen yıl eylül ayında İzmir’in Torbalı ılçesi’nde Türkiye’nin ilk tohum takas şenliği düzenlendi. ızmir Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu, Karaot Tohum Derneği, ilçe belediyesi ve Slow Food Çeşme Birliği’nin ortak girişimiyle gerçekleştirilen etkinlik Cittaslow (Sakin şehir) ağına katılan diğer belediyelere de örnek oldu. Bu yıl şubat ayında Seferihisar, Urla, Mordoğan, Karaburun belediyelerinin işbirliğiyle ‘Yarımada Tohum Takas şenliği’ düzenlendi. Seferihisar Belediyesi ve Karaot Derneği yetkilileri, yarımadayı köy köy gezip şenliğe davet etti. Bu arada köylülerden toplanan tohumlarla Can Yücel Tohum Bankası’nı kurdu.
Ardından temmuz ayında Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde, önceki hafta da Aydın’ın Cittaslow ağına katılan ilk ilçesi Yenipazar’da tohum takas şenliği yapıldı.
İlkinden bu yana takas şenlikleri büyük tohum firmaları ve Tarım Bakanlığı’nın yakın takibi altında. Hatta Torbalı’ya polis desteğinde gelen firma temsilcileri infial yaratmıştı. Belediyelerin tüm takasları kayıt altına aldığı, tohum satılmadığı ortaya çıkınca gerginlik ortadan kalktı. Yenipazar’daki son şenlikte, bazı firma temsilcilerinin köylü gibi takasa katılıp yerli tohum örneği almaları bile soruna dönüşmedi.
Takas etkinlikleri Ege köylerinde gelecek yıl şubat ayında devam edecek. şubatın ikinci hafta sonunda Mordoğan’da düzenlenecek etkinliği, birbiri ardına gelecek Karaburun, Urla, Foça, Seferihisar tohum takas şenlikleri izleyecek.
Köy köy dolaştık 311 çeşit tohum topladık
FERAY KARAPINAR (Karaot Tohum Derneği Başkanı)
Tohum konusu ilk kez TV’de izlediğim bir uzmanın uyarısıyla dikkatimi çekti. Mezopotamya’daki 300 çeşit karpuzdan bugün sadece 30’unun kaldığını söylüyordu. 2005’te köyümüz Karaot ve çevresinden yerel tohum toplamaya başladım. ıki yıl sonra derneğimizi kurduk. şu anda derneğimizde 311 çeşit yerel tohumun örnekleri bulunuyor. Çoğunu köylü kadınlar kuşaklar boyunca özenle saklamış. Hatta definecilerin altın umuduyla kırdığı küplerden çıkan örnekler var aralarında. 50’si kaybolmaya yüz tutmuş türler. Çabamız büyük destek görünce, tohum değişim ağımıza katılanların talebiyle 2010’da Torbalı’da ilk takas şenliğimizi düzenledik. şimdi Seferihisar Belediyesi’yle ortak çalışma yapıyoruz. Bölge köylerinden topladığımız 370 türle Can Yücel Tohum Bankası’nı oluşturduk. Bu yıl 224 türü yeşertip, 21 bin fideyi köylüye dağıttık. Hibrit tohumu tarlasına sokmayan 24 üreticiden bu bitkilerin tohumunu geri aldık. Gelecek yıl 300 bin fide dağıtmayı, tohum ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz.
O DA BİR YEŞİL
Yüksel Aksoy - Yönetmen
İkinci bir film çekeceğim
Küresel ısınma ve dünyanın giderek çöplüğe dönmesi benim en büyük endişem. Tüketim alışkanlıkları değiştirilmeli, ‘tüketici’ yerine “kullanıcı ” olmalı. Bu konuda elimden geldiği kadar çabalıyorum. Mecbur kalmadığım sürece otomobil kullanmıyorum. Genellikle toplu taşıma araçlarını tercih ediyorum. Çok daha hızlı oluyor, zamandan da kazanıyorum. Ekiyorum, dikiyorum... Fırsat buldukça doğayla ilgileniyorum. Tarımla uğraşıyorum. Eylemlere katılıyorum. Doğa Derneği’ni destekliyorum. Kendi bölgemde de (Ege) Ekodost, Meandros derneklerinin gönüllü çalışanlarındanım. ‘Entelköy Efeköy’e Karşı’ gibi bu konuda duyarlılık yaratmaya çalışan ikinci filmimizi çekeceğiz fırsat olursa. Bu konuyla ilgili birçok sosyal proje, panel ve konferanslara katılıyorum, katılmaya da devam edeceğim.
Bİ’ŞEY YAPMALI
Ofisiniz Yeşil Olsun
Çevreyle dost bir ofis ortamında çalışmak mı istiyorsunuz? WWF-Türkiye ile bir Yeşil Ofis sözleşmesi imzalayarak siz de bu programa dâhil olabilirsiniz. şirketinizde oluşturacağınız Yeşil Ofis Takımı, düzenli aralıklarla WWF-Türkiye ekibi ile biraraya gelerek hedefleri belirlerken, programın sağlıklı yürütülebilmesi için gerekli koordinasyonu sağlıyor. Yeşil Ofis Diploması almak için ofislerin, Yeşil Ofis kriterlerinin en az üç tanesini iyileştirmesi ya da en azından mevcut durumu korumuş olması gerekiyor. ışte bir ofisin Yeşil Ofis olabilmesi için yapılması gerekenler:
1. WWF-Türkiye ile Yeşil Ofis işbirliği sözleşmesini imzalayarak ilk adımı adın.
2. Ofiste bir Yeşil Ofis takımı kurun.
3. Ofisinize yönelik bir çevre yönetim sistemi oluşturun.
4. Ofisinizde iyileştirme yapacağınız kriterleri ve hedefleri belirleyin.
5. Sonuçları WWF-Türkiye’ye raporlayın.
6. Çevre yönetim planınızı geliştirin ve güncelleyin.
Yeşil Ofis Programı hakkında bilgi almak için yesilofis@wwf.org.tr adresine tıklayabilirsiniz.
********************************************************************************************
Alıntı: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/19537945.asp
Cavid Sezen
Serhan YEDİG
25 Aralık 2011
2006’da çıkan Tohumculuk Kanunu’yla geleceği tehlikeye giren yerel tohumlara köylüler sahip çıktı. Buğday Derneği’nin başlattığı Tohum Ağı Projesi’nden sonra, uluslararası Cittaslow (Sakin Şehir) ağına giren Ege kasabaları Tohum Takası şenlikleri düzenliyor. Torba, Seferihisar ve Yenişehir’den sonra sırada Mordoğan, Karaburun, Urla ve Foça şenlikleri var
[attachment=1]
Üstünde kocaman, turuncu salyangoz arması bulunan bez çanta ağzına kadar zarf dolu. Küçük zarflar lastikle grup grup ayrılmış. Her birine tohumun ismi yazılmış: Buduk karpuz, bal kabağı, tüysüz bakla... TARİŞ emeklisi, 15 yıllık çiftçi Mehmet Ceylan torbasından çıkardığı zarfı gururla gösteriyor: “Buduk karpuz bal kabağını andırır. şekli bozuk olduğu için pazarlarda satılmaz. Kan kırmızısıdır içi, tadını hiçbir yerde bulamazsın. Tohumu dedemden miras, kıymetini bileceklere vermek için getirdim... Ben de hünnap, Türkmen kavunu tohumu arıyorum...”
Önceki hafta Aydın’ın Yenipazar İlçesi’nde düzenlenen Tohum Takas şenliği’nde karşılaştığım çiftçiler mısır, karpuz, lahana gibi ticari şansı yüksek ürünleri yetiştiriyordu. Tarlalarının bir köşesindeyse dededen toruna aktarılan tohumlarla geçmişin lezzetlerini korumaya çalışıyordu. Örneğin şenliğe torbalarında altı çeşit tohumla gelen Öznur-Emin Uslu çifti pamuk para etmeyince 70 dekarlık tarlada mısır yetiştirmeye başlamıştı. Ayrıca üçer dekara biber, çilek, lahana ekip tarla aralarına da yerel tohumlarla kendileri için geleneksel lezzet bahçesi yapmışlardı. Takasa getirdikleri börülce, sivri biber, yerfıstığı, pembe domates tohumu bu bahçedendi. “Ben de maş fasulyesi, acur tohumu aldım. Takasın karşılığını almasam bile önemli değil, dedemden kalma tohumlardan gençlerin de yararlanmasını istiyorum” diyordu Emin Uslu...
YASAĞA KARŞI TAKAS
Tohum takası, yüzlerce yıldır tohumunu pazardan özgürce alıp satan Anadolu çifçisi için yeni bir kavram. 2006’da çıkan 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan sertifika almadan tohum üretip satmayı, hatta ihtiyacından fazlasını evinde bulundurmayı bir anda suç haline getirince takas kavramı ortaya çıktı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özkaya, “Yasa tohuma eroin muamelesi yapıyor, bu toprakların biyolojik çeşitliliği tehlikeye sokuyor” diyor.
Bakanlığın onay vermediği yerel türlerin yok olma tehlikesiyle karşılaşması sivil toplum örgütlerini harekete geçirdi. Buğday Derneği, 2007’de ‘Türkiye’nin Tarımsal Biyoçeşitliliğinin Korunması için Tohum Ağı Projesi’ni başlattı. Organik tarım yapan çiftçiler kendi aralarında tohum takasına yöneldi. Ayrıca Emanetçiler Derneği kuruldu.
BAKANLIK TAKİP EDİYOR
Yerel tohumları korumak için oluşturulan en güçlü hareket Ege’den yükseldi. Geçen yıl eylül ayında İzmir’in Torbalı ılçesi’nde Türkiye’nin ilk tohum takas şenliği düzenlendi. ızmir Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu, Karaot Tohum Derneği, ilçe belediyesi ve Slow Food Çeşme Birliği’nin ortak girişimiyle gerçekleştirilen etkinlik Cittaslow (Sakin şehir) ağına katılan diğer belediyelere de örnek oldu. Bu yıl şubat ayında Seferihisar, Urla, Mordoğan, Karaburun belediyelerinin işbirliğiyle ‘Yarımada Tohum Takas şenliği’ düzenlendi. Seferihisar Belediyesi ve Karaot Derneği yetkilileri, yarımadayı köy köy gezip şenliğe davet etti. Bu arada köylülerden toplanan tohumlarla Can Yücel Tohum Bankası’nı kurdu.
Ardından temmuz ayında Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde, önceki hafta da Aydın’ın Cittaslow ağına katılan ilk ilçesi Yenipazar’da tohum takas şenliği yapıldı.
İlkinden bu yana takas şenlikleri büyük tohum firmaları ve Tarım Bakanlığı’nın yakın takibi altında. Hatta Torbalı’ya polis desteğinde gelen firma temsilcileri infial yaratmıştı. Belediyelerin tüm takasları kayıt altına aldığı, tohum satılmadığı ortaya çıkınca gerginlik ortadan kalktı. Yenipazar’daki son şenlikte, bazı firma temsilcilerinin köylü gibi takasa katılıp yerli tohum örneği almaları bile soruna dönüşmedi.
Takas etkinlikleri Ege köylerinde gelecek yıl şubat ayında devam edecek. şubatın ikinci hafta sonunda Mordoğan’da düzenlenecek etkinliği, birbiri ardına gelecek Karaburun, Urla, Foça, Seferihisar tohum takas şenlikleri izleyecek.
Köy köy dolaştık 311 çeşit tohum topladık
FERAY KARAPINAR (Karaot Tohum Derneği Başkanı)
Tohum konusu ilk kez TV’de izlediğim bir uzmanın uyarısıyla dikkatimi çekti. Mezopotamya’daki 300 çeşit karpuzdan bugün sadece 30’unun kaldığını söylüyordu. 2005’te köyümüz Karaot ve çevresinden yerel tohum toplamaya başladım. ıki yıl sonra derneğimizi kurduk. şu anda derneğimizde 311 çeşit yerel tohumun örnekleri bulunuyor. Çoğunu köylü kadınlar kuşaklar boyunca özenle saklamış. Hatta definecilerin altın umuduyla kırdığı küplerden çıkan örnekler var aralarında. 50’si kaybolmaya yüz tutmuş türler. Çabamız büyük destek görünce, tohum değişim ağımıza katılanların talebiyle 2010’da Torbalı’da ilk takas şenliğimizi düzenledik. şimdi Seferihisar Belediyesi’yle ortak çalışma yapıyoruz. Bölge köylerinden topladığımız 370 türle Can Yücel Tohum Bankası’nı oluşturduk. Bu yıl 224 türü yeşertip, 21 bin fideyi köylüye dağıttık. Hibrit tohumu tarlasına sokmayan 24 üreticiden bu bitkilerin tohumunu geri aldık. Gelecek yıl 300 bin fide dağıtmayı, tohum ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz.
O DA BİR YEŞİL
Yüksel Aksoy - Yönetmen
İkinci bir film çekeceğim
Küresel ısınma ve dünyanın giderek çöplüğe dönmesi benim en büyük endişem. Tüketim alışkanlıkları değiştirilmeli, ‘tüketici’ yerine “kullanıcı ” olmalı. Bu konuda elimden geldiği kadar çabalıyorum. Mecbur kalmadığım sürece otomobil kullanmıyorum. Genellikle toplu taşıma araçlarını tercih ediyorum. Çok daha hızlı oluyor, zamandan da kazanıyorum. Ekiyorum, dikiyorum... Fırsat buldukça doğayla ilgileniyorum. Tarımla uğraşıyorum. Eylemlere katılıyorum. Doğa Derneği’ni destekliyorum. Kendi bölgemde de (Ege) Ekodost, Meandros derneklerinin gönüllü çalışanlarındanım. ‘Entelköy Efeköy’e Karşı’ gibi bu konuda duyarlılık yaratmaya çalışan ikinci filmimizi çekeceğiz fırsat olursa. Bu konuyla ilgili birçok sosyal proje, panel ve konferanslara katılıyorum, katılmaya da devam edeceğim.
Bİ’ŞEY YAPMALI
Ofisiniz Yeşil Olsun
Çevreyle dost bir ofis ortamında çalışmak mı istiyorsunuz? WWF-Türkiye ile bir Yeşil Ofis sözleşmesi imzalayarak siz de bu programa dâhil olabilirsiniz. şirketinizde oluşturacağınız Yeşil Ofis Takımı, düzenli aralıklarla WWF-Türkiye ekibi ile biraraya gelerek hedefleri belirlerken, programın sağlıklı yürütülebilmesi için gerekli koordinasyonu sağlıyor. Yeşil Ofis Diploması almak için ofislerin, Yeşil Ofis kriterlerinin en az üç tanesini iyileştirmesi ya da en azından mevcut durumu korumuş olması gerekiyor. ışte bir ofisin Yeşil Ofis olabilmesi için yapılması gerekenler:
1. WWF-Türkiye ile Yeşil Ofis işbirliği sözleşmesini imzalayarak ilk adımı adın.
2. Ofiste bir Yeşil Ofis takımı kurun.
3. Ofisinize yönelik bir çevre yönetim sistemi oluşturun.
4. Ofisinizde iyileştirme yapacağınız kriterleri ve hedefleri belirleyin.
5. Sonuçları WWF-Türkiye’ye raporlayın.
6. Çevre yönetim planınızı geliştirin ve güncelleyin.
Yeşil Ofis Programı hakkında bilgi almak için yesilofis@wwf.org.tr adresine tıklayabilirsiniz.
********************************************************************************************
Alıntı: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/19537945.asp
Cavid Sezen