Şumen (Şumnu)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan pesehodka Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 2
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,507

pesehodka

Işık kalbinden eksik olmasın
Mesajlar
616
Tepkime Puanı
1
Yer
Tekirdağ
Şumen, Bulgaristan'ın tarihine yakından şahit olmuş, Osmanlılar'la içiçe olan, Roma ve Bizans'ı çok iyi bilen, Traklar'ı ise hiç unutmamış bir şehir. Şumen, farklı etnik ve kültürleri, değişik din ve dilleri bir bütün olarak bağrında saklayan Bulgaristan'ın 10. şehridir. Bulgaristan'ın kurucusu Han Asparuh'un kılıcını yere saplayıp 'Burası Bulgaristan olacak' dedi.
Temelleri 3 bin 200 sene önce atılan Şumen, başta Traklar olmak üzere Roma, Bizans, Türk ve Bulgar kültürüne ev sahipliği yapmıştır. Hatta Bulgar devletinin ilk başkentleri bu şehrin il sınırları içinde olan Pliska ve Preslavdır. M.Ö. 4. binyıla ait olduğu tahmin edilen meşhur 'Madara' tapınağı, UNESCO'nun koruması altında olan Bulgaristan'daki sekiz tarihi eserden biri konumunda.
Bulgar tarihinin başladığı topraklarda tarih ruhunun canlı tutulabilmesi için bir çok müze yapılmış. Bu sene 100. kuruluş yılını kutlayacak olan Şumen Tarih Müzesi, 29 Haziran 1904 yılında kurulmuştur. Müzede bugün 150 binin üzerinde tarihi eser teşhir ve muhafaza edilmekte. Ayrıca Şumen'de askeri kışla sınırları içinde isteyen herkesin ziyaret edebileceği askeri müze de mevcut. Öte yandan şehirdeki müze evleri de görülmeye değer. Şumen'deki müze evleri sunlar: "Panayot Volov" , Macar Milli kahramanı "Layoş Koşut" müze evi, "Dobri Voynikov" ve ünlü besteci ve müzisyen "Panço Vladigerov" müze evi. Milli Tarih ve Arkeoloji Rezervatları ve ilk başkentler... Şumen'in en eski yerleşim yeri, 'Şumen Kalesi' diye bilinen alan Şumen merkezinden 3 km uzaklıkta batı istikametinde bir tepe. Eski Şumen burasıdır. Traklar'ın kurduğu bu kale Romalılar, Bizanslılar ve Bulgarlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmış. 1444 yılında Haçlı seferinde yıkılan kale terkedilmiş ve Osmanlılar zamanında Şumen şimdiki yerine inşa edilmiştir. Milli Tarih ve Arkeoloji Rezervatı olarak faaliyet gösteren 'Şumen Kalesi' restore edilmiş ve şu anda açık müze olarak hizmet vermekte. Bulgar Devleti'nin ilk başkenti Şumen ilinin sınırları içinde bulunan Pliska'dır. Şehir, Bulgar devletinin kurulmasıyla 681 yılında başkent ilan edilmiş. Han Asparuh'un kılıcını yere saplayıp "Burası Bulgaristan olacak" dediği yere kurulan Pliska, günümüzde Kaspiçan'ın beş kilometre kuzeyinde yer alıyor. Devletimizin ilk başkenti 23 metrekare alana kurulmuş ve günümüzde Milli Tarih ve Arkeoloji Rezervati 'Pliska' adıyla hizmet veriyor. Milli Tarih ve Arkeoloji Rezervatı Pliska'da 7–10. yüzyılları arası yaşam tarzı ve kültürü yansıtılmış.

Bulgaristanın Şumnu ilinde bulunan Şerif Halil Paşa Camii halk arasında Tombul Camii olarak bilinir 1744 yılında Şerif Halil Paşa tarafından yaptırılmış yapı, 40 m yükseklikteki tek şerefeli minaresi, Kubbesi ise 25 m yükseklikte olan caminin duvarları düz taştan kesilmiş, geometrik şekilde yontulmuş ve çeşitli bitki figürleriyle süslenmiş görünüme sahiptir, iç mekanlarda Lale devri etkisi diyebileceğimiz Türk Barok kalem işi bezeme görülmektedir Aynı zamanda Külliye olan Camii kompleksi içinde kütüphane ve mektebi de içeren bir medrese bulunur Camii Batı mimarisinin özelliklerini taşıyan bir Osmanlı yapısı özellğini de taşır Yapı Türkiye hariç Balkanların en büyük ikinci camisi olma özellğini de taşır

Bulgaristan’da Osmanlı mimarîsinin tamamıyla korunmuş tek eseridir Tombul Camii 2004 yılında restore edilerek tekrar ibadete açılmıştır
Balkanların 2 nci Buyuk Camisi

Anıt tepe Han Asparuh' un Bulgaristan' ı ülkesi haline getirmesini temsil etmekte.

Tombul cami.jpg
 

Etiketler
Ynt: Şumen (Şumnu)

Ölümünde bile sırtı yere gelmeyen pehlivan: Koca Yusuf


‘Koca Yusuf 1865’te Deliorman’ın Çerna (Karalar ) köyünde dünyaya gelir. Yusuf on altı yaşında ayağına kısbet geçirerek er meydanında boy göstermeye başlar ve çevikliği, kuvveti, ustalığının yanı sıra; açık sözlülüğü, mertliği ve ahlaklı olmasıyla da dikkatleri çekmiştir.Yirmi yaşına geldiğinde kendisine antrenman verecek pehlivan bulamayan Koca Yusuf çoğu vakit tek başına çalışmaktadır.Yusuf, koca koca kütükleri kaldırmakta, bu kütükleri kucağına alarak taşımaktadır. Her gün yüksek dağlara inip çıkan, koşan, temiz havayı ciğerlerine dolduran Yusuf, duvar idmanı yapmakta, çamur yoğurarak parmaklarını ve bileklerini kuvvetlendirmektedir.


Kendisi ata binmek için bir binek taşı varmış onunla antrenman yaparmış, O taşları kaldırıp indirirmiş. Köydeki mandaları kuyruğundan tutarak durduruyormuş Koca Yusuf yirmi yaşında iken 1885 yılında, 26 senedir Kırkpınar Başpehlivanlığını elinde bulunduran Aliço ile berabere kalmış, Aliço da sonrasında Koca Yusuf’un “başpehlivanlığa” layık bir yiğit olduğunu kabul ederek başpehlivanlığı devretmiştir. Bu tarihten itibaren Deliormanlı Koca Yusuf Türkiye’nin başpehlivanıdır. Karşısına çıkan hiçbir pehlivan kendisinden bu ünvanı almaya muvaffak olamamıştır. Güreşin efsanevi isimlerinden olan Yusuf, 154 kiloluk gövdesi, güreş becerisi, gücü ve sporcu ahlakı ile “Koca” lakabını almıştır.

“Korkunç Türk”
1897’de Avrupa’ya gitti ve Paris’te minder güreşinin kurallarını öğrendi. Bu dönemde güreştiği ve döneminin önemli sporcuları olan Olsen, Pons, Fournier ve Sebes gibi isimlerin tamamını yendi. Avrupa’da büyük ün kazanınca Amerika Birleşik Devletleri’nden davet aldı ve oraya gitti. Bu arada Yusuf’un karşısına çıkacak güreşçi bulamayan organizatörler nihayet akıllarınca bir çare bulurlar. Yusuf’un karşısına peş peşe beş güreşçi çıkacaktır. Ne var ki, Yusuf birincisinin sırtını yere serince diğer dört güreşçi, mindere çıkmaktan vazgeçerek organizatörleri hayal kırıklığına uğratırlar. Bir diğer çare olarak Yusuf’a beş dakika dayanana yüz dolar vaadedilir. Bu da netice vermez. Çünkü hiçbir güreşçi Yusufun karşısında beş dakika dayanamamaktadır.Yaptığı güreşlerden yenilmemesinden ve heybeti dolayısıyla The Terrible Turc (Korkunç Türk) ismi verilmiştir.

300 kiloluk antrenman taşı
Çerna, 100 haneli küçük bir köy. Köy muhtarı Embatin Ahmet, Koca Yusuf’un sülalesinden kimsenin köyde kalmadığını söylüyor. Deliorman’da Koca Yusuf dendiği zaman herkes yukarıdaki, dilden dile dolaşan efsaneleşmiş kahramanlıkları anlatır. Çünkü Avrupalıların ‘Yenilmez Türk’ lakabı taktıkları Koca Yusuf dünya güreş tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir pehlivandır. Deliormanlı olması Şumenliler için ayrı bir gurur kaynağıdır. Şumen’in Çerna (Karalar) köyünde gelmiş geçmiş en büyük güreş ustası için anıt yapılmış, bir Koca Yusuf hayranı tarafından. Türkiye’den bir hayranı Bulgaristan ziyareti esnasında tanıştıkları birisinin Karalar köyünden olduğunu anlayınca ‘Karalarlı Koca Yusuf’un köyü mü?’ diye sorar. Evet cevabını alınca hemen köyü ziyaret eder ve hayranı olduğu kahraman adına bir anıt yapılmasına vesile olur. Anıtın yanında ise pehlivanın antrenman yaptığı 300 kilodan fazla olduğu söylenen taş duruyor. Beş kişi taşı yerinden bile kımıldatamıyor. Bu taş anıtın yanına makina yardımıyla getirilmiş.Bu da bu ünlü pehlivana olan hayranlığı artırıyor. Doğup büyüdüğü ev bugünlerle yok olmayla karşı karşıya kalsa da anıt hayranlarının ve köylünün yüzünü güldürüyor. ‘’La Buorgogne’’ adlı geminin batması sonucu Atlas Okyanusu’nun derinliklerine gömüldüğü bilinir. Böylece hayatının sonunda bile sırtı yere gelmedi büyük güreşçinin.

Koca Yusuf.jpg
 


Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,011
Mesajlar
1,527,236
Kayıtlı Üye Sayımız
166,759
Kaydolan Son Üyemiz
abdil DOĞRU

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst