TDF'nin Yurt Dışı Tırmanışları ve Eleştiriler

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan erthem Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 1
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,166

erthem

Moderatör
Mesajlar
2,379
Tepkime Puanı
16
Yer
Ordu
Bir Süredir Tdf nin Yurt Dışında Gerçekleştirmiş olduğu Bir Dizi Tırmanış Dağcılık Camiasının Gündemini Bayağı Çalkaladı. Bir Kesim Dağcılar Tırmanışların Federayon Bünyesinde Gercekleştirilen Tırmanışları Yoğun Bir Şekilde Eleştirmektedir. Öyleki Gzetelere Biel Bu Tartışma Konu Olmuştur.

Dağcılık Gurplarının Yoğun Bir Şekilde Mail Trafiğine Boğan Bu Eleştirilere Farklı Bir Bakış Açısı 15 Yıl Önce Rahmetli Uğur ULUOCAK'ın TÜRKİYE DAĞCILIK FEDERASYONU'na Gönderdiği Lenin Tırmanışını İçeren Bir Mektup Gündeme Geldi Bu Mektubu Sizinle Baypaşmak İstedim.
 

Ynt: TDF'nin Yurt Dışı Tırmanışları Ve Eleştiriler.

Istanbul, 25/8/1993

Turkiye Dagcilik Federasyonu Baskanligina,

Bu mektupta, TDF'nin 15/7/1993 - 17/8/1993 tarihleri arasinda
duzenledigi Pamir Daglari Lenin Zirvesi tirmanisina katilan ekibin bir
elemani olarak, ekpedisyon hakkinda genel bilgileri ve benim sahsi
goruslerimi aktarmak istiyorum. Ekspedisyonun ana hatlariyla
aktarimindan sonra, federasyonun calismalarinin daha ileriye
goturulebilmesinde yarari olabilecegi dusuncesiyle, bir model onerisi ve
buna icerilmis olarak bazi elestirilerim olacak. Onceden soylemekte
yarar goruyorum; tek tek kisilere yonelik elestirilerden kacinmak kimi
zaman mumkun olamayabilir. Ancak, amac kesinlikle elestirilerin sahsi
hedefinin olmamasi, genel isleyisin muhattap alinmasi olmalidir. Buna
uymaya calisacagim.

* * *

Tien San Daglarina gidecek ekiple birarada uctugumuz yolculukta, yola
cikista ve Alma Ata'ya varista herhangi olagandisi bir sorun yasamadik.
Bagajlarin, fazla bagajlar icin odenenden daha agir olmasi sorun
yaratabilirdi. Milli sporcu olmamiz ise yaradi ve herhangi bir ekstra
odeme yapmadik. Alma Ata'da ucaktan indikten hemen sonra, Vadim Haybulin
tarafindan karsilandik. Iki ekibin ayrilmasindan sonra, biz Pamir ekibi
olarak iki gun Alma Ata'da V.Haybulin'in ve bir baska dagcinin evinde
konakladik. Iki gun sonra, ayni organizasyonla tirmanis yapacak olan bes
kisilik Alman ekibinin gelmesinden sonra tum bagajlarimizi yukledigimiz
bir kamyonla 14 kisi yola ciktik. Bizim ve Almanlarin disindakiler, rus
rehber, asci, polis, organizator ve soforden olusuyordu. Yolculuk
federasyona gonderdikleri yaziya gore 2 gun surmesi gerekirken, tam 4
gun surdu (yaklasIk 1150 km.). 4 gun icin adam basi toplam 76 $ odemek
yerine, Alma Ata'dan Os'a 65 $ ucmak ve oradan bir gunluk bir yolculukla
ana kampa varmak daha mantikli bir cozum olurdu. Yolda, aksamlari uygun
yerlerde kamp kurarak konakladik. Yemekler daha cok kahvalti
agirlikliydi.

Ana kamp olarak, uluslararasi kamptan farkli bir yer secildi. Nedenini
sordugumuzda, ana kampta cikis yapanlar icin para odeme probleminden
bahsettiler.

Kamp yerinin yuksekligi 3400 metreydi ki, bu yukseklik 7000 m. ustu bir
cikis icin cok alcaktir. Uc gunluk dinlenme sonrasinda, 4200 m.ye
yukseldik. Bu yukselme sirasinda, bagirsaklarinda ufak bir rahatsizlik
yasayan Alper'in kacinilmaz olarak yavas bir tempo tutturmasi, ekipteki
ben ve Alper disindakilerin bizi beklemeyerek hizli bir tempoyla bizden
kopmalari, onlara yetisme kaygisiyla yanlis bir yola sapmamiz ve bosuna
enerji ve zaman kaybinin olmasi sonucu, rehberle ve diger kopanlarla
ufak bir tartismamiz oldu. Rehberin ozur dilemesi ve daha uygun bir
tempo ayarlamasi sonrasinda yola devam edildi. O ve ondan sonraki gece
4200 m.de yatildi. Iki gun, geceleri araliksiz olmak uzere kar yagisi
oldu. Cikilacak rotada cig riski oldukca yuksekti. Ayrica, hava actiktan
sonra farkettik, 9 kisi ve bir rehberle o rotanin cikilmasi mumkun
degildi. Teknik olarak da kolay olmayan rotada, 4200 ile 5500 metreler
arasinda herhangi bir kamp yeri yoktu ki, bir gunde bu mesafeyi cikmak
hem cok zordu, hem de aklimatasyon tirmanisi icin gunluk 1300 metrelik
bir irtifa farki dag hastaligi riskini son derece artiracakti. Ana kampa
geri donuldugunde, Turk ekibi olarak bu rotayi kabul etmedigimizi, kaza
ve zirve yapamama riskinin fazla oldugunu, klasIk rotadan cikmak ve bu
nedenle uluslararasi kampa gitmek istedigimizi soyledik. Bir sonraki gun
Alman ekibinin de ayni sekilde karar vermesi uzerine Uluslararasi Kamp'a
dogru 4 saatlik bir kamyon yolculugu yaptik. Gittigimizde gorduk ki,
cikis icin para odemek gerekmiyormus.

Bir sonraki gun, bir gun daha dinlenmek isteyen Almanlari kampta
birakarak 4200, 5400 ve 5800 metrelere aklimatasyon cikisi icin yola
ciktik. 4200 metreye yaklasIk 5-6 saatte vardik. Gece toplam en az 30
santim kar yagdigi icin sabah yola cikmadik. Ancak, yukaridan gelenlerin
verdigi bilgiler, rotada cig tehlikesi olmadigi seklindeydi. Kar 4200
metreden asagiya yagmis. Ogleden sonra yola ciktik. Buzul cukurlari
(krovaslar) nedeniyle ipe girmek gerektigi soylenmisti. Buzul
cukurlarina dusme olasiligina karsi ikili yerine dortlu ipe giris daha
emin olmasina karsin, ikiserli olarak ipe girdik. 5400 metreye ayri ayri
cikildi. Ciktigimizda hava yeniden bozmustu. Bu irtifada bir gece
gecirdikten sonra, ertesi sabah yola ciktik. Bir sonraki geceyi, yine
ayri ayri zamanlarda vardigimiz 5800 metrede gecirdik. Daha sonraki gun,
Nasuh ve ben 6100 metre irtifadaki 3.Kampta cadirlara cukur kazarak yer
actiktan sonra ayni gun 3600 metredeki ana kampa geri donduk. Iki gunluk
dinlenmeden sonra ana cikis yapmayi planliyorduk. Bu arada, rehber
saglik nedenlerini one surerek bize eslik etmeme karari almis. Yani,
yalniz cikacaktik.

Ongordugumuz gibi iki gun sonra yola ciktik. Zaman kazanmak amaciyla,
bizi 4200 metreye goturmesi icin o sira kampta bulunan helikopter icin
pilotlarla pazarlik yaptik ve adam basi (once 25 $, daha sonra) 15 $'a
anlastik. 4200 metreye kadar olan yol carsakli buzullu ve bol inisli
cikisli yorucu ve anlamsiz bir yoldu, ayrica 4200 metre irtifaya bundan
once 8 ve 6 saatlik iki cikisimiz olmustu. 5-6 saatlik 4200'e
helikopterle ucbucuk dakikada vardiktan hemen sonra, 5400 metre icin
yola ciktik. Rahat bir cikis oldu. Almanlar ise hatali bir program
yaptilar ve 5800 metreye devam ettiler. Biz bir sonraki gun 6100 metre
icin yola ciktik. Nasuh kendi temposuyla onden gitti. Tunc, Alper ve ben
5800 metreye kadar birlikte ciktik. Buradan sonra Tunc, 6100 metreye
devam etti. Alper'in mide agrilari artinca, onun cadir ve diger gerekli
esyalarla birlikte 5800 metrede kalarak, bir sonraki gun Pik
Razdenlaya'yi (6148 metre) denemesine ve benim de yola devam etmeme
karar verdik. Rahatsizligin azalmamasi veya artmasi durumunda, tum
esyalara birakip 5400 metreye 15-20 dakikada inecekti. Rahatsizligi
artmamis ve bir sonraki gun Razdenlaya Zirvesine cikmis. Geri kalan
ucumuz, 6100'deki gecemizden sonra, ertesi sabah 8:20'de yola ciktik. O
gun ilk yola cikan ekip biz olduk. Ancak, yine de daha erken cikmak
gerekirdi. Nasuh kendi temposuna gore ayri gitti. Partnerini birakmamasi
anlamli olabilirdi. Yolun geri kalan kismina Tunc'la ben ortak bir
tempoyla devam ettik. Ucuncu kamptan zirveye kadar olan yolda, riski bir
tek yer vardi: YaklasIk 40 metrelik, 40 derecelik ve en asagilara kadar
inen bir bolum. Hicbir sorun cikmadi. Saat 16:00 dolaylarinda yaklasIk
6900 metrede oldugumuzu ogrendik. (Oysa, zirveye 5-10 dakikalik bir
mesafe kaldigini dusunuyorduk. ) Yuksek irtifa, etkisini istisnasiz
herkes icin yogun yorgunluk olarak gosterdi. Hava da bozmustu. Tunc geri
donmeye karar verince ben Moskova'li bir dagciyla birlikte devam ettim.
O gun, yaklasIk 18 kisi arasindan sadece 6 kisi zirve yapabildik.
Zirvede bust veya herhangi ozel bir sey yoktu. Zaten, zirve dolaylarina
gelip zirveyi bulamayan bircok ekip oluyormus.

Ucuncu kampa donusum yaklasIk 3 saat surdu. Geri donerken 6800 metre
dolaylarinda bizim organizasyondaki iki Almana rastladim. Geciktikleri
icin, bir sonraki gun zirve yapmak uzere bivuak yapmaya karar vermisler.
Riskli oldugunu soylememe karsin kabul etmediler. Ucuncu kampa donunce,
o yorgunlukla hepimiz hemen yattik. Ertesi gun, oldukca yogun bir ruzgar
altinda geri donus icin yola koyulduk. 4200 metrede Alper'le bulustuktan
sonra, 3600 kampina geri donduk. Bir sonraki gece Almanlar ayak
parmaklari ve elleri donmus bir sekilde geri donduler. Bir tanesinin
durumu ciddiydi. Doktorun soyledigine gore, baska bir ulkede olsa
parmaklarindan bazilarini kesebilirlermis.

Almanlarin kampa geldikleri gunun ertesi, geri donus icin yola ciktik.
Bir gun once, organizatorle yemeklerin yetersizligi konusunda ufak bir
tartisma ciktigi icin donuste ruslarla aramizda bir gerginlik de vardi.
Tartismanin kokeni, zirve donusunde yiyecek olarak sadece corba
verilmesi uzerine geceleyin makarna pisirmek istememizdi. _ _
Yolculugun genel bilgileri kabaca bu kadar. Bunun disinda bazi bilgileri
ozet olarak ayrica yazmak gerekirse:
-Hava kosullari genelde oldukca uygundu. Fazla bir soguk yasamadik.
-Beslenme kosullari son derece kotuydu. Tirmanis sirasinda da iyi
beslendigimizi soylemek pek mumkun degil. Yuksek irtifa tirmanisi icin,
pahali olmasina karsin mutlaka, cabuk hazirlanan ozel dag
yiyeceklerinden goturmek gerektigini anladik.
-Basarili gibi gozuken bir cikis olmasina karsin, cikis verimimizin
dortte dort olmamasi icin hicbir neden yoktu. Eger organizator sirket
ana kampi 4200 metreye kursaydi, daha uygun bir aklimatasyon programi
uygulansaydi ve saglam bir ekip ruhu oturtulabilseydi sonuc dortte dort
olurdu.
-Alma Ata'ya dondukten sonra, organizasyonun hatalarini sirket
yoneticilerinden Rinat ve Vadim Haybulin'e uygun bir uslupla aktardik.
Elestirilerimize deger verdiklerini ve bu hatalari bundan sonraki
donemde telafi etmeye calisacaklarini belirttiler. Ozellikle, Rus dag
literaturunde de adi gecen Rinat Haybulin'in elestirileri degerlendirme
sekli bizde guven uyandirdi.
-Cok sayida ulkeden cok sayida dagciyla tanistik. Cevremizin ve
gorgumuzun artmasi acisindan bu geziyi oldukca verimli bir sekilde
degerlendirdigimizi soyleyebilirim. Sosyallik acisindan ekibimiz uzerine
baska bir ekip yoktu.

* * *

Bu bolumde, ileriye donuk bir model onerisi sunmaya calisacagim. Bu
seneki yurtdisi etkinliklerine yonelik elestirilerim bu model onerisine
icerilmis olacak. _ _ Ilk deginecegim konu, yurtdisi etkinliklerine
katilacaklarin secimine iliskin. Pamir, Tien San ve diger yurtdisi
tirmanis etkinliklerinin, aktif -ve hatta aktif olmayan durumdaki(!? )-
her dagcinin katilmayi arzu ettigi etkinlikler oldugu kusku goturmez.
Sadece bu durum bile takimlarin secimindeki hassasiyetin zorunlulugunu
aciklamaya yetebilir. Hickimsenin, tabir-i caizse "gozunun kalmamasi"
icin, bu yogun istegin disinda, takimin basarili olmasi da
gerekmektedir. Hakedenlerin secilmesi zaten basari olasiligini dogal
olarak maksimuma cikaracaktir. Secim hassasiyetinin yuksek olma
zorunlulugu veriyken, kriterlerin, soru isaretlerini
gereksizlestiremeye cek yetersizlikte olmasi, kabul edilemez bir durum
yaratmaktadir.

Aslina bakilirsa, sorun sadece yurtdisi faaliyetlerine katilacak
insanlarin belirlenmesi ile sinirli kalmamakta, federasyonun butun
calismalarinin kisilikli bir oturmusluga kavusmasini zorunlu
kilmaktadir. Faal durumdaki Turk tagcilarinin listesi elinde olmadikca,
bu dagcilarin nerede, neyi, nasil yaptiklarini bilmedikce hassasiyetin
de tek basina pek bir onemi kalmayabilir. Sorunun genelligini ve genis
capliligini Turk dagcilari icin ortak bir yayinin olmamasina kadar
goturebiliriz. Boylesi ortak bir yayin bile ekip secimlerindeki
dogruluga buyuk yarar saglayacaktir. Tek tek sporcularin secimleri hangi
kriterlere gore yapilmalidir? Maddelemek gerekirse:
a) Genel sportif duzey (Kondisyon, kuvvet, kuvvet mukavemeti, zihinsel
cabukluk vs.)
b) Dagcilik performansi (Genel dagcilik gecmisi ve son bir bucuk, iki
yil icerisinde yaptigi tirmanislar)
c) Dagcilik uzerine teorik ve pratik bilgisi

Bu secim kriterleri sadece bireysel bir duzeyde degerlendirilmelidi r.
Bunlarin herbirini yeterli olculerde yerine getirebilen bir kisinin,
takim icin gerekli uyuma aykiri ozellikler tasidigi gerekcesiyle
secilmemesi de mumkun olabilir. Kriterler dinamik bir tarzda
isletilmelidir.

Bu olcutlerin, faaliyetlere katilma talebinde bulunan insanlar icin
isletilmesi seceneklerden biriyken, bilgisayarin sundugu nimetlerden
yararlanarak genel olarak etkin durumda tum Turk dagcilari icin dosya
tutma isine gecilmesi diger bir secenegi olusturmaktadir. Basvuruyu
zorunlu kilan sistem yerine (aktif durumdaki dagcilarin tek tek
taninmadigi durum), basvurudan bagimsiz bir sekilde, diger sporlarda
oldugu gibi bir takim seciminin yapilacagi bir sistem hedeflenmelidir.
Bu, icinden cikilmasi mumkun olmayan bir is gibi gozukebilir. Aslina
bakilirsa, etkin durumdaki dagci sayisinin cok olmamasi gercegi bu isin
sanildigindan kolay oldugunu gosteriyor. Kaldi ki, bu konuda bolge ve il
temsilciliklerinin ise kosulmasi kolayligi ve etkinligi artiracaktir.
Sehirlerararasi, bolgelererarasi ve bunlarla federasyon arasindaki
haberlesme ve koordinasyonun artirilmasi bu mektupta ele alinan
sorunlarin cozumlenmesinde elzem yollardan biri olacaktir. Bu yonde
zamani fazla zorlamamak Turk dagciliginin cikarina olacaktir.

Bazen, olagandisi olarak, cok kisa zamanda degerlendirilmesi gereken
olanaklar cikabilir. Buna en uygun bir ekibin secilmesi, rasgele ve
neredeyse sadece pasaportu oldugu icin biraraya getirilen insanlara gore
cok daha akilci olacagindan, iyi bir organizasyonla, daimi bir ekip
kurulabilir.

Bu arada not etmek gerekiyor, dagciligin takim sporu olup olmadigi
tartisilabilir. Bu konunun buyuk olcude ayrica ele alinmasi gerekse de,
bazi noktalardan bu konuya deginmeden gecmem mumkun olamayabilir.

Dagciligin yarisma sporu olmadigi soylenir. Ben oyle olmadigini (hem
ulusal, hem de uluslararasi duzeyde) dusunuyorum. Bunun bircok
gostergesi var. Yurtdisina gonderilecek kisiler icin aday listenin
belirlenip aciklanmasi ve kriterlere gore belli bir eleme-yaris- secme
yapilmasi, secimlere dair insanlarin kafalarindaki kuskulari da
silecektir.

Elbette, tum bu islerin faaliyetlerden cok once yapilmasi gerekiyor ki,
genel olarak hazir olan secilmis insanlarin bu daglar icin ozel olarak
hazirlanmalarina zaman kalsin. Ekibin gidilecek yere gore belirli bir
hazirlik sureci gecirmesi de, bence, en onemli konulardan birini
olusturuyor. Bu ozel hazirlik donemi ekibin, koordinasyon, birarada
calisma, fizyolojik ve psIkolojik uyum, ekip ici kaynasma gibi
ozellikleri kazanmasi temelinde gecirilmelidir. Ayrica, ozel
antrenmanlarin yogunlastirilmasi da gerekmektedir. Ekip uyelerinin
birbirlerini en iyi sekilde tanimalarinin, kisilerin frekanslarinin
uyumlastirilmasinin , sportif ozelliklerin birbirine
yakinlastirilmasini n, dagcilik bilgilerinin catismamasinin hedeflenen
ana faaliyetin esenligi icin hayati onem tasidigini Pamir Daglari
faaliyetinde gormus olduk. Bu deneyimi ne yazik ki ters yonden yasadik.
Bu saydiklarimiz arasinda eksIk olan bazi ogeler basari oranini
dusurmede buyuk rol oynadi. Ekip ici kaynasma bu ogeler arasinda en
onemlisidir ve ekip elemanlarinin seciminde oldugu kadar, secilenlerin
hazirlanmasinda da bu nokta en on plana cikartilmalidir. Ekip ici
gorevlendirme de, herkesin onayladigi ve mesruiyet sorunu olmayan bir
sekilde ancak bu yolla yapilabilir.

Ekip elemanlarinin daga hazirlik olarak sehirde yapacaklari antrenmanlar
genelde dagcilar tarafindan pek onemsenmez. Oysa, kaslarin zora
hazirlanmasinin otesinde, sehirde, kardiovaskuler sistemin
gelistirilmesine, akcigerin vital kapasitesinin artirilmasina yarayacak
antrenmanlar (ayni zamanda kandaki pozitif degerleri yukselten
antrenmanlar) on aklimatasyon saglamasa da, aklimatasyon devresinde ve
ana cikista gorulebilecek dag rahatsizliklari riskini azaltmaktadir.
Bunu ben en azindan kendimde denedim. (Bu konu, daha genis capta test
edilmeyi bekleyen bir konu. Yapilacak bir arastirmanin sonucunun bunun
tam dogru olmadigini gosterdigini varsaysak dahi, fazladan yapilacak
antrenman "goz cikarmaz". Yeri gelmisken soylemekte fayda var, bu ve
bunun gibi konularda, spor bolumlerinde yuksek lisans ve doktora tezi
yapmak isteyen arkadaslarimiz var. Bu tur calismalarin Federasyon
tarafindan tesvik edilmesi gerekiyor.)

Ekip ici gorevlendirmede en onemli nokta ekip baskaninin secimidir. Ayni
model uzerinden, yani yukarida saydigim kosullarin gerceklestigi bir
model uzerinden devam edersek, ekip baskaninin secimi aslinda ayrinti
bir duzeyde kalma durumunda olacaktir. Ancak, yine de, bu konuyu yabana
atmamak gerekiyor. Ekip uyelerinin secimi, yukaridaki modele veya diger
herhangi bir planlanmis modele gore gerceklesmemisse, baskanin seciminin
onemi artmaktadir. Oncelikle, baskanin teorik duzeyinin yuksek olmasi
gerekmektedir. Bu konuda saglikli karar verilebilecek bir sinamanin
yapilmis olmasi gerekmektedir. Pratik olarak, diger kisilere gore bir,
iki kez fazla benzer faaliyete gitmis olmak tek basina yeterli bir
kriter olamaz. Teorik ve pratik kriterlerin disinda ucuncu olarak,
baskanin ekibin genel basarisini on plana alabilecek bir bakis acisina
sahip olmasi gerekmektedir. Cikisin basarili olmasini -ne olursa olsun-
en az bir kisinin zirveyi yapmasina baglayan bir anlayis, birincisi
bireycilige prim verdigi ve ekip ruhuna aykiri oldugu olcude oldukca
sakattir, ikincisi bunu savunan kisi baskan ise ekibin birlikteligi icin
ozellikle tehlikelidir, ucuncusu bu, bu gorusu savunan kisinin, kendi
temposuyla sorumsuz bir sekilde basbasa kalmasinin mesru zeminini
hazirlamaktir. Baskanin herkesin kendi temposuyla gitmesinin dogal
oldugunu ve bu yuzden ekibin dort elemaninin da ayri ayri gitmesinin hic
yanlis olmadigini ve hatta dogru oldugunu da savunmasinin ne kadar sakat
oldugunu daha fazla aciklamaya gerek olmadigini dusunuyorum. Dorduncu
olarak, baskan ekibin psIkolojisini surekli kontrol edebilecek bir
yetenekte olmalidir. Bunu en iyi gerceklestirebilece k kisi baskan
secilmelidir. Besinci olarak, baskan tum ekipten sorumlu olmali, kendini
tum ekibe karsi sorumlu hissetmelidir. Dort kisilik bir takimin tek bir
takim degil de, ikiserli iki takim olmasi yanlis bir dusuncedir. Bu tur
kararlarin (kime ait oldugunu bilmiyorum) ardinda farkli niyetler varsa,
bunlar karar alinmadan once acikca tartismaya acilmalidir.

Kisacasi, baskanin secimi yabana atilamayacak oneme sahip bir konudur;
en cok goze carpan ve bu olcude de onemsiz olan kriterlerle bastan savma
bir secim ekibin genel basari oranini dusurur.

Ekibin dagdaki calisma sekli kendi halinde birakilmamali, genel olarak
uyulmasi gereken kurallar ve ilkeler daga gitmeden once, sehirde
belirlenmelidir. Bu bir rahatlik saglayacaktir. Rahatlikla birlikte,
minimum bir disiplin, islerin yolunda gitmesi icin mutlaka gereklidir.

Buraya kadar, ekip elemanlarinin secimi ve ekibin calismasi uzerinde
durdum. Bu konularin disinda, bir de, gidilecek dagin secimi konusu var.
Bunun da ciddi bir calisma gerektirdigi kusku goturmez. Programa
alinabilecek olasi daglarin listesi yapildiktan sonra, irtifa, zorluk,
ulasim, risk faktorlerinin birarada gozonunde bulundurularak bir secimin
yapilmasi gerekir. Bunun icin, bu daglar hakkinda ayrintili dokumanlara
ihtiyac oldugu kesin. Oysa, hangi daga gidilecegini yolculuktan kisa
denebilecek bir sure once ogrenmis olmamiz, gidecegimiz dag hakkinda
bizim bireysel arastirma olanaklarimizi kullanmamiza da zaman birakmadi.
Yola dagin adi ve irtifasi disinda pek bir sey bilmeden ciktik. Ayrica,
organizator sirketin de iyi calismamasi ve federasyona yanlis bilgi
vermesi, iki dagin yapilabilecegi kadar yeterli bir sureye bir tek dagi
zar zor sigdirmamiza neden oldu.

* * *

Bu etkinlige iliskin ve buradan yola cikarak yazacaklarim, simdilik bu
kadar.

Bu etkinlige katilmami saglayan TDF yetkililerine sukranlarimi sunar,
yazisma ve yardimlasmalarimizi n devam etmesi dilegimi belirtirim.

Saygilarimla. ..

Yasar Ugur ULUOCAK
 

SON KONULAR - FORUM

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,916
Mesajlar
1,525,606
Kayıtlı Üye Sayımız
166,692
Kaydolan Son Üyemiz
adiduaolanadam

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst