vay be ne çok sayfa dolmuş
foruma bunca yanıt yazılmasının sebebi sanırım kısaca;
1- genç hanımefendinin,
2- özlem duyulan hayatın,
yarattığı ilgi şeklinde özetlenebilir.
olsun renk olmuş, çok seslilik olmuş..
kiminin artık lazım diil diye unutmak istediğini, kimi ne önemli bişey diye kavramaya çalışır..
gerçi yanılmıyorsam, aynı hanımefendiye başka isimle daha evel şu forumda da denk gelmiştim
Ilk Deneyim Için...
kendisinden trol diye şüphe eden de olmuş
hanım veya trol efendi bize farketmez ama bizden de bi renk katmak gerekirse;
5 m.lik erba (veya muadili) karavanla doğanın bağrı olmaz, asfaltın (şosenin) götürdüğü yere kadar gidilir.
onlardan 3 tanesini çekebilecek (resimdeki) araç olduğu halde çadırcılık yapıyorum, çünkü doğada ne kadar fazla, o kadar eksik.. ne kadar fazla, o kadar mahkumiyet..
doğa ev değildir.. ev şehirdedir..
herşey kişisel !
herşey yapabilirlik, imkan ve tercihle alakalı..
yanıt yazan bi arkadaş gibi kimine normal arazi aracı yetmez, truck ile ağır arazi yapar (unimog muydu o ?), kimi bisikletle, kimi sırtında 45 lt lik çantayla dolaşır..
doğada ister en lüks karavanda ol, ister çadırda; yattığın yer + duş (tuvalet, çamaşır, temizlik vsvs) imkanları değişir. doğada uyku hariç dışardasındır, yoksa evden çıkmayalım zaten
ama şundan korkuyorum, bundan çekiniyorumla sadece klavye kampçılığı olur..
Ankara'da elit bi semtte veya Kaş'ta villasında öldürülenlerle ya da aman da ülkemizde ne çok kötü insan var demekle kampçılığın alakası yoktur.. insan da heryerde insandır..
elit semt, villa, kötü niyetliler.. bunlar şehirde..
biz ormanda, dere veya göl kenarında olsak, sabahına da çadırımızda çiğli taze bi güne uyansak tamamdır..