Ynt: TurkeyRunJuly2011
Kalenin girişi çok güzeldi.
İlk defa bu kadar su kaplumbağasını bir arada görüyordum...
Yola devam...Uçurum kenarlarından kıvrıla kıvrıla Silifke'ye vardık.
Burada organik çilek yemeden geçmeyin sakın. 2 kiloya yakın o ufacık çilekler nasıl bitti anlamadık bile.
Bu iki ablaya sonsuz teşekkürler. Çok ilgilendiler bizimle sağolsunlar. Yarım saat ayaküstü hayat hikayelerimizi paylaştık dertleştik. Hepsine sonsuz sevgiler-saygılar.
Erdemli-Mersin otobandan Adana'ya Bora Ağabey'e gidiyoruz. Buluşma yerine az kala Haakon ile iletişin kopukluğu ve Bora Ağabey sağolsun gidip alıyor onu.
Sonra doğruca kebapçıya. Bora ağabey, ağzımın suyu aktı vallaha...
Kesene bereket ağabeyim benim.
Sonra da göl kenarında kısa bir gezinti ve bici-bici keyfi.
Göl çok ayrı bir hava katmış Adana'ya. Bir serinlik-tazelik var havada sanki.
Bora ağabey ile vedalaşıp-helalleşip yola devam ediyoruz. Nerede kalcağımız meçhul. GPS Yumurtalık taraflarında birkaç kamp alanı gösteriyor. Biz de o tarafa yöneliyoruz.
Yolumuzu biraz uzatıp-değiştirip daha güneye sahile iniyoruz.
Kamp yerimiz: denizi harika fakat kamp yeri çok kalabalık ve pis maalesef. Herkes etrafımıza toplandı. Biz yorgun onlar meraklı hem yerleşip hem konuşup birşeyler çevirdim sürekli. Komşu aile Urfa tarafından gelmişti kampa. Çok hoş sohbet insanlardı hepsi.
Kadavra gibi uzanmış Haakon yorgunluktan.
Çadır yok. Bunların üzerinde uyuduk. Sanırım ya divan ya da pazar tezgahı
))
Sabah kalkıp yola devam ettik....