TurkeyRunJuly2011

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan the venturer Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 178
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 19,894
Ynt: TurkeyRunJuly2011

En son Kaş Kalkan arası bir yerlerdeydik. Hava artık kararmıştı ve bir sonraki kamp durağımız Tekirova idi.


Tekirova'daki kamp alanına geceye doğru vardık. Yol nispeten şehiriçi olduğu için acele etmeden, geze geze vardık. Ancak,yanlış hatırlamıyorsam Finike taraflarında birbirimizi o virajlarda yine kaybettik. Haakon'un kısa-uzun lambaları devredışı kalmıştı ve durup bir bakayım derken ben farkedememiştim. Limanönünde bir müddet bekledim fakat yoktu. Tam geri manevra yapıp birkaç yüz mt gidince karşılaştık. Farlar yanmıyordu. Takılmıştı bir araba peşine sol yanındaki tek sisi de yakmamıştı. Onu yakmasını söyledim. Oldukça güçlü olan bu lambayı durup ayarladım ve yola devam ettik. Kumluca, Olimpos derken benim en favori yerime, inzivahaneye vardık. Saat 23 gibiydi.

Herhangi bir motorlu araç ile kamp alanına girmek kesinlikle yasak. Çok güzel bir uygulama. Fakat tanıdık olduğumuz için eşyaları indirmek için deniz dibine kadar girdik motorlar ile. Eşyaları indirip motorları park alanına çektik. Ne kadar özlemişim çam kokusunu, börtü böcek seslerini. Denizdeki dalga sesini. Etraf zifiri karanlık. Herkes bir köşede. Tamamen el yordamıya kafa lambalarımız ile çadırları kurduk. Ve soğuk su ile duş yemek ve uyku.
Bunu sabah çektim. Geçen seneki kamp noktasında değildim. Tavuklar oralarda yatıyorlardı.


Sabah erkenden kalkış ve deniz. Haakon gece pek birşey göremediği ama çok şey duyduğu yeri görünce şaşırdı ve burada birkaç gün kalalım dedi. Ben zaten burası için 2-3 gün ayırmıştım. Fakat bir gün rötarlı, tam 4 gün kaldık.

Gel keyfim gellll


Yattığımız yerden yukarısı hep böyle...
Canım ne çekti şimdi!!!

Haakon bir tatlı bir tuzlu suda


Ve mutlu bir gülümseme daha


Hadi bunu anladık da

Ama suda bile telfon mu olur!!!
 

Etiketler
Ynt: TurkeyRunJuly2011

4 gün boyunca tembellik yapıp yattık. Motorları filan unuttuk. Elimizde fotoğraf makinaları, ye-iç-denize dereye gir-çık. Bol bol muhabbetler motor üstüne. Teori dersleri çalışıyoruz soru cevap şeklinde.
Etraftaki değişik kareleri yakalamaya devam...

Bu nasıl?



Yatışa devam diğer günlerde.

İlk akşam hariç, diğer tüm akşamlarda dışarda sahilde uyudum.
Bunun üstünde...

Gün böyle batıyor. Ne kadar güzel değil mi!!! Şu soğuk kış günlerinde içimiz ısınsın biraz...
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Her taraf yemyeşil. Çadırlar adeta gözükmüyor.

Bu salıncağın dili olsa da konuşsa...

Ne manzara ama



Duşta bana katılanlar

Sahilde benimle takılanlar...


Benimle uyuyanlar...

Benimle yüzenler...


Yürüyüşlerde eşlik edenler...

Bu da ben...
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

4. gün etrafa motorlar ile birkaç saatliğine bakalım dedik.
Önce Olympos oradan da ben Yanartaş'ı görmeyi çok istediğim için oraya doğru sürdük atlarımızı.
Yalnız hava çok sıcaktı gerçekten. Çıkacağımıza bin pişman birşekilde kendimizi gölgelere ata ata gezdik birkaç saat.






Gişedeki Deli Dumrul'a sordum yukarıya ne kadar yürüyeceğimi. O da yaklaşık 1km demesin mi!!!
Haakon'a sen kal resimleri benden alırsın dedim. Bayram etti ve hemen gölgeye geçti.
Bana da tırmanmak kaldı...
Buyrun beraber çıkalım...





Ne dilesemki acaba??Seyahattttttt, daha çok seyahatttt




Yanan taşları çekmek için ben de yandım çıkana kadar

Manzara ve ortam gerçektem çok ilginç. Daha da ilginci hiç kimsecikler yok.

Kiliseyi de unutmamışlar burada


Duvarlarda yanan taşların tasvirleri

 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Sonra aşağı iniş başladı. Çok daha keyifli ve kolay. Ayaklar otomatik gidiyor valla.
Gişedeki Dumrul'a neden yukarda kimse yok diye sordum??O da ne?? Adam enayiye bakar gibi buraya herkes gece geliyor dedi. Şimdimi söylüyorsun bunu dedim.




Yanartaş'tan ayrılıp, yolu bu sefer Phaselis'e çevirdik. Şunu ekleyeyim. O kadar çok görülecek yer varki ülkemizde, bence en iyisi karavan alıp her yıl birkaç ay gezip görmek. Bu bizimki çok yüzeysel maalesef. İnsan her gördüğü tabelaya girmek istiyor. Ya da ben çok meraklıyım. Bilmiyorum artık.
Karşınızda Phaselis...












Burası da çok muhteşem bir yer. Deniz kenarında orman içinde, sakin sessiz bir yer.
Haakon her taşın altında birşey arıyor.


Ne manzara, ne hava!!!!


 



Ynt: TurkeyRunJuly2011






Phaselis'ten karşısı böyle gözüküyor...




Phaselis dönüşü hemen soyunup kendimizi sahile atıyoruz tekrardan. Artık son günümüz de bitiyordu burada. İnanın şu an gözümde tütüyor oralar...
Öğleden sonra eşyaları toplama faslı. Ben herşeyi topluyorum ve geceyi tekrar şezlong-minder üzerinde geçiriyorum. Sabah 7 gibi hareket edip Sırasıyla Kemer-Antalya ve Alanya üzeri yolumuza devam ediyoruz.

Özellikle Alanya-Gazipaşa arası yine bol virajlı harika bir güzergah. Tıpkı Kaş-Kalkan arası gibi ki orada yaklaşık 1700 adet viraj geçtik. Burası da aşağı yukarı o kadar.
O tarihlerde yoğun yol yapım çalışmaları vardı. Dinamitlerle patlatma çalışmaları yüzünden yaklaşık bir saat kaybetmiştik.
Yoldan manzaralar...


Daha sonra sahilde karşımıza Alanya Mamure Kalesi çıktı.
Kale çok iyi durumda. İnsanı adeta Selçuklu dönemine götüren bir yapı.










 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Kalenin girişi çok güzeldi.

İlk defa bu kadar su kaplumbağasını bir arada görüyordum...


Yola devam...Uçurum kenarlarından kıvrıla kıvrıla Silifke'ye vardık.

Burada organik çilek yemeden geçmeyin sakın. 2 kiloya yakın o ufacık çilekler nasıl bitti anlamadık bile.
Bu iki ablaya sonsuz teşekkürler. Çok ilgilendiler bizimle sağolsunlar. Yarım saat ayaküstü hayat hikayelerimizi paylaştık dertleştik. Hepsine sonsuz sevgiler-saygılar.



Erdemli-Mersin otobandan Adana'ya Bora Ağabey'e gidiyoruz. Buluşma yerine az kala Haakon ile iletişin kopukluğu ve Bora Ağabey sağolsun gidip alıyor onu.

Sonra doğruca kebapçıya. Bora ağabey, ağzımın suyu aktı vallaha...
Kesene bereket ağabeyim benim.
Sonra da göl kenarında kısa bir gezinti ve bici-bici keyfi.

Göl çok ayrı bir hava katmış Adana'ya. Bir serinlik-tazelik var havada sanki.



Bora ağabey ile vedalaşıp-helalleşip yola devam ediyoruz. Nerede kalcağımız meçhul. GPS Yumurtalık taraflarında birkaç kamp alanı gösteriyor. Biz de o tarafa yöneliyoruz.
Yolumuzu biraz uzatıp-değiştirip daha güneye sahile iniyoruz.
Kamp yerimiz: denizi harika fakat kamp yeri çok kalabalık ve pis maalesef. Herkes etrafımıza toplandı. Biz yorgun onlar meraklı hem yerleşip hem konuşup birşeyler çevirdim sürekli. Komşu aile Urfa tarafından gelmişti kampa. Çok hoş sohbet insanlardı hepsi.

Kadavra gibi uzanmış Haakon yorgunluktan.

Çadır yok. Bunların üzerinde uyuduk. Sanırım ya divan ya da pazar tezgahı))

Sabah kalkıp yola devam ettik....
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

O kırmızı taşın içindeki örümcek mi Örümceklere çok ilgi duyarım acayipte korkarım
Paylaşım için tşkler harika fotolar
 


Ynt: TurkeyRunJuly2011

Riderontheroad' Alıntı:
Grur verici bir gezi,çokta faydalı..Maşallah,kısmetse bu sene bende Çanakkaleye şehitlerimizi anmaya gidicem..
Rica ederim. Devamı geliyor. Uzun zamandır yoğunluktan yazamadım birtürlü.
 



Ynt: TurkeyRunJuly2011

güzel fotoğraflar ve keyifli analatımızla paylaştığınız için teşekkürler.. kar manzarası eşlilğinde yaz fotoğrafları iyi gitti.. ;D
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

the venturer' Alıntı:
...Devamı geliyor. Uzun zamandır yoğunluktan yazamadım birtürlü.

Yaz da, bu soğuk kış günlerinde ıhlamur olsun, sahlep olsun, ilaç olsun bünyeye
Selamlar dostuma.
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

sinan54' Alıntı:
güzel fotoğraflar ve keyifli analatımızla paylaştığınız için teşekkürler.. kar manzarası eşlilğinde yaz fotoğrafları iyi gitti.. ;D
Burası da berbat.
Biraz daha karları eritelim o zaman.
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Gültekin' Alıntı:
Yaz da, bu soğuk kış günlerinde ıhlamur olsun, sahlep olsun, ilaç olsun bünyeye
Selamlar dostuma.
Gültekin özlettin kendini. Atla arabana gel bakalım. Bünyenize ne lazımsa geliyor şimdi. Sevgiler, selamlar.
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Emwayyes' Alıntı:
O kırmızı taşın içindeki örümcek mi Örümceklere çok ilgi duyarım acayipte korkarım
Paylaşım için tşkler harika fotolar
Evet örümcek. Kusura bakmayın geç bir cevap oldu. Gezinin devamı geliyor hemen.
 



Ynt: TurkeyRunJuly2011

Osmaniye üzeri, (ki en son radarı burada gördük ama girmedik Daha sonraki radarı Trabzon çıkışında görecektik. Güneyde ve doğuda tek bir radar veya polis/asker uygulamasına denk gelmedik.:silent:...Neyse...
Osmaniye üzeri eski yoldan Nur Dağı (nam-ı diğer Gavur Dağı'nın kuzeyinden kıvrılıyoruz.Muhteşem bir doğa. İrtifa insanı çoşturuyor. Bir iniyoruz bir çıkıyoruz. Yukarısı rüzgarlı, aşağısı insanı yakıyor. Sanırım rutubetten kurtulduk ve rahatız.
Yoldan manzaralar:



Dehşet bir viyadük. Üstten antep otobanı ama biz arka yolları tercih ettik.