the venturer
Kamp III
- Mesajlar
- 579
- Tepkime Puanı
- 4
Ynt: TurkeyRunJuly2011
En son Kaş Kalkan arası bir yerlerdeydik. Hava artık kararmıştı ve bir sonraki kamp durağımız Tekirova idi.
Tekirova'daki kamp alanına geceye doğru vardık. Yol nispeten şehiriçi olduğu için acele etmeden, geze geze vardık. Ancak,yanlış hatırlamıyorsam Finike taraflarında birbirimizi o virajlarda yine kaybettik. Haakon'un kısa-uzun lambaları devredışı kalmıştı ve durup bir bakayım derken ben farkedememiştim. Limanönünde bir müddet bekledim fakat yoktu. Tam geri manevra yapıp birkaç yüz mt gidince karşılaştık. Farlar yanmıyordu. Takılmıştı bir araba peşine sol yanındaki tek sisi de yakmamıştı. Onu yakmasını söyledim. Oldukça güçlü olan bu lambayı durup ayarladım ve yola devam ettik. Kumluca, Olimpos derken benim en favori yerime, inzivahaneye vardık. Saat 23 gibiydi.
Herhangi bir motorlu araç ile kamp alanına girmek kesinlikle yasak. Çok güzel bir uygulama. Fakat tanıdık olduğumuz için eşyaları indirmek için deniz dibine kadar girdik motorlar ile. Eşyaları indirip motorları park alanına çektik. Ne kadar özlemişim çam kokusunu, börtü böcek seslerini. Denizdeki dalga sesini. Etraf zifiri karanlık. Herkes bir köşede. Tamamen el yordamıya kafa lambalarımız ile çadırları kurduk. Ve soğuk su ile duş yemek ve uyku.
Bunu sabah çektim. Geçen seneki kamp noktasında değildim. Tavuklar oralarda yatıyorlardı.
Sabah erkenden kalkış ve deniz. Haakon gece pek birşey göremediği ama çok şey duyduğu yeri görünce şaşırdı ve burada birkaç gün kalalım dedi. Ben zaten burası için 2-3 gün ayırmıştım. Fakat bir gün rötarlı, tam 4 gün kaldık.
Gel keyfim gellll
Yattığımız yerden yukarısı hep böyle...
Canım ne çekti şimdi!!!
Haakon bir tatlı bir tuzlu suda
Ve mutlu bir gülümseme daha
Hadi bunu anladık da
Ama suda bile telfon mu olur!!!
En son Kaş Kalkan arası bir yerlerdeydik. Hava artık kararmıştı ve bir sonraki kamp durağımız Tekirova idi.
Tekirova'daki kamp alanına geceye doğru vardık. Yol nispeten şehiriçi olduğu için acele etmeden, geze geze vardık. Ancak,yanlış hatırlamıyorsam Finike taraflarında birbirimizi o virajlarda yine kaybettik. Haakon'un kısa-uzun lambaları devredışı kalmıştı ve durup bir bakayım derken ben farkedememiştim. Limanönünde bir müddet bekledim fakat yoktu. Tam geri manevra yapıp birkaç yüz mt gidince karşılaştık. Farlar yanmıyordu. Takılmıştı bir araba peşine sol yanındaki tek sisi de yakmamıştı. Onu yakmasını söyledim. Oldukça güçlü olan bu lambayı durup ayarladım ve yola devam ettik. Kumluca, Olimpos derken benim en favori yerime, inzivahaneye vardık. Saat 23 gibiydi.
Herhangi bir motorlu araç ile kamp alanına girmek kesinlikle yasak. Çok güzel bir uygulama. Fakat tanıdık olduğumuz için eşyaları indirmek için deniz dibine kadar girdik motorlar ile. Eşyaları indirip motorları park alanına çektik. Ne kadar özlemişim çam kokusunu, börtü böcek seslerini. Denizdeki dalga sesini. Etraf zifiri karanlık. Herkes bir köşede. Tamamen el yordamıya kafa lambalarımız ile çadırları kurduk. Ve soğuk su ile duş yemek ve uyku.
Bunu sabah çektim. Geçen seneki kamp noktasında değildim. Tavuklar oralarda yatıyorlardı.
Sabah erkenden kalkış ve deniz. Haakon gece pek birşey göremediği ama çok şey duyduğu yeri görünce şaşırdı ve burada birkaç gün kalalım dedi. Ben zaten burası için 2-3 gün ayırmıştım. Fakat bir gün rötarlı, tam 4 gün kaldık.
Gel keyfim gellll
Yattığımız yerden yukarısı hep böyle...
Canım ne çekti şimdi!!!
Haakon bir tatlı bir tuzlu suda
Ve mutlu bir gülümseme daha
Hadi bunu anladık da
Ama suda bile telfon mu olur!!!