Sukuşu
Moderatör
- Mesajlar
- 536
- Tepkime Puanı
- 4
Türkiye’de bilinen ilk mağara araştırması 1927 yılında Raymond Hovasse tarafından İstanbul Yarımburgaz Mağarası’nda mağara canlıları üzerinde yapılan çalışma olmasına rağmen, ekip olarak ciddi anlamda ilk çalışma 1955’te Temuçin Aygen ve arkadaşları tarafından Konya Maraspoli Mağarası’nda yapılmıştır. Temuçin Aygen tarafından 1964’te kurulan Mağara Araştırma Derneği halen çalışmalarına devam etmektedir. 1973 yılında ise Türkiye’nin ilk üniversite mağaracılık kulübü Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü kurulmuştur
MARASPOLİ MAĞARASI
Ermenek Kalesi´nin bulunduğu tepenin dibinde Maraspulla denilen yerde bulunan derin bir mağara. Mağara içindeki yeraltı suyu Ermenek ilçesinin su ihtiyacını karşılıyor. Maraspoli Mağarası sarkıt ve dikit oluşumlarıyla dikkat çekiyor.
Maraspoli Mağarası, dünyanın en büyük mağaralarından ve yeraltı derelerinden biridir. Bu mağara ilçe merkezindedir. Ermenek'in sayısız pınarlarını besleyen suların bu yeraltı deresinden geldiği Dr. Jeolog Timuçin Aygen ve arkadaşlarının incelemelerinden anlaşılmıştır.
Maraspoli Mağarasının 3.750 uzunluğunda olduğu tahmin edilmektedir.
Ermenek Kalesi’nin bulunduğu tepenin dibinde bulunan Maraspoli Mağarası adını, Ermenek’in eski adı Maraspolis’ ten alıyor. Mağara içindeki yeraltı suyu Ermenek ilçesinin su ihtiyacını karşılıyor. Maraspoli Mağarası sarkıt ve dikit oluşumlarıyla dikkat çekiyor.
Bir yeraltı nehrinin meydana getirdiği büyük bir mağaradır. Birçok salon ve dehlizlerle km.lerce devam eden, gerçekten enteresan bir tabii tarih belgesidir. İçindeki duvar ve salonlardaki işaretler insanların bu mağarayı mesken olarak kullandığını göstermektedir.
Ermenek’te beni en çok etkileyen ikinci bir şey ise Maraspoli Mağarası. Bir mağara düşünün ki, dağın yaklaşık 150 metre içinde. Dışarıyla tek bağlantısı olan uzunca tünel, yüzyıllar öncesinde insanlar tarafından açılmış. Amaç mağaranın içindeki suya ulaşmakmış. Tünelin içi buzhane gibi. İki büklüm ilerliyorsunuz mağaraya ulaşmak için. Mağaraya ulaştığınızda ise muhteşem bir görüntü bekliyor sizi: Dağın içinde bir nehrin başlangıç noktasındasınız, bitiş noktası da olabilir tabii bu. Jeologlar bir bota binip 4,5 saat kadar ilerlemişler ve 1500 metrelik bir su yolu haritası çıkarmışlar dağın içindeki nehirde. ‘’ Kaptan Simbad, nerdesin? ‘’ diye bağırası geliyor insanın.
Mağaranın duvarları fosillerle dolu. Milyonlarca yıl öncesinin midyeleri, mercanları, palamutları, hamsileri, karidesleri ( bunları biraz abarttım izninizle ) orada duruyor. İnanılır gibi değil; Toroslar’ın 1200 metre tepesinde Akdeniz kalıntıları. Fosillere elinizle dokunduğunuzda inanıyorsunuz ki bu koca dağlar aslında organik maddelerin,deniz çökellerinin birikmesiyle oluşmuş. Bu nedenledir ki Toroslar’ın altı delik deşik. Suyun gücü Toroslar’ı bir güzel eritmiş, şekillendirmiş. Eğirdir Gölü’ nün suyu bir bakarsınız Anamur’da, Burdur Gölü’nünki kim bilir nerelerde?
Belediye, mağaranın içini ve tüneli ışıklandırmış. İçeriye borular döşemiş; Ermenekli içme suyunu buradan alıyor. Suya klor bile katılmıyor. Alıp içiyorsunuz öylece. Biraz kireçli olarak, ama güzel. Hani derler ya ‘’ Bir kuzu ye, üzerine bir bardak su iç,otur bir kuzu daha ye’’ aynen öyle. Ağustos sıcağında buz gibi suyun ne büyük nimet olduğunu anlamak zor olmasa gerek. Bu arada, her tür akan suya karşı düşkünlüğüyle tanınan enerji üreticilerimiz, mağaranın ağzına bir hidroelektrik santrali konduruvermiş zamanında.
Kaynaklar Maraspoli Mağarası’nın Dünyanın en büyük yeraltı mağaraları arasında yer aldığını ve ikici büyük yeraltı mağarası olduğunu belirtmekteler.
MARASPOLİ MAĞARASI
Ermenek Kalesi´nin bulunduğu tepenin dibinde Maraspulla denilen yerde bulunan derin bir mağara. Mağara içindeki yeraltı suyu Ermenek ilçesinin su ihtiyacını karşılıyor. Maraspoli Mağarası sarkıt ve dikit oluşumlarıyla dikkat çekiyor.
Maraspoli Mağarası, dünyanın en büyük mağaralarından ve yeraltı derelerinden biridir. Bu mağara ilçe merkezindedir. Ermenek'in sayısız pınarlarını besleyen suların bu yeraltı deresinden geldiği Dr. Jeolog Timuçin Aygen ve arkadaşlarının incelemelerinden anlaşılmıştır.
Maraspoli Mağarasının 3.750 uzunluğunda olduğu tahmin edilmektedir.
Ermenek Kalesi’nin bulunduğu tepenin dibinde bulunan Maraspoli Mağarası adını, Ermenek’in eski adı Maraspolis’ ten alıyor. Mağara içindeki yeraltı suyu Ermenek ilçesinin su ihtiyacını karşılıyor. Maraspoli Mağarası sarkıt ve dikit oluşumlarıyla dikkat çekiyor.
Bir yeraltı nehrinin meydana getirdiği büyük bir mağaradır. Birçok salon ve dehlizlerle km.lerce devam eden, gerçekten enteresan bir tabii tarih belgesidir. İçindeki duvar ve salonlardaki işaretler insanların bu mağarayı mesken olarak kullandığını göstermektedir.
Ermenek’te beni en çok etkileyen ikinci bir şey ise Maraspoli Mağarası. Bir mağara düşünün ki, dağın yaklaşık 150 metre içinde. Dışarıyla tek bağlantısı olan uzunca tünel, yüzyıllar öncesinde insanlar tarafından açılmış. Amaç mağaranın içindeki suya ulaşmakmış. Tünelin içi buzhane gibi. İki büklüm ilerliyorsunuz mağaraya ulaşmak için. Mağaraya ulaştığınızda ise muhteşem bir görüntü bekliyor sizi: Dağın içinde bir nehrin başlangıç noktasındasınız, bitiş noktası da olabilir tabii bu. Jeologlar bir bota binip 4,5 saat kadar ilerlemişler ve 1500 metrelik bir su yolu haritası çıkarmışlar dağın içindeki nehirde. ‘’ Kaptan Simbad, nerdesin? ‘’ diye bağırası geliyor insanın.
Mağaranın duvarları fosillerle dolu. Milyonlarca yıl öncesinin midyeleri, mercanları, palamutları, hamsileri, karidesleri ( bunları biraz abarttım izninizle ) orada duruyor. İnanılır gibi değil; Toroslar’ın 1200 metre tepesinde Akdeniz kalıntıları. Fosillere elinizle dokunduğunuzda inanıyorsunuz ki bu koca dağlar aslında organik maddelerin,deniz çökellerinin birikmesiyle oluşmuş. Bu nedenledir ki Toroslar’ın altı delik deşik. Suyun gücü Toroslar’ı bir güzel eritmiş, şekillendirmiş. Eğirdir Gölü’ nün suyu bir bakarsınız Anamur’da, Burdur Gölü’nünki kim bilir nerelerde?
Belediye, mağaranın içini ve tüneli ışıklandırmış. İçeriye borular döşemiş; Ermenekli içme suyunu buradan alıyor. Suya klor bile katılmıyor. Alıp içiyorsunuz öylece. Biraz kireçli olarak, ama güzel. Hani derler ya ‘’ Bir kuzu ye, üzerine bir bardak su iç,otur bir kuzu daha ye’’ aynen öyle. Ağustos sıcağında buz gibi suyun ne büyük nimet olduğunu anlamak zor olmasa gerek. Bu arada, her tür akan suya karşı düşkünlüğüyle tanınan enerji üreticilerimiz, mağaranın ağzına bir hidroelektrik santrali konduruvermiş zamanında.
Kaynaklar Maraspoli Mağarası’nın Dünyanın en büyük yeraltı mağaraları arasında yer aldığını ve ikici büyük yeraltı mağarası olduğunu belirtmekteler.