Ynt: Volvo Ocean Race Start Aldı
Sadece denizdekiler yarışmıyor!
Onlar “limitlerde” yaşıyorlar. Hem teknelerinin hem bedenlerinin “sınırlarını” zorluyorlar. Ancak bu mücadele, bu yarış sadece “denizlerde” yaşanmıyor.
Volvo Okyanus Yarışı’ndan veya kısa adı ile VOR’dan söz ediyoruz… Ekiplerin mücadelesini anı anına izliyoruz. Ama bir de bu yarışın “perde arkasında” olanlar var. Ayşegül Torun “geri plandaki” bu mücadeleyi derledi.
Yeni rota, yeni teknoloji… Sinirlerin sağlamlığının “bildik” testi yapılıyor…
Diğerlerinden ayrı apayrı bir yerde duran ve 11 Ekim 2008’de İspanya’nın Alicante kentinden start alan 8 adet Open 70 sınıfı teknede 11’er “tayfadan” oluşan ekiplerle dünyanın bütün denizlerinde sahnelenen bu oyunun adı “Volvo Ocean Race 2008-2009”.
ONLARI HİÇ GÖRMEDİK
Filo halen yolda ve “hiç durmadan” aşılacak 12 bin 300 DM‘lik Quingdao-Rio etabında… Ekipteki her üyenin günde 6000 kalori alması gereken bu yarışta Magnus Olsson gibi kıdemlilerin (bu onun 6. Volco mücadelesi) yanı sıra ilk kez katılanlar da bulunuyor.
Bir de bu yarışın “sahne arkasındakiler” var ki, onları geçen 9 ay boyunca kameraların önünde hiç görmedik. Görmeyeceğiz de… Ama bu insanları bilmek ve tanımakta yarar var. Zira bu mücadele en az deniz üstünde çabalayanlar kadar onlara 7 gün 24 saat destek verenlerin de yarışı. Ve hepsi için bu yarış 26 Haziran haftası Rusya’nın St Petersburg kentinde bitecek.
TEKNE YAPIMCILARI –Boat Builders
Onları nadiren “spot ışıkları” altında görüyoruz. Ama gösterinin devam etmesi için saatler saatleri kovalarken onlar tüm enerjileri ile çalışıyorlar.
“Yarış”, onlar için starttan önce başlıyor. Teknenin erken hazırlanması, yarış ekibi için “yeterli antreman süresi” kazandırmak ve “tekneyi tanımaları” açısından çok önemli. Zira sonuçlardaki başları, ekip için en büyük moral kaynağı.
Yarışın her etabında da ekiplerden önce tüm donanımları ile “eksiksiz” olarak limanda hazır bulunmaları ve onları karşılanmaları gerekiyor. Eksik en ufak bir parçanın bile bir sonraki etapta herkes için sıkıntı yaratacağını biliyorlar.
FİNİŞLE BİRLİKTE START ALIYORLAR
Tekneleri finiş hattını geçer geçmez onların görevi başlıyor. Hasar veya onarım için gece gündüz çalışmaları, tekneyi elden geçirmeleri, gerekiyorsa bazı parçaları yeniden üretmeleri gerekiyor.
Ama kimi zamanlar bu çaba da yetersiz kalıyor. Tıpkı 4. etabın sonunda “Delta Lloyd” ve “Telefonica Black” teknelerinin 6. etaba yetiştirilebilmesi için doğruca Rio de Jenario’ya gönderilmesi gibi.
Bu ekiptekilerin çoğunluğu kompozit üretim teknolojisi veya tasarım mühendisliği konularındaki uzmanlardan oluşuyor. Bir teknenin kabuğundan omurgasına kadar her şey ile onlar ilgileniyorlar. Bazen kısa etaplardan tekne ufak hasarlarla geliyorsa şanslılar. Ancak Rio’da çok işleri olacak gibi görünüyor.
YELKEN YAPIMCILARI-Sailmakers
Bir bakmışsınız bazen şehrin yeşil çimlerle kaplı geniş bir gezi parkında üçgen masif 170 m2 yelkeni kurutmaya bırakmışlar.
Off-shore etapların birinde yelken yapımcıları bir yandan kahvelerini içerken bir yandan da yelkenlerin kurumasını bekliyorlarsa bu aslında yelken yapımcılarının kendileri ile baş başa kaldıkları nadir zamanlardan…
Genellikle zamana karşı yarışıp sabahlara kadar dikiş makinelerinin başında yelken tamiri ile uğraşıyorlar. Tıpkı bizim “Büyük Yarış”ın Bozcaada durağında, mendirek üstindeki “aşina” olduğumuz görüntülerdeki gibi.
HER TEKNEDE 24 YELKEN VAR
VOR’da her teknenin yelken gardırobu 24 adet yelkenle sınırlı. Ancak “Storm Jib” (Fırtına floğu) hariç. Her teknede 11 kişi ve 24 adet yelken olduğuna bakacak olursak, işin ağırlığı “kimin omuzlarında” anlamak pek zor değil.
Yarıştan en az 6 ay önce yelken yapımcıları çalışmaya başlıyorlar.
Yelken maratonunda en önemli nokta “optimum hız” için hazırlanan yelkenlrdeki “ince” ayarlar. İyi hazırlanmış ekipler, her zaman yelken gardıroplarının da yarıştan çok önce hazırlanmasına dikkat ediyorlar. Zira yelkenler “başrol oyuncularından” biri.
Her etap sonunda tüm yelkenler karaya çıkartılıyor, yıkanıyor, kurutuluyor, gerekli onarımlar yapılıyor. Gerekiyorsa değiştiriliyor.
YELKEN KOORDİNATÖRÜ
Her yarış ekibinde bir “yelken koordinatörü” bulunuyor. Bu kişi etaptaki yelken hasarlarını not alıyor ve karaya yanaştıkları anda yelken yapımcısını bu notları ile bilgilendiriyor.
Filonun önde giden teknelerinde yelken bakımları yapılırken, “geride kalanlarda” yelkenlerin nasıl “daha iyi olacağı” tartışmaları yaşanıyor.
Kimi zaman bir vinç kolunu koyabilecek basit ve küçük bir “cebin” olması, yelkenin yırtılmasını önlediği gibi, etapların kazanılmasında da “etkili” olabiliyor.
KARA EKİBİ YÖNETİCİSİ -Shore Manager
Dünyayı dolaşan yarışın kara ayakları arasında sürekli “havada” seyahat eden ve yarıştan önce marinaya gelip, orayı en son terk eden “orkestra şefleri” gibiler.
Skipper (kaptan), yarış ekibi, kara ekibi, iç düzenleme, yelken tasarımcısı ve lojistik birimler arasındaki tüm koordinasyon yarışlarda “ara yüz” olarak görev yapan (shore manager) “Kara Ekibi Yöneticisi”nde kilitleniyor.
Onun da “en büyük enstrümanı” elinin altında yarış sırasında meydana gelebilecek her türlü sorunu çözecek maddi imkanlarla bunu “doğru” ve “zamanında” yapabilecek insanlardan kurulu “A+” sınıf bir ekibin olması.
Nasıl ki denizde ekibini en iyi yönetmek için görev skipper’a düşüyorsa, karadaki bu görevin karşılığı “shore manager”da.
İyi bir kara ekibi yöneticisi, teknenin tahmini varış zamanından en az 5 gün önce finiş yapılacak limanında yerini alıyor.Teknenin bir sonraki etapta gerek duyacağı başta yiyecek ve içecek olmak üzere iğneden ipliğe her şeyi hazır edip ekibini sabırsızca beklemeye başlıyor.
LOJİSTİK ŞEFİ –Logistic Manager
Lojistik Şefi’nin asıl görevi herhangi bir ticari gemi ve mürettebatı gibi yarış teknelerinin geldiği her limanda, tüm ekibin ve teknenin gümrük, giriş-çıkış işlemlerini sorunsuz tamamlamak. Ayrıca her etapta filodaki teknelerin tüm malzemelerinin terk edilen limandan bir sonraki varış limanına taşınması ve yeniden kurulması da onun görevi.
Dünyanın çevresinde 11 değişik ülke ve 11 farklı limanda gerçekleşen bu operasyonu yürütmek kolay olmasa gerek. Üstelik tüm limanlarda karaya çıkan ekipler ve tekneler için aynı standardı tutturabilmek çok önemli bir unsurken.
Yarış ekibinin yaklaşık 25 ton tutan tüm malzemelerinin transferi de Lojistik Şefi’nin sorumluluğunda. Bu malzemelerin arasında şahsi eşyalar, çantalar, teknelerin yedek malzemeleri bulunuyor.
OPERASYON SÜRESİ 72 SAAT
İki ülke arasında bile valizimiz kaybolurken, kıtalararası nakliyelerde bu sıkıntıyı “yaşamamak” ve “yaşatmamak” için Lojistik Şefi, her parçanın doğru uçağa yerleştirildiğinden ve bir sonraki limana indirildiğinden emin olmak zorunda. Bunun için elinde kullanması gereken süre starttan sonra 72 saat.
Bu nedenle lojistik şefleri havayolları, gemi taşımacıları, TIR firmaları hatta kimi zaman pilotlar, kaptanlar ve şoförlerle olabildiğince güçlü ve sıkı dostluklar kuruyorlar.
Yarış tamamlandıktan sonraki 9 ay boyunca bu “lojistik destek fırtınası” duruyor. Ama 10. aydan itibaren bir sonraki Volvo Ocean Race’in hazırlıkları nedeniyle “oyun yeniden” başlıyor.
MEDYA SORUMLUSU –Media Crew
VOR’un son yarışında yeni bir uygulama başlatıldı. Kendisi de “yelkenci” olan bir medya mensubu yarış ekiplerine katıldı.
Teknede “yelken” ve “yarış” anlamında hiç bir şeye “karışmayan” bu kişilerin asıl görevi yarıştan “eksiksiz” ve “anında” yayın yapmak, bilgi aktarmak, çektiği videoları ve fotoğrafları karadaki medya merkezine iletmek.
Yarış ekiplerine eklenen medya görevlileri teknelere monte edilen sabit kameralar dışında, ellerindeki “camcorder”larla da çekim yapıyorlar.
Bu işin fikir babası 1997-98 “Whitbread Around The World Race”de günlük raporlamayı bir sanat haline getiren dünyaca ünlü skipper Paul Cayard.
SPONSORLAR İÇİN ÇOK DEĞERLİ
Bu “canlı” yayınlar, sponsorlar için vazgeçilmez bir hazine değerinde. Tüm bilgiler bir saat içinde internet ortamında yayınlanıyor. Ayrıca her gün meraklılarının heyecanla izlediği ”Ten Zulu Report”’u kaleme alan Mark Chisnell yarış tamamlandığında VOR 2008-2009’un kitabını da yazacak.
Off-shore yarışların yanı sıra yapılacak 6 in-shore yarış da aynı prensiplerle yayınlandı ve yayınlanacak.
Geriye kalan in-shore yarışların programları şöyle:
04 Nisan: Rio de Jenario
09 Mayıs: Boston
30 Mayıs: Galway
KORUYUCU MELEKLER –Gardian Angels
”Guardian Angels’ın merkezi İngiltere’nin Güneyindeki Hampshire’da. 7 gün 24 saat esasına göre çalışan ve toplamda yaklaşık 232 gün boyunca “gözünü kırpmadan” yarıştaki tekneleri, yarışı ve yarışçıları denizde izleyecen bu merkezin çalışanlarına “Koruyucu Melekler” deniyor.
Nöbetleşe çalışan ekipler, bir an bile gözlerini önlerindeki ekranlardan ayırmadan teknelerden gelecek bir alarm sinyalini kolluyor.
VARLIKLARI GÜVEN SAĞLIYOR
Alarm sinyali geldiği anda da, dünyanın neresinde olursa olsun devreye girerek çözüm üretmeye başlıyorlar. Zira bu zorlu yarışta, okyanusların ortasında tekneleri bir “ceviz kabuğu” bile değil. Dünyanın bir yerinde kendilerini yakından izleyen birilerinin varlığını bilmek yelkencilerin “içini ısıtıyor”.
Hampshire’daki bu merkez aynı zamanda uydu bağlantılı tekne takip sistemleri sayesinde tüm pozisyonları ve istatistikleri de kaydediyor. Bu bilgiler bir sonraki yarış için oldukça önemli ayrıntılar içeriyor.
HER ZAMAN “MUTLU SON” OLMUYOR
Ancak operasyon her zaman “mutlu son”la tamamlanmıyor. VOR 2005-2006 yarışında olduğu gibi.
Bu yarışta “ABN Amro II” teknesinde meydana gelen ve Hans Horrevoets’in ölümü ile sonlanan kazada olduğu gibi kimi zaman saatlerce süren uğraş sonrasında merkezdeki telaş yerini önce derin bir sessizliğe sonrasında klavyelere damlayan gözyaşlarına bırakabiliyor..
Yaklaşık 4 hafta önce yeni bir rekor ile Vendee Globe yarışını birincilikle bitiren Michel Desjoyaux’nun dediği gibi: “Yarışın yüzde 80’i planlama, yüzde 20’si seyir“ ise, bu kurgunun ve de karada ki ekiplerin ne kadar önemli olduğu bir kez daha onaylanmış oluyor.
Turksail