Ynt: Yol - da
Arkadaşlar Ali Eriçek 17 Eylül de Arjantin de kaldığı yerden turuna devam ediyor...
Yeniden Arjantin
Şimdi gelelim yeniden başlayan seyahatimize. Malûm, Buket’le birlikte, arabayı Buenos Aires’te bırakıp, İstanbul’a döndükten sonra, Güney Amerika’da kışın geçmesini beklemek için 3 ay kalmıştım. 16 Eylül sabahı başladığım THY ile 13 saatlik Sao Paulo uçuşundan sonraki 5 saatlik bekleme ve arkasından 2.5 saatlik Buenos Aires uçuşu beni, güneşte kalmış kaşara benzetmişti. 17’si sabaha karşı saat 3’te geldiğim hostelde daha önceden yer ayırtmıştım ama, ancak 4 kişilik odada yatak bulabilmiştim. Odada benden başka kimlerin olduğuna bile bakacak halim yoktu ve vurup kafayı yattım. Ertesi gün 3’e karşı 1 olarak bu dünyada erkeklerin de var olduğunu ispatlama görevini üstlendiğimi anlayacaktım. Ben halimden şikayetçi değilim tabii de, rezervasyonu yaparken hiçbir yerde ‘karışık’ oda olduğu yazılı değildi. Neyse, hepsi Alican yaşlarında genç kızlar. Aslında hostel -meğerse- bir youth hostel (genç hosteli). Tabii, rezervasyon yaparken bir yaş sınırlaması da belirtilmiyordu (bazı hosteller bunu belirtiyor). Bilsem, kesinlikle rezervasyon yaptırmazdım. O yaşlardayken iyi de, yarım asrı devirdikten sonra, gençlerin kendilerine özgü eğlenceleri ve uyku durak bilmez enerjileri, sonuçta da gürültülerinden uyumak pek mümkün olamıyor.
17 Eylül Cumartesi sabahı(!) ilk işim, Lando’yu görmek oldu. Hosteli seçerken en önemli kriterim, Lando’yu bıraktığımız park yerine yakın olmasıydı. Nitekim, arada 100m kadar bir mesafe var. Yanıma, arabaya konulacak birkaç parçayı da alıp park yerine gittim. Beni görünce sevineceğini sandım ama, hiç tepki vermedi, nedense… Halinden memnun herhalde. Lastik havaları biraz azalmış ve biraz da tozlanmış. Ben, Şili’de patlayan Puyehue Volkanı’nın tozlarıyla leş gibi bulacağımı sanıyordum. Korktuğum gibi değilmiş. Zaten B. Aires’e de öyle kül falan yağmamıştı aslında. Yağı ve suyunu kontrol ettikten sonra marşa bastım; hemen çalıştı. Bir korkum da, akünün zayıflamış olacağıydı ama, problem çıkarmadı. Arabada bir ilave var, bir sticker… Yolcu kapısının üzerindeki ufak Türk Bayrağı’nın yanına ufak siyah bir etiket yapıştırılmış. Üzerinde İngilizce “Türkler 1,5 milyon Ermeni’yi katlettiler. 24 Nisan 1915. Soykırımı unutmadık!” yazıyor. Bu Ermeni diyasporasından aldığım ikinci protesto. İlkini, Alican’la Los Angeles’ta bir kırmızı ışıkta beklerken, bir bayan şoförden sözlü almıştık. Bu sefer yazılı geldi. Hayırlısı bakalım!
[attachment=1]
http://www.istanbul2istanbul.com/
Ayrıca Seyr-ü Zafer de ülkemize dönmüş durumda yakında yazılarına başlayacaktır bu ikinci sevindirici haber.