Ynt: Eski Harp Okulu Komutanı Reha Taşkesen Erciyes Dağı'nda Yaralandı
Merhaba arkadaşlar,5 temmuz 2008 cumartersi günü erciyes dağında meydana gelen ve eski kara harp okulu komutanı emekli tümgeneral reha taşkesen'in yaralanması ile sonuçlanan kazanın en yakın tanığı olarak , olan biteni ve gördüklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.4-5-6 temmuz 2008 tarihinde hadak'ın (hacılar dağcılık ve kış sporları kulübü) düzenleyeceği erciyes şenliğine katılmak için mersin'den 5 kişi önce kayseri'ye,ardından hacılar ilçesine gittik.4 temmuz 2008 cuma günü saat 10:00 dolaylarında kamyonla sütdonduran yaylasına hareket ettik.kamp yerine ulaştığımızda hemen çadırları kurup.yerleştik.akşam boydak holding tarafından yaptırılan dağ evinin açılışı bakan murat başesgioğlu'nunda katılımı ile yapıldı,ardından akşam yemeği..05 temmuz 2008 cumartesi sabahı saat 03:00'de erciyes'e yaklaış 25-30 kişilik bir grup ile hareket ettik.ilk 2 saatlik yürüyüşümüz karanlıkta oldu,kar sınırına geldiğimizde hava aydınlanmıştı,kar sınırının başlanğıcında biraz dinlenip kramponları taktık ve tırmanışa devam ettik.ben konya'dan gelen mert keleş isimli üniversite öğrencisi arkadaşımla geceyi zirvede geçirme düşüncesi ile çantamı doldurdumda doldurdum ve çanta en az 15-20 kilo olmuştu.çantanın altında ezilmeye başladım ve doğal olarak gerilerde kalmaya başladım.bu arada federasyon başkanı,reha paşa,eski bakan fikret ünlü yanımızdan gelip geçtiler.Mersin'den beraber geldiğimiz bayan arkadaş ayağından biraz sorun yaşamaya başladı ve zorlanmaya başladı.bir süre sonrada dağ'dan kopup gelen yumruk büyüklüğünde bir taş ayağına çarpınca daha fazla devam edemeyeceğini söyledi,bende çantamın ağırlığı nedeni ile oldukça zorlanıyordum ve geri dönmek için bahane arıyordum.geri dönme kararı aldık,3 kişi daha bize katıldı toplam 5 kişi biraz dinlendikten sonra yaklaşık 3400-3450 metre dolaylarından yavaş yavaş inişe geçtik.en arkada ben vardım,önümde kız arkadaşım ve diğer 3 kiş en önlerde..yaklaşık 200-300 metre indikten sonra 2 kişi gördük aşağıda.bu arkadaşlar ayaklarında spor ayakkabı ile akıllarınca erciyes'in zirvesine çıkmaya karar vermişler.bayağı bir mesafede çıkmışlar karlı ve eğimli sırtta.sonra çıkamayınca geri dönmeye karar vermişler ama bu seferde inmekte çok zorlanıyorlar vede bizden krampon istediler.bizim 5 kişilik gruptaki dağcılık federasyonu deleğelerinden kuşadasından gelen muzaffer abi kazması ile bu arkadaşlara iz açarak yavaş yavaş inmelerine yardımcı oldu.bu 2 kafadardan genç olanı bir ara aha bir adam düşüyor dedi.kafamı yukarı çevirip baktımki birisi dağ'dan aşağı kontrolsüz şekilde,paldır küldür,vede çok kötü şekilde düşüyor.dağlarda ilk bir kaza görüyordum.hemen refleks olarak sırt çantamı çıkarıp yere koydum,amacım düşen kişi yanımdan geçerken onu yakalayıp durdurmaktı,tabii pratikte böyle bir şey olabilir belki ama uyğulamada çok zor , hatta imkansız.gerçi bunada gerek kalmadı düşen kişi kar'a gömülmüş büyükce bir taş'a çarparak durdu ve çarpmanın etkisi ile taş yerinden fırladı ve aşağılara uçup gitti.ben kız arkadaşıma kendisine güvenli bir yer bulmasını ve orada beklemesini söyledikten sonra yaklaşık 30-40 metre kadar üzerimde duran kazazedenin yanına tırmanmaya başladım,kazazedenin yanına ulaşana kadar 2-3 kez soluklanmam gerekti.soluklanmalarım sırasında kaza geçiren kişiye bakıyordum,elini oynatmaya çalışıyordu,bende dayanın geldim diye kendisine sesleniyordum.sonra kaza yerine ulaştım,kaza geçiren kişiyi hemen tanıdım,1 gün önce kamp alanında dolaşırken görmüştüm vede emekli general olduğunuda biliyordum.reha paşa dağ'dan baş aşağı şekilde duruyordu ve kalkmasına imkan yoktu,belki yanlış bir uyğulama ama reha paşa'yı doğrultmaktan başka çarem yoktu çünkü her an aşağıya kayacak bir pozisyonda idi.kendisiyle konuşup kendisini doğrultucağım söyledim o da bana lütfen dedi.biraz zor oldu ama doğrultmayı başardım,ardından paşa'nın durumunu anlamak için konuşmaya başldım,hafif şok durumu vardı ama sorduklarıma cevap verebiliyordu reha paşa.sonra vucudunda kırık çıkık olup olmadığını araştırmaya başladım.ellerini vede kollarını oynatabiliyordu.ama bir ara sağ kolunda ağrı hissetti ve eline omuzuna götürdü,burada bir şey var dedi,hemen elimi götürdüm ve inceledim sanırım köprücük kemiği ve yine sanırım çıkmıştı.şakağındaki açılma nedeni ile yüzünde kanlar vardı,onları temizlemeye çalıştım ,kolunda sıyrıklar vardı.hayati bir tehlike durumu sezmedim açıkcası.bu arada aşağıdaki kız arkadaşımla telefon bağlantısı kurmasını söyledim.bu arada yukarıdan iki kişi geldi reha paşa'nın ekibinden.biri bayan biri erkek.erkek olanı doktormuş,omuzunu inceledi ve köprücük kemiğinin çıkmış olduğunu söyledi.doktor'un telefonunu alıp jandarma'yı aradım ve olayla ilğili bilği verdim.sonra bir telefon trafiğidir başladı.o arıyor ne oldu diyor bu arıyor ne oldu diyor,allahım bir ara çok sinirlendim yaralının durumunu bildiriyorum,helikopter talep ediyorum o ona bağlıyor bu buna bağlıyor,neyse kazadan yaklaşık 1 saat kadar içerisinde yakınlarda çalışma yapan t.d.f'liler çağrımız üzerine olay yerine geldiler.gelenler arasında ilk kez gördüğüm mustafa kızıltaş isimili bir federasyon eğitmeni,öğrenciler ve sanırım aynı kampta eğitim alan izmir sivil savunmadan kişiler vardı.mustafa kızıltaş'a kaza ve yaralı hakkında bilğiler verdim.ilk yaptıkları kazazedeyi güvenli bir bölğeye taşımak oldu.ardından iple sabit hat kurarak reha paşa'yı yavaş yavaş aşağıya güvenli ve helikopterin inebileceği bir noktaya taşımaya başladılar,bende bu arada onlara yardımcı olmaya çalışıyordum.sonra zirveden dönen federasyon başkanı ve eski bakan fikret ünlü olay yerine geldiler.ben yaptığım telefon görüşmelerinin sayısını hatırlamıyorum,türkiye'de bürokrasi çok ağır işliyor vede bezdirici oluyor , bu kazada bunu gördüm.federasyon başkanı gelince artık tekefon görüşmelerini o yapmaya başladı,reha paşa güvenli bir noktaya taşındı ve helikopter beklenmeye başlandı ama bu süreç çok uzun ve sancılı oldu.gruptaki bir doktor reha paşa'ya serum bağladı,gözüne güneş gözlüğü takıldı.saat 10:00 dolaylarında oldu kaza,helikopter saat 15:00 sularında ankara'dan geldi ve reha paşa'yı alıp gitti..arkadaşlar bu kaza bence ucuz atlatıldı,reha paşanın hatası bence baton ile çıkıp,yine baton ile inmeye kalkması olmuştur.baton düştüğünüz taktirde sizi durduramaz,o noktada reha paşa kazma kullanıyor olsa idi belki ilk düşme anında kendini durdurabilirdi ama bu mümkün olmadı batonla.reha paşanın petzl marka kazması çantasında bağlı idi,yani kazmayı kullanmıyordu.allahtan düşerken kayalara çarpmadı yoksa sonuç çok kötü olabilirdi.düşmeni etkisi ile reha paşanın bazı malzemeleri sağa sola fırlamıştı.ama çantası sırtında idi ve kazma çantaya bağlı idi. kaskıda kafasında idi. arkadaşlar dağlarda çok dikkatli olun ve kaza geçirmemeye gayret edin,ülkemizde bu konular çok sancılı.işte bu kazanın gelişimi böyle oldu..sayğılarımla.
zafer öksüzoğlu - mersin dağcılık kulübü - mersin