Ynt: Eskihisar, Sadece Feribota Bindiğimiz Bir Yer Değildir
Eskihisar;
Benim çocukluğumun geçtiği yerdir. Böyle bir yazı ile beni eski günlere döndürdüğünüz için teşekkür ederim.
En çok sevdiğim yerlerden biridir. Öyleki Haydarpaşa Endüstri meslek lisesinde okurken bir keresinde Edebiyat öğretmenimizin sevdiğiniz bir yeri tasvir edin dediğinde Eskihisar ‘ ı anlatıp iyi not almıştım. Hala gözü kapalı resmini çizerim. Çocukluğumda eski çimento fabrikasının kalıntıları vardı. Onların arasında uygun yerlerde soyunur giyinir denize girerdik. Hatta çoğu kereler kamp bile yaptık şimdi feribot iskelesinin bulunduğu yerlerde. Kale daha döküntü idi. Tarkan filmi çekilmişti Kartal Tibet’in başrol oynadığı, Eva Bender’ in filan kale burçlarında göründüğü sahneler hatırlarım. Oralarda çok ta piknik yapmıştık. Kalenin hemen hemen her tarafında. Daha sonraları Kale kültür Bakanlığı ve gebzede kurulmuş bazı sosyal kuluplerce tamir edildi ve zaman zaman düğün vs toplantılara kiralanır oldu. Ben ondan sonra hiç gitmedim kaleye ama zaman zaman oralardan geçerim hala. Bazı bilgiler vereyim; Eskihisarda hiçbir zaman Annibal’ın mezarı bulunamadı. Dedemden duyduğum; cumhuriyetin kuruluş yıllarında Atatürkün emriyle asker ve köylü mezarı aramışlar ancak bir iz bulamamışlar. Efsaneye göre mezarın önündeki iki kayanın arasından denizi görüyormuş. Ben oraları karış karış gezdim. Hem arkadaşlarımla, hemde Dedemle. Dedem rahmetli; Kadstro da ehlivukuf idi ( bilirkişi) eski yazı yani Osmanlıca da okuyabildiğinden tüm gebzenin kadastro çalışmaları yapılırken oda kadastro ekibi ile dolaşırdı. Bizde şanslı isek kadroya alınırdık. Gebze Kadastro nun o tarihte iki adet Landrower jeepi vardı ki bizim için super bir şeydi ( o tarihlerde super kelimesi pek bilinmezdi onun yerine fevkalade yi kullanırdı büyüklerimiz). Bizim gerçi atımız , eşeğimiz vardı ama, Land Rowerin yerini tutmazdı arazide. Yani hız bakımından. Daha sonraları TÜBİTAK kuruldu bu sırada Tübitak arazisi içinde bir yer Annibalin mezarı diye koruma altına alındı!!!. Yani bir mermer parçası bulundu şu anda orada o var. Ama dediğim gibi kale içinde değil. Eskihisarın kuruluşu daha eski yani İstanbulun fethi ile filan alakası yok. Şöyle anlatılırdı bize güya kale bir türlü feth olunamıyormuş. Meğer yukarı tepelerden yeraltından su kanalları ile ( ARK) su getirirlermiş dolayısı ile kale kuşatılınca su ihtiyacını karşılarlar, kuşatanlar susuzluktan kırılırken onlar rahat ederlermiş. Birgün askerin biri köpeğinin belli bir güzergahta hep havladığını, ve yeri kazmaya çalıştığını fark etmiş. Kazmışlar onlar da bu su arkını bulmuşlar kale düşmüş ( fetholunmuş).
Ancak biz Gebzeliler Eskihisarlıları pek misafirperver bulmayız. Hatta derlerki bir zaman yatıyla Atatürk yanaşmış inmiş sahile ona bir sofra kurup bir rakı ikram etmemişler. Zamanın iktidarı da; rahmetli İsmet İNÖNÜ zamanı çimento fabrikası makinaları sökülüp Darıca ya yeniden yapılmış. Hatta La FARGE Fransız firması alıncaya kadar firmanın ürettiği çimento torbalarında ESKİHİSAR ve ASLAN çimento Fab. diye yazardı. Eskihisar zeytin zeytinyağı, üzüm üretimi yanında eskiden ipek böceği yetiştiriciliği yapıldığı söyleniyor. Ben Eskihisar yolunda yaklaşık yarımmetre çapında dut ağaçları olduğu zamanı hatırlıyorum. Ancak benim yakın çevremden hiç kimseden eskihisarda böyle bir iş yapıldığını duymadım. Bir keresinde Ünlü san’ atcı Zülfi LİVANELİ bir fantezisini anlattığı yazısını okudum. Eskihisar’dan bahsedince merak etimde. Meğer bu amcam da çok adını duyarmış eskihisarın sonra onbeş yaşında iken biraz para bulmuş bütün cesaretini toplayıp evden kaçmış mış. Bir otobüse atlamış mış. O zamanlar ankarada oturuyormuş bu zat, gece sabaha karşı Gebzede inmiş otobüsten ve de orada sabahçı kahveleri varmış orada bunu ağırlamışlar. ( tarif ettiği bölgede hiçbir zaman sabahçı kahveleri olmadığını elirteyim) oda anlatmış ben eskihisara gideceğim hangi yoldan gideyim demiş. Oradakiler hepsi birden demişlerki ya olurmu gece vakti biraz sonra sabah olur gün ışır hem de köy korucusu gelir, onunla birlikte gidersin demişler. Ben bu satırları okurken tahmin edemezsiniz ne haldeyim. Köy korucusu dediği benim dedemin ağabeyi olur 1967 de19 mayıs da vefat ettiydi. Kirazlar daha yeni olmuştu bizim bağda. Ben kiraz lara bakarken vefat ettiğini duymuştum. Böyle nefesimi tutmuş okuyorum. Derken köy korucusu gelmiş onunla yola çıkmışlar. Mükemmel derken mis gibi çam kokan ormanların arasından geçerken ben koptum GEBZE ESKİHİSAR arasında belki bir iki selvi ağacı vardı ama ben hiç çam ormanı görmedim. Zaten devamında da bir sürü palavra ile amcam yazısını sürdürdü. İşte ordan öğrendim. Hatta adamcağız birkaç gün Yaşlı bir kadının evinde kalmış kadın tepede bir evde tek başına yaşıyormuş ta bu arkadaşa demişlerki sen ona can yoldaşı olursun muş. Mış yani bir yabancı ya yaşlı kadını emanet ediyorlar. Hem de evi tepede.
Neyse seksenli yıllarda yani 1981 de en son orada kamp yapmıştık. En son ozaman denize girdim bir daha deniz o temizlikte olmadı hiç. Zaten Feribot iskelesi de yapılınca hiç tadı kalmadı. Şimdilerde Kartal Pendik Gebze civarındaki çiçekciler aranjman, süs buketi yapacakları şeyleri buralardan koprdıkları KOCAYEMİŞ dalları ,özellikle yeni sürgünleri (biz deli deriz) koparıp talan ediyorlar. Pendikte bir iki çiçekci ile bu yüzden kavga ettim. Bitanesine sordum bunları baban mı ekti de kopartıp burada satıyorsunuz dedim. Dükkanın önündeki kamyonetten sabahın erken saatlerinde kopartılmış kocayemiş dallarını içeri taşıyan çocuğa, içerden babası çıktı, benden aşağı kalır yeri yok herifin birde kızgın ki o kadar olur. Ben biraz aşağıdan aldım ama adam hem suçlu hem güçlü dükkan da onun ne yapim. Bir vuruşta iki taş pardon vitrin ve adam arka arkaya duruyordu. Büyük talihsizlik. Adamın ayağı takıldı ve vitrine çarptı. Ben gene gelirim dedim, ama böyle yaparsanız bir daha kocayemiş yiyemiyeceğiz. Bir iki defa tema vakfına, İstanbul valiliğine filan yazdım ama bir işlem yapıldığını duymadım. Sizde bu gibim adamları görürseniz dağda bayırda yalnız sanız sakın saldırmayın. Adamlar nede olsa dal kesmeye gelmişler. Yani yanlarında kesici aletler var. Benim kadar şanslı olmayabilirsiniz. Ama kalabalıkken yakalarsanız gereğini yaparsınız sanırım.
Genede eskihisar güzel ve sakin bir yerdir. Sahildeki restaurantlardan bazıları Cuma cumartesi akşamları fasıl olur. Fiyatları da mutedildir. Artık eskisi gibi balık da pek çıkmıyor ama şileden filan getiriyorlar. İnsanları mülayımdır.siz bulaşmazsanız ve aşırı gürültü yapmazsanız kimse size karışmaz, hatta dönüp bakmaz bile.80-90 yıllarında Gebze Beledeyesinin gafletinden bazı çirkin yapılar yapıldı isede. Hemen sit alanı ilan edilip inşaat lar durduruldu.ancak yeni yeni tepelere doğru!!! Bazı villam tırak binalar yapılıyor. Ama hala köy statüsünde yani nufusu 2000 i aşabilmiş değil. Yapın bir program gezdireyim sizi oralarda.