Ekli dosyayı görüntüle 639822
Ekli dosyayı görüntüle 639824
Ekli dosyayı görüntüle 639823
Ekli dosyayı görüntüle 639825
Ekli dosyayı görüntüle 639826
Bölüm 2 - Balıkesir.
Dün Gelibolu yarımadasına girince ve köprüden geçmek isteyince bir hayli yorulmuşum. İlk gün yorgunluğu üzerine hemen rotamı değiştirdim. Assos ve Akçay üzerinden Balıkesir ilimize ulaşma planımı Assos yollarının da yorucu olması nedeniyle iptal edip doğrudan Çan üzerinden Balıkesir'e doğru sürmeye başladım...
En son bu kadar hoşuma giden bir yol neresi vardı diye düşünürken hemen aklıma geldi. Puerto Princesa ve El nido arasındaki dar, yeşil ve virajlı yol... Evet o yolda ilerlerken de çok mutlu oluyordum, bugünde öyle. Dağ yolları ve köyleri çok hoştu lakin dar yollar nedeniyle durup fotoğraf çekme şansım olmadı. Yine de özellikle Çanakkale çıkışındaki göller ve Balya'ya doğru olan yollar... Anlatılmaz şekilde güzeldi. Yanlış anlaşılma olmasın yol güzel demiyorum, doğa harika idi. Bahar geldi derken, yükseklere doğru kar görünce gülümsedim. Yollar bazen kötüydü, ne kadar çoban gördüysem el salladım, onlarda bana el salladı. Balya'ya inmeden durdum ve bir kaç fotoğraf çektim. Muazzam bir doğa, muazzam bir yol... Assos es geçildiği için pek üzgün değilim zaten gitmiş olduğum yerlerin bazılarını es geçme hakkımın olduğunu düşünüyorum. Çam ağaçları arasından süzüldüğüm yoldan ömrüm vefa ederse birden fazla defa daha geçmek isterim.
Gelelim Balıkesir'e, geldik geldik.
Güzel ve sevimli bir yer lakin şehir sizi bir yere çıkarmıyor, sizin bir yere gitmeyi istemeniz gerekiyor. Bazı şehirler vardır ki, bir meydana çıkar, bir sahile çıkar... Burası öyle değildi, ara sokaklarda biraz yürüdüm ve arka sokaklarda kötü değildi. İlk olarak Devrim erbil çağdaş sanatlar müzesine gitmek istedim lakin kapı duvar... Hafta sonu azizliği olsa gerek... Ardından Zagnos paşa camini ziyaret ettim. Cami oldukça güzel durumda, etrafı ve içi bir hayli kalabalıktı. Şansımıza ulusal fotoğraf müzesinde kapalı idi... Memlekette bir tek ben müze gezmek istiyormuş gibi hissetmeye başlayacaktım ki, Kuva-yi Milliye Müzesi açıkmış, içinde de ziyaretçiler olunca sevindim, tamam dedim en azından tek değilmişim. Küçük ama hoş bir müze lakin video çekmekten fotoğraf çekmeyi unutmuşum...
Hemen yanında saat kulesi var ve oradan tepeye doğru yürümeye başladım... Çamlık tepesine vardım ve şehir tamamı ile karşıma çıktı. Efendim macera biter mi? Hayır işlerine de başladım. Tepeden aşağıya süzülürken bir teyze camdan evladım evladım bana yoğurt alır mısın? Diye sordu. En büyüklerinden yoğurt olacakmış, köşede market vardı gidip aldım. Parasını vereceğim diye camdan çok ısrar edince fiyatını söyledim, yine de almayalım desem bile ısrarcı olunca parayı aldım.
Oradan aşağıya devam edip merkezde biraz yürüdüm ve Avlu Park a geldim. Sanırım alışveriş merkezi ama ben park demeyi seviyorum. Durum hayır işleri henüz bitmedi... Tam Avlu da köprü üstünde fotoğraf çekecektim birde baktım bir cüzdan ve araba anahtarı... Ay Allah ortamında yabancısıyız, güvenlik nerede? Bıraksak kötü niyetli birinin eline geçer. Durdum düşündüm bakalım dedim bir kart falan çıkar... Jandarma imiş, numarasını da gittiği spor salonunun kartından bulurdum, jandarma bey koşarak geldi ve teşekkür etti. Sokakta yürümek güzel şey, hurdacı hesap makinesi sordu ama sorduğu hesaplara makine gerek yoktu hesap ettik, hurdayı alan kendisini 10 lira eksik vermiş, üzüldü... Ben vereyim dedim sana 10 lira, hak etmediğim parayı almam dedi, bende üzüldüm.
Yollar, sokaklar, insanlar... Hepsi çok güzeldi, yazıyı bitirip belki akşam kahvesine Avlu ya tekrar giderim. Yarın ise Akhisar üzerinden Manisa... Balıkesir den tüm dostlara selamlar ve sevgiler.
Bugün yapılan yol : 196 km
Harcamalar : 300 TL yakıt, 43.30 market alışverişi. Kahve ödemeleri sponsorum dan.
Not : Zor şartlar altında yazıyorum, hatalar sonra düzeltilecek. Affınıza sığınıyorum.
Araba ile ilgili konuları ekliyorum. Arabanın sarfiyatı için az ama sık yakıt alma politikasına geçmeyi düşünüyorum. Politika işlevini görüyor araba aşırı yüklü olmasına rağmen dağ yollarında 3.8 litre ile çıkabildim. Bu değer çok zorlu yollara göre iyi sanıyorum bu politika ile daha iyi yollarda 3.5 gibi bir değer alma şansımız var. Her yokuşun bir inişi var lakin önünüzde araç olursa frene basmak zorunda kalıyorsunuz, bilmediğiniz yollarda önümüzde ki sürekli fren yapınca tam verim alma şansınız olmuyor. Yakında daha güzel yollarda olacağız.