8 saat boyunca araçların batık kalması mı, su ve yiyecek sıkıntısı mı, kimsenin şikayet etmeden bu durumdan zevk alması mı, ilk gelen traktörün ben gelmem demesinin ardından kayınçonun kullanması ve batırması mı, ardından gelen traktör azmanı şeyin de ben gelmem deyip 50 metre ötede durması mı, sonradan gelen kahramanımız Halil'in o ilk traktörün kurtarması sonrası herkesin alkışlaması mı, Levent abi nin araçtaki eşyalar dahil indirirerek aracı hafifletmemiz mi, levent abi nin araç çekilirken bağlantının tampon'dan yapılması mı, otecopel'in aracına ulaşmayan straplar yüzünden hayal kırıklığı yaşarken Eskil Belediye Zabıta Müdürü'nün son dakikada getirdikleri ile aracı çıkarmamız mı, kurtarılan araçların hiç ama hiç durmadan basıp diğer araçların yanına gitmesi mi, araçları çıkaralım derken daha da batmaları mı, Tuz gölü nden aldığımız organik tuz lar mı, gecenin bir körü yediğimiz dünyanın en lezzetli yemeği mi, hırsına hayran kaldığım oetecopel in gecenin bir körü yaptığı mangal mı, yemekten sonra içilen güzel çaylar mı, birbirimizle yaptığımız sohbetler mi, tertemiz hava da Ihlara Vadisinin tam ortasında kamp atmamız mı, gece üşüyüp çadırdan çıkıp arabaya geçmemiz mi, sabah mükemmel bir kahvaltı yapmamız mı, muhteşem Ihlara vadisi gezimiz mi,
daha böyle sürer gider.
en güzeli de bunların hepsini "birlikte" yapmamız... 2nci sini sabırsızlıkla bekliyorum.
Levent Abi, Kanyon işine bakmaya başladım ben haberin olsun