Ynt: 1850 km. Kuzey Sahili Turu...
Çok zor, meşakkatli, ancak çok zevkli, öğretici, eğitici bir etkinlik.
1850 km pedal basmak. Bu çapta olmasa da, uzun bir rotanın geçilmesini, doğa sporlarıyla uğrasan herkese şiddetle tavsiye ediyorum.
Bir kısmı çadır, bir kısmı yurt ve misafirhanelerde konaklayarak, günde 70-120 km arası yol yapılan, rüzgarı ve özgürlüğü hissederek, çok zevk aldığım bir faaliyet oldu. Bir insanın hayalini gerçekleştirdik hep beraber.
Seçilen rota çok güzel ve anlamlıydı. Tüm kuzey sahilini geçmek fikri çok cezp ediciydi. Her ne kadar Edirne değil, İstanbul’da bitirilse de, bitiş noktası son derece anlamlıydı! Aradaki farkı da sarp sınır kapısından önce gidilen yolla kapattık. Pedala, Erzurum tortum gölünde bastık.
Karadeniz bölgesi doğusundan batısına, çok güzel olmakla beraber, bir çok zorluğu da barındırıyor. Polis veya Jandarma eskortu mutlaka gerekiyor. Öncelikle yolların dar olması ve bisikletlerin oldukça yavaş ilerlemesi, trafikte büyük problem çıkartıyor. Kaldı ki doğu Karadeniz de polisin bile yetersiz kaldığı bir çok durumla karşılaştık. Sürücüler çoğunlukla polisi görmezden ve duymazdan geliyorlar. 3 er şeritli bir otoban düşünün. Şimdi de hem gelişin, hem de gidişin, çift taraflı araç trafiğine açık olduğunu gözlerinizin önüne getirin. Bir de yandaki gidiş-geliş servis yolunun , bu yolarla birleşip, sık sık geçişi olan, yan yana üç adet gidiş geliş yol haline geldiğini… ne zaman nereden araç çıkacağını bilemeden araba kullanan insanları, bunların yanında bisiklete binen 26 kişiyi, ve hayretlerini gidermeye çalışan polis eskortunu! Bilmem anlatabildim mi. İşte katıksız Karadeniz fıkrası. Düzelmeden gidin görün, saatlerce izleyeceksiniz! Bunların sonrasında, ekipte bayan olması ekstra bir güvenlik ve erkek sporculara ekstra bir genişlik gerekliliği getiriyor. Bol miktarda laf atılıyor, gerek araç, gerek bisikletleriyle grubu taciz edenler oluyor. Bu faaliyette, Akçaabat ta, polis eskortunun bizi izlemekten sıkıldığı bir zamanda, yaşanan böyle bir durum, birkaç arkadaşımızın düşmesine, biri bayan birkaç arkadaşımızın yaralanmasına sebep oldu. Çıkan tartışmada müdahale eden polisin, grubumuzdan daha pasif kalmasıyla, çıkan arbede, ancak jandarma tarafından kontrol altına alınıp, bize büyük bir ders verdi. Bu bölgede halk olaya karışmakta tereddüt etmiyor, ve siz otomatik olarak, haksız, yabancı züppeler oluyorsunuz. Tabi amacımız bu olayı tüm Karadeniz e mal etmek değil. Ardeşen deki misafirperverliği, hastalanan sporcu için (Ben) Belediye başkanından, Kaymakamına kadar seferber oluşlarını, Tirebolu daki rahatlığı, bir Ege sahil kasabasında hissettiren genel tutumu, Doğanyurt da kamp kurduğumuz plaja, dozerle kum yayılmasını, ücretsiz, koy gezisini, anlatmakla bitiremem. Yine de eskortun şart olduğu kesin.
Bu faaliyetin resmi olması bizlere büyük kolaylıklar sağladı, ancak sivil kluplere olarak da, önceden gerekli yerlere yazılar yazılarak yapılabilir.
Karadeniz bölgesinde kamp yeri için zorluk çekmiyorsunuz, en fazla 5-10 km mesafede, konforlu olmasa da 3-5 çadırlık yer bulunuyor.
Kamp yerine sizden 30 dak. Sonra Jandarma geliyor ve gerekli izin yazılarınızı, grup hakkındaki bilgi formlarını inceliyor. Bazen kesişen yetki sınırları nedeniyle, bu 3-4 kez tekrarlanabiliyor.