1850 km. Kuzey Sahili Turu...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan MBA Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 8
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 3,058

MBA

Kamp I
Mesajlar
114
Tepkime Puanı
0
Yer
Bursa - İzmir
Erzurum, Tortum gölünde basıldı pedala, Cankurtarandan, Hopaya inildi, gelmişken Sarp sınır kapısına bi gitmek lazımdı...

Tüm karadeniz iki teker üstünde geçildi, Boğaz köprüsünden de bisikletle geçip, İstanbul da noktalandı...

Ayrıntılı etkinlik raporunu ve fotografları yakın zamanda eklerim...


Aynı yolu birdaha bisikletle yapar mıyım? Kesinlikle hayır....Ancak bir haftayı geçmeyecek her tura varım...
 

Etiketler
Ynt: 1850 km. Kuzey Sahili Turu...

Merhaba Arkadaşım, öncelikle kutlarım seni turun için. Neden "kesinlikle hayır"? Raporunu geciktirmeden gönderirsen memnun olurum, zira Karadeniz bölgesini de kapsayan bir tur projesi hazırlıği yapıyorum, yararlanabilirim tecrübelerinden. Şimdiden teşekkürler.
 

Ynt: 1850 km. Kuzey Sahili Turu...

bende tebrik ediyorum turdan dolayı ve raporu fotograflar eşliğinde merakla bekliyorum
 

Ynt: 1850 km. Kuzey Sahili Turu...

sevgili dostum
aynısına hayır demişsin ama
sanki
bence
sende
daha iyilerini yapacak potansiyel var gibi geliyor bana
yanılıyor muyum?
 

Ynt: 1850 km. Kuzey Sahili Turu...

barışakdere' Alıntı:
sevgili dostum
aynısına hayır demişsin ama
sanki
bence
sende
daha iyilerini yapacak potansiyel var gibi geliyor bana
yanılıyor muyum?

Vay, yol arkadaşım... Sevindim seni gördüğüme...

Gerçekten aynısına hayır ya!... Ha daha kısa bir parkur olabilir, ya da öğrendiklerimiz ışığında daha planlı bir program...

DSCF1858.jpg
 



Ynt: 1850 km. Kuzey Sahili Turu...

Dağlarını çok severim Karadeniz in. Şimdi yollarını da seviyorum! Kıyaslama imkanım olmasa da, bir çok rotaya tercih edeceğimi biliyorum. Vadilerde, geniş ırmakların yanında ilerlerken, gökyüzünü görmek için gidonu bırakmanız gerekiyor. Yol kenarında tek sıra dizilmiş evlerde yaşayanlar ne yazık “hello” deseler de önce, Türk olduğumuzu öğrenince, garip bir gülümseme, şaşkınlıkla karışıyor yüzlerinde. Tek tük yabancı maceracı görüyorlar yollarda, bisikletli veya motorlu. Ama Türk… Dağlara çıkanları görür-duyarlarmış ama, bisikletli… Hala şaşkınlar! Adapazarı na kadar ilk selam sözü “hello”. Tek tük, Türkçe selamlayan amca görünce seviniyoruz artık. Önce biz selam vermeye çalışıyoruz. Anlaşılsın, kendi vatanımızı geziyoruz!
Rize’yi geçene kadar hep kapalı hava, yağmurlu. Güneşi özlüyor insan. Bilmiyoruz henüz nasıl pişman olacağız bu özlemden. Meğer ıslanmak daha iyiymiş yanmaktan. Susuzluk ve sıcak, güneşle birleşince çok zorluyor insanı. Rota seçerken mevsime de dikkat etmek gerektiğini hatırlatıyor insana. Örneğin, temmuz ayında, Akdeniz de bir rota, kimse yol yaptıramaz bana!
Sahilin büyük bölümü yok edilmiş ve ediliyor. Çelişkide kalıyor insan. Yol yapmak için, dağlar ağaçlar mı, yoksa kumsallar, koylar mı yok edilmeli! Kumsalları seçmiş büyüklerimiz. Dağların yeşili, denizin yeşilini yenmiş burada.
Aslında pek anlatmak da istemiyor insan. O kadar bakir ki burada doğa. Daha çok insanın merak etmesinden korkuyorsunuz. Çünkü insan gittiği her yere, bencilliğinden, kirliliğinden, kötülüğünden de bırakıyor bir parça. O yüzden, lütfen, okuduklarınız ve gördükleriniz aramızda kalsın! Doğa dostlarından başka kimse bilmesin buraları!
Bir koy buluyorsunuz. Birkaç metrelik kumsalı, zümrüt yeşili denizi, etrafında kayalıkları. Serin su, yakmıyor gözlerinizi ve boğazınızı. Su yutunca yüzerken, öksürerek tükürmüyorsunuz etrafınıza. Gün boyunca basılan 100 km pedal bir anda unutuluyor, tekrar bir yere oturmak zorunda kalıncaya kadar! Tazeleniyor insan. Karadeniz in karanlık suları, gün batarken, yuttuğu güneşin enerjisini vücudunuza aktarıyor!
Her dağcı bilir; uzun faaliyetler sonrası, o hasretle, koşarak çıktığınız dağlarda, nasıl medeniyet özlemi çeker insan. Kolanın serinliği, lahmacunun kokusu, baklavanın tadı hissedilir tüm duyularda. Televizyon yeni bir icat mış gibi izlenir. Şehre girince nasıl çocuksu bir heyecan olur geçici de olsa. Bize şehri çekilir kılan, bu geçici özlemdir beklide! Karadeniz turunda da bunu hissediyor insan. İstanbul’a yaklaştıkça pedal pedal, her şey değişiyor yavaş yavaş, daha tanıdık geliyor. Faaliyet sonrası bir dağcı gibi hissediyor insan. Bilse de en kısa zamanda özleyecek o yolları, sevinç gözlerin içinden akıyor.
Gözlerinizi kapatıyorsunuz!
Servisi yapan, nöbetçi olan arkadaşınız değil, yerde de oturmuyorsunuz. Kadehler boş kalmıyor hiç, hemen tazeleniyor. Bir işaretinizle değişiyor tabaklar. Düşünmüyorsunuz “yemek almayan var mı”, nöbetçiye ayrıldı mı”. Dalga sesleri Karadeniz den, ışıklar yıldızlardan değil. Kimse kafa feneri takmıyor.
Final; Boğaz’da yemek…
 

Ynt: 1850 km. Kuzey Sahili Turu...

Çok zor, meşakkatli, ancak çok zevkli, öğretici, eğitici bir etkinlik.
1850 km pedal basmak. Bu çapta olmasa da, uzun bir rotanın geçilmesini, doğa sporlarıyla uğrasan herkese şiddetle tavsiye ediyorum.
Bir kısmı çadır, bir kısmı yurt ve misafirhanelerde konaklayarak, günde 70-120 km arası yol yapılan, rüzgarı ve özgürlüğü hissederek, çok zevk aldığım bir faaliyet oldu. Bir insanın hayalini gerçekleştirdik hep beraber.
Seçilen rota çok güzel ve anlamlıydı. Tüm kuzey sahilini geçmek fikri çok cezp ediciydi. Her ne kadar Edirne değil, İstanbul’da bitirilse de, bitiş noktası son derece anlamlıydı! Aradaki farkı da sarp sınır kapısından önce gidilen yolla kapattık. Pedala, Erzurum tortum gölünde bastık.
Karadeniz bölgesi doğusundan batısına, çok güzel olmakla beraber, bir çok zorluğu da barındırıyor. Polis veya Jandarma eskortu mutlaka gerekiyor. Öncelikle yolların dar olması ve bisikletlerin oldukça yavaş ilerlemesi, trafikte büyük problem çıkartıyor. Kaldı ki doğu Karadeniz de polisin bile yetersiz kaldığı bir çok durumla karşılaştık. Sürücüler çoğunlukla polisi görmezden ve duymazdan geliyorlar. 3 er şeritli bir otoban düşünün. Şimdi de hem gelişin, hem de gidişin, çift taraflı araç trafiğine açık olduğunu gözlerinizin önüne getirin. Bir de yandaki gidiş-geliş servis yolunun , bu yolarla birleşip, sık sık geçişi olan, yan yana üç adet gidiş geliş yol haline geldiğini… ne zaman nereden araç çıkacağını bilemeden araba kullanan insanları, bunların yanında bisiklete binen 26 kişiyi, ve hayretlerini gidermeye çalışan polis eskortunu! Bilmem anlatabildim mi. İşte katıksız Karadeniz fıkrası. Düzelmeden gidin görün, saatlerce izleyeceksiniz! Bunların sonrasında, ekipte bayan olması ekstra bir güvenlik ve erkek sporculara ekstra bir genişlik gerekliliği getiriyor. Bol miktarda laf atılıyor, gerek araç, gerek bisikletleriyle grubu taciz edenler oluyor. Bu faaliyette, Akçaabat ta, polis eskortunun bizi izlemekten sıkıldığı bir zamanda, yaşanan böyle bir durum, birkaç arkadaşımızın düşmesine, biri bayan birkaç arkadaşımızın yaralanmasına sebep oldu. Çıkan tartışmada müdahale eden polisin, grubumuzdan daha pasif kalmasıyla, çıkan arbede, ancak jandarma tarafından kontrol altına alınıp, bize büyük bir ders verdi. Bu bölgede halk olaya karışmakta tereddüt etmiyor, ve siz otomatik olarak, haksız, yabancı züppeler oluyorsunuz. Tabi amacımız bu olayı tüm Karadeniz e mal etmek değil. Ardeşen deki misafirperverliği, hastalanan sporcu için (Ben) Belediye başkanından, Kaymakamına kadar seferber oluşlarını, Tirebolu daki rahatlığı, bir Ege sahil kasabasında hissettiren genel tutumu, Doğanyurt da kamp kurduğumuz plaja, dozerle kum yayılmasını, ücretsiz, koy gezisini, anlatmakla bitiremem. Yine de eskortun şart olduğu kesin.
Bu faaliyetin resmi olması bizlere büyük kolaylıklar sağladı, ancak sivil kluplere olarak da, önceden gerekli yerlere yazılar yazılarak yapılabilir.
Karadeniz bölgesinde kamp yeri için zorluk çekmiyorsunuz, en fazla 5-10 km mesafede, konforlu olmasa da 3-5 çadırlık yer bulunuyor.
Kamp yerine sizden 30 dak. Sonra Jandarma geliyor ve gerekli izin yazılarınızı, grup hakkındaki bilgi formlarını inceliyor. Bazen kesişen yetki sınırları nedeniyle, bu 3-4 kez tekrarlanabiliyor.
 

Ynt: 1850 km. Kuzey Sahili Turu...

Kamp yeri ve belki misafirhane için, il spor temsilcilikleri ve kamp hakkında bilgili oldukları için bölge dağcılarıyla temasa geçmek faydalı olur.
Yanımızda sürekli refakat eden bir aracımız olması büyük kolaylıktı. Kişisel ve kamp malzemelerini taşımamak çok rahat bir yolculuk sağlıyor. Ayrıca her türlü, gıda, sakatlanan veya yorulan sporcunun taşınması, alışveriş, önceden gidip yemek ve kamp yerinin hazırlanması için de araç büyük rahatlık.
Biz araçta taşıdığımız, Ege Üni. Tarafından sağlanan , garnitür, konserve, ton, çeşitli kraker ve kekler gibi gıdalarla beslendik. Ancak uzun zaman aynı gıdaların tüketimi, bir süre sonra sıkıyor, ve her kes dışarıda yemek istiyor. Bu durum göz önüne alınıp, gıda hesaplanması ona göre yapılmalı.
En önemli araç olan bisiklete gelince, piyasada 500 YTL civarına bulunabilecek, orta yolu bisikletlerin bile, etabı tamamladığını gördük. Ancak bol yedek malzeme ve iyi bir teknik eleman gerekiyor. Kanımca bisiklette olması mutlaka gereken bazı özellikler şöyle; öncelikle ön amortisörlü olmalı ki yoldaki darbeleri emebilsin. Arka amortisörlü bisikletle yol gidilmez, onlar sadece iniş içindir, unutun! Jant göbekleri kaliteli ve mandallı olmalıdır. En çok hareket eden parçalar göbeklerdir ve lastik değişimi de en fazla rastlanan arızadır. Lastiklerin anahtara gerek duymadan ve hızlı değiştirilebilmesi için mandallı göbek önemlidir. Ruble 9 lu, en azından 8li (ki kanımca yetersizdir) olmalıdır. Düz yollarda ve inişlerde diğer rubleler çok yetersiz kalmakta, fazladan enerji harcatmakta ve hıza olanak vermemektedir. Özellikle sele “en yakın arkadasınız” olacağından, seçimi doğru yapmalısınız. Ortası oluklu, nispeten yumuşak, bir miktar geniş ve jelli, seleler şiddetle tavsiye edilir.

Faaliyet raporundan alıntıdır...
 

Ynt: 1850 km. Kuzey Sahili Turu...

Öncelile tebrik ediyorum,uzun bir rota. Bende temmuz ayı içinde benzer bir etkinliğiğe katılmak isterim.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,949
Mesajlar
1,526,398
Kayıtlı Üye Sayımız
166,717
Kaydolan Son Üyemiz
bbbea

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst