Ynt: 60 LIK DELİKANLILARIN KAÇKAR ZİRVE VE TRANS SERÜVENİ
Hava açık olsa bir tarafta Karadeniz, bir tarafta Ağrı Dağı çok rahat görünürdü. Dönüşe geçiyoruz, Bukla Tur’la karşılaştığımız zamandan 1 saat 15 dk.sonra zirveye varmış, 2 saat sonra da karşılaştığımız yere dönmüştük. Hava kararmadan Deniz Gölü’ne varmak hedefimizden çok önce geldik. Soğukluğundan dolayı suyunu yudum, yudum içmek zorunda olduğumuz Deniz Gölü’ne Dr. Mustafa girip yüzdü. Hava kararmadan Dilberdüzü’ndeki kamp yerine geldik. Kaybettiğimiz zamanı düşersek 8,5 saatte zirve yapıp dönmüştük. Yaşımız dikkate alındığında olağanüstü bir performans gösterdiğimiz kabul edilmeli.
Bu gece yorgunluktan güzel bir uyku çekeceğimi tahmin ediyorum. Bazı arkadaşlarımız hemen yatıp uykuya geçtiler, bazılarımız da daha sonra çadırlara çekildik. Yarın eşyalar katırlara yüklenip Yaylalar’a oradan da minibüsle Yukarı Kavron’a gidecek. Bizde Deniz Gölü- Kavron Gediği –Öküzyatağı T.-Derebaşı Gölü’nü takiben Yukarı Kavron’a gelerek Kaçkar Transı tamamlayacağız.
Uyumaya çalışıyorum fakat bu çadır sendromu + parmaklarımdaki bir türlü geçmeyen egzamalar dağcılık faaliyetlerindeki en büyük sıkıntım. Ancak 1-2 saat uyuyabiliyorum. Yorgun kalkıyorum. Üç günlük faaliyet plastik ve türevlerine karşı alerjisi olan parmaklarımı iyice çatlatıp kanatıyor. Bir fermuarı bile kapatırken zorlanıyorum. Prof.Dr. Mustafa (ürolog) egzama için her gün elimi idrarımla yıkayıp kurutmamın iyi geleceğini söyledi. Bendeki tereddüdü görünce “İtimat edebilirsin idrarın elini temizlemek için yıkadığın sudan çok daha temiz” dedi. Haydar, kına ile tereyağını karıştırıp sürmemi, 4ncü Mustafa ise saf vazelin, Doğan saf çam reçinesi sürmemi tavsiye ettiler, cildiyecilerin çare bulamadıkları bu illete bir de bu tavsiyeleri deneyeceğim.
Ayaklarımdaki vuruklar bantlara rağmen artmış, gruptaki Dr. arkadaşlara gösteriyorum. “Sen bilirsin istersen minibüsle git.” diyorlar. Sağ olsunlar eşyalarımı toplamama yardımcı oluyorlar. Minibüsle kimse gitmeyince ben de trans yapmaya karar veriyorum.