Akdağ Tırmanış Raporu

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan tristan Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 0
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 3,733

tristan

Yeni Üye
Mesajlar
6
Tepkime Puanı
0
Antalya Akdağ Tırmanışı 3024 mt

Tarih: 6-7 Aralık
Ekip Lideri: Sönmez Erkaya
Faaliyete Katılanlar: Sönmez Erkaya,Mesut Daşçı,Gökhan Bilgin,Cumhur Baştuhan,Gülşen Ördek,Yasemin Kapıyoldaş,Pınar Durmaz,İlker Akın,Hatice Tarhan,Berrak Dilaver,Ömer Birol,Minu Edis.
Kamp Yeri:Yeşilköy Göl Kenarı
Teknik Malzeme: Kazma,Krampon,60mt 10,2 mm ip,emniyet kolonu,atc...
Hava: Açık ve rüzgasız
Su Kaynakları:Bölgede su kaynakları mevcut

Faaliyetimize saat 22:00 de incirliden hareket ederek başladık Kadıköye geldiğimizde ilk firemizi verdik Mustafa Demirpek in zehirlendiğini öğrendik ve yolumza devam ettik.Bu aynı zamanda bir keşif tırmanışı olacağı için ve ardından Antalya da 5günlük bir kaya tırmanışı ve kamp programımız olduğu için daha da heyecanlıydık.Bölgeye varmadan önce edindiğimiz bilgiler bizleri daha da heyecanlandırdı keskin sırtlar,çöküntü gölü, dağ eteklerindeki orman örtüsü ve elbette kar...ve saat 08:00 sularında Antalyaya varmıştık burada Cumhurun beraberinde geldiği küçük grubumuzla da birleşerek toplamda 15 kişiye ulaştık.Artık her geçen saniye Akdağa biraz daha yaklaşıyorduk, tepelerde bu kadar kar olması bizleri şaşırtmıştı zira Antalya olmasından dolayı bu kadar kar beklemiyorduk.Önce elmalı köyünde açlığımızı giderdik sonradan Yeşilköyde göl kenarına kampımızı kurduk.Burası bir çöküntü gölü olup doğal bir harikaydı ve su ihtiyacımızıda karşılayabileceğimiz mevcut bir kaynaktı.Ateş başı sohbetleri ve yemeklerimizi yedikten sonra herkes gece kalkmak üzere çadırlarına çekildi.Gece saat 03:00 de kalkış 04:00 de hareket olmak üzere liderimizden kısa bilgileride almıştık.Saatler 04:00 ü gösterdiğinde ekip hazırdı misafir arkadaşlarımız kamp alanında kalarak bizi uğurladılar ve sabit tempoda yükselmeye başladık.Hava açık ve rüzgarsızdı, biraz yükselip irtifa kazandıktan sonra sulu kar yağmur arası hava atıştırdı.Hızlı bir şekilde yükselmeye başladık hava tekrar sakinleşmeye başladı.1500 MT civarında irtifaya ulaştığımızda ise bir kar buz tabakaya varmıştık bundan sonra çıkışın dik sırtlardan olması ve arkadaşlarımızın gerekli malzemeleri olmaması nedeniyle liderimiz grubun bir kısmının aşşağıya inmesine karar verdi.Bir süre sonra ilk sırtın yamaçlarında havanın aydınlanmasını bekledik hava aydınlanır aydınlanmaz tırmanışa başladığımız kuzey batı yamaçlarının ilk sırt çıkışında Cumhur grubu aşşağıya indirmek üzere yola çıkmıştı bile.Gruptan geriye sadece 3 kişi kalmıştık hava iyice aydınlanmıştı kramponlarımızı takarak yolumuza devam ettik.Başından da bildiğimiz gibi bu bir keşif tırmanışıydı liderimiz gerekli bilgileri almıştı ancak yer yer acaba doğru sırttanmı ilerliyoruz diye de düşünmedik değil çünkü ne bir yol gösteren baba ne de bir iz vardı.Akdağ çok tercih edilmeyen gerçekten çok bakir kalmış bir dağ olduğunu bir kez daha anladık.Biraz daha devam ettikten sonra bir düzlüğe vardık burası plato tarzı bir yapıydı ilk yükseltiyi aşıp aşşağıya doğru devam ettiğimizde bu alana vardık öyleki bir an kendimizi kutuplarda hissettik dümdüz karla kaplı bir alandaydık.Artık iyice yükselmiştik bu platonun ardından bizi zirveye götürecek keskin sırt görünmüştü hemen arkasındaki tepenin zirve olması gerektiğine karar vermiştik sırt keskin ve dikti kenarlarında büyük kornişler meydana gelmiş ürkütücü bir hırçınlıkla bizlere göz kırpmıştı.Bu yükseltiyi aşmadan biraz soluklandık ve ardından yola koyulduk kenarlara çok yaklaşmadan ilerleyecektik fakat rüzgar şiddetini oldukça arttırmıştı bir anlık boşluğumuzda bizi kornişe doğru sürüklüyordu o an da bir kez daha anladık ki kolay dağ yoktur hiç birşey tahmin edildiği gibi yada aşşağıdan göründüğü gibi değildir.Güvenliği ve disiplini bozmadan sırttan yavaş yavaş çıktık hava bozuyor ve fırtına yaklaşıyordu tımanışı bitirip tepeye vardığımızda farkettik ki burası zirve değildi o an üçümüzde birbirimize bir an baktık ve o acı dolu gülümsemeyi koyverdik çünkü önümüzde dik bir çıkış ve ardında bir tepe vardı ve havada kapanmaya devam ediyordu zirve burası değildi ve acele edip diğer tepeye varmalıydık çarçabuk devam etme kararı verdik enerjimiz bu tepeye varmamıza yetecek kadardı.Son sırtıda aşıp zirveye varmak için yola devam ettik rüzgar şiddetini arttırmıştı öyleki aramızda konuşamıyorduk bile soğuk hava ağzımıza bir anda doluveriyordu iyice kıyafetlerimizin içine gömülerek yolu tamamladık saat 12:00 civarı yeniden bir düzlüğe geldik nihayet düz bir alanın arkasında sıralanmış taşları görmüştük zirve burasıydı fakat korkunç derecede soğuk bir rüzgar vardı.Sönmez hocamında deftere yazarken belirttiği gibi ilk kez eldivenle deftere yazıyordu Mesutla Zirve bayrağımızı açığımızda neredeyse yamaç paraşütü olup aşşağıya doğru süzülecektik hava kapanmış fırtınaya ramak kalmıştı çok tez nefeslenmeden inişe geçtik.Fırtınaya yakalanmadan inmek istiyorduk hızla irtifa kaybetmeye başladık kar yağmaya başlamıştı ama tehlikeli kulvarı inmiştik bile...inerken rotayı değiştirip biraz daha düz bir yerden inmeyi planlamıştık ve rotamızı buna göre yeniden düzenledik.Dik rampalardan çıkmayıp paralel inip aşşağıdaki vadiden devam edecektik.İnişe devam ettik bir süre indikten sonra yüksekliğini şu an tam hatırlayamadığım bir yerde bir duvarla karşılaştık devasa bir duvar minimum 800 mt kadar yükselen dev bir duvar dim dik yükseliyordu büyülenerek biraz baktık Sönmez hocam fotoğraflarını çekti zira duvar onun işiydi ve boltlanmamıştı yabancılar yakında gelir boltlar diyede aramızda konuşmadık da değil...yürüyoruz yürüyoruz fakat yol bitmiyordu çünkü yanlış yoldaydık buradan da bir ders çıkartmıştık en iyi yol bildiğin yoldur fakat artık güvenli bir yere vardığımızdan sağ salim tırmanışta bittiğinden pek de umursamıyorduk vadilerden yürüyor kurumuş kanyonlardan yürüyor bir yandan da köstebeklerin her yandan çıkmalarından gülüp eğleniyorduk. Bir ara saate baktık ve iniş için kamp alanındakilere vermiş olduğumuz saatin 2 saat kadar ilerisinde olduğumuzu fark ettik işte o zaman tepelerin kapandığını insanların paniğe kapılıp jandarmaya haber vermesinden de korkarak hızlandık.Artık aşşağıda fakat kamp alanına uzak bir alandaydık yol kenarında bir yörük vadisi gördük uçsuz bucaksız içinden s şeklinde nehir geçen bir vadiydi burası kış olduğu için bomboştu ama büyülenmiştik yazın ne kadar güzel olabileceğini düşünerek devam ettik.Artık cep telefonlarımız çekmeye başlamıştı Cumhuru arayarak iyi olduğumuzu haber verdik. Kampa da yaklaşmıştık ama artık yürüyecek dermanımız kalmaıştı.Kamp alanında Cumhurun da olması bizim için bir şans oluvermişti çünkü çadırlarımız toplanmıştı bile vardığımızda toparlanmakla uğraşmayacaktık.Bizi karşılamak üzere yola çıkmışlardı, yoldan bizi de alarak yolumuza devam edecektik.Arabayı uzaktan gördük fakat önde arabadan daha hızlı koşan biri vardı sağ olsun İlker gelip ellerimizden çantalarımızı aldı ve kısa bir tebrik merasiminden sonra arabaya binerek uzaklaşmaya başladık yolda çoktan karar verilmişti çadırda kalınmayacak ve pansiyonda gecelenecekti bu akşam

Ekipde yer alan tüm arkadaşlarımıza ve Sönmez Erkaya ya teşekkür ederiz...
 

Etiketler