Jinni
Kamp I
Herkese merhabaaa....
Bayramda şöyle bir doğu karadenize doğru uzandık... işte gezi notları ve fotoğraflar.
İlk durağımız Giresun Kümbet yaylası idi. Gayet güzel ahşap evlerden bir tesis yapmışlar. Rakım: 1850
Sonrasında yine Giresun'un Tamderesi ve Obası (bizim köyün obası)
Tamderesine giderseniz et yeyiniz, bolca hem de
Rakım: yaklaşık 2000
Yolda ahududu görünce yemeden geçemezdik elbet
Kaybola kaybola yedigöze ve eğribel üzerinden toprak çamur karışımı yollarla Şebinkarahisar'a indik. Rakım 2200 civarı idi. Soğuk ve sis de biz eşlik etti
Sonraki gün Giresun'dan Torul'a doğru gittik. Harşid nehri boyunca kıvrıla büküle giden yol inanılmaz güzeldi. Yol üstünde 4-5 tane baraj vardı.
Torul'a vardıktan sonra Zigana'ya tırmandık. Zigana zirveden 8-10 km'lik bir yol ile Limni gölüne ulaştık.
Limni, minicik bir krater gölü. Ama yolunuz Zigana'ya düşerse, görmeden dönmeyin derim. Semaverde sıcak çay her ne kadar lezzetsiz de olsa o soğukta süper geliyor insana
Rakım:2000
Limni dönüşü sis yola doğru indi. Yol dar ve uçurumlu, arabayı ben kullanıyordum, hafif yusuf yusuf durumu olmadı dersem yalan olur
Ertesi günü Karadenizin olmazsa olmazlarından Sümela manastırını tavaf ettik.
Bol yağmur nezaretinde Uzulgöl'e gittik. Açlık başımıza vurduğundan olsa gerek fotoğraf filan gelmedi aklımıza. Alabalık, muhlama ve kurufasülye ile kendimize geldiğimizde ise hava çoktan kararmıştı.
Hiç oyalanmadan yola revan olduk ve Karadeniz sahil yoluna vardığımızda rotamızı Artvin Borçka'ya mı yoksa Rize Çamlıhemşin'e doğrultacağımız konusunda kısa bir istişareden sonra ulema Çamlıhemşin'e karar verdi.
İyiki de öyle yapmışız zira artvine gidecek olsaydık Karagöl'de mahsur kalan sel mağdurları kervanına katılmamız çok muhtemeldi.
Gece saat 11:00 gibi Çamlıhemşin'den Ayder'e doğru tırmanmaya başladık. Fırtına deresi yanımızdan dehşetli bir gürültüyle akarken ve dahi yağmur görüşümüzü had safhada kısıtlarken bendeniz direksiyonda pür dikkat yayla yollarını tırmanırken Ayder’e 5 km kala heyelan oldu ve tam önümüzde yol kapanıverdi. Seri bir şekilde manevra yapıp arkamıza bile bakmadan oradan topukladık Şimdi düşünüyorum da bari bir fotoğraf çekseymişiz. Ama can tatlı işte, yukarıdan patır patır taşlar topraklar düşerken fotoğrafı akledemedik...
Geceyi Rize’de geçirip ertesi sabah tekrar Ayder yollarına vurduk kendimizi.
Ayder yaylası namını güzelliğiyle hakediyormuş gerçekten. Hayran kaldım, bir daha giderim bir daha giderim...
Ayder’den ilerisi yaklaşık 2200 rakımda Kavrun yaylası...
O gece Ayder’de konakladık. Malum muhlama ve alabalıksız olmaz
Bir sonraki sabah Ayder’den ayrılıp tekrar Çamlıhemşin’e indik ve bu sefer Zilkale yoluna saptık.
Zilkale ziyaretini mütaakiben Elevit yaylası’na çıktık. Diyebilirim ki bu gezinin en muhteşem yeriydi. Rakım: 1900
Elevit’den Tilovit... yani yeni yapmış karın sınırı
Vaktimiz olsaydı daha gezecek, gidecek çok yayla vardı ama artık dönmek zorundaydık.
Dönüş yolunda, bir gece önce sel sularıyla coşmuş fırtına deresinde rafting yapmamak olmazdı. Cesur dörtlü bu macerayı da kaçırmadı elbet
Ve bir Karadeniz gezisi böylece ıslak ıslak bitti...
Gezinin sonunda diyebilirim ki, Doğu Karadeniz çok güzel, Lan Cruiser daha da güzel
Bayramda şöyle bir doğu karadenize doğru uzandık... işte gezi notları ve fotoğraflar.
İlk durağımız Giresun Kümbet yaylası idi. Gayet güzel ahşap evlerden bir tesis yapmışlar. Rakım: 1850


Sonrasında yine Giresun'un Tamderesi ve Obası (bizim köyün obası)
Tamderesine giderseniz et yeyiniz, bolca hem de
Rakım: yaklaşık 2000

Yolda ahududu görünce yemeden geçemezdik elbet


Kaybola kaybola yedigöze ve eğribel üzerinden toprak çamur karışımı yollarla Şebinkarahisar'a indik. Rakım 2200 civarı idi. Soğuk ve sis de biz eşlik etti




Sonraki gün Giresun'dan Torul'a doğru gittik. Harşid nehri boyunca kıvrıla büküle giden yol inanılmaz güzeldi. Yol üstünde 4-5 tane baraj vardı.

Torul'a vardıktan sonra Zigana'ya tırmandık. Zigana zirveden 8-10 km'lik bir yol ile Limni gölüne ulaştık.


Limni, minicik bir krater gölü. Ama yolunuz Zigana'ya düşerse, görmeden dönmeyin derim. Semaverde sıcak çay her ne kadar lezzetsiz de olsa o soğukta süper geliyor insana


Limni dönüşü sis yola doğru indi. Yol dar ve uçurumlu, arabayı ben kullanıyordum, hafif yusuf yusuf durumu olmadı dersem yalan olur




Ertesi günü Karadenizin olmazsa olmazlarından Sümela manastırını tavaf ettik.


Bol yağmur nezaretinde Uzulgöl'e gittik. Açlık başımıza vurduğundan olsa gerek fotoğraf filan gelmedi aklımıza. Alabalık, muhlama ve kurufasülye ile kendimize geldiğimizde ise hava çoktan kararmıştı.
Hiç oyalanmadan yola revan olduk ve Karadeniz sahil yoluna vardığımızda rotamızı Artvin Borçka'ya mı yoksa Rize Çamlıhemşin'e doğrultacağımız konusunda kısa bir istişareden sonra ulema Çamlıhemşin'e karar verdi.
İyiki de öyle yapmışız zira artvine gidecek olsaydık Karagöl'de mahsur kalan sel mağdurları kervanına katılmamız çok muhtemeldi.
Gece saat 11:00 gibi Çamlıhemşin'den Ayder'e doğru tırmanmaya başladık. Fırtına deresi yanımızdan dehşetli bir gürültüyle akarken ve dahi yağmur görüşümüzü had safhada kısıtlarken bendeniz direksiyonda pür dikkat yayla yollarını tırmanırken Ayder’e 5 km kala heyelan oldu ve tam önümüzde yol kapanıverdi. Seri bir şekilde manevra yapıp arkamıza bile bakmadan oradan topukladık Şimdi düşünüyorum da bari bir fotoğraf çekseymişiz. Ama can tatlı işte, yukarıdan patır patır taşlar topraklar düşerken fotoğrafı akledemedik...
Geceyi Rize’de geçirip ertesi sabah tekrar Ayder yollarına vurduk kendimizi.



Ayder yaylası namını güzelliğiyle hakediyormuş gerçekten. Hayran kaldım, bir daha giderim bir daha giderim...




Ayder’den ilerisi yaklaşık 2200 rakımda Kavrun yaylası...







O gece Ayder’de konakladık. Malum muhlama ve alabalıksız olmaz


Bir sonraki sabah Ayder’den ayrılıp tekrar Çamlıhemşin’e indik ve bu sefer Zilkale yoluna saptık.





Zilkale ziyaretini mütaakiben Elevit yaylası’na çıktık. Diyebilirim ki bu gezinin en muhteşem yeriydi. Rakım: 1900






Elevit’den Tilovit... yani yeni yapmış karın sınırı



Vaktimiz olsaydı daha gezecek, gidecek çok yayla vardı ama artık dönmek zorundaydık.
Dönüş yolunda, bir gece önce sel sularıyla coşmuş fırtına deresinde rafting yapmamak olmazdı. Cesur dörtlü bu macerayı da kaçırmadı elbet




Ve bir Karadeniz gezisi böylece ıslak ıslak bitti...
Gezinin sonunda diyebilirim ki, Doğu Karadeniz çok güzel, Lan Cruiser daha da güzel