Yeni Asır'dan(İzmir) alıntıdır.
http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2009/11/22/cam_agaclarinin_arasinda_bir_yasam_pinari_golcuk
Cavid Sezen
Not: Gölcük Gölü, Simav'a 17 km. uzaklıktadır. Yazıda bu, 10 km. olarak verilmiştir.
*******************************************************************************************
Çam Ağaçlarının Arasında Bir Yaşam Pınarı: Gölcük
DERİN sessizliği, ağaçların çıkardığı hışırtı bozuyor. Sırtüstü uzandığınızda ise, gökyüzünün maviliği ve çam ağaçlarının yeşilliği ile gözleriniz sonsuz bir dinlenmeye kavuşuyor
HÜROL DAĞDELEN
[attachment=1]
Yaşadığımız bölgeyi tanımanın en doğal yolu, tanıklık etmek... Yani, doğal güzellikleri içine sindirmek, birebir yaşamak... Ege, dünyanın en verimli bölgelerinden biri; eşi bulunmaz doğal güzellikleri ve insanıyla, cennetten bir köşe gerçekten...
Bunu en iyi bilen üç isim var tanıdığım... Üçü de gazeteci arkadaşım, Engin Yavuz, Işık Teoman ve Ayfut Fırat... Üçü de mesleğinde mahir ama onun dışında doğayla barışık insanlar...
Doğa onlar için bir yaşam amacı...
Yaşıyor, tanıklık ediyor, fotoğraflarını çekiyor ve insanlığa armağan ediyorlar...
Hep imrenmişimdir onlara, iki hafta önceden hazırlanırlar, gidecekleri dağa, yaylaya, ormana.. Kamp malzemeleri hazırlanır, gün belirlenir ve gelsin, doğanın eşsiz cömertliği...
BU KEZ KARARIM KESİN
Hep onlara katılmak istedim ama hep bir engel çıktı. Şehir insanının bildik tembelliği de eklenince üzerine, arkalarından bakakaldım hep...
Ancak bu kez ben direttim, özellikle Engin'e... "Bak söz veriyorum, bu defa sizi kaçırmayacağım" diye diye... Öyle de oldu, başardım onlara katılmayı, ne mi oldu; dolu dolu iki gün geçirdim onlarla ve bir kez daha anladım ki; Ege'yi, fotoğraflarla, sözlerle, şiirlerle anlatmak bir yana "yaşamak" inanılmaz bir armağan...
Bu gezide neler yaşadığımı, yakın bir zamanda dizi olarak da hazırlayacağım sizlere...
Ama, gördüğümde şaşkınlıktan küçük dilimi yuttuğum (!) bir doğa harikasına parantez açıp, genelde Burcu Ilgın arkadaşımın hazırladığı "Seyahat" sayfasında paylaşmazsam, çok büyük haksızlık edeceğim düşündüm...
Ve işte Gölcük dağı ve dağa adını veren karater gölünü sizlere anlatma fikri de böylece doğdu.
Sevgili Burcu ve Pazar ilavemizin yayın editörü Yücel Elidemir de ısrar edince, bu güzelliği sizinle paylaşmak, görev oldu benim için...
Bütün bunlar bir yana Simav'a yolunuz düştüğünde mutlaka uğrayın, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
ZENGİN ORMAN YAPISI
Katran Dağı ile hemen hemen bitişik durumda olan Gölcük Dağı, aslında her rengi üzerinde barındıran Eğrigöz Dağı'nın güneydeki uzantısıdır. Rehberimiz Engin'in verdiği bilgiye göre, Katran Dağı ile aynı jeolojik yapıya sahip... Ağ, Eynal kaplıcalarından başlayarak Emet yönüne doğru yükselir. En yüksek tepesi Taştepe ve ortalama 1513 metre... Zengin ormanlarla kaplı Gölcük Dağı, aynı zamanda bir yayla görünümünde... Çünkü Dağın zirveye yakın kısımlarında geniş düzlüklere, meralara rastlanıyor. Buralara Muğla, Aydın, İzmir, ve Manisa yörelerinden gelen göçerler, yaz ayları süresince koyun otlatırlar. Ayrıca arıcılarında önemli bir yayılım alanıdır bu düzlükler.
Altımızda araba, yıl boyunca, sarı-yeşil-turuncu karışımı bir doğaya tanık oluyoruz. Her bir görüntü, bir ressamın fırçasından çıkmış gibi...
ÖYLESİNE GÜZEL Kİ...
Bu açıdan bakınca Gölcük Dağı'na her bakan, eline fırça alıp resmini yapmak ister, öylesine alımlı...
Gölcük dağı; Simav, Emet ve Hisarcık ilçelerinin piknik yeri durumunda. Dağa adını veren Gölcük Krateri de, oval biçimde ve çevresi çam ağaçları ile kaplı... Son yıllarda Simav Belediyesi'nin girişimleri ile Gölcük Krater alanı sosyal tesislere de kavuşmuş... Simav-Emet karayolunun hemen üstünde olan Gölcük, yöre için tam bir dinlenme alanı haline gelmiş... 1450 metre yükseklikteki Gölcük Yaylası, ideal bir kamp yeri. Gölün çevresini asırlık karaçam ormanları kuşatıyor. Öyle ağaçlar var ki iki kişi ellerini birleştirse gövdesini kuşatamıyor. Benim hayran hayran çevreyi süzdüğümü gören Engin Yavuz araya giriyor hemen:
Yayla kışın sürekli karla kaplı olduğu için gerekli önlemleri almak gerek yoksa aracınla sakın buraya gelmeye kalkma. Kara saplanır kalırsın. Ama zincirin varsa buradaki kar manzarasını her yerde göremezsin. Bahar ve yaz aylarında ise her köşesinden buz gibi pınarların aktığı yaylanın tadına doyulmuyor" diyor.
Bir ara Işık söze girip "Hürol bak, Gölcük Yaylası'nda, futbol, basketbol ve voleybol oynaman mümkün... Ayrıca gölde olta ile balık da tutuluyor" diyor.
İLGİNÇ BİR OLUŞUM
Bu arada Aykut Fırat arkadaşım da, bir sanatçı dikkatiyle, kare kare fotoğraglarını çekiyor Gölcük'ün...
Krater gölünün ilginç bir öyküsü var. Krater alanı, dört bir taraftan inen dereciklerle kar sularını toplayarak küçük bir göle dönüşmüş... Bu yüzden etrafında yaz ve kış yeşillik eksik olmaz. Yaz aylarının en sıcak günlerinde buraya hırkasız çıkmanız mümkün değil... Bu yüzden dağ ve çevresi özellikle yazın, cıvıl cıvıl... Burada sizi heyecanlandıran derin sessizliği, başınızın üstündeki cam ağaçlarını çıkardığı hışırtı bozuyor. Sırtüstü şöyle bir uzanırsanız, gökyüzünün maviliği ve çam ağaçlarının yeşilliği gözlerinize sonsuz bir dinlenme sağlıyor, Bu durumda tertemiz havayı iliklerinize kadar çekin; doyumsuz tadlara ulaşmak içten bile değildir.
Gölcük, her Egeli'nin gidip görmesi gereken, müthiş bir doğa cenneti, ama dedim ya anlatmak yetmez, yaşamak gerek...
NASIL GİDİLİR?
Kütahya'nın güneybatısındaki Gölcük Yaylası Milli Parklar Müdürlüğü'nün denetimindedir. Simav Belediyesi'nin işlettiği Gölcük Yaylası, Simav'a 10 km. uzaklıktadır. Çam ormanları arasındaki yayla her türlü altyapıya sahip olup, 1450 m. yükseklikte harika bir piknik yeri olarak hizmet vermektedir. Gölcük Yaylası'nın hemen yanında Eynal Kaplıcaları vardır. Günübirlik gezi için otobüs ve özel aracınızla ulaşım mümkündür.
http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2009/11/22/cam_agaclarinin_arasinda_bir_yasam_pinari_golcuk
Cavid Sezen
Not: Gölcük Gölü, Simav'a 17 km. uzaklıktadır. Yazıda bu, 10 km. olarak verilmiştir.
*******************************************************************************************
Çam Ağaçlarının Arasında Bir Yaşam Pınarı: Gölcük
DERİN sessizliği, ağaçların çıkardığı hışırtı bozuyor. Sırtüstü uzandığınızda ise, gökyüzünün maviliği ve çam ağaçlarının yeşilliği ile gözleriniz sonsuz bir dinlenmeye kavuşuyor
HÜROL DAĞDELEN
[attachment=1]
Yaşadığımız bölgeyi tanımanın en doğal yolu, tanıklık etmek... Yani, doğal güzellikleri içine sindirmek, birebir yaşamak... Ege, dünyanın en verimli bölgelerinden biri; eşi bulunmaz doğal güzellikleri ve insanıyla, cennetten bir köşe gerçekten...
Bunu en iyi bilen üç isim var tanıdığım... Üçü de gazeteci arkadaşım, Engin Yavuz, Işık Teoman ve Ayfut Fırat... Üçü de mesleğinde mahir ama onun dışında doğayla barışık insanlar...
Doğa onlar için bir yaşam amacı...
Yaşıyor, tanıklık ediyor, fotoğraflarını çekiyor ve insanlığa armağan ediyorlar...
Hep imrenmişimdir onlara, iki hafta önceden hazırlanırlar, gidecekleri dağa, yaylaya, ormana.. Kamp malzemeleri hazırlanır, gün belirlenir ve gelsin, doğanın eşsiz cömertliği...
BU KEZ KARARIM KESİN
Hep onlara katılmak istedim ama hep bir engel çıktı. Şehir insanının bildik tembelliği de eklenince üzerine, arkalarından bakakaldım hep...
Ancak bu kez ben direttim, özellikle Engin'e... "Bak söz veriyorum, bu defa sizi kaçırmayacağım" diye diye... Öyle de oldu, başardım onlara katılmayı, ne mi oldu; dolu dolu iki gün geçirdim onlarla ve bir kez daha anladım ki; Ege'yi, fotoğraflarla, sözlerle, şiirlerle anlatmak bir yana "yaşamak" inanılmaz bir armağan...
Bu gezide neler yaşadığımı, yakın bir zamanda dizi olarak da hazırlayacağım sizlere...
Ama, gördüğümde şaşkınlıktan küçük dilimi yuttuğum (!) bir doğa harikasına parantez açıp, genelde Burcu Ilgın arkadaşımın hazırladığı "Seyahat" sayfasında paylaşmazsam, çok büyük haksızlık edeceğim düşündüm...
Ve işte Gölcük dağı ve dağa adını veren karater gölünü sizlere anlatma fikri de böylece doğdu.
Sevgili Burcu ve Pazar ilavemizin yayın editörü Yücel Elidemir de ısrar edince, bu güzelliği sizinle paylaşmak, görev oldu benim için...
Bütün bunlar bir yana Simav'a yolunuz düştüğünde mutlaka uğrayın, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
ZENGİN ORMAN YAPISI
Katran Dağı ile hemen hemen bitişik durumda olan Gölcük Dağı, aslında her rengi üzerinde barındıran Eğrigöz Dağı'nın güneydeki uzantısıdır. Rehberimiz Engin'in verdiği bilgiye göre, Katran Dağı ile aynı jeolojik yapıya sahip... Ağ, Eynal kaplıcalarından başlayarak Emet yönüne doğru yükselir. En yüksek tepesi Taştepe ve ortalama 1513 metre... Zengin ormanlarla kaplı Gölcük Dağı, aynı zamanda bir yayla görünümünde... Çünkü Dağın zirveye yakın kısımlarında geniş düzlüklere, meralara rastlanıyor. Buralara Muğla, Aydın, İzmir, ve Manisa yörelerinden gelen göçerler, yaz ayları süresince koyun otlatırlar. Ayrıca arıcılarında önemli bir yayılım alanıdır bu düzlükler.
Altımızda araba, yıl boyunca, sarı-yeşil-turuncu karışımı bir doğaya tanık oluyoruz. Her bir görüntü, bir ressamın fırçasından çıkmış gibi...
ÖYLESİNE GÜZEL Kİ...
Bu açıdan bakınca Gölcük Dağı'na her bakan, eline fırça alıp resmini yapmak ister, öylesine alımlı...
Gölcük dağı; Simav, Emet ve Hisarcık ilçelerinin piknik yeri durumunda. Dağa adını veren Gölcük Krateri de, oval biçimde ve çevresi çam ağaçları ile kaplı... Son yıllarda Simav Belediyesi'nin girişimleri ile Gölcük Krater alanı sosyal tesislere de kavuşmuş... Simav-Emet karayolunun hemen üstünde olan Gölcük, yöre için tam bir dinlenme alanı haline gelmiş... 1450 metre yükseklikteki Gölcük Yaylası, ideal bir kamp yeri. Gölün çevresini asırlık karaçam ormanları kuşatıyor. Öyle ağaçlar var ki iki kişi ellerini birleştirse gövdesini kuşatamıyor. Benim hayran hayran çevreyi süzdüğümü gören Engin Yavuz araya giriyor hemen:
Yayla kışın sürekli karla kaplı olduğu için gerekli önlemleri almak gerek yoksa aracınla sakın buraya gelmeye kalkma. Kara saplanır kalırsın. Ama zincirin varsa buradaki kar manzarasını her yerde göremezsin. Bahar ve yaz aylarında ise her köşesinden buz gibi pınarların aktığı yaylanın tadına doyulmuyor" diyor.
Bir ara Işık söze girip "Hürol bak, Gölcük Yaylası'nda, futbol, basketbol ve voleybol oynaman mümkün... Ayrıca gölde olta ile balık da tutuluyor" diyor.
İLGİNÇ BİR OLUŞUM
Bu arada Aykut Fırat arkadaşım da, bir sanatçı dikkatiyle, kare kare fotoğraglarını çekiyor Gölcük'ün...
Krater gölünün ilginç bir öyküsü var. Krater alanı, dört bir taraftan inen dereciklerle kar sularını toplayarak küçük bir göle dönüşmüş... Bu yüzden etrafında yaz ve kış yeşillik eksik olmaz. Yaz aylarının en sıcak günlerinde buraya hırkasız çıkmanız mümkün değil... Bu yüzden dağ ve çevresi özellikle yazın, cıvıl cıvıl... Burada sizi heyecanlandıran derin sessizliği, başınızın üstündeki cam ağaçlarını çıkardığı hışırtı bozuyor. Sırtüstü şöyle bir uzanırsanız, gökyüzünün maviliği ve çam ağaçlarının yeşilliği gözlerinize sonsuz bir dinlenme sağlıyor, Bu durumda tertemiz havayı iliklerinize kadar çekin; doyumsuz tadlara ulaşmak içten bile değildir.
Gölcük, her Egeli'nin gidip görmesi gereken, müthiş bir doğa cenneti, ama dedim ya anlatmak yetmez, yaşamak gerek...
NASIL GİDİLİR?
Kütahya'nın güneybatısındaki Gölcük Yaylası Milli Parklar Müdürlüğü'nün denetimindedir. Simav Belediyesi'nin işlettiği Gölcük Yaylası, Simav'a 10 km. uzaklıktadır. Çam ormanları arasındaki yayla her türlü altyapıya sahip olup, 1450 m. yükseklikte harika bir piknik yeri olarak hizmet vermektedir. Gölcük Yaylası'nın hemen yanında Eynal Kaplıcaları vardır. Günübirlik gezi için otobüs ve özel aracınızla ulaşım mümkündür.