Ynt: Çekme Karavanla Kapadokya Gezimiz (Temmuz 2012)
Sabah uyandığımızda rüzgar devam ediyordu. Karavanla lavaboların arası 20-30 metre olduğundan gidip gelirken bile üşünüyordu. Karavanın içinde nefis bir kahvaltı yaptık. Ortalığı topladıktan sonra ağırlıklarımızı karavanda bırakarak arabaya sadece yiyeceklerimizi aldık ve saat 10.00 gibi kamptan çıktık. Gezi güzergahımı akşamdan hazırlamıştım. Kamptan çıkınca Ürgüp üzerinden Mustafapaşa ve Ürgüp gezilecek. Oradan Avanos’a gelinecek. Avanos’tan Zelve, Çavuşin ve Göreme’den Tekrar kampinge giriş yapılacak.
Planımıza uygun güzergah izledik ve saat 17.00 de kampinge girdik.
Mustafapaşa’da daha çok tarihi rum evleri ve bir kaya kiliseyi gezdik. Asmalı Konak diye bize tarihi bir evi gösterdiler. Oysa gerçeğinin Ürgüp’te olduğunu öğrendik. Ürgüp turistik ve düzgün bir yerleşimi olan modern bir ilçe. Temenni tepesini son anda çıkarken fark ettik ve aracı park edip tepeden Ürgüp manzarasını seyrettik. Asmalı Konak iç içe kayalara oyulmuş odaları ve balkonları ile güzel bir mekân. Zengin beylerin konağı havası var. Ziyaretçi akınına uğradığından fotograf çekmekte biraz zorlandık. Giriş ücretli. Ürgüp’ten Avanos’a dar ve virajlı bir yoldan gidiliyor.
Avanos’a girmeden daha önceden resimlerini gördüğüm Sarıhan’a geliyoruz. Adı gibi sarı kesme taşlardan yapılmış Sarıhan, orijinalliğinden bir şey kaybetmemiş. Girdiğimde kendimi 13. yüzyılda hayal ettim. Mutlaka görülmesi gereken bir yer. Avanos’a geldiğimizde Kızılırmak üstündeki dar bir köprüden iki araç yanyan zar-zor geçtik. Aracı park edip asma köprüden sallana sallana karşıya geçip dondurma yedik. Yeraltı çarşılarını gezdik. Çömlek yapımını izledik. Yıllar önce iki kızımın oyuncak eşek üzerinde çekilen resmindeki eşekler yerliyerinde duruyordu. Bu kez yanında durarak poz verdi kızlar (eh artık büyüdüler binerlerse eşek taşımaz).
Çavuşin köyünü geçip Göreme içine geldik. Aracı park edip yaya olarak gezmeye başladık. Daha önce bize söylenen “mutlaka yemelisiniz” tavsiyeleri üzerine testi kebabı yemeye karar verdik. Birkaç yere sorduktan sonra “Çömlek Restorant”ın üst katında, tamda kavşağa bakarak masamıza oturduk.
Yanımıza aldığımız onca yiyeceği de tekrar karavanın buzdolabına geri koyduk. İşin garibi aynı yiyecekler ertesi gün de yenilmediğinden Ankara’ya geri getirildi. Ankara’da aynı yemekleri akşam ve ertesi gün yedik. Kapadokya görmüş hacı yemekler diye espri bile yaptık.