Evimiz Yanımızda Dünya Önümüzde 2019 Avrupa

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan janberkaydemir Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 173
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 49,544
Yolumuza devam ederken deniz kenarında sörfçülerin de bulunduğu bir alanın yanındaki bir alana girdik ve yemeğimizi yedik. Burada tanıştığımız Alman çift ile biraz sohbet ettikten sonra yola devam ettik. Marsilya ya devam ederken yol kenarındaki bir hareketli ve aydınlık bir yerleşim dikkatimizi çekince saparak merkeze girdik.

AIGUES – MORTES:

Yerleşimin kalbi gotik tarzda inşa edilmiş ve kendini hiç bozulmadan koruyabilmiş kale, surlar, kuleler ve iç kısmı. Tüm hareketlilik bu alanda gezme, alışveriş, gösteriler, tarihi konaklama yerleri ve burada yaşama devam eden bir kısım şehir halkı. Gece geç saatlere kadar ve sabah erken bu alanı gezdik.

Area Camper Aigues-Mortes GPS: 43.565822, 4.195952

Karavan park yeri dolduğu için gece uygun bir yer aradık. Park4Night bu sefer bizi ilk defa sıkıntıya soktu. Yol üzerinde gördüğümüz Super U alışveriş merkezinin parkında geceledik.
GPS: 43.576303, 4.198430 Aydınlatma var ve hemen yanı benzin istasyonu.

La Grande Motte, Palavas les Flots, Aigues- Mortes

Video: https://www.youtube.com/watch?v=OFxv0sjFhl0











 

MARSİLYA

Yeni günde Provence-Alpes-Cote d’Azur bölgesine giriş yaparak Marsilya’ya geldik. Fransa’nın Paris’ten sonra en büyük şehri ve Akdeniz’in en büyük limanı ve turistik bölgelerinden. Marsilya’da kenti turistlerin gezmesi için çizilmiş kırmızı çizgiyi takip ederek 2 saat içerisinde bir turist gezisini tamamlamanız mümkün. Fakat bu çizgiden ufak sapmalar yaparak, geri dönmek birçok güzel yeri keşfetme imkânı sağlıyor. Birçok yazıda turistler için hırsızlık riskinin yüksek olduğu özellikle yazılmış, eski binaların olduğu kalabalık bir şehir. Tarih boyunca hep bir göç şehri olmuş. Farklı kültür ve dillerin olduğu renkli, sıcak ve hareketli yaşayan bir Akdeniz şehri.

MARSİLYA Video: https://www.youtube.com/watch?v=G87bG7XzaPk


Marsilya hakkında birçok gezilecek yerler yazısı var. Biz turistik bölgeyi gezdikten sonra en son Notre Dame de la Garde klisesine şehrin en yüksen noktasına çıktık. Marsilyalılar şehrin koruyucu annesi olduğu inancında. Bu noktadan Marsilya’nın farklı noktalarının manzarası muhteşem. Marsilya’nın hemen önünde denizin ortasındaki ada üzerinde bulunan Chateau D’lf görülüyor. Başlangıçta kale olan bu yer daha sonra hapishane olarak kullanılmış. Monte Cristo Kontu eserinin yazarı Alexsandre Dumas burada tutuklu kalmış ve bu eserinde de buradan esinlendiği söyleniyor. Bugünkü deniz keyfini Cannes de yapmaya karar verdiğimiz için yolumuza devam ettik.











 

CANNES

Yıllardır adı ile yapılan film festivali ve kırmızı halı kelimeleri ile duyduğumuz Cannes’ın sahil boyunca uzanan Boulevard du Midi Louise Moreau caddesi üzerinde park ederek hemen yanımızdaki Plage des Sports plajında kendimizi sulara attık.

GPS : 43.549174, 6.993805 Plage des Sports

Sahil şeridinin bu kısmında yol kenarındaki park yerleri ücretsiz. Belirli aralıklar ile hizmet veren küçük sabit büfeler yanlarında üç masayı geçmeyen yol kenarındaki alanda konumlanmışlar. Tüm Fransa da olduğu gibi plajlara halkın ulaşımı ücretsiz ve buna engel olan hiçbir tesis yok. Yine plajdan yola çıkan merdivenlerin hemen yanında da duşlar mevcut. Güzel kumsalın ve suyun keyfini bir süre sürdükten sonra hazırlanarak şehri gezmeye başladık. Geç vakitlere kadar dolaştıktan sonra aracımıza döndük.

Aire de Bréguières Sud GPS :43.591661, 7.035682 konumundaki otoyol tesisinin park alanında geceledik. Tesis 24 saat çalışıyor, Restoran, Yakıt (Pahalı olduğundan tavsiye edilmez), WC, Duş, İnternet, Şarj olacak aletler için priz var.







 

Sabah kahvaltımızı yapmak için tesisin hemen yanında bulunan Eco Parc Mougin adındaki alana girdiğimizde bir rota tabelası gördük. Bu rota, başlangıçta planladığımız Lavanta yolu devamında Cannes şehrine inerken bir kısmını görmeyi düşündüğümüz Napoleon Rotasını gösteriyordu.

LA ROUTE NAPOLEON : Video: https://youtu.be/cOPIbf3gLA8


Napoleon Rotasından kısaca bahsedelim. Napoleon 1815 yılında sürgünde bulunduğu Elba adasından ayrılarak kendisine sadık 600 adamı ile birlikte 1 Mart 1815 de Cannes yakınlarında Golfe Juan sahiline geldi. Paris’e ulaşarak kral XVIII Louis ‘i devirmeyi planlıyordu. Kraliyet askerleri ile bir çatışma yaşamamak için kendisine karşı olan Provence bölgesine girmeden başkente ulaşmak için Alplerden geçerek Grenoble yerleşimine kadar yaklaşık 300km olan bu yolu kullandı. Yol boyunca adamları çığ gibi büyüdü. Hiçbir direnme ile karşılaşmadığı gibi, yol boyunca tüm kraliyet askerleri de bu gruba katıldı. 17 Mart tarihinde Paris’e girdiğinde XVII Louis kaçar ve Napoleon tekrar kendisini imparator ilan eder. Fakat daha sonraki süreç onu Waterloo savaşına getirir. Bu savaştaki yenilgisinden sonra, Elba adasından ayrılışından 111 gün sonra tekrar sürgün edilir.
Bu tarihi yol bölge yönetiminin çabaları ile özellikle sınırlı kaynakları olan yolun geçtiği küçük kasabaların ekonomik büyümesine katkıda bulunması, kültürel mirasa ve muhteşem manzaralara sahip olması nedeni ile önemli bir turistik cazibe merkezi haline geldi. Sahil kısmında bir kısım yeri feda etmeye göze alırsanız bu harika yolda biraz giderek, Lavanta rotasına bağlanabilir Aix en Provence dan çıkarak yola devam edebilirsiniz. Farklı bir alternatif olarak yolun güzelliklerinde ilerleyerek gezginlerimizden Erol Balçik’in rotasında güzel bir aralığa bağlanarak Alp manzaraları arasında Paris’e geçiş yapmak da mümkün.

Haritalarım









 

Yeniden aynı sahile gelerek aracımızı park ettik ve sabah erken saatlerde aynı plajda temiz sulara kendimizi bıraktık. Sonrasında Cannes sokaklarında gezerek yolumuza devam ettik. Bu sahil yolu esasında İtalya sınırına kadar hep farklı güzellikler ile insana sürprizler yapıyor. İlk olarak Antibes den geçtik. Burası Akdeniz’in en büyük yat limanına ve güzel kum plajlara sahip. Kısa bir gezinti ile burayı geçerek Nice’e ulaştık.

NİCE

Bölgenin turistik olarak adı öne çıkmış yerlerinden bir tanesindeyiz. Şehir merkezindeki sahil ve plajlar yine çok güzel. Burada fark ettiğimiz kum yerine taşlı bir sahile geçiş yapmış olmamız. Aslında Nice plajları eskiden kumsalmış. Nice Havalimanı sahilde olduğu için, Nice ve çevresindeki kumsallardan rüzgârın getirdiği kumlar uçakların inişlerinde sorun oluşturmaya başlamış. Bunu engellemek için de belediyenin zamanında karar alarak havalimanı çevresindeki bütün kumsallara taş döktürdüğünü öğrendik. Biraz zorlanarak da olsa uygun bir park yeri bulduktan sonra merkezi dolaştık.
Esas olarak St. Tropezden başlayıp İtalya sınırında yer alan Menton’a kadar olan 150km yolun hem sahilinde hem de içerlerde kalan yerleri keyifli dolaşmak için bu bölgede uzun süreli ayrı bir plan yapmak gerekiyor. Bu seyahatimizde süremizi kısalttığımız için biz şimdiden rota ve görülecek yerler çalışmalarına başladık.

NİCE & CANNES Video: https://youtu.be/jLP-n7tAQJ0











 



Nice plajlarında yüzmeden, nispeten daha küçük taşların olduğu plajlara, önceden görmeyi planladığımız Villefranche Sur Mer’e geliyoruz. Ana yoldan aşağıya inerken yolları karıştırsak da merkeze ulaştık. Mutlaka birçok güzel yer vardır ama buraya iyi ki uğradık. Denizinde yüzerken plajın arkasındaki manzara ve eski şehrin güzelliği kaçırılmamalı.
Biz gidemedik ama 50km mesafedeki Parfümün başkenti Grasse için de zaman ayırmanızı tavsiye ederim.

Villefranche Sur Mer Video: https://www.youtube.com/watch?v=Svm4KynyWx0


Grasse Video: https://www.youtube.com/watch?v=ayWqRGVVSC4



Aslında bu sahiller her ülkede olduğu gibi, her birkaç kilometrede karşınıza çıkardığı yerleşimler ile aylarca dolaşılacak renkleri ve güzellikleri barındırıyor. Ayırdığımız zamana göre bir kısmını görebiliyoruz.
Saint Jean Cap Ferrat, Monaco, Monte Carlo ile yolumuza devam edip Menton şehrine ulaşarak İtaya sınırına geldik.

SAİNT JEAN CAP FERRAT Video: https://youtu.be/MiT4wh9WFzA


MONACO Video: https://youtu.be/TUMwlVBIaJA


MONTE CARLO Video: https://youtu.be/ci0sb7JrB4k


MENTON Video: https://youtu.be/C694_-W6SXk


Bu sahillerde imkân yaratabildiğimiz her fırsatta plajlara inip Akdeniz sularında serinledik. Aracımızı plaj kenarlarında bulduğumuz ücretsiz park alanlarında bırakarak şehir turlarımızı gerçekleştirdik.











 

FRANSA İÇİN NOTLAR
Fransa’nın karavan konaklamaları konusunda en rahat ülkelerden biri olduğunu gözlemledik. Karavan parkı çok. Burada da ücretli otoyollarda değişik uygulamalar var. Aynı yol bir bölgede ücretli iken biraz ileride başlayan bölgenin yerel yönetimi kabul etmediği için ücretsiz olabiliyor. Navigasyonlar bazen bu aralıklarda eğer ayarları değiştirmezseniz otoyol gördüğü için ödeme olmayan yerlerde rota hazırlıyor. Küçük köy yolları da dahil olmak üzere çok sık aralıklarla yol kenarında oluşturulmuş dinlenme alanları göze çarpıyor. Bazılarında yalnızca bir masa, bazılarında su, tuvalet ve oturma alanı olduğu gibi çok daha fazla olanakları olan park yerleri de mevcut. Ülkede uzun bir dönem iktidarı elinde tutmuş komünist partili yönetimlerin yerel de oluşturduğu sosyal imkanlar, bugün ülkede farklı görüşlerde de olsa insanların sahiplendiği ve ellerinden alınmasına izin vermediği olanaklar olarak göze çarpıyor. Birçok bölgede hiçbir şekilde yüksek binalara izin verilmiyor olması güzel bir durum.
 

SAN REMO
İtalya’ya girdik bizden önce bölgede gezisini tamamlayan Tunay Oygur Bey’in rotasında işaretlediği Albenga şehrine kadar gitmek istedik ama otoban kullanmadığımız için arka arkaya gelen yerleşimlerin içinden geçmek oldukça yavaş olunca San Remo’da ücretsiz bir karavan alanına giriş yaptık.

Camper Area "Pian di Poma" GPS: 43.803171, 7.747209

Yol üzerinde olduğundan hemen alana giriş yaptık. Geniş bir alan, birçok karavan kullanıyor. Otopark özelliğinde, Su doldurma ve atık su ile tuvalet boşaltma imkânı var. Esasında ücretlendirme varmış ama uzun süredir ücretsiz olduğu bilgisi var. Yakınında 200m Lidl market bulunuyor. Yan tarafında bir restoran ve spor alanı bulunuyor. Gece manzarası güzel hemen yanında bulunan denize ulaşma imkânı yok. Kayalık sonrası deniz başlıyor.
Park alanında yerimizi aldıktan sonra önce kısa bir süre denizde serinledik. Sonrasında sahil şeridinden yürüyerek merkeze geçtik. Küçük bir antika pazarı sonrası merkezi gezdik. Dar kıyı şeridindeki şehrin Giasomo Matterotti caddesi her yerde olan mağazalar ile dolu yürüyüş caddesi. La Pigna adlı old city burada çok dikkat çekmiyor. Şarap ve sanat ile ilgili yerler var. Gelato kokusu her tarafta ayrıca Pizza dükkanları İtalya da olduğumuzu hatırlatıyor.

SANREMO Video: https://youtu.be/0gAsirzBzqA


San Remo dendiğinde Türkiye’de birçok insanın aklına gelen müzik festivali. 1951 yılından beri yapılıyor. Al Bano & Romina Power çiftini Felicita şarkısı ile hep hatırlıyoruz.

Hatırlayalım 1982 Video: https://youtu.be/pPHNnQYwfY4











 





Sonrasında birçok güzel sahil kasabalarından geçerek Cenova’ya vardık.


Finale Liguria


Chiesa di San Lazzaro


Cogoleto


Savona


Savona


Varazze
 


İtalyanın en büyük liman şehri. Bu yüzden şehre giriş biraz sevimsiz ve karmaşık oldu. Daha dökük mekanlar ve renkli giysileri ile Afrikalı göçmenler oldukça fazla. Gece sanırım birçok sokağında gezerken tedirgin olunuyordur. Sarayların olduğu Via Garibaldi caddesi, Ferrari meydanı’nı dolaştıktan sonra Sightseeing otobüslerinin kalktığı yere geldik. Onların yaptıkları tur haritalarından birini alarak ilk aracı takip ederek ve onlarla panoramik bir tur yaptık. Sonrasında da uygun bir alan park ederek şehir gezimizi tamamladık.

CENOVA Video: https://youtu.be/NNPg78RVgeg











 


Gezimizi kısaltırken Cenova – Lucca arasını , daha önce gittiğimiz Toscana ile birleştirip ayrı bir gezi düzenlemeye karar vermiştik. Ama bu kadar yakınken en azından Portofino’ya kadar giderek Ancona ya geçelim kararını verdik.
Yolda sırası ile önce Camogliden geçtik.

CAMOGLİ : Video: https://youtu.be/y_qJ4ztJsCo


San Lorenzo della Costa


San Lorenzo della Costa