Çok kötü fena yakalandık. Unutulmayacak üç günlük kampta, sanalda tanıdığımız birebir ilk defa görüştüğümüz tüm katılımcıların sıcacık sohbet, ikram, eşliklerine, eğlence ve bilgindirmelerine çok teşekkür eder tekrar güzel kamplarda görüşmeyi dilerim.
O sayfaları ben engelledim ama hepinize söyledim fazla fotoğraf koymayın diye,demedim mi dedim.
Evet Levent kedi gibidir ne oluyorsa oluyor o yine kekini yiyiyor engelleyemiyorum,yine adabazarlı birisinin kekini yemesi de güzel bir ironi.
Sucuk konusuna gelince benim iddam yeme ,sevme konusunda ,bizim jargonumuzda benim bir sözüm vardır ' sucuk yemiyorsam hayattan beklentilerim bitmiştir ' he birde çocuğum olursa sucuk yada kangal koymayı düşünüyorum.
Fotoğrafların hepsi çok kötü baştan söyleyeyim ama akşam fotoğrafları çok daha kötü,Erden hocamın çektiği grup fotoğrafı şu ana kadar çekilmiş en kötü grup fotoğrafıydı bir daha olmasın.
Cavid Hocam, yaklaşık 12km'si toprak yoldan oluşan bir rota izlemiş olduk. Gidişte gece olduğu için çevreyi hiç görememiştik dönüşte yine aynı yolu kullanında hem zirvede sularımızı doldurduk hem de manzaraya baktık. Genel olarak iyi denilebilecek bir yol birkaç yerde çamur geçişi vardı sadece. Bundan sonra da yağışlı havalar dışında tercih ettiğim bir yol olacaktır sanırım.
Karamürsel - Boyalıca geçişine göre de yaklaşık 20km daha kısa.
Baharı karşılama klasiğimiz buluşmamızı İznikte yaptık, cuma gecesi kamp alanımıza ulaştım. Kamp alanının küçük oluşu
bizim için endişe oluştursada katılımcı dostlarımızın duyurumuzdaki ricamıza uyarak konuşlanmaları sayesinde 40 araca kadar
alanı kullanmamızın mümkün olabileğini görmek güzel bir buluşmanın yaşanacağının ilk göstergesiydi.
Geleneksel aile fotografımızdan sonra kampımızı ziyarete İnci & Soner Sarıhan ve oğulları Tibet geldiler. İnci ve Soner çifti
bisikletleri ile Hindistana gidip dönmüşler ve geçen yılda oğulları ile birlikte Hollandaya bisikletleri ile gitmişlerdi.
Dönüş yolum için Elbeyli Gölcük olarak belirledikten sonra kıvrım kıvrım dolanarak tepelere ulaştığımda İznik gölüne son kez
bakıp evini bizler gibi sırtında taşıyan dostlarıda kenarda uygun alana bırakarak devam ettim.
Karavancılık daha çok bireysel bir eylemdir. Biraz kaçış, biraz da yalnızlık içerir. Yani kafa nereye ben oraya durumları. Milyonlarca yıldızlı gökyüzü varken beş yıldızları otellere nanik yapma durumlar gibi.... Tüm iplerin elimizde olduğu, ne yiyeceğimize, ne içeceğimize, nerede kalacağımıza kimsenin müdahale edemediği yüksek kalelerle çevirdiğimiz benliğimiz, bencilliğimiz gibi.. Bizi mutlu kılan belki de işin bu tarafı. Ama İznik'te gördüm ki dostluk ve arkadaşlık bu kaleleri yıkmış. Kişisel egolar aşılmış. Bir işi, bir eylemi ortaklaşa başarmanın hazzını yaşadık.
Bize bu duyguları yaşatan Gezenbilir ailesine ve Sn. Levent Güngör arkadaşımıza teşekkür ederim.