15 Mayıs 2011 Pazar Günü saat 08.30'da 2 araç (Duster ve Terrano II) Rize Merkez'den hareket ederek yola çıktık.
Rotamız Çamlıhemşin Vadisiydi. 7 kişilik bir ekiptik. Benim araçta 4 kişi, Erol'un araçta ise 3 kişi vardı.
Araçlar arası iletişim T7 Pmr telsiz ile kuruldu. Daha önce bazı yerlere gitmiştik ama yanımızda bulunan arkadaşlar oraları görmediği için tekrar görmüş olduk.
İlk durak Zilkale ve çevresiydi. Buraya gelmişken palovit şelalesini görmeden geçmek olmaz deyip, Mayıs ayının çoşkulu kabarık suları ile şelaleyi bir görelim
dedik. Gerçekten kış görüntüsünden çok farklı bir hava vardı orada. Daha önce kar varken baya uzun zamanda çıkmıştık, kar yokken 5-10dk'da ana yoldan
çıkıverdik. Sonraki durağımız Kale-i Bala yani yukarı kale idi ama Kaleye uğramadan Çiçekli Yayla denilen yere
uğrayıp manzaranın tadını çıkaralım dedik. Dönüş yolunda ise Yukarı Kale'ye çıkıp yemek molası olarak her zamanki
gibi Sucuk Ekmekle açlığımızı geçiştirdik. Sonra ki rotamız geri dönüp Çat Köyüne çıkıp trekking yapmaktı. Çay köyü,
Çat meydanın zirvesinde bulunan Yayla köyü diyebiliriz. Çok büyük yeşil düzlükler ve geleneksel Rize ahşap evleri.
Ayder halt etmiş diyebiliriz. Bir grup arkadaş zirveden aşağıya doğru ormanın içerisine dalarak vadideki yola inmeye
karar verdi. Onlar vadiye yürüyerek inerken biz de Çat doğasını gezdikten sonra Çam ormanına dalıp çam sakızı topladık.
Güzel bir doğa turundan sonra Vadiye araçlarla inip diğer arkadaşları da alıp Elevit yaylasına çıktık. 135 haneden oluşan mükemmel bir
yayla, doğası ve evleri çok güzel. Sezon henüz yeni açılmaya başlarken, koca yerde sadece bir evde oturanlar vardı.
Yazın ise 135 hanenin tamamı dolu oluyormuş. Aslında amacımız çok yer gezmekti, bunu yaptık sayılır. Onun için bir çay bile içemedik. Dönüşte Çamlıhemşin
Merkezde bir çayevine girip acısını çıkardık.
Benim makineyle çekilen fotolar:
Rotamız Çamlıhemşin Vadisiydi. 7 kişilik bir ekiptik. Benim araçta 4 kişi, Erol'un araçta ise 3 kişi vardı.
Araçlar arası iletişim T7 Pmr telsiz ile kuruldu. Daha önce bazı yerlere gitmiştik ama yanımızda bulunan arkadaşlar oraları görmediği için tekrar görmüş olduk.
İlk durak Zilkale ve çevresiydi. Buraya gelmişken palovit şelalesini görmeden geçmek olmaz deyip, Mayıs ayının çoşkulu kabarık suları ile şelaleyi bir görelim
dedik. Gerçekten kış görüntüsünden çok farklı bir hava vardı orada. Daha önce kar varken baya uzun zamanda çıkmıştık, kar yokken 5-10dk'da ana yoldan
çıkıverdik. Sonraki durağımız Kale-i Bala yani yukarı kale idi ama Kaleye uğramadan Çiçekli Yayla denilen yere
uğrayıp manzaranın tadını çıkaralım dedik. Dönüş yolunda ise Yukarı Kale'ye çıkıp yemek molası olarak her zamanki
gibi Sucuk Ekmekle açlığımızı geçiştirdik. Sonra ki rotamız geri dönüp Çat Köyüne çıkıp trekking yapmaktı. Çay köyü,
Çat meydanın zirvesinde bulunan Yayla köyü diyebiliriz. Çok büyük yeşil düzlükler ve geleneksel Rize ahşap evleri.
Ayder halt etmiş diyebiliriz. Bir grup arkadaş zirveden aşağıya doğru ormanın içerisine dalarak vadideki yola inmeye
karar verdi. Onlar vadiye yürüyerek inerken biz de Çat doğasını gezdikten sonra Çam ormanına dalıp çam sakızı topladık.
Güzel bir doğa turundan sonra Vadiye araçlarla inip diğer arkadaşları da alıp Elevit yaylasına çıktık. 135 haneden oluşan mükemmel bir
yayla, doğası ve evleri çok güzel. Sezon henüz yeni açılmaya başlarken, koca yerde sadece bir evde oturanlar vardı.
Yazın ise 135 hanenin tamamı dolu oluyormuş. Aslında amacımız çok yer gezmekti, bunu yaptık sayılır. Onun için bir çay bile içemedik. Dönüşte Çamlıhemşin
Merkezde bir çayevine girip acısını çıkardık.
Benim makineyle çekilen fotolar: