.
@Cnr81,
İzninizle, açık gönüllülükle yazdığınız “Bu arada hiç karavan tecrübem yok!” şeklindeki son cümlenize, Murfy’nin “Hiçbir şey göründüğü kadar kolay değildir" şeklindeki haklı bir yasasını ekleyerek başlayayım.
* Yazınızın Ducato ile ilgili ilk paragrafında haklısınız. Ben konuyu hedeflenen İveco açısından cevaplamıştım.
* İkinci paragraf da benim görüşüm. Fakat nedenini bilmesem de tek lavabo, Türkiye’den çok Avrupalı karavancıların sorunsuz buldukları bir çözüm.
* Kişi sayısı, yapılacak yemekten çok, asıl yenilecek yerle alakalı sorun yaratmakta.
* Büyük dolap gereksinimi, gezinin uzunluğundan çok, hangi mevsimde yolda olduğunuzla şekil almakta. Elbiselerin haftalık yıkatılabileceğini unutmayın.
Keşke çiziminizi de yükleseydiniz.
.
Karavancılığa hele ellerinde hiçbir ön tecrübe verileri olmadan başlayanların, planlamada prensip olarak, bu güne kadar yüzbinlerce kere denenmiş olgun ve hazır çözümlerden ayrılmamaları faydalarına olmalı ? İnanın çağdaş karavancılıkta planlama dahil hiçbir şey, yeniden keşfedilmek için bizi beklemiyor. Zaten yeni planlamada bile böyle basit görünen şeylerin, gerçek uygulamada ne anlama geldiğinin denenmiş halinin iyi bilinmesi ön şart.
Mesela; kağıt üzerinde oturma alanının yatağa ve daha sonra tekrar oturma alanına kolaylıkla çevrilmesinin, günlük uygulamadaki anlamı, düşünülebilenden oldukça farklı.
Yapımındaki teknik sorunlarından bahsetmiyorum bile..
Kısaca planlama için en yararlı şey, yapılmış bir karavan tecrübesi olmalı..
Umarım nasıl bu düşünceye vardığımı sormazsınız ?
...
Lenin karavancı olsaydı sanırım “Konuşmak iyi, teçrübe daha iyi” derdi..
Sakın böyle de isabetli çözümlere varılamayacağını söylediğim anlaşılmasın.
.