Özet : Çağlar'ın bağlı bulunduğu bakanlıktan operasyon onayı alamayan iki kahraman Çağlar ve Hakan, geçen hafta sonunu evde geçirmişlerdi ve zaruri olarak yayna ara vermişlerdi
Gerekli izinin ardndan hazrlıkara başlayan ekip erkenden yola koyulur, yine hesabı görülecek bir sürü rampa çamur ve direksiyonun sözünü dinlemeyen kanallar vardı. Operasyon planlandğı şekilde yürüseydi, istenilen zamanda olay mahalli terk edilecek ve şilede ekibi bekleyen başka bir ekip ile (uğur abi, mustafa abi ve levent) başka bir operasyona devam edilecekti.
...ve operasyon başlar , ancak daha ilk mücadele dahi hiç kolay olmayacağının habercisidir.
Ynt: İstanbul, Ömerli - Sırapınar'da Off-Road Keşif Gezisi (8 Şubat 2009)
Çağlar bukez Fotograflarımız kanalların derinliği hakkında daha başarılı olmuş. Bakınca derinlik hissini verebilmişiz gibime geldi.. Bölmek istemiyorum..Devam et lütfen..Yorumu sonra ekliyecez..
Ynt: İstanbul, Ömerli - Sırapınar'da Off-Road Keşif Gezisi (8 Şubat 2009)
Buradaki planmızdan tamamen farklı gelişen zaman olarak da planlarmızı aksatan bölümün ardndan yolumuz orman içinden tepedaha açık bir bölüme çııktı, tüm ağırlığı ve hışmıyla yapmur yağıyordu... ama eski atasözü "kurt puslu havayı sever"...
Ynt: İstanbul, Ömerli - Sırapınar'da Off-Road Keşif Gezisi (8 Şubat 2009)
"çok derin" kanal hatta kanal da denmez coğrafik yapının olduğu bölümde ilerliyorduk
derken kurt 1 pusuya düştü ...
yardımın imkansız olduğu bu noktada ateş hattnda kendi imkanları ile kurtulmaktan başka seçenek yoktu... yedek silahlar çıkartıldı (vinçleme operasyonu başladı)
Ynt: İstanbul, Ömerli - Sırapınar'da Off-Road Keşif Gezisi (8 Şubat 2009)
aracı bir noktaya kadar vinç yardımı ile getirdikten sonra , artk vinçin açısı aracı çekmemeye ve kasmaya başlamştı, hatta bir an arac sağ tarafının üzerine kaldırdı dahi
Ynt: İstanbul, Ömerli - Sırapınar'da Off-Road Keşif Gezisi (8 Şubat 2009)
En büyük sorun yakında (uzakta da olsa razıydık) aracı vinçleyecek sabit nokta bulamamız idi...Etraftaki ağaçlar ince kökleri olan yada açıısı uygun olmayan ağaçlar idi ki hiçbiride saptırma makarası kıllanacak kadar güçlü değildi.
Buarada operasyonu güçleştiren başka bir sorunda aralıksız şiddetli yağan yağmur idi. Kelimenin tam anlam ile hücre çekirdeklerime kadar ıslandım.Daha önce hiç böyle ıslandığımı hatırlamıyorum.
halat strap ne varsa ucuca ekleyip 10 dakka uğraşıp 2 santim bir taraftan ordan çözüp 10 dakika uğraşıp 2 santim bir taraftan derken aracı epeyce çektik artık bir noktadan sonra kesinlikle düz çizgide çekmeniz gerekiyordu benim aracı yanaştırıp sabit nokta yapalm dedik ama vinç benim aracı da sürükleyip çekiyordu...zemin çok gevşekti araç kayıyordu.
en son benim aracı çekme istikametine göre dik yanaştırıp şase traverssine bağladık , biraz iteleme biraz kakalama hakanın aracı pusudan kurtardık...
Buda operasyondan sonra hücre çekirdeklerimizin dahi ıslandığnı gösteren fotolar
... gün henüz bitmemesine erken vakit olmasna rağmen ıslanmanın verdiği yorgunluk ve üşüme hissiyle kendimizi sıcak bir ortama atmak , ve kuru birşeyler giyebilmek arzusu ile dönüş yolunu tuttuk