Kafa Nereye Biz Oraya, 58 Günde Kütahya-salihli-didim-milas-bodrum-marmaris-datça-fethiye-denizli-af

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan geziyoM Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 310
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 113,914
Rotamızın ikinci bölümü şu şekildeydi;


Ödemiş'e geldiğimizde pazarı olduğunu gördük, ilçe,belde pazarlarını gezmeyi, alış veriş yapmayı severiz, biraz da buradaki pazarı gezdik, dolaştık




yola çıktıktan bir süre sonra gözümüze ilişen çöp şiş tabelası acıktığımızı hissettirdi ve akşam yemeğimizi arabada değilde burada yiyelim dedik, her zaman da bu fırsatı bulamayız diye düşündük, güzeldi.
 

Gece yarısına doğru Didim – Akbük'e geldik ve park edip hemen uyku düzenine geçtik. Sabah nefis bir manzaraya uyandık. Tertemiz bir hava, pırıl pırıl bir deniz, sessiz, sakin.



Fotograftaki Lakovenli Ford İzmir'den emekli öğretmen Zeki beye ait, tanıştık, güzel sohbetlerimiz oldu.


Akbük Belediyesi koy üzerinde , misafirlerine ücretsiz hizmet vermek amacıyla Bay-Bayan-Engelli tuvaletleri ve Soyunma kabini ve duşu olan çok güzel 2 tane ( ADA 37.4162979,27.4161609 ve GÖLET 37.3807000,27.4304116 ) çay bahçesi yapmış, ayrıca elektrikli çay makinasında sabah 9:00'dan akşam 17:00'a kadar isteyene istediği kadar çay da bedava idi, ilk günün en büyük sürprizi bu oldu, ülkemizde böyle bir anlayışa rastlamadığımız için çok şaşırdık.



Ayrıca deniz içerisine de 5 farklı yere plastik dubalardan iskele oluşturmuşlar, daha ne olsun
Kampçıları, çekme karavancıları ve motokaravancıları görmek mümkün.


Oradayken tanıştığımız Belediye Başkan Vekilinin yüzüne karşı, böylesine güzel bir hizmet sundukları için teşekkür ettiğimizi bildirmiştik ama bir kez de buradan tekrar edelim, Didim-Akbük Belediyesine çok teşekkürler.
 


İşte dedesinin tontonu, denizle ilk buluşması ( biraz sıkıntılı oldu ama) suya alıştıktan sonra keyifle yüzmeye başladı, hatta bir ara uyuyacak zannettim

Deniz faslından sonra arabanın içinde oyun ve uyku faslı başladı.


Akbük'de çok güzel günlerimiz oldu, gayet temiz, güvenli, huzurlu bir ortamdı..


 

Ertesi gün yine pırıl pırıl bir hava, tertemiz bir deniz..




Yüzme faslından sonra öğlene doğru Saplı Ada'ya gezmeye gittik, adanın etrafını yürüyerek dolaştık, manzara seyrettik, gerçekten güzeldi.



Burada konaklarken hava karardıktan sonra saat 21-22 gibi sahile gelen gençlerin gitar eşliğinde gece yarılarına kadar süren konserleri çok güzeldi, gençlerin rahatsız etmeyen, hafif sesleri eşliğinde uyuyakaldık
 



Yine sabahın ilk ışıklarına merhaba,



saat 10 civarında yüzme faslı ve ancak öğlene doğru harika bir manzaraya karşı kahvaltı.


Öğleden sonra gelen torunumuz Batu ile yüzme ve oyun faslı derken akşam oluveriyor.

 

Ayın 6'sında Akbük'e gidip geziyoruz


öğleden sonra kamp yerine dönüp keyif yapmaya devam.





Ertesi gün de Didim'e gidip geziyoruz, Altınkum plajına da uğruyoruz.


 

Hemen aklımdayken yazayım, Akbük'te kamp yaptığımız ADA çay bahçesi tesislerini çalıştıran Asker lakaplı arkadaşımız profesyonel balıkçıymış, kıyıya bağlı pat pat motorlu bir teknesi var ve balık ekmek yapıyordu, yarım ekmek arası, bol garnitürlü 1 adet kılçığı temizlenmiş, yağda kızartılmış palamut 5 TL olunca istisnasız her akşam yemeğimizi balık-ekmek tercihi ile yaptık.

Yine deniz ve güneşin güzellikleri ile geçen günün sonunda akşam Akbük'e geldik,


Didim Belediyesi TSM konseri vardı, güzel şarkılar, türküler dinledik, keyifli bir akşamdı. Teşekkürler DiMDER

 

Sabah uyandıktan sonra artık Akbük'e veda edelim diyoruz ama öncesinde Gölet Tesislerini de görmek istiyoruz. Biraz temizlik..


Kahvaltımızı da orada yaptık, gerçekten güzel bir ortam sağlanmış.




Buranın bir özelliği daha var, azmak başında küçük bir gölet oluşmuş ve bir köprünün altından geçip denize kavuşuyor. İçerisinde yüzdük ama buz gibiydi, hani derler ya “ çivi gibi” olduk )

 

Akbük Gölet çay bahçesinden..




Kahvaltıdan sonra saat 12:30 gibi Akbük'e veda ediyoruz, hedefimiz Milas, yol üzerinde Kazıklı köyünden geçerken iskele tabelasını görünce bir görelim deyip yönümüzü çeviriyoruz, suyun ortasında yüzer lokanta..

 



Gürçamlar, Ovakışlacık köylerini geçiyoruz ve saat 16 sularında Milas'tayız, arabayı merkeze yakın bir caddeye park edip dolaşmaya başlıyoruz, güzel bir şehir, ve şansımıza 3.Milas Festivaline denk geliyoruz, bundan iyisi Malatya'da kayısı )





 


Bu arada aklımıza gelmişken, Salı günü kurulan Milas pazarı gerçekten de çok büyük, geniş, kapsamlı, gezmesi bile zevkli bir pazar
Neyse fotograflara devam...
Festivalde İlhan Şeşen, Metin Uca ve Kürşat Başar kısmına denk geldik, eğlenceliydi..

 

Milas'ın Gümüşlük Mahallesinde, bakımlı bir bahçe içerisindeki Gümüşkesen anıtı gerçekten de çok etkileyici bir yapı, zanaatkarlık dedikleri bu olsa gerek diye düşünmeden edemiyor insan..





 

Daha sonra Tarihi Beçin Kalesini ( 37.2739483,27.7892749 ) ve şehrini gezmeye gidiyoruz, kale tamam da şehri gezmek epey vakit alıyor, geniş bir alana yayılmış, iç surlar-dış surlar diye koca bir şehir ve biraz da yorucu oluyor tabii ki, ama memnunuz..




Kale içerisinde nar ağaçları mevcut ve kaleden Milas ovası ...

 



Kaleden manzaralara devam,

ileride gözüken yapı şehir surları içerisindeki Ahmet Gazi Medresesi
ve Medreseden kale görünüşü.


O sıcakta medresenin bahçesindeki buz gibi kaynak suyu nasılda hoşumuza gitmişti