Bir zamanlar ben de kullanmıştım bu camp-shower lardan.
Su ısınıyor ısınmasına da 15- 20 lt. suyu doldurmak, taşımak ve yukarıya asmak sorun oluyordu.
Yukarıya derken ;
Shower 50 cm.+bağlama ipi 15 cm.+hortumu 30 cm.+boyunuz 175cm.+sabunlanma boşluğu 15-20 cm.=Asılacağı yükseklik 285 ya da ordan burdan kırpsan en az 250 cm. yüksekliğe asmak gerekiyor.
Lütfen önce 20 kg.lık bir ağırlığı 2.5 metrelik bir yere asmayı deneyin bakalım.Alkovenli karavanlarda seyyar merdiven olabiliyor ama ya panellerde ?
Ayrıca 20 lt. lik bir ağırlığı kampın çeşmesinden doldurup kullanacağınız yere kadar taşımak da var işin içinde.
Bu iş tam basketçi işi... ;D
Zamanında alkovenli bir karavanımda kullanmaya çalışmıştım.Showeri çeşmeden karavana kadar tekerlekli taşıyıcım ile getiriyordum.Arka merdivenin en üst basamağına kaynattığım bir makaradan showerin ipini geçirip yukarı çekiyordum.Tam da bayrak töreni gibi oluyordu
Çevredekilerde selama duruyorlardı bu sırada ! ;D
Ben çok güzel bir sözü kendime düstur edindim.Çingene atasözü ''yıkanan ölür''.Elbet bir gün yağmur yağacak o zaman hızlıda koşarsan ,birde az köpüren sabun tamamdır.
Hüseyin bey.''Bu iş tam basketçi işi... ;D'' demişsiniz ancak,onlar için de zor En az 2 m .lik boylarını göz önüne alınca,dahada yükseğe asmak zorundalar camp-shower larını
Ben bu kadar sıkıntıya katlanmaktansa Bülent'in taktiği denemeye razıyım ;D İngilizler de eskiden yaz gelene kadar yıkanmazmış. Bakıyorum, hepsi de domuz gibi sağlıklı... Sanıyorum kokuları da öyle idi.
Vallaha Cem Ingilizler eskiden yilda bir kere yikanirlarmis. Ficiya dolan yagmur sulari ile. Once aile babasi sonra genc erkekler sonra kadinlar en son bebekle sirasi ile. Dusun artik sen o suyun halini. Zaten bebek ellerinden kayar ve ficinin icine duserse genelde bulamazlarmi ve bogulurmus. Bu kadar yagmur yagan bir ulkeden niye bu cile hala anlamista degilim. 50 yil oncesine kadarda icme suyu yokmus okullara cocuklar alkolsuz bira gotururlermis. Alkol aliskanliklari o gunlerden geliyormus. Konuyu sapitmayayim gene.
Bende bu kadar cileye katlanamam direk altima mayomu giyerim dusumu alirim. Bu kadar cekinmeye gerek olmadigini dusunuyorum. Biz Turk milleti olarak su olaylari bir turlu asamadik. Yazliga gidip denize girerdik deniz donusu sitenin icine girince aileler heme oglum tshirtunu giy derlerdi. Biraz once deniz kenarinda ayse teyze ile hayri dayi zaten beni mayo ile gormedimi sonucta ankarada mayolu dolasmiyoruz deniz ile aramiz 50 metre. Yok olmaz ayip giy ustunu. Ne yazikki biz boyle buyuduk ama bir yerden asmak lazim bunlari.
Ben bu kadar sıkıntıya katlanmaktansa Bülent'in taktiği denemeye razıyım ;D İngilizler de eskiden yaz gelene kadar yıkanmazmış. Bakıyorum, hepsi de domuz gibi sağlıklı... Sanıyorum kokuları da öyle idi.
Beklendiği gibi ,uğraştığınıza değmiş .Bizler için rehber bilgiler içeren kitapçık sanki.Teşekkürler.http://www.mediafire.com/file/bvksc7jgg0dy1jf/Guneydogu2010Rn.pdf
Güneydoğuya gitmeyi düşünen arkadaşlara çok önemli bir uyarı da yapmak durumundayım. :-[
Hepatitin (sarılık) Türkiyede en yaygın olduğu yer güneydoğu bölgesi. Hepatitin değişik türleri var. Bunlar A,B,C,D,E.. gibi isimler alıyor. En yaygınları A,B,C. Hepatit A, virüs içeren dışkı ile kirlenmiş sular veya çiğ yenen iyi yıkanmamış salata gibi şeylerden bulaşıyor. Hepatit B ve C ise kan yoluyla ya da vücut sıvılarıyla (cinsel ilişki gibi) bulaşıyor. En son güneydoğu gezisinde Hepatit A'yı kaptım. Bir şekilde ".oku yemişim" haberim yok. ;D Hepatit A genellikle küçüklükte farkedilmeden veya çok hafif atlatılıyormuş. İleri yaşlarda ise daha büyük sorunlar oluşturma ihtimali yüksek oluyor. Ben de 45 yaşında yakalanmış oldum. Hayatında bir defa geçirdiyseniz doğal olarak bağışıklık kazanıyorsunuz. Ama diğer türleri için tehlike devam ediyor.
Eğer daha önceden geçirmediyseniz her gördüğünüz çeşmeden su içmeyin. Ben en çok Mardin'deki bir caminin çeşmesindeki sudan şüpheleniyorum. Bir yudum aldım tadı kötüydü. Sanırım o da yetti. Hepatit A ve B için aşı varmış.
[attachment=1]
[attachment=2]
Ferhat bey, geçmiş olsun. Bu konuyu burada belirtmeniz çok iyi olmuş. Zira heryerde kişiler şifalı yada olmaz birşey diye bilmedikleri yerlerden daima su içerler, ileride başlarına ne geleceğini o anda düşünemeden hareker ederler. Güzel bir uyarı teşekkürler.