VforVendetta
dans, fotoğrafçılık, kitaplarım, seyahat
KARANLIKTA DANS
Dancer in the Dark
Yönetmen: Anders Refn, Lars Von Trier, Robby Müler
Senaryo: Lars Von Trier
Yapım: 2000, İsviçre-Danimarka
Tür: Dram, Müzikal
IMDB Puanı: 7.8/10 29,814 Oy
Oyuncular
Selma Jezkova - Björk
Kathy - Catherine Deneuve
Bill Houston - David Morse
Jeff - Peter Stormare
10 yaşındaki oğlu Gene ile birlikte karavanda yaşayan Selma (Björk), Çek asıllı bir göçmendir. Selma evlerini, kapı komşuları olan yerel polis Bill (D. Morse) ve karısı Linda'dan kiralamıştır. Bill ve Linda, Selma ile oğluna Amerika'ya geldiklerinden beri göz kulak olmaktadırlar.
Selma, paslanmaz çelikten lavabolar üreten bir fabrikada işçi olarak çalışmakta; kalan zamanlarında da eve iş götürerek ek gelir sağlamaya çalışmaktadır. Ancak Selma kalıtsal bir hastalık yüzünden görme yeteneğini hızla kaybetmektedir. Kendisiyle aynı kaderi paylaşmaması için Gene'yi ameliyat ettirebilecek parayı biriktirmek, Selma'nın hayattaki tek amacıdır. Bu zorlu yaşamda Selma'nın tek lüksü, müzikallerin büyülü dünyasıdır. En yakın arkadaşı Kathy (C. Deneuve), Selma'yı mutlu edebilmek adına, ünlü bir müzikalin amatör prodüksiyonunda onunla birlikte rol almayı kabul eder.
Her şey yolunda giderken, Selma'nın oğlu için biriktirdiği paradan haberdar olan Bill'in başka planları vardır...
Filmin Ödülleri
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Cannes Film Festivali, 2001
En İyi Yönetmen Altın Palmiye Ödülü, Cannes Film Festivali, 2001
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Avrupa Film Festivali, 2001
En İyi Film Ödülü, Avrupa Film Festivali, 2001
En İyi Orijinal Film Müziği Altın Küre Adaylığı, 2001
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Altın Küre Adaylığı, 2001
En İyi Avrupa Filmi Goya Ödülü, 2001
Tanrımmmm!!!! Hayatımın filmi mi desem acaba, çok etkilendimmmmm, çokkkk…
Bu filmi izlemeyi uzun bir zamandır istiyordum. Türünün müzikal olması, ve Björk kadar muhteşem sese sahip bir sanatçının başrolde oynaması bu filmi izlemem için yeterli sebeplerimdi. Gerçi film kötü olsaydı da izlediğime pişman olmazdım emin olun ama bu filme kötü diyecek insanın şu anda henüz doğmadığına, yaşamadığına da eminim
Çok çok güzellll…
Söylemeliyim ki filmin izleyen üzerinde çok tuhaf bir etkisi var, yaşanılanlar insanın içini buruyor ama içiniz her burulduğunda hemen arkasından Björk’ün yüzündeki o inanılmaz gülümseyiş sizin de yüzünüze dağılıveriyor. Film bittiğinde ise önce bir kalakalıyorsunuz, sonra birinin sizi uyarması gerekiyor, “FİLM BİTTİ” diye… Oysa henüz film, sizin için bitmemiş, olayları sindirmek için biraz daha zamana ihtiyaç hissediyorsunuz… Tuhaf işte… Tuhaf ama etkileyici, tuhaf ama güzel…
Benim gibi ağlama özürlü bir insanın bile gözlerini yaşartabilecek kadar etkili…
Normalde film tanıtımı yapılırken her zaman önce film hakkında bilgi verilir, sonra yorum yazılır değil mi? Bu defa öyle olmadı işte, ben hala filmdeyim, hala filmi yaşıyorum, hala çıkamadım da etkisinden, burada yazarak içimi dökmeye çalışıyor gibiyim… Düşünerek bitiremedim, yazarak bitireyim diye uğraşıyorum… Ama bitmiyor beee… Bitecek gibi de değil en iyisi ben sizi daha fazla merakta bırakmayıp biraz da filmin konusundan bahsedeyim (Bu arada aslında sanırım bu yazdıklarımdan sonra hep olur ya tanıtımına bakıp, büyük umutlarla filmi alırsınız, sonra izlersiniz, bir bakarsınız ki filmi tanıtan kişi mübalağa yapmış, abartmış da abartmış… Film aslında o kadar da güzel değilmiş… Şşşttttt!!!! Aman haaaa!!!! Beyninizin sizi kandırmasına izin vermeyin, beyniniz size ne derse desin inanmayınnnnnn, bana inanın, ben sizi kandırmam…
Bu film gerçekten de güzelllllll) Bu arada film el kamerasıyla çekilen ilk uzun metrajlı film olduğundan baştan bazı sahneler size kameranın hareketlerinden dolayı amatörce gelecektir ama gözünüz bu duruma alıştıkça rahatsızlığınız da azalacaktır.
Not: Filmi orijinalinden izlemenizi tavsiye ederim, çünkü dublajlı halinde Björk’ün şarkı söylediği sahneler de dahil olmak üzere film, olduğu gibi Türkçe’ye çevrilmiş. Anlayacağınız Björk’ün sesi, Björk’e ait değil
Zaten Şarkıların Türkçe'ye çevrilmiş sözlerini, alt yazı seçeneğini seçtiğinizde de görebileceksiniz.
Dancer in the Dark
Yönetmen: Anders Refn, Lars Von Trier, Robby Müler
Senaryo: Lars Von Trier
Yapım: 2000, İsviçre-Danimarka
Tür: Dram, Müzikal
IMDB Puanı: 7.8/10 29,814 Oy
Oyuncular
Selma Jezkova - Björk
Kathy - Catherine Deneuve
Bill Houston - David Morse
Jeff - Peter Stormare
10 yaşındaki oğlu Gene ile birlikte karavanda yaşayan Selma (Björk), Çek asıllı bir göçmendir. Selma evlerini, kapı komşuları olan yerel polis Bill (D. Morse) ve karısı Linda'dan kiralamıştır. Bill ve Linda, Selma ile oğluna Amerika'ya geldiklerinden beri göz kulak olmaktadırlar.
Selma, paslanmaz çelikten lavabolar üreten bir fabrikada işçi olarak çalışmakta; kalan zamanlarında da eve iş götürerek ek gelir sağlamaya çalışmaktadır. Ancak Selma kalıtsal bir hastalık yüzünden görme yeteneğini hızla kaybetmektedir. Kendisiyle aynı kaderi paylaşmaması için Gene'yi ameliyat ettirebilecek parayı biriktirmek, Selma'nın hayattaki tek amacıdır. Bu zorlu yaşamda Selma'nın tek lüksü, müzikallerin büyülü dünyasıdır. En yakın arkadaşı Kathy (C. Deneuve), Selma'yı mutlu edebilmek adına, ünlü bir müzikalin amatör prodüksiyonunda onunla birlikte rol almayı kabul eder.
Her şey yolunda giderken, Selma'nın oğlu için biriktirdiği paradan haberdar olan Bill'in başka planları vardır...
Filmin Ödülleri
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Cannes Film Festivali, 2001
En İyi Yönetmen Altın Palmiye Ödülü, Cannes Film Festivali, 2001
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Avrupa Film Festivali, 2001
En İyi Film Ödülü, Avrupa Film Festivali, 2001
En İyi Orijinal Film Müziği Altın Küre Adaylığı, 2001
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Altın Küre Adaylığı, 2001
En İyi Avrupa Filmi Goya Ödülü, 2001
Tanrımmmm!!!! Hayatımın filmi mi desem acaba, çok etkilendimmmmm, çokkkk…
Bu filmi izlemeyi uzun bir zamandır istiyordum. Türünün müzikal olması, ve Björk kadar muhteşem sese sahip bir sanatçının başrolde oynaması bu filmi izlemem için yeterli sebeplerimdi. Gerçi film kötü olsaydı da izlediğime pişman olmazdım emin olun ama bu filme kötü diyecek insanın şu anda henüz doğmadığına, yaşamadığına da eminim
Çok çok güzellll…
Söylemeliyim ki filmin izleyen üzerinde çok tuhaf bir etkisi var, yaşanılanlar insanın içini buruyor ama içiniz her burulduğunda hemen arkasından Björk’ün yüzündeki o inanılmaz gülümseyiş sizin de yüzünüze dağılıveriyor. Film bittiğinde ise önce bir kalakalıyorsunuz, sonra birinin sizi uyarması gerekiyor, “FİLM BİTTİ” diye… Oysa henüz film, sizin için bitmemiş, olayları sindirmek için biraz daha zamana ihtiyaç hissediyorsunuz… Tuhaf işte… Tuhaf ama etkileyici, tuhaf ama güzel…
Benim gibi ağlama özürlü bir insanın bile gözlerini yaşartabilecek kadar etkili…
Normalde film tanıtımı yapılırken her zaman önce film hakkında bilgi verilir, sonra yorum yazılır değil mi? Bu defa öyle olmadı işte, ben hala filmdeyim, hala filmi yaşıyorum, hala çıkamadım da etkisinden, burada yazarak içimi dökmeye çalışıyor gibiyim… Düşünerek bitiremedim, yazarak bitireyim diye uğraşıyorum… Ama bitmiyor beee… Bitecek gibi de değil en iyisi ben sizi daha fazla merakta bırakmayıp biraz da filmin konusundan bahsedeyim (Bu arada aslında sanırım bu yazdıklarımdan sonra hep olur ya tanıtımına bakıp, büyük umutlarla filmi alırsınız, sonra izlersiniz, bir bakarsınız ki filmi tanıtan kişi mübalağa yapmış, abartmış da abartmış… Film aslında o kadar da güzel değilmiş… Şşşttttt!!!! Aman haaaa!!!! Beyninizin sizi kandırmasına izin vermeyin, beyniniz size ne derse desin inanmayınnnnnn, bana inanın, ben sizi kandırmam…
Not: Filmi orijinalinden izlemenizi tavsiye ederim, çünkü dublajlı halinde Björk’ün şarkı söylediği sahneler de dahil olmak üzere film, olduğu gibi Türkçe’ye çevrilmiş. Anlayacağınız Björk’ün sesi, Björk’e ait değil

