Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan drankara Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 15
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,622

drankara

Kamp II
Mesajlar
317
Tepkime Puanı
90
Yaş
48
Yer
İzmir
Web
www.gezginim.org
Günümüzde hayvan kaynaklı hastalıklar insan sağlığına yönelik ciddi tehdit oluşturmaktadır. Özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı, şarbon, kuduz ve bruselloz başta olmak üzere birçok zoonotik yani hayvan kaynaklı hastalık ülkemizde önemli bir halk sağlığı problemi olma eğilimini göstermektedir. Baharın bu günlerinde özellikle kene kaynaklı ısırmalar ile acile birçok başvuru gelmektedir. Bu başvurulardan birisini de dün itibarıyla ben oluşturmaktayım.
Gezenbilir Geleneksel 3. Işık Dağı - Karagöl Bahar Kampı sırasında 28 Nisan 2013 tarihinde hazır kene ile ilgili bir deneyimim olmuşken bir hekim olarak bazı bilgileri sizler ile paylaşmak istedim.. Daha önce görmeyenler için Kenelerin boyutu hakkında bilgi için http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=95861.40 sayfasında ayağıma dadanan kene ile ilgili görselleri bulabilirsiniz.. ;)

Kene kaynaklı hastalıklar hakkında bilgi eksikliği olduğunu düşünerek bu konuda Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanmış rehberleri de inceleyerek kolay anlaşılabilecek tarzda bir sayfa oluşturarak sizler ile paylaşmak istedim.. Özellikle doğaya trekking, kamp hatta hafta sonu mangal keyfine çıkacak arkadaşların özellikle burada yazan bilgilere dikkat etmesini öneririm..

Bu başlıkta yer alan bilgiler T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan
2011 yılı baskısı "Zoonotik Hastalıklar Hizmetiçi Eğitim Modülü"nden derlenerek hazırlanmıştır. Kitapta yer alan Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir ibaresi nedeniyle bu bilgiye yer verilmiştir.
 

Etiketler
Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI-KKKA

KKKA hastalığı ateş, yaygın vücut ağrısı, vakaların az bir kısmında ise deri, mukoza ve iç organlarda kanamalar ile seyreden kene kaynaklı viral bir enfeksiyondur.

KKKA ilk kez 1944 ve 1945 yılları yaz aylarında Sovyet askerleri arasında görülmüştür. Hastalığa Kırım Hemorajik Ateşi adı verilmiştir. 1956 yılında Zaire’de ateşli bir hastada Kongo virüsü tespit edilmiştir. 1969 yılında her iki virüsün aynı virüs olduğu belirlenmiş ve Kırım Kongo Hemorajik Ateşi (KKKA) olarak hastalık yeniden adlandırılmıştır.

Halen Sahra altı Afrika, Asya, Ortadoğu ve Balkanlar’da endemiktir. Ülkemizde ilk kez 2002 yılında görülen ve 2003 yılında tanımlanan hastalık, her yıl Nisan-Ekim ayları arasında görülmekte ve Haziran-Temmuz aylarında pik yapmaktadır. İlk kez Tokat yöresinde görülen hastalık ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesinin kuzeyi, Karadeniz Bölgesinin güneyi ve Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeyinde görülmektedir.

Hastalığın yoğun olarak görüldüğü başlıca iller;
Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Tokat, Yozgat, Sivas, Amasya, Çorum, Çankırı, Bolu,Kastamonu, Karabük gibi illerimizdir.

Bu iillerde kırsal bölgelerinde aktivite yapacak arkadaşların özellikle dikkat etmeleri gerekmektedir.

BULAŞMA YOLLARI
KKKA insanlara esas olarak Hyalomma soyuna ait kenelerin tutunması ile bulaşır. Virüs hayvanlarda asemptomatik enfeksiyon oluşturmasına rağmen, insanlarda hastalığa neden olmaktadır.

KKKA virüsünün insanlara başlıca bulaş yolları aşağıda sıralanmıştır:
1. Enfekte kene tutunması
2. Enfekte kenelerin çıplak el ile ezilmesi
3. Viremik hayvanların kan, doku ve sekresyonları ile temas
4. KKKA hastalarının kan ve diğer vücut sıvıları ile temas
5. Kan içeren damlacık yolu ile bulaş


RİSK GRUPLARI
• Endemik bölgede yaşayan tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçiler, çobanlar, kasaplar, mezbaha çalışanları
• Veteriner hekimler
• Veteriner sağlık teknisyenleri
• Enfekte hastalarla temas eden sağlık personeli
• Laboratuar çalışanları
• Askerler
• Kamp yapanlar
• Hastaların yakınları

Bizlerde doğadaki aktivitelerimizde eğer gerekli basit önlemleri almazsak yüksek risk grubuna girmekteyiz.

Kene Haritası.jpg
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

İnsanlarda KKKA hastalığı ateş, üşüme, titreme, yaygın kas ağrıları, baş ağrısı, bulantı-kusma, ishal, yüzde ve konjonktivalarda kızarıklık (gözün beyazında kızarıklık da diyebiliriz), makülopapüler döküntü gibi şikâyetlerle kendini gösterir. Hastaların az bir kısmında karaciğer ve dalak büyüklüğü olabilir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde peteşi, purpura, ekimoz tarzında cilt kanaması, diş eti kanaması, burun kanaması, vajinal kanama, mide-barsak kanaması, üriner sistem kanaması, akciğer ve beyin kanamaları görülebilir. Ağır olgularda şuur değişikliği, ajitasyon,karaciğer, böbrek, solunum yetmezliliği, vb gelişerek ölüme kadar gidebilir.

Peki bu durum nezamana kadar ortaya çıkar derseniz, Hastalığın inkübasyon dönemi denilen hastalık etkeninin vücuda girmesiyle hastalığın ortaya çıkmasına kadar geçen süre kene ile ısırılmanın, yani virüsün alınma şekline bağlı olmakla birlikte 3-14 gün arasında değişmektedir. Yani belirtiler 3-14 gün arasında belirmeye başlayabilir de diyebiliriz.

Destek tedavisi olarak adlandırdığımız hastanın durumunun kötüleşmesini önleyecek tedavi desteği KKKA tedavisinin temelini oluşturur. İhtiyaca göre kan ve kan ürünlerinin verilmesi gerekir. Bunun yanı sıra hastanın sıvı ve elektrolitlerinin takibi, varsa organ yetmezliklerine yönelik tedavi yapılır. Ateş, ağrı ve ajitasyona yönelik semptomlarının giderilmesine yönelik tedavi, ağızdan besin alamıyorsa damardan beslenme yapılır.
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

KKKA (Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden) KORUNMA

1- Genel önlemler:

a- Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan (hayvan barınakları, doğal alanlar, ormanlar, orman kenarları, tarım arazileri vb) kaçınılması gerekmektedir.

b- Hayvan barınaklarına, kırsal alanlara, orman kenarı ve tarım arazileri ile bu gibi yerlere gidenler mümkün olduğunca vücutta açık kısım kalmamasına özen göstermeli kenelerin daha kolay fark edilmesi nedeniyle açık renkli elbiseleri tercih etmelidirler. Kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması (örneğin pantolon paçalarının çorap içine alınması, çizme giyilmesi) gerekmektedir.

Dönüşte mutlaka vücut ve elbiseler kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır. Vücuda tutunan kene ne kadar kısa zamanda vücuttan uzaklaştırılırsa hastalığın bulaşma riski de o kadar azalmaktadır.

c- Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar vücutlarını, çocuklarının vücutlarını ve elbiselerini sık sık kene yönünden kontrol etmelidirler.

d- Kene cımbız veya eğri uçlu pens gibi uygun bir malzemeyle vücuda tutunduğu en yakın noktadan tutularak çıkarılmalı, hiçbir şekilde elle ezilmemelidir.

e- Kene çıkartıldıktan sonra kişi bilgilendirilerek 10 gün süre ile takip edilmeli, ani başlayan ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, bulantı, kusma, ishal ve kanama gibi şikâyetlerin olması durumunda sağlık kuruluşuna başvurması gerektiği vurgulanarak söylenmelidir.

f- Hasta kişilerin kanlarına veya diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır.

g-Piknik amaçlı olarak doğal alanlarda bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Piknik veya kamp alanlarında yere (toprak, çimen, ot) açık renkli örtü serilerek oturulmalıdır.

h- Hayvanlar üzerinde bulunan keneler kesinlikle el ile koparılmamalıdır. Hayvanların kanlarına ve diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında gerekli korunma önlemleri (eldiven, önlük, gözlük, maske vb) alınmalıdır.

i- Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, kene mücadelesi yapıldıktan sonra, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Hayvan sahipleri, hayvanlarını kene ve diğer dış parazitlere karşı uygun ektoparaziter ilaçlarla doğru zaman, doz ve aralıklarla yılda en az dört kez (ilkbahar ve sonbaharda) ilaçlamalıdır. Mücadelede bölgede meraya çıkan tüm hayvanlarda eş zamanlı yapılmalıdır.

j- Genel olarak geniş çevre ilaçlamaları faydalı görülmemektedir.
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

Kene çıkarma basamakları,

Kene Çıkarılması

• Kene tutunmaları sıklıkla ağrısız olduğu için, genellikle kişiler keneyi tutunduktan çok daha sonra (günlerce), hatta kene kan emerek şiştikten sonra fark ederler.

• Kene ne kadar kısa sürede vücuttan uzaklaştırılırsa hastalık riski de o kadar azalır.

• Kenenin tutunduğu yerden çıkarılması işlemi sırasında çıplak elle temas edilmemeli,eldiven giyilmelidir.

• Vücuda tutunmuş kene vücuda tutunduğu en yakın kısmından uygun bir malzemeyle (eğri uçlu pens, cımbız ve eldiven gibi) tutularak çıkarılmalıdır. Çıkarılma işlemi sırasında kenenin ağız organellerinin (başının) deri içinde kalması KKKA açısından bilinen bir risk oluşturmamaktadır. Deri içinde kalan parçalar daha sonra uygun araçlarla çıkarılabilir.

• Kene çıkarıldıktan sonra tendürdiyot gibi antiseptik bir solüsyon uygulanmalıdır.

• Çıkarılan kene, içinde çamasır suyu, alkol veya insektisit vb. bulunan ağzı kapaklı bir şişe içine atılarak öldürülmelidir.

• Eğer kene incelenmek üzere laboratuara gönderilecekse cam bir tüp veya küçük kavanoz içinde kapatılarak saklanmalıdır.

• Vücuda tutunan kenelerin uzaklaştırılması işlemini kişiler kendileri yapabilirler.

• Eğer kişi keneyi kendi çıkaramayacaksa en yakın sağlık kuruluşunda çıkarılması sağlanmalıdır.

• Hasta için kullanılan materyaller sızdırmayan bir torbaya veya kutuya atılmalıdır.

• Eldivenler çıkartılıp uygun şekilde atılmalı, eller sabunla yıkanmalıdır.

• Kene çıkartılırken ucu sivri forseps kullanılmamalıdır.

• Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak, kolonya gazyağı, alkol ve benzeri kimyasal ürünler dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır.

• Keneyi çıkartmak için kıvrılma veya katlanma şeklinde hareketler yapılmamalıdır.

• Çıplak elle kene çıkartılmaya çalışılmamalıdır.

kene çıkarılması.jpg


1.jpg


kene3.jpg


2.jpg


kene01.jpg
 



Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile ilgili dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde özetleyebiliriz;

• Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, virüs diye adlandırılan mikropların sebep olduğu hastalıktır.

• Hastalık genellikle insanlara kenelerin kan emmesi sonucu veya kenelerin çıplak elle ezilmesi ile bulaşır.

• Hastalık, vücudunda virüs taşıyan hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temas etmekle bulaşabilir.

• Hastalık hayvanlarda belirtisiz olarak seyredebilir. Bu nedenle de hayvanınız sağlıklı görünse bile hastalık bulaştırabilir.

• Hastalık, virüsü taşıyan insanların kan ve vücut sıvılarına temas sonucu bulaşabilir.

• Riskli alanlara giderken açık renkli ve mümkün olduğunca kapalı giysiler tercih edilmelidir.

• Keneler uçmaz, zıplamaz, canlı üzerinde kan emmek için tutunabileceği bir yere ulaşmak amacıyla tırmanırlar. Bunun için mümkün olabildiğince kapalı giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorap içine alınmalı veya çizme giyilmesi tercih edilmelidir.

• Riskli alan dönüşlerinde mutlaka kişi kendi vücudunu ve çocuklarının vücudunu kene yönünden kontrol etmelidir. Özellikle kulak arkası, ense, saçlı deri, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dikkatli incelenmelidir.

• Vücuda tutunmuş kene varsa en kısa sürede, vücuda tutunduğu en yakın kısmından uygun bir malzemeyle (pens, cımbız ve eldiven gibi) tutularak çıkarılmalıdır. Kene, içerisinde çamaşır suyu veya alkol bulunan ağzı kapaklı bir şişe içerisine konur ve çöpe atılır. Kene ne kadar kısa sürede vücuttan uzaklaştırılırsa hastalık riski de o kadar azalır.

• Kişi eğer keneyi kendisi çıkaramayacaksa en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.

• Kene tutunmasından sonra kişi kendisini 10 gün süreyle ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik, belirgin iştahsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikâyetler yönünden takip etmeli, bu şikâyetlerden herhangi biri görüldüğünde sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.

• Keneler bulundukları hayvanlar üzerinden kesinlikle elle toplanmamalı ve patlatılmamalıdır.

• Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak veya kolonya dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır.

• Hayvanların kenelerden arındırılması için veteriner hekim tavsiyeleri doğrultusunda kene mücadelesi yapılmalıdır.

• Kene mücadelesi yapıldıktan sonra, hayvan barınaklarındaki çatlaklar tamir edilmeli ve badana yapılmalıdır.

• Tarlada dinlenme sırasında, piknik veya kamp alanlarında yerle (toprak, ot, çimen) direkt temas edilmeden, açık renkli örtü serilerek oturulmalıdır.
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

TULAREMİ HASTALIĞI

Tularemi dünyanın pek çok farklı coğrafyasından rapor edilen önemli bir zoonotik yani hayvan kaynaklı bir hastalıktır. “Francis” hastalığı, geyik sineği ateşi, tavşan ateşi ve “Ohara” hastalığı gibi değişik isimler de bu hastalığı tanımlamak için kullanılmıştır.

Tularemi özellikle Kuzey Yarımkürede, Asya ve Avrupa’da 30°-71° enlemler arasında daha sık görülmektedir. Kuzey Amerika’da iki epidemiyolojik formu tanımlanmıştır. Çoğunlukla tavşan ve kene kaynaklı; daha az olarak da su kaynaklı bulaş söz konusudur.

Hastalık Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde orta-batı ve dağlık yerlerde endemik olarak görülmektedir. İkinci Dünya Savaşından sonra, Doğu Avrupa ülkelerinde, özellikle Rusya’da tularemi salgınları meydana gelmiştir. 1982 yılında, İtalya’nın Toskana bölgesinde su kaynaklı orofarengeal formda salgın gözlenmiş; Ekim 1999-Mayıs 2000 tarihleri arasında da savaş sonrası Kosova’da farenjit ve servikal lenf adenopati (LAP) ile seyreden bir salgın bildirilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda Kosova’daki salgının biyolojik savaş nedeniyle değil, doğa kaynaklı olduğu belirtilmektedir. Kuzey Avrupa ülkelerinden Finlandiya ve İsveç’te tularemi endemiktir. Avusturya, Almanya, İspanya, Macaristan ve Bulgaristan’da da tek tek vakalar halinde bildirilmektedir.

Ülkemizde ilk tularemi salgını 1936 yılında Lüleburgaz’dan bildirilmiştir. Samsun, Bursa, Kocaeli, Eskişehir, Antalya, Edirne, Ankara ve Kars’tan farklı yıllarda salgınlar rapor edilmiştir. Ülkemizde yaşanan salgınların su kaynaklı oldukları belirtilmektedir. Bursa’nın Karacabey ilçesinde 2000’li yıllarda yeni bir salgın başlamış olup özellikle Marmara Bölgesinde aktivitesini devam ettirmektedir. Yaz aylarında kene sayısının belirgin olarak artması, kış aylarında ise bazı yörelerde yabani tavşan avcılığının artması tularemi vaka sayısının artmasına neden olduğu düşünülmektedir.


F. tularensis’in konağı kabul edilen 125’ten fazla hayvan türü bildirilmektedir. Tavşan,çeşitli vahşi kuşlar, sıçan, fare, sincap, kene, kedi, köpek, koyun ve ayı gibi pek çok hayvan,bakteri için konak görevi yaparlar. İnsanlara hastalık genelde enfekte hayvanlarla veya bunların sekresyonlarıyla yani sıvılarıyla temas sonucunda bulaşır. Kene veya çeşitli böcek ısırıkları bulaşa neden olabilirler.

RİSK GRUPLARI

• Enfeksiyonun endemik veya hiperendemik olduğu bölgelerde kırsal kesimde yaşayanlar;
- Köylüler,
- Çiftçiler,
- Avcılar,
- Kasaplar,
- Ahçılar,
- Endemik bölgeye seyahat edenler.

• Laboratuar personeli (tularemi bakterisi izolasyonu ile uğraşanlar).


KLİNİK BULGULAR

Tularemide klinik bulgular bakterinin giriş yeri, inokülasyon dozu, virülansı ve konağın immün durumuna göre değişir. Subklinik seyreden hafif klinik tablolardan, ağır sepsis klinik tablolarına kadar değişen, hatta ölümle sonuçlanan farklı klinik tablolar görülebilir.
Yani burada anlatılmak istenilen hiçbir belirti vermeyede bilir veya çok şiddetli belirtiler de verebilir.

Hastalığın inkübasyon periyodu genelde 2-10 gündür (1-21 gün arasında değişebilir). Hastada inkübasyon periyodundan sonra semptomlar baş ağrısı, halsizlik, artralji ve ateş gibi akut semptomlarla başlar. Takip eden semptomlar hastalığın lokalizasyonuna göre değişir.

Enfekte hayvan ile temas veya kene ısırığı sonrası gelişen deri lezyonları ve lenfadenopati (yani lenf bezlerinin şişmesi) hastalarda tularemi hastalığını akla getirmelidir. Mikroorganizmanın giriş yerinin etrafında kırmızı renkli papüler (papüle kısaca deriden hafif sert yapıda kabarıklık da diyebiliriz) bir lezyon oluşur. Papülün oluştuğu yere yakın bölgede lenfadenopati (yani lenf bezlerinin şişmesi) ortaya çıkar. Daha sonra ülserasyon gelişir,
birkaç hafta içerisinde iyileşir ve eskar (yani scar izi) bırakır. Bunun dışında tularemide deride eritema nodozum, makülopapüler döküntü ve eritema multiforme gibi belirtiler görülebilir. Döküntü genelde semptomların yani belirtilerin ikinci haftasında ortaya çıkar.



Tularemi Vakalarının İllere Göre Dağılımı (Türkiye, Ocak-Haziran 2010) Kaynak: Sağlık Bakanlığı TSHGM Tularemi eğitimi slaytlarından alıntıdır.

Tularami Vakaları 2010.jpg


Dünyada Tularemi.jpg


Tularami Vakalar? 2010 devam?.jpg
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

TULAREMİ HASTALIĞINDAN KORUNMA

Tularemiden korunmada en iyi yol, mikroorganizma ile temasa neden olan durumlardan kaçınılmasıdır. Hayvan derisi yüzülürken eldiven giyilmesi, ölü hayvanlarla temas edilmesi gerekiyorsa eldivenin yanı sıra maske ve gözlük kullanılması önerilmektedir. Vahşi hayvanların etleri yenmeden önce iyi pişirilmelidir. Ölü hayvanlar tarafından kontamine edilen su kaynakları kullanılmamalıdır. Su kaynaklarında standart klorlama işlemi uygulanmasının su
kaynaklı tularemi salgınlarından korunmada yeterli olduğu bildirilmektedir.
Kene ısırıklarından korunulması için teması önleyecek eldiven, önlük ve çizme gibi bariyer önlemlerine önem verilmelidir.

Kene ısırığı veya tularemili hasta ile temas gibi durumlar sonrasında antibiyotik profilaksisi önerilmemektedir, fakat bu kişilerin klinik takiplerinin yapılması gereklidir.


Tularemiden korunma Hakkında Bilinmesi Gerekenler;

• Salgın sırasında;
o İçme suları kaynatılmadan içilmemeli ve dezenfekte edilmeden kullanılmamalıdır,
o Açık su kaynakları kullanılmamalıdır
o Hayvan dışkıları bulaşan gıdalar tüketilmemelidir,
o Gıda saklanan yerlere fare, sıçan gibi kemiricilerin girişleri önlenmelidir,

• Endemik bölgelerde; (Tularami vakalarının görüldüğü bölgelerde)
o Yabani hayvanlar avlanmamalıdır, etleri tüketilmemelidir,
o Hayvan leşlerine çıplak elle dokunulmamalı, uygun bir şekilde gömülmelidir.
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

LYME HASTALIĞI

Ülkemizdeki epidemiyolojik veriler incelendiğinde; Trabzon yöresinde seropozitiflik oranı %6.6 olarak saptanırken, İzmir yöresinde %7.8, Ankara’da %10.4, Antalya yöresinde %35.9, Elazığ yöresinde %6.43, Kuzey Kıbrıs yöresinde %17.6 Lyme seropozitifliği saptanmıştır.

Lyme hastalığı ABD’de, en sık bildirilen kene kaynaklı hastalıktır Lyme borreliyozisi, Avrupa’nın kuzeydoğusunda ılık bölgelerde, İskandinavya’da, eski Sovyetler Birliği’nde, Çin’de ve Japonya’da da görülmektedir. ABD’de etkilenen bireylerin çoğunda hastalık semptomatik (belirtili) seyrederken, Avrupa’da genellikle asemptomatik (semptom yani belirti vermyen) seyir söz konusudur.

Hastalık genel olarak her yaş grubunu etkileyebilir ve cinsiyet dağılımı özellik göstermemektedir.

Bir insanı veya hayvanı enfekte eden en önemli yol kene ısırığıdır.
Bir kenenin yapışıp kan emmeye başladığı anda spiroketler kenenin orta barsağında bulunur. Emilen kanın kendilerine ulaşmasının uyarıcı etkisiyle spiroketler kenenin tükürük bezlerine göç eder. Burada konakçının derisine nakledilir. Böylece hastalık bulaşmış olur.

Lyme hastalığını nakleden Ixodes kenelerinin yaşam siklusu dişilerin ilkbaharda yumurtlamasıyla başlar. Olgunlaşmamış larvalar farelerin kanıyla beslenir. Bu farelerin çoğu Borrelia ile enfektedir ve Borrelia’yı olgun olmayan larvalara geçirirler. Larvalar farelerin üzerinden düşer ve kış dönemini nimf oluncaya kadar toprakta geçirir. Bu nimflerin çoğu enfekte olarak ilkbaharda ortaya çıkar. Bu nimfler fare dışında köpekler ve insanlar gibi diğer memelilerden de kan emer. Bir sonraki ilkbaharda organizma ile enfekte yetişkin olarak ortaya çıkacakları zamana kadar toprakta durur. Yetişkin erkek ve dişi kene insandan veya köpekten ve diğer büyük hayvanlardan kan emer. Dişi kene doyunca toprağa düşerek çevreye birçok yumurta bırakır ve
yaşam siklusunu tekrar başlatır.

RİSK GRUPLARI

Kamp yapanlar
Avcılar
Orman korucuları
Tarlada çalışanlar
Askerler
Piknik yapanlar
Kırsal kesimde yaşayanlar
Pet hayvan besleyenler

KLİNİK FORMLAR
Erken Enfeksiyon: Evre I (Lokalize enfeksiyon) Kenenin ısırdığı yerde oluşan lokalize eritema migrans (EM), genellikle yuvarlak veya
oval şekilli, B. burgdorferi’nin vücuda girdiği yerde 7-14 gün içerisinde gelişen (1-36 gün) eritematöz deri lezyonu olarak tariflenebilir (Şekil 2, 3). Hastalar kene ısırığını hatırlamayabilirler veya farkında değildirler. Genellikle kırmızı bir makül veya papül olarak başlayan eritema migransın merkezi
etrafında kırmızılık alanı birkaç gün içerisinde genişlemeye başlar. Çoğu lezyonların kenarı düzdür, bazen yükselme gözlenir. Lezyon dokunulduğunda sıcaktır, fakat sıklıkla ağrısızdır. Ağrı ve kaşıntı nadiren görülür. Hastaların %80 kadarında eritema migrans ile eş zamanlı kırıklık, baş ağrısı, ateş ve titreme, miyalji, artralji gibi sistemik şikayetler görülmüştür.

Lyme Hakkında daha geniş bilgi için ilgili rehbere bakabilirsiniz..

Birkaç görsel..

Şekil 2 3.jpg
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

KORUNMA VE KONTROL

1. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan (hayvan barınakları, çalıçırpı ve otlak alanları vb.) kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunulması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden kontrol edilmeli, vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan bir pensle doğrudan alınmalıdır.

2. Piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar döndüklerinde, mutlaka vücutlarını kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir. Özelikle kırsal alanlarda dolaşılırken açık renkli vücudu örten elbise ve çizme giyilmeli veya ayakkabı giyilecekse pantolon paçaları çorap içine alınmalıdır.

3. Hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkan vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Hayvan sahipleri, hayvanlarını ve hayvan barınaklarını kene ve diğer dış parazitlere karşı uygun ektoparaziter ilaçlarla yılda dört kez ilaçlamalıdır.

4. Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor görülmektedir. Kenelerin çevrede çok olması halinde; mera, çayır, çalı, çırpı ve gür otların bulunduğu yerler gibi kenelerin yaşamasına müsait alanlarda, diğer canlılara ve çevreye zarar vermeden, çok dikkatlice akarisid uygulamalarına başvurulabilir. Genel olarak geniş çevre ilaçlamaları faydalı görülmemektedir. Bununla birlikte akarisid uygulamasının zor ve sakıncalı tarafları da vardır. Günümüze kadar kullanılan hiç bir mücadele yöntemi (bir kaç sınırlı alan hariç), tam bir kene eradikasyonu sağlayamamıştır. İnsan ve hayvanlardan kan emen kenelerin sayısını düşük maliyetlerle kabul edilebilir sınırlara indirilmesi hedeflenmelidir.

5. Kene ısırığı sonrası Lyme hastalığı gelişmemesi amacı ile rutin antibiyotik proflaksisi veya serolojik test önerilmemektedir.


Sonuç Olarak;

1. Kırsal alanda vücudunuzun herhangi bir yerine kene tutunabilir.

2. Kırsal alanda açık renkli ve vücudu örten giysiler giyin

3. Kırsal alandan eve dönünce mutlaka giysi ve vücut kontrolü yapın.

4. Tutunmuş kene hemen, ezilmeden, koparmadan pensle çıkarılmalıdır.

5. Hayvanlarda bulunan keneler koruyucu bariyer ile temizlenmeli ve patlatılmamalıdır.

6. Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır.
 



Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

Keneler ile bulaşan başka hastalıklarda var.. Anacak bu 3 hastalık bizim en sık olarak gördüğümüz hastalıklardır.
850 den fazla kene türü olduğu biliniyor. Bu türlerin bir kısmı da ülkemizde bulunuyor.
Kene bizim derimize tutundu mu kenenin ağız organellerini tamamen derimiz içine sokarak kendini sabitler. Sert kene olarak adlandırılan keneler doyuncaya kadar kan emmeye devam ederler. Bu süre birkaç günden birkaç haftaya kadar değişebiliyor. Yumuşak keneler ise tutunduğu kısa süre içinde çok fazla kan emip sonra vücudu terk ediyor. Dişi keneler erkek kenelere göre çok daha fazla kan emmektedir.

Beni tutan keneyi dün katıldığım Kızlcahamam aktivite sonrası Ankara Numune Hastanesinde çıkarttıktan sonra bir tüpe koydurdum, bu sabah önce Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kampüsü (eski Refik Saydam Hıfzıssıhha Kampüsü) içindeki (Ankaradaki arkadaşlar bilirler, Kurtuluş parkının hemen arkasında bulunan kampüste hemen kampüs girişinin sağ tarafından girilir) viroloji laboratuarına götürerek türünü saptanmasını sağladım. Söylediklerine göre bu ara bol bol kene örneği geliyormuş. Ben geldiğimde bir bayanda yine bir kap içinde kene getirmişti. Dün bacağından çıkarılmış..

Benden çıkan kenenin türü Dermacenter cinsi Erkek Olgun Keneymiş. Kırım kongo yapan türden değil ancak Lyme ve Tularemi riski taşıyan türde bir kene olduğunu bildirdiler. Henüz kan ile dolmamış.. Yani beslenmesine başlamadan çıkartmışız..

Doğa sporları ile ilgilenen arkadaşlar özellikle kene ile ilgili durumlara çok dikkat etmelidir.. Doğada kaldıktan sonra mutlaka kontrollerini yapmaları gerekiyor.. Vücutta kene kaldıkça hastalık kapma riskiniz o derece artar.. Bu sebepten en kısa süre içinde çıkartılması lazım.. Tabii sıkarak, patlatarak, yakarak vb şekilde asla çıkarılmamalı.. Ağzından pens ile tutup çıkarmak gerekiyor. Birde tabii kene için çıkartıcı aparatlar var..

Keneyi sapladıkları zaman uygun şekilde çıkartmalı veya yakın yerdeyse hemen en yakın sağlık kuruluşuna giderek kenelerin çıkartılmasını sağlamalıdır. Çıkartılan keneyi isterlerse bölgerindeki Veterinerlik fakültesine veya benim de yaptığım gibi Ankara Kurtuluş parkının yanında bulunan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Laboratuarlarında (Refik saydam Hıfzııshha merkezi) inceleterek türünü saplatabilirler.. Tabii türünü saptasanız bile 15 günlük süre boyunca semptopların kendilerinde görünüp görünmediği içe ilgili de uyanık olmalarında yarar var.. Bu konuda önceki yazılarda bilgiler yer alıyor..


Keneler yolu ile bulaşan yukarıda belirttiğim hastalıklara yakalanmamak için Doğadaki aktivitelerimizde burada belirttiğim korunma önlemlerine özellikle dikkat etmenizi öneririm.

Kenelerden uzak günler ve doğa aktiviteleri dilerim..

Dr.Levent GÖÇMEN

kene 11.jpg


Kene 12.jpg
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

Aktarmış olduğunuz değerli bilgiler için çok teşekkürler.
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

öncelikle büyük geçmiş olsun .....aktarmış oldugunuz degerli bilgiler için sonsuz teşekür ederim gercektende önemli bilgiler işallah kimsenin başına gelmez böyle kazalar
 

Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

Levent bey çok değerli bilgiler, sezon henüz açılmışken tam zamanında güzel bir paylaşım olmuş, teşekkürler...

Müsadenizle topiği sayfamızda paylaşıyorum.
 




Ynt: Kene İle Bulaşan Hastalıklar (kırım Kongo Kanamalı Ateşi-kkka,lyme,tularemi)

Sezonun açılışını kene ile birlikte yapınca artık böyle bir başlık açıp bu konuya dikkati çekmek farz oldu :smiley:
Uyanık olmakta yarar var.. Diğer doğa sporları ile ilgilenen, doğaya bir şekilde çıkan arkadaşların dikkatini çekmekte yarar var. Haritaya bakılınca oldukça rikli bir coğrafyada yaşadığımız görünüyor.. Kırım kongo yapan bir türde kene yapışsaydı ozaman asıl büyük tehlike olacaktı.. Burada tıbbi ayrıntıları yazmadım, pek de yazma taraftarı değilim ancak KKKA konusunda daha doğrusu Kene konusunda son derece dikkatli olmamız gerekiyor.

Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisinin 2009 yılı 66 (2) Ek 2 sayısında yayınlanan Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, Salgın Hastalıklar Araştırma Müdürlüğü, Viroloji Laboratuvar Şefliğinde görev yapan 2 araştırmacının "Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin Ülkemizdeki Epidemiyolojisi" adlı makalelerine baktığımda "2002 ile 2007 arasında artarak, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından konfirmasyonu yapılmış 1.820 vaka tanımlanmıştır. Bu vakalardan 92'si kaybedilmiştir. Vakaların büyük çoğunluğu (%95) İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nin kuzey bölgesinden, özellikle de Tokat, Sivas, Çorum, ve Erzurum’dan gelmektedir. Vakaların çoğunluğu mart ve ekim ayları arasında ve özellikle haziran ve temmuz aylarında, kenelerin yoğun aktif olduğu sezonda görülmektedir. 2002 ile 2007 arasındaki ölüm %5 (%4.5 - 6.2)’dir. Hastaların %70’inde kene teması öyküsü bulunurken, %30’unda evcil hayvanlarla temas öyküsü bulunmaktadır." diye yer alıyor. Yine aynı makalenin devamında "2008 yılının ilk KKKA vakası 24 Mart 2008 tarihinde Sağlık Bakanlığı’na bildirilmiş ve laboratuvar tanısı konulmuştur. 24 Mart-30 Haziran dönemindeki pozitif vakaların aylara göre dağılımı sırasıyla; mart ayında dört, nisan ayında 57, mayıs ayında 282 ve haziran ayında 345’tir. 2008 Mart-Haziran döneminde toplam 688 konfirmasyonu yapılmış vaka bulunmaktadır. Bu vakaların 41’i kaybedilmiştir, ölüm % 5.96’dır. 688 vakanın %91’i Orta Anadolu ve Doğu Anadolu illerinden gelmektedir" diye yazılmış.
Riskli bir coğrafyada yaşıyoruz ve de dikkatli olmazsak ufak bir kene yüzünden hayatımızı kaybedebiliriz.. Dikkatli olmakta yarar var..
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,644
Mesajlar
1,521,540
Kayıtlı Üye Sayımız
170,402
Kaydolan Son Üyemiz
x_ml

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst